Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2021/948 Esas 2023/393 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/948
Karar No: 2023/393
Karar Tarihi: 31.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/948 - Karar No:2023/393

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/948
KARAR NO: 2023/393
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/06/2021
NUMARASI: 2019/319 E-2021/560 K
DAVACI:
VEKİLİ: Av. ... -E-TEBLİGAT
DAVALI:
VEKİLİ: Av. ... -E-TEBLİGAT

DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Feshinin Tespiti Olmadığı Takdirde Sözleşmenin Geçersiz Olduğunun Tespiti, Alacak, El Atmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 31/03/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshinin tespiti olmadığı takdirde sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti, alacak ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 24.04.2017 tarihinde pvc pencere ve panjur imalatı yapım sözleşmesi ve 02.05.2017 tarihinde iç kapı ve çelik kapı yapım sözleşmesi imzalandığını, imzalanan 24.04.2017 tarihli sözleşmeye göre davalının ... Belediyesi ... Mahallesinde bulunan ve tapunun ...parselde kayıtlı arsa üzerinde yapılacak... ait 60 dairelik 6 bloğun 390 adet pvc penceresi, 120 adet kapı ve 210 adet motorlu panjur imalatı işçiliği yapılacağını ve yapılacak işçilikle ilgili tüm malzemelerin yüklenici firma tarafından sağlanacağını, imzalanan 02.05.2017 tarihli sözleşmenin konusunun aynı parseldeki 60 dairelik 6 bloktan müteşekkil binaların iç kapılarının ve çelik kapılarının yapım işlerinin malzemeli işçilik olarak yapılması olduğunu, 24.04.2017 tarihli sözleşmenin 5.maddesine göre işin 8 ay içerisinde tamamlanacağının kararlaştırıldığını, davalının edimini tam olarak yerine getirmediğini, yapması gereken işi taahhüt edilen süre içerisinde ve sözleşmede belirtilen niteliklere uygun olarak tamamlamadığını, sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, ayıplı ve eksik iş yaptığını, 2019/21 D, iş sayılı dosyasıyla tespit yaptırıldığını belirterek, 24.04.2017 ve 02.05.2017 tarihli sözleşmeleri feshettiklerinin tespitine, bu mümkün olmadığı takdirde işbu sözleşmelerin geçersiz olduğunun tespitine, müvekkilinin fesih ya da geçersizlik sebebiyle maruz kaldığı şimdilik 1.000,00 TL zararın (sonradan ıslah etmek hakkı saklı kalmak kaydıyla) davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, bu kabul görmediği takdirde yasal faiziyle tahsiline ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutulduğunun gözetilmesine, davalının yaptığı işlerin değerinin tespit edilerek davacının zararına mahsup edilmesine, davalı tarafın dava konusu kooperatif binalarından ihtiyaten el çektirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; davacı öncelikle fesih veya geçersizlik şeklinde taleplerini ileri sürmüş ise de, sözleşmenin feshini veya geçersizliğini gerektiren haklı nedenlerin bulunmadığını, müvekkilinin yokluğunda tespit yaptırıldığını ve yapılan tespit işlemine katılamayan müvekkiline arabuluculuk görüşmelerinde ve 29/05/2019 tarihinde talep etmesine rağmen kooperatifin bulunduğu alanda inceleme yapılmasına izin verilmediğini, bu süreçlerden önce iddia edilen eksiklikler ile ilgili müvekkiline bir ihtarname gönderilmediğini, müvekkilinin arabuluculuk ilk görüşmesinden sonra son toplantıdan önce gönderdiği ihtar ile varsa kullanım hatası ile meydana gelmeyen eksiklik veya ayıpların giderebileceğini tekrar belirttiğini ancak davacının bunu kabul etmediğini, 24/04/2017 tarihli sözleşmenin 8.maddesinin i bendinde garantiye ilişkin hüküm bulunduğunu, 02/05/2017 tarihli sözleşmede ise garantiye ilişkin hükmün bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla iddia olunan ayıpların açık ayıp niteliğinde olup 2 yıl içerisinde bildirim yapılmaması nedeniyle ayıbı kabul ettikleri sonucuna varılması gerektiğini, sözleşmelere konu işlerin tamamlanmasından sonra sözleşmenin feshinin veya geçersizliğinin ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, ayıpların süresinde müvekkiline bildirilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın, 24/04/2017 ve 02/05/2017 tarihli sözleşmelerin feshedildiğinin tespiti, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmelerin geçersiz olduğunun tespiti, fesih ve geçersizlik sebebiyle maruz kalınan zararın tahsili ile davalının davacıya ait binalardan el çektirilmesi talebine ilişkin olduğu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davacının, dava tarihi itibari ile davalıya 135.654,01 TL borcunun bulunduğu, davalının da dava tarihi itibari ile davacıdan 235.654,01 TL alacağının bulunduğu, tespit raporunda belirtilen hata ve kusurların kullanım anında görülebilecek kusurlar olduğu, gizli ayıp niteliğinde bulunmadığı, her ne kadar bazı ayıpların garanti kapsamında olduğu bilirkişilerce tespit edilmişse de davacı vekilinin ayıpların garanti kapsamında olup olmadığına ilişkin bir beyanının ve talebinin bulunmadığı, işin teslimi ve kabulü ile ilgili olarak bir belge sunulmadığı ancak dava konusu dairelerin fiilen hak sahiplerine teslim edildiği ve dairelerin hak sahiplerince kullanıldığı ve sözleşmelerin ifa edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yeterli ve gerekli araştırma yapılmadan karar verildiğini, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, alınan bilirkişi raporunun tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak hazırlandığını, ek raporda da belirtildiği üzere ticari defterlerdeki kayıtların sadece dava konusu sözleşmeleri kapsamadığını, taraflar arasında dava konusu sözleşmeler dışında da anlaşmaların olduğunu, bu sebeple müvekkilinin davalı şirkete borçlu olduğu kanaatine katılmanın mümkün olmadığını, müvekkilinin davalı şirkete dava konusu sözleşmeler dolayısıyla bir borcunun bulunmadığını, dava konusu sözleşmelere ilişkin faturaların ve muavin raporların sunulduğunu ancak mahkemece bu belgelerin incelenmediğini, taraflar arasındaki sözleşmeler doğrultusunda davalının üzerine düşen yükümlülükleri tam ve sözleşmelere uygun şekilde yerine getirmediğini, müvekkili şirketin uğradığı zararın tazmini gerektiğini, imalatlardaki kusur ve ayıbın kullanımdan değil yapım ve montajdan kaynaklandığının tespit edilmesine rağmen yerel mahkemenin bu durumu gözardı ettiğini, mahkemece ayıpların garanti kapsamında olup olmadığına ilişkin bir beyanın ve talebin bulunmadığı kanaatine varılmış olmasının hatalı olduğunu, 03/11/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde hatalı ve ayıplı imalatlar sonucunda oluşan zararın garanti kapsamında bulunup bulunmadığı hususunda bir tespit yapılmadığı belirtilerek itiraz edildiğini, itirazlar doğrultusunda alınan ek bilirkişi raporunda ayıplı imalatların garanti kapsamında olabileceğinin tespit edildiğini, ek rapora da davalının sorumluluk oranının belirlenmediği belirtilerek itiraz edildiğini, bu nedenle mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazdaki ayıplı imalatların belirlenmesi yapılmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmazdaki eksikliklerin hatalı imalatların mahkemece yeniden tespit edilmesi ve dava tarihi itibariyle zararın belirlenmesi gerekirken, mahkemece bu hususta bir inceleme ve tespit yapılmadan karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshinin tespiti olmadığı takdirde sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti, alacak ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki 24.04.2017 tarihinde pvc pencere ve panjur imalatı yapım sözleşmesi ve 02.05.2017 tarihinde iç kapı ve çelik kapı yapım sözleşmesi, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6908 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir.
Taraflar arasında dava konusu 24/04/2017 tarihli "Pvc Pencere Ve Panjur İmalatı Yapım Sözleşmesi"nin 3.maddesinde sözleşme bedelinin toplam 320.000,00 TL olarak belirlendiği ve ödeme şeklinin kararlaştırıldığı, 5.maddesinde işin süresinin 17/04/2017 tarihinden 31/12/2017 tarihine kadar olduğunun düzenlendiği, yine sözleşmenin "Kullanılacak malzemeler özellikleri ve garanti kapsamı" başlıklı 8.maddesinde yapılacak işler belirlendikten sonra hangi imalatların 5 yıllık garanti kapsamı içerisinde olduğunun belirtildiği, yine taraflar arasındaki 02/05/2017 tarihli "İç Kapı ve Çelik Kapı Yapım Sözleşmesi" başlıklı sözleşmede ise sözleşme bedeli ve ödeme şeklinin 3.maddede düzenlendiği, 4.maddesinde işe başlamanın belirlendiği görülmüş, bu sözleşmede garantiye ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, yukarıda belirtilen sözleşmelerin feshedildiğinin tespiti, bu talep kabul edilmezse sözleşmelerin geçersiz olduklarının tespiti, olmadığı takdirde sözleşmeler bedelinin tamamen ödendiği belirtilerek, davalının yaptığı imalatın eksik ve ayıplı olduğu dikkate alınarak bedelinin tespiti ile zararın tazmini isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, sözleşmenin ifa edilmesi nedeniyle feshe ve geçersizliğin tespitine ilişkin taleplerin reddine, davacının zararın tazmini talebine yönelik ise, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davacının, dava tarihi itibari ile davalıya 135.654,01 TL borcunun bulunduğu, davalının da dava tarihi itibari ile davacıdan 235.654,01 TL alacağının bulunduğu, tespit raporunda belirtilen hata ve kusurların kullanım anında görülebilecek kusurlar olduğu, gizli ayıp niteliğinde bulunmadığı, her ne kadar bazı ayıpların garanti kapsamında olduğu bilirkişilerce tespit edilmişse de davacı vekilinin ayıpların garanti kapsamında olup olmadığına ilişkin bir beyanının ve talebinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı itibariyle sözleşmelerin ifa edildiği anlaşılmakla, mahkemenin terditli taleplerden sözleşmelerin feshi veya geçersizliğe yönelik talebin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygundur.
Ancak davacı vekilinin, yukarıda belirtilen sözleşmeler kapsamında işin eksik ve ayıplı ifa edilmesi nedeniyle zararın tazmini talebi yönünden yapılan incelemede ise; TBK'nun 477/3 maddesi, "Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır." hükmünü içermektedir. Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda TBK'nun 474, gizli ayıplarda ise TBK'nun 477. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, TBK'nun 475. maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır.Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluk görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede ; gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (TBK m. 147/son ) talep edilebilir. Yine, gerek açık gerek gizli ayıplarda iş sahibinin (iş bu davada yüklenicinin) ihbar zorunluluğu bulunmakta ise de yüklenicinin eserdeki işçilik, malzeme ve yapımla ilgili açık ve gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu, garanti ettiği süre için önceden kabul ettiğinden, yüklenici lehine olan iş sahibinin ihbar zorunluluğunu aramaktan vazgeçtiği ve garanti süresi içinde ortaya çıkan bu ayıpları ücretsiz olarak gidermeyi sözleşme tarihinde peşinen kabul ve taahhüt ettiği kabul edilmektedir. İş sahibi ihbar zorunluluğu olmaksızın garanti süresi içinde ortaya çıkan açık ve gizli ayıplarla ilgili zamanaşımı süresi içinde seçimlik haklarını kullanarak yükleniciden ayıpların giderilmesini talep edebileceği gibi, aleyhine dava açabilecek ve iş bedelini ayıp giderim bedeli miktarınca ödemekten kaçınabilecektir (Yargıtay (kapatılan) Yüksek 15. Hukuk Dairesi'nin 19/06/2014 tarih ve 2013/4976 Esas-2014/4282 Karar sayılı ilamı ile benzer uygulama ve içtihatları). Yine, ayıp ihbarının süresinden sonra yapılmış olmasına rağmen yüklenici eserdeki ayıpları gidereceğini kabul ve beyan etmiş ise , iş sahibinin bu konudaki talep hakkı devam eder.
Tüm bu açıklamalar kapsamında mahkemece yapılması gereken iş, taraflar arasında eser sözleşmeleri ilişkisi kapsamında yüklenicinin edimi gereği olarak, yapılması gereken işin fen ve tekniği ile amacına uygun imal etmek yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak , dava konusu 24/02/2017 ve 02/05/2017 tarihli sözleşmeler kapsamında iş bedelinin ödenmediği konusunda bir ihtilaf bulunmamakta ise de, mahkemece 24/02/2017 tarihli sözleşmede kararlaştırılan işler yönünden sözleşme kapsamında 5 yıl garanti süresi öngörüldüğü dikkate alınarak kullanımdan kaynaklanmayan bu kapsamdaki ayıplar yönünden inceleme yapılarak bu işlerin ve bedelinin, yine bu sözleşme kapsamında kalıp, garanti kapsamında yer almayan işler ile 02/05/2017 tarihli sözleşme kapsamında yer alan imalatlar yönünden yukarıda belirtilen ilkeler ve davalının cevap dilekçesindeki beyanı ve kabulü de dikkate alınarak açık ve gizli ayıplar ile her iki sözleşme kapsamında varsa eksik işlerin tespiti yönünde gerekli görülmesi halinde mahkemece mahallinde keşif yapılarak eser sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişi ve iki inşaat mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir bilirkişi raporu alınarak varsa eksik ve ayıplı bedelin tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK'nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03/06/2021 tarih ve 2019/319 Esas 2021/560 Karar sayılı kararının HMK'nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 31/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Üye ...
e-imzalıdır
Katip ...
e-imzalıdır









e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy