Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/119 Esas 2023/209 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/119
Karar No: 2023/209
Karar Tarihi: 24.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/119 - 2023/209
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO: 2021/119
KARAR NO: 2023/209

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2019
NUMARASI: 2017/39 Esas 2019/508 Karar
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
BİRLEŞEN ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/780 ESAS, 2019/264
KARAR SAYILI DOSYASINDA;
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 24/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 17/04/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı esas ve birleşen davanın davacısı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Esas davada davacı vekili, 20.06.2009 tarihinde davacıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı davalıya ait... plakalı aracın yaptığı tek taraflı kazada on kişinin öldüğünü onyedi kişinin yaralandığını, kazaya karışan minibüsün 24 kişilik olmasına rağmen kaza sırasında 27 kişinin taşındığını, ayrıca aracın D1 ve D2 yetki belgesi bulunmadığını, kazada yaralanan dava dışı ...’a 19.04.2016 tarihinde yaptıkları 340.682,46 TL’lik ödemenin rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine yaptıkları Ankara 9.İcra Müdürlüğünün 2016/18340 sayılı icra takibine davalının itiraz ettiğini, sigorta poliçesi genel şartlarına göre yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması, ağır kusur nedeniyle gerçekleşen kazaların teminat dışı olduğunu ve rücu koşularının oluştuğunu belirterek davalının Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2016/18340 sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, 20.06.2009 tarihinde davacıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı davalıya ait... plakalı aracın yaptığı tek taraflı kazada on kişinin öldüğünü onyedi kişinin yaralandığını, kazaya karışan minibüsün 24 kişilik olmasına rağmen kaza sırasında 27 kişinin taşındığını, ayrıca aracın D1 ve D2 belgesi bulunmadığını, kazada yaralanan dava dışı ...’a mahkeme ilamı gereğince 29.03.2018 tarihinde 247.250,00 TL, yakını kaybeden ... ve ...’da mahkeme ilamı gereğince 10.09.2018 tarihinde 215.942,42 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödediklerini, sigorta poliçesi genel şartlarına göre yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması, ağır kusur sebebiyle rücu koşularının oluştuğunu belirterek dava dışı ...’a ödenen 247.250,00 TL’nin 29.03.2018 tarihinden, ... ve ...'na ödenen 215.942,24 TL’nin 10.09.2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.,
Asıl dava ve birleşen davada; davalı şirket savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece asıl dosyada davanın, trafik sigortası tarafından poliçe kapsamında yapılan ödemelerin sigortalının yetkisiz taşıma ve kapasitenin aşılması nedeniyle zarara sebebiyet verdiği gerekçesi ile davalı sigortalıdan yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine; birleşen dosyada davanın, asıl davada dava konusu edilen olay nedeniyle davacının dava dışı kişilere yaptığı ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği hallerin sayıldığı, buna göre; ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak, istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinin sigorta teminatı dışında bırakılmış olup bu hallerde sigortacının ödediği tazminatı sigortalısına rücu edebileceği, Genel Şartların B.4.e maddesinde ise; tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceğinin düzenlendiği, taşıtın ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşınması sırasında meydana gelen zararların teminat dışı kabul edilebilmesi için, riziko ile istiap haddinin aşılması arasında uygun “nedensellik bağı”nın bulunması ve kazanın da salt bu nedenle meydana gelmesi gerektiğinin yargısal kararlarda ifade edildiği, somut uyuşmazlıkta, davalıya ait (ruhsatına göre) ticari otobüs olarak tescil edilmiş ve yolcu taşımaya elverişli olan aracın istiap haddinin 24 kişiden oluştuğu, kesinleşen Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/359 esas 2010/115 karar sayılı ilamı ve kaza tespit tutanağına göre kaza anında araçta 27 yolcu bulunduğu tespit edilmiş olup 05.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklandığına ilişkin bir tespit yapılmadığı aksine kazanın sürücünün yola gereken dikkati vermeyerek hızını mahal şartlarına göre ayarlamamasından kaynaklandığı başka bir anlatımla kaza ile istiap haddinin aşılması arasında illiyet bağı (sebep sonuç ilişkisi) bulunmadığı belirtilmiş olup bu tespite göre istiap haddinin aşılmış olmasının somut olayda davacıya rücu hakkı vermeyeceği, davacı vekili kaza yapan aracın yolcu taşıyabilmesi için gerekli olan D1 ve D2 yetki belgesine sahip olmadığını, iddia etmiş ise de sigorta poliçesi genel şartlarında yetki belgesiz yolcu taşınmasının teminat dışı haller arasında sayılmadığı, B.4.e maddesinde "yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması" halinin sayıldığı, D1 ve D2 yetki belgesinin bu kapsamda olmadığı, kaza yapan aracın ruhsat ve teknik özelliklerinin yolcu taşımaya uygun olup olmadığı konusunda mahkemece alınan bilirkişi ek raporunda; aracın ruhsat fotokopisinde kullanım amacının "yolcu nakli" olarak belirtildiği ve cinsinin otobüs olduğu, ruhsat fotokopisine göre aracın yolcu taşımaya uygun olduğunun belirtildiği, yetki belgesi olmadan yolcu taşımanın sigortacıya rücu hakkı tanımayacağı Trafik Sigortası Genel Şartlarına bakıldığında yetki belgesi olmadan yolcu taşınmasının rücu edilecek haller arasında sayılmadığı, dolayısıyla dava konusu aracın yolcu taşıma ruhsatlı olması sebebiyle yetki belgesi alınmamasının sigortalıya rücu hakkı tanımayacağı, davacı vekili işletenin sorumluğunu üstlendiği sürücünün ağır kusurlu olduğu ağır kusur hallerinde sigortacının rücu hakkı bulunduğunu ifade etmiş ise de sigortalı araç sürücüsünün kazada %100 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup olayda %100 kusurlu olmanın "ağır kusur" olarak nitelendirilemeyeceği, kazanın sürücünün dikkatsizlik ve tedbirsizliği sonucu gerçekleştiği, keza aracın ruhsatının ve teknik özelliklerinin de yolcu taşımaya uygun olduğu bu bakımdan davalı işletenin ve eyleminden sorumlu olduğu sürücünün olayın gerçekleşmesinde ağır kusurlu sayılamayacağı anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı esas ve birleşen davanın davacısı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Esas ve birleşen davanın davacısı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 20.06.2009 tarihinde kazaya karışan mülkiyeti davalı ... Ltd. Şti. adına tescilli... plakalı aracın davacı sigorta şirketine zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 20.06.2009 tarihinde dava dışı ...’un sevk ve idaresindeki... plaka sayılı Isuzu markalı otobüsün, TEM otoyolunda İstanbul istikametinden Ankara istikametine seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu ölümlü yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda... plakalı otobüs sürücüsü ... 2918 sayılı KTK ‘nın 84.maddesinde yer alan diğer kusurlardan 52/1-b maddesinin ihlal ettiğini, kaza tespit tutanağında belirtilen ifadelerden de anlaşılacağı üzere, sigortalı... plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları gereğince söz konusu kaza neticesinde talep edilen tazminatların, sigorta teminatı kapsamında bulunduğunu, bu sebeple, davacı şirket nezdinde açılan 9054261 numaralı hasar dosyası kapsamında; 19.04.2016 tarihinde 340.682,46.-TL, 29.03.2018 tarihinde 247.250,00.-TL ve 10.09.2018 tarihinde 215.942,42.-TL ödeme yapıldığını, davacı şirketçe yapılan ödemelerin davalı işletene rücuen tahsili için davacı tarafından Ankara 9. İcra Müdürlüğü'nün 2016/18340 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz sonucunda Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/39 E. Sayılı itirazın iptali davası açıldığını, ayrıca, aynı hasar dosyası kapsamında yapılan diğer ödemelerin rücuen tahsili için Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 2018/780 E. Sayı ile (rücuen tazminat) alacak davası açıldığını söz konusu iki dosyanın birleştirildiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Gereğince, somut olay bakımından davacı şirket zararının, sigortalı davalıdan rücuen tahsili gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartların "B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı" başlıklı düzenlemesine göre, "Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir. Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:a-) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, b-) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş ise,c-) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,ç-) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise (…)" bu düzenleme gereğince ve dava konusu trafik kazasının ardından düzenlenen kaza tespit tutanağında açıkça tespit edildiği üzere; sigortalı davalı ... Ltd. Şti.’nin işleteni olduğu... plakalı aracın D1 ve D2 yetki belgeleri mevcut olmadığından; ayrıca istiap haddinin sürücü dahil 24 kişi olmasına rağmen araçta 27 yolcunun taşınması ile istiap haddi aşımı gerçekleştiğinden, davacı şirketçe ödemesi yapılan tazminatların, sigortalı davalıdan rücuen tahsili gerekmekte iken yerel mahkemece davaların reddine ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, birbiri ile çelişkili iki bilirkişi raporu mevcut iken, çelişkiyi giderir nitelikte üçüncü bir rapor alınmadan karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, dava dosyasında bulunan 14.05.2018 tarihli kusur bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere; istiap haddinin sürücü dahil 24 kişi olmasına karşılık araçta 27 yolcunun taşındığı, davalıya ait araç sürücüsü ...'un meydana gelen olayda %100 kusurlu olduğu, kaza tarihinde... plakalı aracın yolcu taşıyabilmesi için herhangi bir yetki belgesinin bulunmadığı tespitleri yapılmış olup anılan raporda istiap haddinin aşılmasının kazaya etkisi, sürücünün yolcu taşıma yetkisine sahip olmadığı hususları, tüm yönleri ile irdelendiğini ve haklılıkları tespit edilmiş olmasına rağmen, 04.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda, ''kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmadığı'' kanaati bildirilmekle, iki farklı bilirkişi raporunun birbiri ile çeliştiğini, ilk derece mahkemesince, çelişkiyi giderir nitelikte bilimsel açıklamalara yer veren üçüncü bir bilirkişi raporu alınmaksızın, hüküm tesis edilmiş olmasının yasaya aykırı olduğunu,
Sigorta şirketinin ödemiş olduğu sigorta tazminatlarının, Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4/ç bendi uyarınca; istiap haddinin aşılması halinde işletene ve mirasçılarına rücu etme hakkı bulunduğunu, dava dosyası içindeki belgelerden kaza sırasında kazaya karışan araçta istiap haddinin aşıldığının anlaşıldığını, davalının işleteni olduğu sigortalı araçta, sürücü dâhil 24 (yirmi dört) kişi taşınabileceği ruhsatta belirtilmiş olmasına rağmen; kaza sırasında araçta 27 kişinin bulunduğunun tespit edildiğini, istiap haddinin aşılması ile mezkur kazada ortaya çıkan sonuçların ağırlaştığını, yolcu kapasitesinin aşılmaması ve yolcuların emniyet kemerlerinin takılı olması halinde, kaza sonrası ortaya çıkan neticenin bu derece ağır olmasının engellenebileceğini, nitekim, kaza yapan otobüsün yan yattığı tüm raporlar ile sabit olup, araçta kapasiteden fazla yolcu olmasa idi koltuklarında oturan yolcuların kaza anında önlemlerini alarak ortaya çıkan ağır neticeyi engelleyebilecek durumda olacaklarının aşikar olduğunu, hal böyle iken, fazla yolcu alarak alanı daraltan ve ağır neticelerin doğmasına sebebiyet veren davalı işletenin meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, dolayısıyla, istiap haddinin aşılması ile ortaya çıkan netice arasında uygun illiyet bağı kurulmuş olduğundan, yerel mahkemece istiap haddi aşımının münhasıran kazaya sebebiyet vermediği yönündeki kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu durumda, davacı şirketin işbu davaya konu kaza sebebiyle ödediği tazminatları, sigortalı işleten davalıya rücu edebileceğini, yolcu taşıma ruhsatının tamamlayıcısı olan D1 ve D2 yetki belgelerinin olmamasının rücu sebebi olduğunu, Ulaştırma Bakanlığı'nın Karayolu Taşıma Yönetmeliği "Yetki Belgesi Türleri" başlıklı 6. maddesine göre; "D tipi yetki belgelerinin D1 yetki belgesinin tarifeli olarak şehirlerarası ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, D2 yetki belgesinin tarifesiz olarak yurtiçi ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara verildiğini, Aynı Yönetmeliğin 14. maddesinde de;” D1 yetki belgesi için başvuranların, ticari olarak kayıt ve tescil edilmiş özmal otobüslerle toplam 150 adet koltuk kapasitesine ve 60.000 Türk Lirası sermaye veya işletme sermayesine sahip olmaları şarttır ;D2 yetki belgesi için başvuranların, ticari olarak kayıt ve tescil edilmiş özmal otobüslerle toplam 75 adet koltuk kapasitesine ve 30.000 Türk Lirası sermaye veya işletme sermayesine sahip olmaların şarttır.’’ şeklinde açık hüküm yer aldığını, yukarıdaki açık kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere; 06 D 8538 plakalı otobüsün gerekli yetki belgelerinin olmamasının sigorta şirketinin sorumluluğunda olmayıp, davacı şirketçe yapılan ödemelerin sigortalıdan rücuen tahsilinin gerektiğini, salt yolcu taşıma ruhsatının varlığı, ilgili araç için yolcu taşıma hususunda yeterlilik tanımamakta olup, yolcu taşıması yapılacak araçlarda ruhsatın işlerliği için yetki belgelerinin varlığının zaruri olduğunu, diğer yandan, araç sürücüsünün SRC-1 ve SRC-2 belgelerine sahip olmasının yanı sıra yolcu taşıyabilmek için belirli psiko-teknik testlerden de geçmiş olmasının şart olduğunu, esasen taşıma ruhsatını işlevsel hale getirenlerin, D1 ve D2 yetki belgeleri ile SRC-1 ve SRC-2 belgeleri olduğunu, yolcu taşıma yetkisine haiz araçlar için işletende ve sürücüde, ilgili tüm belgelerin birlikte bulunması ile kanun koyucunun yolcu taşımanın büyük risk ve öneme sahip olduğunu kabul ederek, hem taşıma yapan firmanın hem de taşımacılık ile uğraşan sürücünün belirli bir kabiliyete/yeterliliğe sahip olması gerektiğini ve bu belgelere sahip olmayan araç ve sürücüsünün yolcu taşımasını yasaklamayı amaçladığını, kanun koyucunun bu takdirini, 2918 Sayılı Karayolları Kanunu ve 30295 Sayılı Karayolları Taşıma Yönetmeliği ile açık bir biçimde ortaya koymuş, özellikle ilgili Yönetmeliğin 5. maddesinde, taşımacılık işi yapacak herkesin, kendi çalışma alanı ile ilgili bölüm adına, yeterlilik belgelerine sahip olması gerektiğinin belirtildiğini, bu belgelere sahip olunmaksızın taşımacılık faaliyetlerine girilmesi halinde ise cezai müeyyideler öngörüldüğünü, D1 ve D2 yetki belgelerinin mevcut olmaması ve aynı zamanda sürücü/ işleten tarafça D1-D2 belgeleri için bir yeterlilik düzeyi olarak görülen ''SRC1-SRC2'' belgelerine ve ''psiko-teknik'' belgesine sahip olunmaması halinde idari para cezaları öngörülmekte olup, ilgili taşımacılık faaliyetinin de sürdürülmesine izin verilmediğini, zira yolcu taşıma yetkisinin, D1 ve D2 yetki belgelerine ve yine Karayolu Taşıma Yönetmeliği madde 34 ile zorunlu hale getirilen SRC-1 ve SRC-2 belgelerine bağlanmasının nedeninin, kanun koyucunun, yüksek risk barındıran taşıma faaliyetini gerçekleştiren kişilerde, mesleki yeterlilik araması olup bu yeterlilik arayışında, sürücülerin belirli saat eğitimden geçmeleri ve ardından, aldıkları eğitimlerin beraberinde, sınavlara tabi tutularak, öngörülen baraj puanlarını geçer seviyede puana sahip olmalarının beklendiğini, aynı zamanda sürücülerin sadece bilgi düzeyleri ölçülmeyip, Yönetmelikte belirtildiği üzere de periyodik olarak (her 5 yılda bir) öngörülmekte olan, sürücülerin el-göz koordinasyonlarını sağlama, refleks gösterme, dış faktörlerden nasıl etkilendiklerini tespit adına ''psiko-teknik'' teste tabi tutularak fiziksel olarak araç sürme kabiliyetlerinin de sınandığını, işbu açıklamalar ışığında, her bir belgenin bir diğerinin tamamlayıcısı olduğu ve birbirinden ayrılmaz biçimde, kanun koyucu tarafından bulunmasının şart olarak öngörüldüğünün açıkça ortada olduğunu, bu noktada ilk derece mahkemesinin, davanın reddi yönünde tesis ettiği kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yalnızca araç ruhsatının varlığının, yolcu taşımacılığı için yeterli kabul edilmesi halinde, "kanun koyucunun yetki ve yeterlilik belgelerini sürücüden ve işletenden beklemesinin mahiyeti nedir, her sene sürücülerce alınması öngörülen SRC belgelerinin, psiko-teknik sınavların manası nerededir?" sorularının akla geldiğini, bu hususun, ilk derece mahkemesince sorgulanmaması ve hatta ilgili belgelerin varlığı hakkında araştırma yapılmaması dahi, ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygunluğunu sorgulattığını, kanun koyucunun bu belgelerin varlığının aranması ile birlikte taşımacılığın sürdürülmesini ilgili belgelere bağladığı gerçeğinin, ilk derece mahkemesince gözetilmemiş olup haksız ve hukuka aykırı hüküm tesis edildiğini, dava konusu somut olayda düzenlenen kaza tutanaklarından ve bilirkişi raporlarından da açıkça anlaşıldığı üzere; sürücünün ve işletenin taşıma kapasitesi üzerinde yolcu alması ile birlikte, gerekli yeterliliğe sahip bir kimseden beklenmeyen bir hareketle yolculuğa başlanmış olduğu ve ardından yine sürücünün kusur oranının %100 olduğu ölümlü yaralamalı bir kazaya sebebiyet verildiğinin ortada olduğunu, sadece mevcut durumun dahi, ilgili yeterliliğe sahip olunmamasının, kazaya sebep olduğunu ve ne gibi sonuçlar doğurduğunu net bir biçimde ortaya koyduğunu, huzurdaki dava konusu olayda, gerek istiap haddinin aşılması gerekse taşıma faaliyeti için şart olarak öngörülen D1 ve D2 yetki belgelerinin ve taşıma faaliyeti için gerekli diğer belgelerin mevcut olmamasının rücu sebebi teşkil etmekte olup haklı davanın kabulüne karar verilmesi gerekir iken, aksi yönde tesis edilen yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, sürücünün ağır kusuru nedeniyle, davacı şirketin zararının, davalı sigortalı işletenden rücuen tahsili gerektiğini, 27 kişinin yolculuk yapmasına müsaade ettiği için davalı işleten ve sigortalı araç sürücüsü ağır kusurlu olduğunu, Trafik Sigortası Genel Şartları madde B.4/a düzenlemesi gereğince de, ağır kusurundan dolayı davacı şirketin, sigortalı aracın işletenine rücu hakkı doğduğunu, trafik Kazası Tespit Tutanağından açıkça tespit edileceği üzere; söz konusu trafik kazasında araç içerisinde 27 yolcu bulunduğunu, davacı şirket tarafından düzenlenen Zorunlu Trafik Sigortası Sigorta Poliçesinde ise yolcu koltuk adedinin, şoför ile birlikte 24 olarak belirtildiğini, bu şekilde otobüse 27 kişi binilerek istiap haddinin aşıldığını ve trafik güvenliğinin tehlikeye sokulduğunu, istiap haddini fazlasıyla aşarak otobüse binen 27 kişinin aracın dengesiz ve kontrolsüz biçimde sevk ve idare edilmesine neden olduğunu ve kaza anında aracın yan yatması ile de neticenin ağırlaşmasına sebep olduğunun açıkça anlaşıldığını, davalı işleten ve sürücü de bu hususu öngörebilmesine rağmen, bilerek, isteyerek ve farkında olarak işletmesinde bulunan aracın bu şekilde seyir halinde olmasını tercih ve kabul ettiğini, bu hususun yerel mahkemece dikkate alınmadığı ve değerlendirilmediğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına esas ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Esas ve birleşen davada davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası tarafından zarar gören üçüncü şahıslara ödenen tazminatın poliçe genel şartlarına aykırılık nedeniyle sigortalıdan tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve tahsili istemlerine ilişkindir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesi ve poliçe tanzim tarihi olan 27.03.2009-27.03.2010 tarihinde geçerli olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesi “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir. ZMMS Genel Şartlarının B.4 /e bendinde ise "Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması yüzünden meydana gelmiş ise sigorta şirketi sigortalısına rücu edebileceği" hükmünü içermektedir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında 20.06.2009 günü saat 17:35 sıralarında istiap haddi aşılmış (5kişi), tek yönlü, asfalt 12 metre genişlikte kuru, düz yol, hafif eğimli TEM otoyolu İstanbul istikametinden Ankara istikametine sürücü ...’un sevk ve idaresindeki... plakalı otobüsü ile seyrederken direksiyon hakimiyetini kaybederek aracı sol yan kısmına orta refüj bariyerlerine 45 metre sürtünerek bariyerden kurtulup yine aynı istikamete sol yanıyla 45 metre asfalt üzerinden kızaklayarak durması neticesinde ölümlü yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda... plakalı otobüs sürücüsü ...'un 2918 sayılı KTK‘nın 84.maddesinde yer alan diğer kusurlardan 52/1-b maddesinin ihlal ettiği (araçların hızlarını, aracın yük ve teknik özelliklerini görüş, yol ve trafik durumunun gereklerine göre ayarlaması ) %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan 14.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda dosya kapsamı Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/501 Esas ve Ankara 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/359 Esas 2010/115 Karar sayılı dosyalarının tetkikiyle ;davalı şirketinin sahip olduğu ve davacı Eureko Sigorta Şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesiyle Sigortalı olup ...'un idaresinde bulunan... plakalı otobüsün kazası neticesi davaya konu olan ve... plakalı araçta bulunan 9 yolcu ile birlikte ölümlü yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, olayın cereyan ettiği mevkide yolun ortadan refüjle bölünmüş, 12,00 metre genişlikte, asfalt kaplamalı, açık görüşlü, tek yönlü ve kuru satıhlı olduğu, olay yerinde sinyalize ışık sistemi trafiği tanzimle görevli bir kişinin bulunmadığı, mekanik aksamında teknik bir arızası olmadığı anlaşılan, istiap haddi sürücü dahil 24 kişi olan ve aracın içinde 27 yolcu bulunan... plakalı otobüsün takografının tetkikinden 24 saatte 48 defa hız sınırını aştığı, sürücü ...'un Ankara istikametine doğru seyrederek olay yerine ulaştığı ve iniş meyilli gidişine göre önce sol, sonra sağ virajı haiz yolda gidiş istikametine göre solda bulunan oto korkuluklara çarparak sol tarafına yatık olarak oto korkulukları üzerinde sürüklenip sol yan tarafı üzerine devrildiği ve 40 metre kadar da oto yol üzerinde sürüklendiği, olayla ilgili olarak ceza dosyasında alınan 24.09.2009 tarihli bilirkişi raporunda ve Adli Tıp Kurumunun 06.01.2010 tarihli raporlarında otobüs sürücüsü ...'un tam kusurlu olarak gösterildiği, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009/39 Esas 2010/115 sayılı kararı ile ve otobüs sürücüsü ...'un olay sırasında bir aracın aracını sıkıştırdığı şeklindeki iddiasını doğrulayan bir delilin dosyada bulunmadığı, sürücünün aracının hızını, yol, trafik ve görüş durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı gibi iniş meyli başlangıcında aracının hızını azaltmayarak, aracının direksiyonuna hakim olamayarak dikkatsiz ve tedbirsiz, meslek ve sanatta acemice hareket ettiği, Karayolları Trafik Kanunu'nun 52/b maddesine aykırı hareket ettiği için dava konusu olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, otobüste yolcu olarak bulunan kişilerin olayın vukuunu etkileyen bir eylemlerinin tespit edilmediği, 20.06.2009 günü... plakalı otobüsün; 15.03.2018 tarihli Karayolu Düzenleme Genel müdürlüğünün yazısından herhangi bir yetki belgesinin bulunmadığı,”4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 5. Maddesinde" Taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapılabilmesi için Bakanlıktan yetki belgesi alınması zorunludur". 6.maddesinde ise "Yolcu ve eşya taşımaları, kanunlara ve taşımacı ile yolcu ve gönderen arasındaki sözleşmelere uygun olarak yapılır. Yolcu taşımaları biletsiz veya taşıma sözleşmesiz, eşya taşımaları taşıma senetsiz yapılamaz.Taşımacı, acentesinin acentelik sıfatıyla yapmış olduğu bu Kanun kapsamındaki faaliyet ve işlemlerden müteselsilen sorumludur.Taşımacı, yolcu ve eşyanın güvenlik içinde taşınmasından sorumludur. Yolcu ve gönderenler de taşımacının güvenlik yönünden almış olduğu tedbirlere uymak zorundadırlar.Taşımacı, çevre kirliliğini önleme, çevre ve insan sağlığını koruma amacıyla yürürlüğe konulan mevzuat hükümlerine uymak zorundadır." Taşımacının yükümlülüğü başlıklı 7. Maddesinde " Taşımacı, yolcuların sağlıklı, rahat ve güvenli bir yolculuk yapmasını sağlayacak tedbirleri almak, yolcu ve eşyayı taahhüt ettiği yere kadar götürmekle yükümlüdür.İlgili mevzuat hükümlerine uygun bir taşıtı, nitelikli şoför ve hizmetli personeli sefere göndermek, şoförlerin sürücü belgelerinin bulunup bulunmadığını araştırmak, teknik şartlara uymayan taşıtların trafiğe çıkmasına engel olmak, güzergâh mesafesini dikkate alarak yeteri kadar şoför bulundurmak, taşıt kartları olmayan ve bu Kanunda öngörülen sorumluluk sigortası bulunmayan taşıtları trafiğe çıkarmamak hususunda taşıyıcı gereken özeni ve duyarlılığı göstermek zorundadır. “hükümlerine yer verildiği, istiap haddi sürücü dahil 24 kişi olan aracın içinde 27 yolcu bulunduğu, kazaya karışan davalı şirkete ait araç sürücüsü ...’un %100 (yüzde yüz ) oranında kusurlu olduğu, 20.06.2009 günü ... plakalı otobüsün; yolcu taşıyabilmesi için herhangi bir yetki belgesi bulunmadığı belirtilmiş; 04.03.2019 tarihli ek raporda ise kaza ile istiap haddinden fazla yolcu taşınması arasında illiyet bağı olup olmadığı hakkında; Ankara 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/359 E-2010/115K sayılı kesinleşen mahkeme ilamına göre koltuk sayısı sürücü dahil 24 iken kaza tespit tutanağından kaza anında 27 kişinin bulunduğu, ceza mahkemesinin maddi olgu ve vakıalarının Hukuk Hakimini de bağladığı, 17.Hukuk Dairesinin 2015/12540 K:2018/9331 22.10.2018 ve E:2015/10105| K:2018/4623 07.05.2018 Tarihli kararlarında açıklandığı üzere rücu için kazanın münhasıran istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmasının gerektiğinin belirtildiği, istiap haddinin Ankara 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/359E-2010/115 K. Sayılı kesinleşen dosyasındaki 06.01.2010 tarihli Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Başkanlığınca hazırlanan raporda sanık sürücü ...'un idaresindeki otobüs ile meskun mahal dışında seyredip geldiğinde olay mahallindeki mevcut verilerden ve araçtaki yolcu tanıkların ifadelerinden anlaşılmakla yola gereken dikkati vermediği hızını mahal şartlarına göre ayarlamadığı bu haliyle olay mahallinde direksiyon hakimiyetini kaybederek aracı ile yolun solunda bulunan orta refüjdeki bariyerlere çarpıp sol yan kesimi üzerinden sürüklenmesi sonucu meydana gelen olayda dikkatsizliği tedbirsizliği kurallara aykırı hareketi ve KTK'nun 47/d ile 52/b maddeleri gereğince tamamen kusurlu olduğu belirtilmiş olup bu haliyle kazanın münhasıran istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmadığı, kazaya karışan... Plaka sayılı ısuzu -midibüs markalı yolcu belgesinde koltuk sayısının 24 olduğu, kaza anında ceza dosyasında 27 yolcu olduğu, ancak kazanın münhasıran istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmadığı; aracın ruhsatının yolcu taşımaya uygun olduğu, teknik özellikleri ile kaza aşamasında araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, 4925 sayılı Kara yolu Taşımacılık kanuna göre kök raporda detaylı belirtilen yolcu taşımacılığı yapabilmek için gerekli yetki belgeleri bulunmadığı ancak bu durumun rücu hakkı tanıyıp tanımadığının mahkemenin takdirinde olduğu; kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olmanın ağır kusur sayılamayacağı ancak ilk dört koltuk hariç emniyet kemerinin bulunmamasının ağır kusur sayılıp sayılamayacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiş,mahkemece de rücuu koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle esas ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı sigorta şirketinin istiap haddinin aşılması nedeniyle Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereğince sigortalısına rücu edebilmesi için aracın istiap haddini aşacak şekilde yüklenmesi veya yolcu taşınması tek başına yeterli olmayıp istiap haddinin aşılmasının kazanın meydana gelmesinde münhasıran etkili olması gerekir.
İstiap haddinden fazla yolcu taşınmasının kazanın meydana gelmesinde münhasıran etkili olmasından anlaşılması gereken, kazanın araçta fazla yolcu yada yük taşınması nedeniyle meydana gelmesi yani aracın taşıyabileceği azami sınırların üzerinde yolcu alınmasının kazaya neden olması gerekir. Münhasıran kazaya etkili olması ile kaza ile sonuç arasında illiyet bağı bulunması farklı kavramlardır.
Somut olayda dava konusu kazanın Abant’dan Ankara’ya okul pikniği dönüşü sırasında meydana geldiği, ruhsat kaydı ve ZMMS poliçesinde sürücü dahil 24 kişilik olduğu belirtilen araçta 27 kişi bulunduğu, kaza sonucu olay yerinde sekiz, hastanede iki kişinin öldüğü, 17 kişinin yaralandığı, aracın D1-D2 yetki belgesi bulunmadığı, sürücünün 24 saat içinde 48 kez hız sınırı aştığı, sürücünün ehliyetinin çipsiz olup topoğrafa takılı olmadığı, araçta ön iki sıra hariç (dört koltuk) emniyet kemerinin bulunmadığı ceza dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin 04.03.2019 tarihli ek bilirkişi raporuna itiraz ettiği mahkemece itirazının değerlendirilmediği görülmüştür. Mahkemece kesinleşmiş Ankara 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 20009/359 Esas 2010/115 Karar sayılı dava dosyası, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/501 Esas 2016/118 Karar, Ankara 22 .Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/532 Esas ve Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/750 Esas sayılı dava dosyaları da istenip dosyaya eklendikten sonra davacının itirazların da değerlendirildiği istiap haddinin aşılmasının dava konusu kazanın meydana gelmesinde münhasıran etkili olup olmadığı yönünden üç kişilik bilirkişi heyetinden (İTÜ, KGM veya ATK gibi kurumlardan) rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden esas ve birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf isteminin kabulüne yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için HMK'nun 353/1-a-6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Esas ve birleşen davanın davacısı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK'nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy