Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/2035 Esas 2023/221 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2035
Karar No: 2023/221
Karar Tarihi: 31.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/2035 - 2023/221
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/2035
KARAR NO: 2023/221
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2020
NUMARASI: 2018/276 Esas 2020/447 Karar
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 31/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 05/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 17.08.2016 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki araç, davalı ...’ın sevk ve idaresindeki araç ve dava dışı ...’ın sevk ve idaresindeki araçların karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralandığını, kaza tespit tutanağı ile davalı araç sürücüsü ...’ın asli ve tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, ... yönetimindeki aracın diğer davalı ... sigorta şirketine trafik sigortalı olduğunu, kaza nedeni ile davacının işgücü kaybı yaşadığını, işinden çok uzun bir süre uzak kaldığını, davacının iyileşme sürecinde SGK tarafından karşılanmayan giderlerinin olduğunu, zararın giderilmesi talebi ile davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının çok uzun süre tedavi görmesi nedeni ile manevi olarak da çok yıprandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00.-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00.-TL sürekli iş göremezlik tazminatı,100,00.-TL tedavi gideri zararının davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden, diğer davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, 40.000,00.-TL manevi tazminatın davalı ...'dan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; 10.07.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 173.887.46TL’sına, geçici iş göremezlik tazminatını 8.188.09TL’sına, tedavi gideri talebini 2.403.44TL’sına çıkarmıştır.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının 2918 sayılı Kanunun 97. maddesi gereği ibraz etmesi gereken belgelerle başvuru yapmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davalı ... yönetimindeki aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının davalı şirket tarafından düzenlendiğini, poliçe limitinin 310.000,00.-TL olduğunu, sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, dava konusu zararın zincirleme kaza sonucu gerçekleştiğini, bu nedenle davacının maluliyetinin hangi kaza sonucu meydana geldiğinin tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri talebinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlar uyarınca poliçe teminatı kapsamında olmadığını, hesaplamada TRH-2010 Yaşam Tablosunun esas alınması gerektiğini, davacının gelirinin somut belgelerle ispatlanması gerektiğini, davalı şirketin temerrüdü gerçekleşmediği için dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi vermemiş, 11.09.2018 tarihli duruşmada kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını, aracın fren sisteminde oluşan teknik arıza nedeni ile kazanın meydana geldiğini, davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik, tedavi gideri ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, kaza tespit tutanağında 17/08/2016 günü saat 00:10 sıralarında; Otoyol Akyazı kavşağından Adapazarı kavşağı arası (21:00 - 07:00 arası) asfalt yenileme çalışması nedeniyle trafik akımı Akyazı kavşağında D-100 karayoluna yönlendirilmiş olmasından kaynaklı otoyol Akyazı kavşağında araçların birikmesi ve durmasından dolayı, sürücü ...’ın idaresindeki ... plakalı aracı ile orta şeritte, sürücü ...ın ... plakalı çekici – dorse ile yolun sağ şeridinde, çekici-dorsenin arkasında yolun sağ şeridinde sürücü ... idaresindeki ... plakalı kamyonun durduğu, yolun sağ şeridinde ve duran araçların arkasından seyreden sürücüsü ...’ın idaresindeki ... plaka sayılı kamyonu ile önünde duran ve yavaşlayan araçları yakın takip etmesi nedeniyle aracının ön kısımları ile önünde duran ... plakalı kamyonun arkasına kasa kısımlarına çarptığı, çarpmanın etkisiyle ... plaka sayılı kamyonun önünde duran ... plakalı dorsenin arka kısımlarına ön kısımları ile çarptığı, bu kazanın meydana gelmesi ve savrulmanın etkisiyle ... plakalı kamyonun arkasında bulunan demir parçalarının yola savrulduğu, yolun orta şeridinde duran ... plakalı otonun arka ve sağ yan kısımlarına hasar verdiği, otonun arka cam ve sağ yan cam kapı kısımlarının hasar gördüğü 4 araçlı, yaralamalı ve maddi trafik kazasının meydana geldiği, bu dosyada alınan 19/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda, davalı ... Sigorta Şirketine sigortalı aracın sürücüsü davalı ...’ın; sevk ve idaresindeki kamyon ile gece vakti, yerleşim yeri dışında, otoyol üzerinde Hendek ilçesinden Akyazı istikametine seyri sırasında, yola gereken dikkatini vermesi, hızını mahal şartlarına ve görüşüne göre ayarlayıp, kendi aracı ile ön ilerisinde seyreden araçlar arasında yeterli takip mesafesi bırakarak seyrini sürdürmesi gerekirken; olay yerine geldiğinde mahalde yapılan asfalt yenileme çalışması nedeniyle araçların biriktiği ve dur-kalk şeklinde ilerlediği sırada sağ şerit üzerinde önünde duran davacı sürücü ...’in sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı kamyona kontrolsüzce yaklaşarak, kendi kamyonunun ön kısmı ile arkadan çarptığı, çarpmanın etkisiyle ... plaka sayılı kamyonun da ileri savrularak, önünde duran dava dışı sürücü ...’ın sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı çekiciye bağlı ... plaka sayılı dorsenin arkasına ön kısmı ile çarpması sonucunda ... plaka sayılı kamyonun kasasında bulunan demir parçalarının yola savrularak, yolun orta şeridinde duran dava dışı sürücü ...’ın sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı otomobilin arka ve sağ yan kısımlarına çarparak hasar verdiği olayda davalı ...’ın 2918 SK.nın 56/c. 84/d. ve Yönetmeliğin 107. maddelerini ihlali nedeniyle tamamen (% 100 oranında) kusurlu olduğu, davalı ..., 11/09/2018 tarihli celsede; aracının fren sisteminde oluşan teknik arıza nedeniyle kazanın meydana geldiğini, davayı kabul etmediğini beyan etmiş ise de; davalı sürücünün sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı kamyonda teknik arıza olduğuna dair gerek trafik kazası tespit tutanağında, gerekse dosya içerisinde herhangi bir bilgi, belge, delil, davalının ifadesi dışında başka bir ifade olmadığından bu yönde kendisi lehinde değerlendirme yapılmadığı, davacı sürücü ... ile dava dışı sürücüler ... ve ...’ın kural ihlalleri görülmediğinden kusursuz olduklarının belirlendiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı tarafından düzenlenen 21/10/2019 tarihli maluliyet raporunda, dava konusu kaza sonucu davacının yaralanması nedeniyle özür oranının % 40 olduğu, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, aktüer bilirkişi ve Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 19/02/2020 tarihli raporda davacı için 173.887,46-TL sürekli iş göremezlik, 8.188,09-TL geçici iş göremezlik ve 2.403,44-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri hesaplandığı, iş bu raporların hükme esas alındığı, yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 17/08/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığı, alınan kusur raporuna göre kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü ...'ın tamamen kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaza nedeniyle davacının % 40 oranında özürlü ve ayrıca 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarlarının belirlendiği, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun, 2918 sayılı Yasa'nın 91 ve 85.maddeleri gereğince sigortalı aracın sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren kara yolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları A.5-b maddesine göre; geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu'nda olup, ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdirildiğine ilişkin düzenlemenin yer aldığı, davacı tarafın yasal şartları oluşan sürekli iş göremezlik tazminatı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri bakımından talep hakkının bulunduğu, ancak geçici iş göremezlik tazminatı açısından sorumluluğun SGK ya ait olduğu, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinden talebinin mümkün olmadığının anlaşıldığı, rapor ile belirlenen 173.887,46-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 2.403,44-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri bakımından davanın kabulünün, geçici iş göremezlik tazminatı talebi bakımından ise reddinin gerektiği, davaya konu trafik kazası nedeniyle tarafların kusur durumu, davacının maluliyet oranı, hastane kayıtları, tedavi süreci, tarafların sosyo-ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak davacı tarafın manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulü ile; 173.887,46-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 17/08/2016 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak (davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 12/05/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) davacıya verilmesine, 2.403,44-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin 17/08/2016 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, geçici iş göremezliğe ilişkin talebin reddine, 15.000,00-TL manevi tazminatın 17/08/2016 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde; KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, davanın usulden reddi gerektiğini, 6704 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi uyarınca zarar görenin, dava ikame etmeden evvel sigorta şirketine yazılı olarak müracaat etmekle yükümlü olduğunu, davacının davalı şirkete başvuruda bulunduğunu ancak gelir durumunu gösteren belge - son üç aya ait güncel son kazancını gösterir maaş bordrosu veya SGK hizmet dökümü, vukuatlı nüfus kağıt örneği, Heyet raporu - Özürlüler Yönetmeliğine uygun ve tüm tedaviler bittikten sonra alınacak rapor, Iban numarası, Nüfus cüzdan fotokopisini sunmadığını, davacının kanunda açıkça sayılan evrakları sunmadan şirkete başvuru yaptığını, başvurunun usule uygun olarak yapılmadığını, sigorta şirketine başvuru şartının, aynı zamanda dava şartı olduğunu, dava şartının gerçekleşmediğini, başvurunun usulden reddi gerektiğini, hesaplamaya esas alınan maluliyet raporunun mevzuatta açıkça belirtilen erişkinler için terör, kaza ve yaralanmaya bağlı durum bildirir sağlık kurulu raporu düzenlenme usul ve esaslarına uygun olmadığını, Genel Şartlarda 02.08.2016 tarihli değişiklikle sigorta şirketine başvuru yapılırken zorunlu olan evraklar arasında özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş engelli sağlık kurulu raporunun da sayıldığını, 20 Şubat 2019 tarihinde Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu Raporu ile Erişkinler İçin Terör, Kaza ve Yaralanmaya Bağlı Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporunun alınışı, geçerliliği, değerlendirilmesi ve bu raporu verebilecek sağlık kurum ve kuruluşlarının tespiti ile ilgili esasları belirlemek üzere Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin yayımlandığını, İşbu Yönetmeliğin 18 yaşını doldurmuş bireylerin terör, kaza ve yaralanmaya bağlı oluşan engellilik değerlendirilmesinin tespitinin yapılması ile ilgili usul ve esasları düzenlediğini, 20 Şubat 2019 tarihinde yayımlanan işbu Yönetmelik ile 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığını, yeni genel şartların yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelere ilişkin sürekli sakatlık tazminatı taleplerinde, tazminata esas alınması gereken sürekli sakatlık raporunun Engellilik Sağlık Kurulu Raporu Yönetmeliği uyarınca düzenlenmesi gerektiğini, yönetmelikte raporun hazırlanması usulünün açıkça belirtildiğini, Yargılama kapsamında alınan raporun kazazedenin muayeneleri yapılmadan hazırlandığını,ayrıca raporda kazazedenin güncel fotoğrafı bulunmadığını, sunulan maluliyet raporunun güncel Yönetmelik’te belirtilen EK-4’e uygun hazırlanmadığını, Yönetmelik uyarınca düzenlenmemiş ve gerekli açıklamaların usulüne göre yapılmadığı bir rapor esas alınarak tazminata hükmedilemeyeceğini, maluliyet raporunun esasına itirazları dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, bu durumun eksik inceleme yapıldığını gösterdiğini, ATK'dan maluliyet oranının tespiti için rapor alınması gerektiğini, itiraza konu maluliyet raporunun beyin hasarı beyin işlev bozukluğuna bağlı davranış bozukluğu teşhisi ile hazırlandığını, dosyadaki tedavi evrakları incelendiğinde raporda belirtilen tedavi ile düzelmeyen davranış bozukluğu tanı ve tedavisinin ayrıntılarının mevcut olmadığını, psikiyatrik tanıların tedavi ile kontrol muayeneleri neticesinde zamanla düzene girebileceğinin tıbben bilindiğini, kişinin yeniden psikiyatri kurulunca kontrol muayenesi halinde oranın azalabileceğini, raporda belirtilen psikiyatrik arazın tedavi ayrıntıları değerlendirilmeden ‘tedavi ile işlevselliği düzelmeyen’ kategorisine sokulmasının tıbben uygun olmadığını, psikiyatrik arazların tedavi ile zamanla düzelebileceğinin tıbben mümkün olduğunu, kişinin yeniden psikiyatri kontrol muayenesinin ve etkin tedavisinin düzenlenmesi halinde tayin edilen %40 oranın azalacağını, yeniden maluliyet tespiti yapılması gerektiğini, davacının dosyada mübrez epikriz/anamnez raporlarından anlaşıldığı üzere kazazedenin emniyet kemeri takmadığının görüleceğini, kafa bölgesinden almış olduğu darbelerin emniyet kemeri takmadığını ispatlar nitelikte olduğunu, öncelikle bu durumun tespit edilmesi gerektiğini, müterafik kusur savunması karşısında olumlu-olumsuz bir değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığını, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/1393 Esas, 2015/8237 Karar ve 04.06.2015 tarihli kararı), kazazedenin gerekli güvenlik tedbirlerini almadan yaralanmasına sebebiyet vermesi nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davalı şirkete yapılan müracaat usulüne uygun gerçekleştirilmediği için temerrüde düşülmediğini, başvuranın faiz isteme hakkı doğmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK'nın 355. maddesi gereğince davalı sigorta şirketinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, KTK’nın 97. Maddesinde dava açılmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunma zorunluluğu getirilmiş olup, ilgili madde hükmünde başvurunun ekinde evraklarla yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme bulunmamasına, davacı tarafça usulüne uygun şekilde davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulduğunun, davalı sigortacının zararı karşılamadığının anlaşılmasına, dava şartının davacı tarafça usulüne uygun olarak yerine getirildiğinin görülmesine, davaya konu trafik kazasının 17.08.2016 tarihinde meydana gelmesine, iş bu davanın 06.04.2018 tarihinde açılmasına, maluliyet raporunun davalı sigorta şirketinin talebi gibi Özürlülük Ölçütü… Yönetmeliği hükümlerine göre konusunda uzman Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenmiş olmasına, iş bu rapor düzenlenmeden önce ilgili sağlık kurumunca 16.01.2019 tarihli yazı ile davacının psikiyatri bölümünde muayenesi ile sekel mahiyetinde arızası olup olmadığının belirlenmesi hususunda son durum raporu istenilmesine, AÜTF Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Sağlık Kurulunca davacının muayenesi ve psikometrik testleri yapılarak 07.05.2019 tarihli son durum raporunun düzenlenmesine, daha sonra 21.10.2019 tarihli hükme esas alınan raporun hazırlandığının anlaşılmasına, davacının maluliyetin davaya konu trafik kazası sonucu oluştuğunun, maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı olduğunun raporda belirtilmesine, davacının sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi ve SGK kapsamında olmayan tedavi giderinin konusunda uzman bilirkişilerce tespit edilmesine, geçici iş göremezlik tazminatı ve SGK kapsamında olmayan tedavi giderinden de davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece geçici iş göremezlik talebinin reddine, tedavi giderinden sadece davalı ...’ın sorumluluğuna karar verilmesi doğru değil ise de, istinaf talebinde bulunanın sıfatı gözetilerek bu hususa girilememesine, aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yerleşik Yargıtay uygulamaları gereği olmakla bu hususta isabetsizlik bulunmamakla birlikte progresif rant yöntemi yerine 1.8 teknik faiz yöntemiyle tazminat hesabı doğru değil ise de bu durum davalı sigorta şirketinin lehine olmakla bu hususun inceleme konusu yapılamamasına, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının araçtan fırlama durumunun söz konusu olmamasına, kazanın zincirleme trafik kazası şeklinde gerçekleşmesine, davalı taraf aracının ön ilerisinde durmakta olan davacı yönetimindeki araca arkasından çarpması sonucu, çarpmanın etkisiyle davacı aracının da ön ilerisinde bulunan çekici dorseye çarpmasına, araçların kamyon, çekici vb.gibi ağır vasıtalardan olmasına, araçların birbirine bu şekilde çarpmaları dolayısıyla davacının emniyet kemeri takılı olsa dahi kafasını aracının camına çarpmasının mümkün bulunmasına, emniyet kemeri takmadığının, zararı bu şekilde artırdığının ve müterafik kusuru olduğunun davalı tarafça somut şekilde ispatlanmamasına,davalı sigortacının temerrüt tarihinin usulüne uygun şekilde tespit edildiğinin anlaşılmasına,davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren faizden sorumluluğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik olmamasına ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davalı sigorta şirketinin bu hususlara ilişkin ve yerinde görülmeyen tüm istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 11878.25TL istinaf karar harcından, peşin alınan 3015.00TL harcın mahsubu ile bakiye 8863.25TL harcın davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme ve harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip



* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy