Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/187 Esas 2023/258 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/187
Karar No: 2023/258
Karar Tarihi: 07.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO: 2021/187
KARAR NO: 2023/258

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2020
NUMARASI: 2018/224 Esas 2020/445 Karar
DAVACI: ... - ...
VEKİLİ: Av. ... - E-Tebligat
DAVALI: ... -
VEKİLLERİ:
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 07/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 28/04/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 20.01.2018 tarihinde, davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı ... plakalı aracın yaptığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulanan davacının yaralandığını, davalıya 15.02.2018 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.500,00-TL sürekli iş görmezlik tazminatı 1.000,00-TL geçici işgöremezlik tazminatı, 500,00-TL faturalandırılmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 4.000,00-TL maddi tazminatın 01.03.2018 temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 03.02.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatını 161.464,27-TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatını 9.618,72-TL’ye, tedavi giderini 2.000,00-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının usulüne uygun başvurusu bulunmadığı gibi kaza sırasında emniyet kemeri takılı olmadığından belirlenecek tazminattan %25 müterafik kusur indirimi yapılmasını, sorumlulukların gerçek zarar, sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın kusur ve zararını ispat etmesini, faizin dava tarihinden talep edebileceğini, teminatın tek; hasar görenlerin birden fazla olması durumunda KTK'nın 96. maddesi gereğince teminatın paylaştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve faturalandırılmayan tedavi giderine ilişkin maddi tazminat istemli olduğu, yapılan yargılama toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay tarihi olan 20.01.2018 tarihinde davalı ... şirketinden ZMMS poliçesi ile sigortalı ... plaka sayılı aracın tek taraflı, maddi hasarlı, yaralamalı trafik kazası yaptığı, kazada araç içinde yolcu olarak bulunan davacının maluliyet raporunda belirlendiği üzere % 25 oranında fonksiyon kaybına uğrar, tıbbi iyileşme süresi 6 ay olacak şekilde yaralandığı, kazanın oluşumunda % 100 oranında araç sürücüsünün kusurlu olduğu, davacının kusurunun veya müterafik kusurunun bulunmadığı, alınan hesap raporuna göre davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 161.464,27-TL, geçici iş göremezlik tazminatının 9.618,72-TL ve faturalandırılamayan ve kaçınılmaz tedavi giderinin ise 2.000,00-TL olarak belirlendiği, diğer yandan 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren kara yolları motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları A.5-b maddesine göre; geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu'nda olup, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdirildiğine ilişkin düzenlemenin yer aldığı, buna göre, davacı tarafın yasal şartları oluşan sürekli iş göremezlik tazminatı ve faturalandırılamayan ve kaçınılmaz olan tedavi giderleri bakımından talep hakkının bulunduğu, ancak geçici iş göremezlik tazminatı açısından sorumluluğun SGK ya ait olduğu, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatının davalı ... şirketinden talebinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; 161.464,27-TL sürekli iş göremezlik ve 2.000,00-TL faturalandırılamayan ve kaçınılmaz tedavi gideri olmak üzere toplam 163.464,27-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 01.03.2018 tarihinden itibaren ve poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, geçici iş göremezliğe ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı ... şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; usulüne uygun düzenlenmeyen ve doğru olmayan maluliyet raporunu kabul etmediklerini, raporlar arasında çelişki olduğu gibi yüksek orandan belirlenen maluliyet raporunun hükme esas alındığını, davacı Ankara’da ikamet etmesine rağmen psikolojik tedavisinin İzmir’de yapıldığını ve buradan alınan raporun da hükme esas alınmış olup bunun nedeninin açıklanamadığını, tüm tedavi evrakı getirilmeden sadece söylemlere ve 2 muayeneye dayalı olarak rapor düzenlendiğini, karara dayanak olan maluliyet raporunda davacının fiziksel olarak muayene edildiği, psikotik bozukluğu olmadığı, psikomotor aktivitisenin azalmış olduğunun belirtildiğini, ayrıca Eskişehir Devlet Hastanesince tüm fonksiyonların normal olduğu, Dokuz Eylül Araştırma Hastanesi raporunda ise 05.02.2019 ve 17.06.2019 tarihli psikiyatri değerlendirmesi sonucunda anksiyete bozukluğu olduğu, tedavi sonrası bulguların gerilediği ve depresif bulguların olmamasına karşılık anksiyete bulgularının devam ettiği, fonksiyon kaybının %25 olduğu ve klinik nazara alındığında özürlülük oranının %8 olması gerektiğinin belirtilmesine rağmen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesince davacının özür oranının %25, Erişkinler için düzenlenen rapora göre ise %20 olduğunun belirttiğini, bilirkişi hesaplamasında ise %25 özür oranının nazara alındığını, görüleceği üzere Dokuz Eylül Araştırma Hastanesi hastayı takip ederek iyileştiğini ve buna göre özür oranının %8 olduğunu belirtmesine rağmen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesince özür oranının %25 olarak belirlemesinin anlaşılır gibi olmadığını, karara dayanak maluliyet raporu doğru olmayıp gerçeği yansıtmamadığını, kaldı ki SGK'dan davacının kazadan sonra tüm tedavi evrakları ,tetkikleri, ilaçları talep edilerek sadece söylemlere göre değil tıbbi tedaviye göre işlem yapılması gerektiğini ,ayrıca rahatsızlığın bir kısmının travma sonra stres bozukluğu tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen olarak belirtildiğini, söz konusu rahatsızlığın yönetmelik esas ve kurallarına göre sürekli araz olarak tanımlanmasına imkan bulunmadığını, geçici fonksiyon kaybına bağlı ruhsal hastalıklar bölümünde değerlendirildiğini ve kontrolü gerektiğini,
Adli tıp uzmanlarının maluliyet raporu tanzime yetkili olmadığını, mevzuata göre; yargıya intikal etmiş konularda maluliyet raporu tanzime yetkili ve görevli tek kurumun, İstanbul Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulu olup bu durumun Kanunun açık hükmü gereği olduğunu bu sebeple dosyaya ibraz olunan maluliyet raporunun hükme esas alınamayacağını, maluliyet oranının tespiti konusunda Yönetmeliğe göre; tüm maluliyet raporlarının Yönetmelikteki ve ekindeki oranlara göre tespiti gerektiğini, trafik sigortası ve maluliyet teminatının mevcut olduğu motorlu taşıtlara ilişkin sorumluluk sigortalarında teminat kapsamında gerçekleştirilecek tazminat ödemelerinde münhasıran 20.02.2019 tarihli Resmi Gazete' de yayınlanan “Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerinin esas alınması gerektiğini ,
Davacı seyahat etmekte iken kaza sonrası koltuktan fırlamış olduğunu beyanında açıkça belirttiğinden müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini,
Belgelendirilmeyen faturalandırılmayan tedavi giderleri olarak 2.000,00-TL belirlenmesini kabul etmediklerini belirterek istinaf istemin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı aracın yaptığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının kaza sonucu yaralanmasına bağlı maluliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından rapor alınmasına karar verilmiş, 07.01.2020 tarihli raporda ...’nın 21.12.2018 tarihinde yapılan muayenesinde; 20.01.2018 tarihinde araç içi trafik kazası geçirdiğini, Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığını, kafa bölgesinde kesi olduğunu, alın bölgesinde şişlik olduğunu ifade ettiğini, yapılan fizik muayenede; bilateral üst ve alt ekstremite eklem hareket açıklıkları ve kas gücünün doğal olduğu, psikiyatrik muayenesinde; yaşında gösteren, giyimi sosyokültürel düzeyine uygun, zaman yer ve kişi oryantasyonunun normal olduğu, konuşurken göz teması kurduğu, spontan ve volanter dikkatinin azalmış olduğu, yakın ve uzak belleğin normal olduğu, zekası kronolojik yaşına uygun olarak gelişmiş olduğu, algı kusurunun olmadığı, muhakeme ve soyutlama yeteneğinin normal olduğu, konuşma hızı ve ritmi doğal, affekti teaktif, duygudurumu ılımlı depresif ve anksiyöz olduğu, psikotik bozukluğu olmadığı, psikomotor aktivitesi azalmış olduğunun tespit edildiği, ekte gönderilen dosyanın tetkikinde; Eskişehir Devlet Hastanesi'nin 20.01.2018 tarihli Genel Adli Muayene Raporu incelemesinde; araç içi trafik kazası ile geldiği, kafa bölgesinde oksipital bölgede 4-5 cm yüzeysel kesi, göğüs ve batında palpasyonla hafif hassasiyet mevcut olduğu, çekilen grafilerinin normal olduğu; Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalının 05.08.2019 tarihli raporunun incelemesinde; 05.02.2019 ve 17.06.2019 tarihinde psikiyatri polikliniğinde değerlendirildiği, kaza sonrası Anksiyete Bozukluğu geliştiği, tedavi sonrası bulguların kısmen gerilediği, depresif bulguların olmamasına karşın anksiyete bulgularının devam ettiği, Anksiyete bozukluğu işlevselliği kısmen düzelen fonksiyon kaybı %25, hastanın kliniği dikkate alındığında takdiren bu oranın 1/3 alınarak özürlülük oranının %8 olduğunun belirtildiği; şahsın maluliyetinin hesaplanmasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Ruhsal Hastalıklar D) Nevrotik, stresle ilgili somatoform bozukluklar, (anksiyete bozukluğu), tedavi ile kısmen düzelen tanısıyla özür oranının %25 olarak hesaplandığı, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik esas alındığında Geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Ruhsal Hastalıklar TV-a-2 tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen anksiyete bozukluğu tanısıyla engel oranın %20 olarak hesaplandığı, 6 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı belirtilmiş ise de; alınan rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacı vekili tarafından 19.02.2019 tarihli dilekçe ekinde sunulan Ankara Şehir Hastanesinin 13.02.2019 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda ...’nın anksiyete bozukluğu, tanımlanmamış teşhisi ile 13.02.2019 tarihinde ilk kez psikiyatri polikliniğine başvurduğu, muayenesinin yapıldığı, anksiyete bozukluğu ön tanısı düşünülen hastaya Sertralin 50 mg/gün tedavisi başlandığı takip ve tedavisinin devamını gerektiği tıbbi kanaatine varıldığının belirtildiği; Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalının 05.08.2019 tarihli raporunda ; ...’nın 05.02.2019 ve 17.06.2019 tarihinde psikiyatri polikliniğinde değerlendirildiği, kaza sonrası Anksiyete Bozukluğu geliştiği, tedavi sonrası bulguların kısmen gerilediği, depresif bulguların olmamasına karşın anksiyete bulgularının devam ettiği, Anksiyete bozukluğu işlevselliği kısmen düzelen fonksiyon kaybı %25, hastanın kliniği dikkate alındığında takdiren bu oranın 1/3 alınarak özürlülük oranının %8 olduğunu; hükme esas alınan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 07.01.2020 tarihleri raporunda ise şahsın maluliyetinin hesaplanmasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Ruhsal Hastalıklar D) Nevrotik, stresle ilgili somatoform bozukluklar, (anksiyete bozukluğu),tedavi ile kısmen düzelen tanısıyla özür oranının %25; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik esas alındığında Geçici Fonksiyon Kaybına Neden Olan Ruhsal Hastalıklar IV-a-2 tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen anksiyete bozukluğu tanısıyla engel oranın %20 olarak hesaplandığı belirtilmiş olmasına göre davacının zihinsel ve ruhsal bozukluğunun kaza ile ilgili olup olmadığı, tedavisinin devam edip etmediği, kaza ile illiyeti varsa tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği ve kalıcı maluliyet haline gelip gelmediği konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece davalının rapora itiraz etmiş olması da gözetilerek öncelikle davacının kaza tarihinden sonraki tüm tedavi evrakları da getirilerek zihinsel ve ruhsal bozukluğunun kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, tedavisinin sona erip ermediği, tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, maluliyete neden olacak şekilde kalıcı hale gelip gelmediği, araz bırakacak şekilde çalışmasına engel teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınması gerekirken bu hususların değerlendirilmediği rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de ev hanımı olan ve geliri bulunduğu ispatlanamayan davacı için sürekli işgöremezlik tazminatının işlemiş dönem ve işleyecek aktif dönem için AGİ'siz asgari ücret esas alınarak hesaplanması gerekirken hükme esas aktüer bilirkişi raporunda anılan dönemlerin AGİ’li olarak hesaplanması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı ... şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4- Ankara 18. İcra dairesinin 2020/9129 sayılı dosyasına yatırılan 325.000,00-TL tutarlı teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK'nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07.04 .2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan ...

Üye ...

Üye ...

Katip ...


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy