Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/113 Esas 2023/208 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/113
Karar No: 2023/208
Karar Tarihi: 24.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO: 2021/113
KARAR NO: 2023/208

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2020
NUMARASI: 2019/680 Esas 2020/586 Karar
DAVACI: ... - ...
VEKİLİ: Av. ... - UETS
DAVALI: ...
VEKİLİ: Av. ... - UETS
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 17/04/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 10.08.2019 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı ...’ın sevk ve idaresindeki ... plakalı araçla yaptığı tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının kızı ...’ın vefat ettiğini, davalıya 05.11.2019 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK’nun 107.maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 18.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 01.10.2020 tarihli dilekçesi ile talebini 42.364,44-TL’ye yükselmiştir.
Davalı .... vekili; ... plakalı aracın 23.02.2019-23.02.2020 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçenin şahıs başına sakatlık ve ölüm halinde 390.000,00-TL teminat sağladığını, davadan önce usulüne uygun yapılmış bir başvuru bulunmadığını, davacının desteği sigortalı ... ile sigorta sözleşmesinin 23.02.2019 tarihinde imzalandığını, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.6.d maddesi gereğince davacının talebinin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğu, kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamından, dava dışı ...'ın sevk ve idaresindeki araçta yolcu olan davacının kızı ...'ın vefat ettiği, müteveffanın aynı zamanda araç maliki ve ZMMS poliçesinin tarafı olduğu ,kusur ve aktüer raporu alındığı, makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda sürücünün tam kusurlu olduğunun belirtildiği, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edildiği, Zorunlu Trafik Sigortasında sigortacının, işletenin 2918 sayılı KTK’nun 85/1.madde hükmünde yazılı hukuki sorumluluğunu aynı Yasa’nın 91/1.maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerek 85/1.madde hükmü ve gerekse Zorunlu Trafik Sigortası Poliçesi Genel Şartları’nın 1. madde hükmünde, ölüm veya bedensel zararlar yanında bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğunun öngörüldüğü, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verildiği, A.5. maddesinin (ç) bendinde ise Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edildiği bu açıklamalara göre, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerektiği, aracın işleteni olan sigortalı ... üçüncü kişi olarak kabul etmenin mümkün olmadığı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/2910 E- 2020/962 K. sayılı ilamı, İstanbul BAM 40. H.D nin 2019/817 Esas ve 2020/582 Karar sayılı ilamının da aynı konuya ilişkin olduğu, müteveffanın sigortalı aracın işleteni ve sigorta sözleşmesinin tarafı olduğu, işletenin ölümü sebebiyle meydana gelen destek zararlarının poliçe teminat kapsamı dışında olduğu, poliçe ve kaza tarihi itibarıyla geçerli olan 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Genel Şartlar uyarınca, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işletenin ölmesi durumunda ölenin mirasçıları üçüncü kişi sayılamayacağından tazminat talep hakkına sahip olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ;hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının kızı müteveffa ...’ın, eşi olan ...'ın sevk ve idaresindeki araçta yolcuyken söz konusu kazanın meydana geldiğini ve vefat ettiğini, müteveffa ...'ın sigortalı konumunda olduğu ve davacı yanın destekten yoksun kalma tazminatı talebinin teminat dışı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olmasının yasaya aykırı olduğunu, davanın konusunun 10.08.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle ... plakalı araçta yolcu konumda bulunan ...'ın vefatı sebebiyle annesi ...'nin uğradığı maddi zarar olup müteveffa ...'ın vefatı sebebiyle zarara uğrayanın davacı ... olup davalı ... şirketine sigortalı ... plakalı aracın işleteni veya maliki olmadığını, bu sebeple davacının uğradığı maddi zararların davalı ... şirketinin teminatı kapsamında bulunduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının ölen kişinin değil geride destekten yoksun kalanların uğradığı bir zarar olup davalıdan sigortalı müteveffanın bir zararı değil geride desteğinden yoksun kalan davacı annenin zararının talep edildiğini, bu zararın teminat kapsamında olduğunu, gerekçeli kararda belirtilen tüm hususların müteveffanın sürücü ve kendi ölümünde %100 kusurlu olduğu durumlara ilişkin olduğunu, ancak müteveffanın desteğinden yoksun kalan ve 3. Kişi konumunda olan davacının kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı ... şirketinin sorumluluğuna karar verilmesi gerektiğini, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan 3. Kişi sıfatıyla dava açtığını, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı davalı ... şirketinin işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığından ve olayda destekten davacı ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan 3. Kişi konumunda bulunduğundan davalı ... şirketinin zararının tamamından sorumlu olduğu ve davacının davalı ... şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceğinin kabul edilmesi gerektiğini, ZMSS ile motorlu araç işletenleri, üçüncü şahıslara karşı verecekleri muhtemel zarar sonucu haksız fiil hükümlerine göre ödemek zorunda kalacakları tazminatları, sigorta teminatı kapsamında sigorta güvencesine almış olduğundan üçüncü kişilere karşı doğabilecek muhtemel sorumluluğu sigorta ettirmek amacı ile tesis edilen bu sigorta türü yönünden (kabul anlamına gelmemek kaydı ile) sigorta ettirenlerin tam kusuru dolayısıyla vefat etmeleri halinde dahi, müteveffanın mirasçıları sigorta ettirene karşı üçüncü kişi konumunda olduğundan bir maddi tazminat türü olan destekten yoksun kalma tazminatını, sigorta ettirenin sigortacısından talep edebilmeleri gerektiğini, dolayısıyla Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasında sigortacının yapacağı ödeme üçüncü kişi konumundaki ...'nin zararına ilişkin olup talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının teminat kapsamına girdiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle davacı anne tarafından, desteğin işleteni olduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu kaza 10.08.2019 tarihinde meydana gelmiş, davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi 23.02.2019 tarihinde düzenlemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 23.02.2019 tarihinde davalı tarafından ZMMS poliçesi tanzim edilen aracın işleteninin, 10.08.2019 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde vefatı sonucu, desteğinden mahrum kalan davacı annenin zararlarının ZMMS teminatı kapsamında kalıp kalmadığına yöneliktir.
Davalı, kaza yapan aracı ZMMS ile sigortalayan sigorta şirketi olup, kanunla sınırları belirlenen işletenin üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğunu üstlenir.
01.06.2015 tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapılarak Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde; “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde; “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” açısından sigortanın sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Sigortalı araç sürücüsünün veya işletenin kusuru ile vefatı nedeniyle hak sahiplerinin destek zararları da bu kapsamdadır.
Poliçe ve kaza tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun 4. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesine eklenen "h" ve "i" maddelerinde de bu konuda düzenleme yapılmış, ilgili maddelerin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan iptal başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, 2019/40 Esas - 2020/40 Karar sayılı ve 17/07/2020 tarihli kararında teminat kapsamının belirlenmesine ilişkin 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinin "i" bendinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiş, "h" bendinde yer alan sigorta teminatı kapsamında kalmadığı belirtilen "İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri" maddesine ilişkin gerekçesinde; "2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinin itiraz konusu (h) bendinde ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Kanun’da ilgililerin kimler olduğu belirtilmemiş ise de anılan ibareyle ifade edilenin kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Kuralda yer alan “...sigortalının sorumluluk riski...” ibaresinin anlamı da değerlendirilmelidir.Yukarıda da açıklandığı üzere zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin KTK.nın 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle kuralın belirsiz olduğu söylenemez. Kural uyarınca sigortalının sorumluluk riski kapsamında değerlendirilemeyecek risklerden doğan tazminat taleplerinden dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortasına dayanılarak sigorta şirketinden talepte bulunulmayacaktır. Mali sorumluluk sigortasının sigortalının kanundan doğan hukuki sorumluluğunu teminat altına almak amacıyla zorunlu kılındığı dikkate alındığında, sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında olmayan tazminat taleplerinden dolayı sigorta şirketinin de sorumlu tutulamamasının işin niteliği gereği olduğu anlaşılmaktadır. Sigorta şirketinin sorumluluğunun zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına aldığı riskler ile sınırlandırılması suretiyle ilgililerin, işletenin dahi sorumlu olmadığı tazminat taleplerini sigorta şirketine yöneltmelerinin önüne geçilmesinin ve sigorta şirketinin mülkiyet hakkının korunmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda esasen sigortalıdan talepte bulunması mümkün olmayan ilgililerin, sigorta şirketinden de talepte bulunamamasının Anayasa’nın 17. ve 35. maddelerinde düzenlenen hakları ihlal ettiği söylenemez. Kuralın ilgililerin menfaatleri ile sigorta şirketinin menfaatleri arasında makul bir denge kurulmasını engelleyen bir yönünün bulunmadığı görülmektedir." denilerek, 2918 Sayılı yasanın 85. maddesi kapsamında kalmayan, üçüncü kişilerin zararlarının sigorta kapsamında kalmadığına yönelik bir düzenleme olduğundan bahisle düzenlemenin belirli olduğu ve Anayasaya aykırı olmadığından iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Buna göre, sigortalının araç sürücüsünün kusuru ile meydana gelen ölüm olayında, hak sahibi üçüncü kişilerin destek zararlarından sigortanın sorumlu olup olmadığı, 2918 Sayılı Yasanın 92/h maddesinin 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olması ve Anayasa Mahkemesi gerekçesine göre söz konusu zararların 92. maddenin "h" bendi kapsamında değerlendirilecek olması karşısında, bu tarihten sonra meydana gelen kazalarda 2918 Sayılı Yasanın 85. maddesi kapsamında işletenin sorumlu olmadığı hususların sigorta teminatı kapsamında olmayacağı kanun ile düzenlenerek açıklığa kavuşturulmuştur. Bu nedenle 26.04.2016 tarihinden sonraki tek taraflı kazalarda zarar dolaylı ya da doğrudan olsun, 2918 Sayılı Yasanın 85/1. maddesi gereğince işletenin sorumluluğu olmadığı durumlarda, sigortanın da sorumluluğu olmayacaktır.

Somut olayda, desteğin, eşinin sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak bulunduğu, araç sürücüsünün kusuru ile sebebiyet verdiği kazada vefat ettiği, poliçenin düzenleme tarihinin de 23.02.2019 tarihi olup sigortalının destek ... olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kaza ve poliçe düzenleme tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı KTK.nın 92/h maddesi gereğince sigorta şirketi tarafından işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu poliçe limitleri kapsamında teminat altına aldığından üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla oluşan destek zararlarından sorumlu olduğu, başka bir deyişle sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerektiği, araçta yolcu olup aynı zamanda aracın işleteni olan sigortalı
...'ın üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği, işletenin vefatı nedeniyle oluşan destek zararlarının poliçe teminatı kapsamında olmadığı anlaşıldığından dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40-TL maktu karar harcının mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna müracaat eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK'nun 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde temyizi kabil olmak üzere 24.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan ...

Üye ...

...
Üye ...

Katip ...




* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy