Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2023/230 Esas 2023/747 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/230
Karar No: 2023/747
Karar Tarihi: 26.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO: 2023/230
KARAR NO: 2023/747
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ: Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03.11.2022
ESAS-KARAR NUMARASI: 2022/425E., 2022/833K.
DAVACILAR :
VEKİLİ:
DAVALI :
VEKİLİ: Av. ... - E tebligat
Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacılar; davalı kooperatifin 1997 yılında taraflarına yasaklı bir bilirkişinin (1997/84 d.iş) raporunu gerekçe göstererek haksız olarak aralarındaki sözleşmeleri feshederek 3.000,00 TL alacak davası açıldığını, karşılık olarak 1997 yılında da kooperatife dava açtıklarını, davaların birleşerek Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde 1997/409 esasla görülmeye başlandığını, 27 yıl sonra lehlerine verilen kararın kesinleştiğini, 1997 yılında davalı kooperatife borçlarının 38.918,55 TL olarak kesinleştiğini, 27 yılda alacaklı olduklarını ispat edebildiklerini, bu durumun olağanüstü bir durum olduğunu, davalının dürüstlük ilkesini çiğnediğini, yasaklı bilirkişiyi uhdelerindeki inşaata taşeron ve şantiye şefi olarak atadıklarını, davacılardan ...’in kooperatif inşaatını yapan yüklenici olduğunu, bahse konu davacıların ve ...’e ait kooperatif aidatlarının 1994-1995-1996 yıllarına ait hak edişlerden doğan alacaklarının mahsup edildiğini, ödedikleri aidatların iade edilmediğini, Erdemli 2. Noterliği’nin 22 Temmuz 1197 tarih ve ... keşide nolu ihtarnamelerinden anlaşılacağı üzere aidat borçlarının 1997 yılı alacaklarından mahsup edilmesi istenerek temerrüde düşürüldüğünü, ihtarnamenin 28/07/1997 tarihinde kooperatif başkanı ...'e tebliğ edildiğini, 2017/199 Esas sayılı davada hükme esas alınan 05/11/2019 ve 20/05/2020 tarihli bilirkişi raporları ile 1997 yılından bu yana iddialarındaki haklılıklarının tespit edildiğini, davalı kooperatifin 40.317,13 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini ve yüksek yargı tarafından onandığını, davalı kooperatifin 1997 yılında Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde 1997/409 Esas nolu davayı açtığını, davacılar olarak da Erdemli/Mersin de 1997 yılında 1997/417 Esas sayılı davayı açtıklarını ve bu davaların Ankara da 1997/409 Esas sayılı dava ile birleştirildiğini ve 27 sene sonra neticelendiğini ve kesinleştiğini, 7 Ekim 1999 tarihinde kur’a çekildiğini ve üyelerin dairelerine oturmaya başladıklarını, 1. blok 1 nolu, 7.blok 6 nolu dairenin ..., 7. blok 7 nolu dairenin ... üyeliğinin olduğunu, üyeliklerine tekabül eden bu daireler için ecrimisil kira bedelinin tespitini ve tahsilini talep ettiklerini, 27 sene sonra ortaya çıkan yeni bir delil nedeniyle davanın 1997 yılına dönmesi ve yeniden yargılanmasının yasalar gereği elzem olduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile maddi manevi tazminata ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince "Dava, HMK 374 vd. maddelerine dayalı yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Yargılamanın iadesi talebine konu mahkememizin 2007/118 Esas, 2008/189 Karar sayılı dosyasında; Davacıların ... ve..., davalının ... olduğu, davanın reddine dair verilen kararın Yargıtayca onanarak 10/03/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
HMK’nun 374.maddesinde; “(1) Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.” hükmü öngörülmüştür.
HMK’nun yargılamanın iadesi sebepleri başlıklı 374.maddesinde ise; “ (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir: a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması. c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması. d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması. e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması. f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması. ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması. h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması. i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.55 (2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” hükmü öngörülmüştür.
Görüldüğü gibi; Yargılamanın iadesi sebepleri HMK 375. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Yargılamanın yenilenmesi nedenleri yorum yoluyla artırılıp genişletilemez.
Davacının ileri sürdüğü sebep belirtilen maddede yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında yer almadığı gibi, somut olayda diğer yargılamanın yenilenmesi sebepleri de bulunmamaktadır.
Bununla birlikte; davaya dayanak yapılan Ankara 4.ATM’nin 2017/199 Esas sayılı dosyası ile eldeki davanın konusu farklıdır ve birbirini etkiler nitelikte bulunmamaktadır. 4 ATM dosyası ... ile kooperatif arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. Dosyamızda yargılamanın iadesi talebine konu karar ise, davacıların kooperatif üyeliklerine dayalı kura çekiminin iptali, genel kurul kararının iptali ve üyelikten ihraç kararının iptaline yöneliktir.
Belirtilen nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(Davacı vekili her ne kadar Ankara 4.ATM 2017/199 Esas sayılı dosyasına yönelik tedbir talebinde bulunmuş ise de; eldeki davanın reddine karar verildiği, bununla birlikte başka bir dosyaya yönelik eldeki davada tedbire hükmedilmesinin de mümkün olmadığı dikkate alınarak talebinin reddine..." şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: yerel mahkemenin Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/199 E. Sayılı dosyası ile yenilenmesi istenen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/118 E. dosyalar arasında bağlantı olmadığı, konularının farklı olduğu, yargılamanın yenilenmesi koşullarının olmadığı yönündeki ret gerekçesinin yanlış olduğunu, davaların taraflarının aynı olduğunu, her iki davanın da alacak davası olduğunu, haklılıklarının 2017/199 esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporları ile tespit edildiğini, yeni delil niteliğinde bir karar olduğunu, bilirkişilerce 2017/199 esas sayılı dosya yok sayılarak rapor düzenlendiğini, mahkemece de görmezden gelindiğini, mahkeme gerekçesinin dosyadaki bilgi ve belgelerle uyuşmadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, yargılamanın iadesi talebine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/425E., 2022/833K. sayılı dava dosyasında verdiği 03.11.2022 tarihli kararına yönelik davacılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL'den peşin olarak alınan 80,70 TL'nin düşümü ile kalan 99,20 TL'nin davacılardan alınarak Hazine'ye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
26.04.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.04.2023
Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy