Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/45 Esas 2023/197 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/45
Karar No: 2023/197
Karar Tarihi: 24.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/45 - 2023/197
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO: 2021/45
KARAR NO: 2023/197

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2020/142 Esas 2020/531 Karar
DAVACILAR:
VEKİLİ
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 24/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 17/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacılar vekili, 07.06.2017 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı ... plakalı aracın davacıların kızı ...’un yolcu olarak bulunduğu araca çarptığını, meydana gelen kaza sonucu ...'un vefat ettiğini, Aydın 2. Aile Mahkemesinin 2018/502 E.-2018/665 K. Sayılı dosyası ile davacı ...’nın müteveffanın babası olduğuna karar verildiğini, davacı ... tarafından sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı ... için 2.000,00 TL, davacı ... için 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden 8 gün sonrası olan 14.05.2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talep artırma dilekçesi ile talebini davacı ... için 79.599,09 TL’nın 15.05.2018 tarihinden itibaren, davacı ... için 39.781,23 TL'nın 27.06.2018 temerrüt tarihlerinden itibaren davalı sigorta şirketinden tahsilini talep ettiğini belirtmiştir.
Davalı vekili, dava konusu trafik kazasına karışan ... plaka sayılı aracın davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açıldığını, anne ... için 11.08.2017 tarihinde, 35.090,06 TL, baba ... için 21.007,33 TL tazminat tutarının 21.10.2018 tarihinde ibraname mukabilinde ödendiğini, poliçeden doğan sorumluluklarının yerine getirilmiş olduğunu, müteveffanın davacılara destek olacağının somut olarak ispatının ve kusur oranı tespitinden sonra destekten yoksun kalma tazminatının bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; olay 07.06.2017 tarihinde davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı ... plakalı çekici ve ... plakalı yarı römorkun ön ilerisinde sağ banket üzerinde duraklamış bulunan davacı sürücü ... yönetimindeki ... plakalı kamyonete arkadan çarpması sonucu kamyonette bulunan yolcunun ölümü neticelenen kazanın meydana geldiği, davalı şirkete sigortalı tır sürücüsünün ön ilerisinde banket üzerinde dörtlü ikaz ışıkları yanarak durmakta olan ... plakalı kamyonete arkadan çarpmakla %100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü ...'nın ise yönetimindeki aracın tekerleklerinden koku gelmesi üzerine aracını tamamen banket üzerinde olacak şekilde durdurup dörtlü ikaz ışıklarını yaktıktan sonra lastiklerini kontrol etmekte olduğu sırada banket üzerinde seyirle gelen davalı taraf aracı tarafından çarpılmış olup olayda kusurlu davranışının bulunmadığı, müteveffa yolcu ...'un da olayda kusursuz olduğu, hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda müteveffa ...'un 2005 doğumlu olup vefat tarihinde 12 yaşında olduğu, kaza gerçekleşmeseydi müteveffanın 18 yaşından itibaren kazanç sağlamaya başlayacağı ve elde edeceği gelirin yasal asgari ücretin altında olamayacağı değerlendirilerek destekten yoksun kalma tazminatı hesabında devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulandığı, TRH – 2010 yaşam tablosu kullanıldığı, iskonto oranı (teknik faiz) %1,8 alındığı, tarafların kusur durumu değerlendirildiği, davalı sigorta şirketinin davacı ... için 11.08.2017 tarihinde 35.090,06 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödediği, sigorta ödeme tarihi itibariyle davacı ...'un zararının 71.176,55 TL olarak tespit edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından ise 35.090,06 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödeme ile zararının karşılanmadığı anlaşılmış ve sigorta ödeme tarihi ile hesap tarihi verilerine göre ayrı ayrı tazminat hesabı yapıldığında davacı anne ... için 79.599,09 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, davacı baba ... yönünden ise davalı sigorta şirketi tarafından 21.11.2018 tarihinde 21.007,33 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiği ve sigorta ödeme tarihi verilerine göre hesaplama yapıldığı, yine sigorta ödeme tarihi ile hesap tarihi verilerine göre ayrı ayrı tazminat hesabı yapılması sonucunda davacı baba ... için 39.781,23 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı gerekçesi ile; davanın kabulüne, davacı ... için 79.599,09 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 15.05.2018 temerrüt tarihinden, davacı ... için 39.781,23 destekten yoksun kalma tazminatının, 27.06.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı ... Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; karara esas olan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, hesaplamanın hatalı olduğunu, davalı şirket sorumluluğunu yerine getirmiş olup davacılara vefat dolayısıyla destekten yoksunluğa ilişkin ödeme yapıldığını, poliçe dolaysıyla sorumluluğu kalmadığını, davalı tarafından sigortalı aracın kusur oranı dikkate alınarak anne ... için 35.090,06 TL 11.08.2017 tarihinde, baba ... içinse 21.007, 33 TL tazminat tutarının 21.11.2018 tarihinde davacı vekiline ödendiğini, yapılan ödemelerin bugüne kadar işlemiş faizleri hesaplanarak, yapılan ödemelerin tenzili gerektiğini, Karayolları Trafik Kanununun 111. Maddesi 2. Fıkrası; “Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir” şeklinde düzenlendiğini, davacıların tazminatının ödenmesi neticesinde davalıyı ibra ettiklerini, davanın ibraname tarihinden 2 yılı aşkın süre geçtikten sonra açıldığını, davanın zamanaşımından dolayı reddi gerektiğini, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 08.04.2014 tarih, 2013/6004 E. ve 2014/5373 K. Sayılı ilamı) mahkemece ibranamenin geçerliliği tartışılmadan karar verildiğini, davalı şirketin söz konusu ibraname ile ibra edilmesi ve KTK. 111. Madde gereğince 2 yıllık hak düşürücü süresinin dolması sebebiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, tazminat hesabının sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, ... için yapılan hesaplama da gelirin agi dahil net asgari ücret alınması gerektiğini, pay oranlarının da hatalı olduğunu, tazminat tutarının oldukça fahiş belirlendiğini, uzman aktüer bilirkişilerce hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 07.06.2017 tarihinde davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı ... plakalı çekici ve ... plakalı yarı römorkun davacı sürücü ... idaresinde bulunan ... plakalı kamyonete arkadan çarpması sonucu kamyonette yolcu olarak bulunan ...’un vefat etmesi nedeniyle müteveffanın annesi ve babası olan davacılar için destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava açılmadan önce sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine davacılara ödeme yapıldığını, ibraname alındığını, davacıların zararının karşılandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dosya kapsamına göre davacılar tarafından dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine anne ... için 35.090,06 TL’nın 11.08.2017 tarihinde, baba ... için 21.007, 33 TL tazminat tutarının 21.11.2018 tarihinde davacı vekiline ödendiği iddia edildiği ancak ödeme belgeleri ve davacılar tarafından imzalanan ibranamelerin dosya da bulunmaması nedeniyle dairemiz tarafından istinaf incelemesi sırasında davalı sigorta şirketinden ödeme belgeleri ve ibranameler istenmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen hasar dosyasında davacı anne ... tarafından yapılan başvuru üzerine sigorta şirketi tarafından yapılan hesaplama sonunda 07.08.2017 tarihinde ibraname düzenlendiği ve 35.090,06 TL tazminatın davacı ... tarafından fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak ibranamenin imzalandığı, ödemenin banka aracılığı ile 11.08.2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Yine davacı baba ... tarafından yapılan başvuru üzerine sigorta şirketi tarafından hesaplama yapıldığı ve 21.11.2018 tarihinde banka aracılığı ile 21.007,33 TL ödeme yapıldığı, ibraname düzenlenmediği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili tarafından davacılara yapılan ödeme nedeniyle KTK’nın 111. Maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin dolduğu davanın süresi içince açılmadığı iddia edilmiş ise de 2918 sayılı KTK.’nun 111. maddesinde, “ Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da,yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” Düzenlemesi yapılmıştır. Bu maddede düzenlenen sürenin hukuki niteliği zamanaşımı süresi olmayıp, “hak düşürücü süre” olduğundan, kısmi ödemeyi kabul etmiş olan kişi, artık KTK’nin 109.maddesindeki zamanaşımı sürelerinden yararlanamayacak, iki yıllık hak düşürücü süreyi geçirmişse zararının kalan bölümünü dava edemeyecektir.
Dosya kapsamına göre davacı anne ... için 35.090,06 TL destekten yoksun kalma tazminatının 11.08.2017 tarihinde, baba ... içinse 21.007, 33 TL destekten yoksun kalma tazminatının 21.11.2018 tarihinde davacı vekiline ödendiğini, davanın ise 27.02.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı baba ... tarafından ödeme yapılmasından sonra imzalanmış ibraname bulunmadığı, ödeme tarihinden itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı, anne ... yönünden ödeme tarihinden itibaren dava tarihine kadar 2 yıllık hak düşürücü süre dolmuş ise de davacı tarafından imzalanan ibranamede fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, ihtirazi kayıt ile ibranamenin imzalandığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepler yerinde görülmemiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve maddi tazminata ilişkin hesaplamada ödeme tarihi itibariyle davacıların zararının karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesi için hesaplama yapılmış olması, zararın karşılanmadığı tespit edilerek ödemelerin yasal faiz ile güncellenip rapor tarihi verilerine göre belirlenen zarardan mahsup edilmiş olması ve hesaplama yönteminin istinafa başvuran davalı sigorta şirketi lehine olduğunun anlaşılmasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı ... Sigorta Şirketi vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.154,86 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL +1.985,07 TL’nın mahsubu ile kalan 6.115,39 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK'nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 24.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy