Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/969 Esas 2023/503 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/969
Karar No: 2023/503
Karar Tarihi: 28.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/969 - Karar No:2023/503
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/969
KARAR NO: 2023/503
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/06/2021
NUMARASI: 2018/23 E-2021/364 K
DAVACI:
VEKİLİ: Av. ... - E-TEBLİGAT

DAVALI:
VEKİLİ: Av. ... - E-TEBLİGAT

DAVANIN KONUSU: Munzam Zarar (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28.04.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 28.04.2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan munzam zarar talepli davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi gereğince müvekkilinin üstlendiği imalatı 28.10.2008 tarihinde teslim ettiğini, eksik kalan edimlere ilişkin olarak 26.02.2010 tarihinde mutabakat zaptı imzalandığını, mutabakat gereğince 134.889 TL borcun 58.085 TL'sinin davalı tarafça ödendiğini, bakiye 76.831 TL için müvekkilinin 2011/5276 sayılı takibi başlattığını, 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/401 esas sayılı itirazın iptali talepli davayı açtığını, yargılama sonucunda müvekkilinin 76.804 TL alacaklı olduğunun karara bağlandığını, kararın Yargıtay tarafından onandığını,davalının son üç hakedişi ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin borçlarını ödeyebilmek için 80.000 TL kredi kullandığını, kredi borcunu 2013 yılında kapatabildiğini, kredi borcu için 100.000 TL faiz ödemek zorunda kaldığını,yine üstlendiği diğer işler için üç adet teminat mektubu kullanmak zorunda kaldığını, teminat mektupları için müvekkiline ait taşınmazda ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin dava tarihi itibariyle 950.000 TL değerinde olan taşınmazı 150.000 TL bedelle satmak zorunda kaldığını öne sürerek şimdilik 20.000 TL munzam zararın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacının başka bir ... için aldığı teminat mektupları nedeniyle munzam zarar talebinde bulunamayacağını, belirtilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin davacının üstlendiği işi zamanında ve sözleşme koşullarına uygun yerine getirmediğini gösterdiğini, belirtilen banka kredisiyle ilgili belgeler sunulduğunda buna ilişkin beyanda bulunacaklarını,mutabakat zaptında davacının da kendisine tahsis edilen müvekkiline ait kamyonun tamir, bakım ve diğer giderlerinden sorumlu olduğunun kararlaştırıldığını, davacının buna ilişkin edimi yerine getirmediğini, karşı davada müvekkilinin kamyon nedeniyle 9.694,88 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini ve hüküm altına alındığını, davacı tarafça 88.831,37 TL için icra takibi başlatıldığını, mahkemece 76.831 TL'ye hükmedildiğini, müvekkilinin takibe itiraz etmekte haklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; "...Davacı yan davalının sözleşme gereği ödemeyi geç yaptığını iddiasını Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/401 E sayılı dosyasına dayandırmakta olup mahkemesince yapılan yargılama sonucunda dava konusu davacı alacağının 76.804,00 TL olduğu belirlenmiş ve karar kesinleşmiştir. Burada davacı yanca ispatı gerekli olan diğer husus gecikme nedeniyle faizi aşan zararının doğduğu hususudur. Dosya içerisinde davacının oluşan zarar konusunda iddiasını dayandırdığı ve davacı tarafından... Bankası'ndan 80.000,00 TL tutarında kullanıldığı iddia olunan kredinin banka kayıtlarında bedelinin farklı olduğu ve ilk kullandırılma tarihinin taraflar arasındaki akdi ilişki kurulmadan öncesinde 2005 yılında olduğu görülmüştür. ... Bankası'ndan davacı yanca kullanılan kredi ile işbu davadaki geç ödeme arasında illiyet bağı ispat edilememiştir. Öte yandan davacı yan teminat mektuplarına karşılık ipotek ettiği taşınmazın 150.000,00 TL'ye satıldığını oysa güncel değerinin 950.000,00 TL olduğunu iddia etmiştir. Taşınmazın ise satış tarihi dikkate alındığında bilirkişi raporunda piyasa koşullarında makul olduğu tespit edilmiştir. Davacının dayandığı teminat mektuplarının dava dışı ... için verildiği ve taşınmazın da bu kişi adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Bu iddianın da davacının uğradığını iddia ettiği munzam zarar ile illiyeti ispat olunamamıştır. Ayrıca Ankara 4. İcra Müdürlüğü dosyasında tahsil edilen bedel ile takip tarihinden itibaren faiz alacağı da tahsil edilmiş olup davacının bunu aşan zararı olduğu davacı yanca ispat" edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşme gereğince edimini ifa ettiği, davalı taraftan ödeme alamadığı için hem üstlendiği işi tamamlamak hem de diğer işler için kredi çekmek zorunda kaldığı, mahkemece kredinin 2005 yılında kullanıldığı ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeden önceki döneme ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, zira... ilişkisinin 2002 yılında başladığı, alacağın 2002 yılında doğduğu, müvekkilinin ödeme yapılmadığı için kredi çekmek zorunda kaldığı, müvekkilinin açmış olduğu davanın kabulüne karar verildiği, illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu nedenleriyle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan munzam zarar talepli olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda davacı taşeron, davalı yüklenici olup, taraflar arasında davalının yüklenicisi olduğu... kapsamındaki bir kısım işlerin yapılmasına ilişkin 31.12.2002/46133 yevmiye numaralı sözleşmenin akdedildiği, tarafların 26.02.2010 tarihli MÜTABAKAT ZAPTI başlıklı belgeyi düzenledikleri, bu belgede işin 28.10.2009 tarihinde kesin kabul yapılarak tamamlandığının, taşeronun yükleniciden 134.889 TL alacaklı olduğunun, yükleniciye ait olup taşeron tarafından kullanılan, plakası belirtilen kamyonun Ankara'ya getirilmesiyle tamir bakım vs giderlerinin taşeron tarafından karşılanacağının, Bozcaada'daki şantiye yer işgali davası sonuçlandıktan sonra 52.500 TL tutarlı senedin iade edileceğinin, yine KDV kesintisi 78.400 TL'nin yükleniciye iadesinden sonra taşerona ödeneceğinin kararlaştırıldığı, mutabakat gereğince yüklenicinin bir kısım ödeme yaptığı, davacı taşeronun 2011/5276 sayılı icra dosyasıyla 76.831 TL bakiye alacak ile 12.037 TL işlemiş faizin tahsilini talep ettiği, itiraz üzerine Ankara 11. ATM 2011/401 esas sayılı itirazın iptali talepli davanın açıldığı, davalı yüklenicinin karşı davasında zaptta belirtilen kamyona ilişkin zararlarının tahsilini talep ettiği, mahkemece davanın kısmen kabulüyle 76.804 TL asıl alacak için itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, %40 nispetinde icra inkar tazminatın tahsiline ve karşı davada 9.694,88 TL'nin tahsiline 03.11.2014 tarihinde karar verildiği, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 05.10.2017 tarih, 1034/3299 sayılı ilamında asıl davada davanın sadece 76.804 TL asıl alacak üzerinden kabulüne karar verildiği, işlemiş faize yönelik istemin reddedildiği, bu durum karşısında alacağın likit olduğundan ve işlemiş faize yönelik istem reddedildiğinden davalının takibe itirazında tamamen haksız olduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle icra inkar tazminatı yönünden kararın düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında özellikle davacı tarafın munzam zarar talebine ilişkin belirttiği hususların munzam zarar hesabında dikkate alınamayacağının anlaşılmış olmasına ve davaya dayanak yapılan 26.02.2010 tarihli protokolde davacının talep edebileceği alacağın şarta bağlı olduğu, bu kapsamda Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/401 esas sayılı davası ile açılan karşı davanın yargılaması sonucunda mahkemece 03.11.2014 tarihinde her iki davanın da kısmen kabulüne karar verildiğinin ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1034 E., 2017/3299 K. sayılı 05.10.2017 tarihli ilamıyla kararın düzeltilerek onandığının anlaşılmasına, bu tarih, kurulan hükmün infazı ile eldeki davanın açıldığı tarih gözetildiğinde davacı tarafın temerrüt faizini aşan zararının bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL'nin mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderleri ve yatırılan istinaf başvurma harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 361 madde gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay'da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 28.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan ...
e-imzalıdır

Üye ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Katip ...
e-imzalıdır
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy