Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/810 Esas 2023/746 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/810
Karar No: 2023/746
Karar Tarihi: 26.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO: 2019/810
KARAR NO: 2023/746
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ: Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24.09.2018
ESAS-KARAR NUMARASI: 2015/1143E., 2018/534K.
DAVACI :
VEKİLİ:
DAVALI : ... - ...
VEKİLİ:

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkilinin tercüme ve yurt dışı işlerini takip eden bir firma olduğunu, bu kapsamda davalının da işlerini yaptığını ve davalının 4.000,00- TL ödemede bulunduğunu, bakiye kısmı ise ödemediğini, müvekkilinin ödenmeyen tercüme ve evrak takip, noter, dış işleri harç, kaymakamlık harç, Suudi Konsolosluk harç vb. alacaklarının tahsili için icra takibinde bulunduğunu, davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2015/7405 E. sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilemesini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince "Davalının yapılan iş miktarına ilişkin bir itirazı olmayıp, iddiası iş yapılmadan ödenen 4000,00 TL ödemenin tüm iş bedeli olduğu, nitekim iş yapıldıktan sonra keşide edilen fatura bedelinin de 2856,78 TL olduğunu bu nedenle borcu olmadığı iddiasına dayandırmaktadır. Taraflar arasında hizmet alımı yapıldığına ilişkin bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık hizmet bedelinin tamamının ödenip ödenmediğine ilişkidir.
Öncelikle davacı tarafından keşide edilen 02/09/2013 tarihli fatura açık fatura niteliğinde olup, sözleşme kurulurken yapılan ödeme ile borcun tamamen ödendiğinin kabulü mümkün olmadığı gibi, eksik bakiye tercüme bedeli için kesilmesi durumunda ise hizmet bedelinin fatura bedeli kadar olacağının kabulü mümkün değildir.
Öte yadan taraflar arasında yapıldığı kabul edilen 4000,00 TL ödemenin, dosyaya sunulan resmi kurum dekont ve makbuzlarından sözleşmenin başında ödendiği sabit olup her iki bilirkişi raporuna göre yapılan ödemenin davacının resmi kurumlara yapacağı masrafları karışlamadığı anlaşılmaktadır. Nitekim davalı vekili tarafından ilk raporunda fatura bedelinden fazla yapılan ödemelerin masraflara yönelik olduğunu iddia etmiş iken, sonrasında verdiği dilekçe ile söz konusu masrafları kendilerinin bizzat yaptığını belirterek çelişkiye düştükleri gibi, kendileri tarafından yapıldığına dair makbuz asıllarını da sunmadığından, savunmaları ispatlanamaşıtır. Ayrıca davalı taraf defter ve belgeleri ile de söz konusu miktarın ödendiğini kanıtlayamıştır. Bu nedenle son alınan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacının söz konusu ödemeleri yaptığı ve davalından talep edebileceği kanatine varılmıştır.
Sözleşme bedeli yönünden ise; taraflar arasında tercüme yapılmasına ilişkin şifahi anlaşma olup davacı tarafından iş hizmet bedelini ispatlamak zorunda ise de, ispatlananması halinde bu kapsamda vermiş olduğu bedeli taraflar arasında vekalet olması halinde vekalet hükümleri çerçevesinde, bulunmaması halinde ise vekaletsiz iş görme kapsamında davalıdan talep edebilir. Taraflar arasında iş bedeline ilişkin anlaşma kanıtlanamış olmasına göre sonra alınan rapor ile yapılan iş bedeline ilişkin alacak miktarı ile masraf bedelleri ilavesi ile davacının davalıdan alacağı 9.023,90 TL olarak belirlenmiş, söz konusu miktardan 4000,00 TL ödeme mahsup edildiğinde davacının davalıdan 5.023,90 TL davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne, ayrıca taraflar arasındaki farkın davalı adına yapılan resmi ve makbuzlu (6.481,00 TL) masraflardan kaynaklanmış olmasına göre alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davalının alacağın %20 si oranında icra imkar tazminatına mahkum edilmesine..." şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davacının müvekkiline davaya konu tercüme işi için kestiği fatura bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, davacının müvekkiline kestiği fatura bedelinin 2.856,78 TL olduğunu, davacının müvekkili tarafından ödendiğini kabul ettiği miktarın ise 4.000,- TL olduğunu, resmi senet hükmünde olan noterlik makbuzlarının ve vergi dairesi kayıtlarının davacının ticari defter kayıtlarının aksini kanıtladığını, müvekkilinin ticari defterlerinde kayıt bulunmamasının sunduğu delillerin incelenmesine engel teşkil etmeyeceğini, kesin delil sayılan resmi senetlerin gözetilmediğini, davanın ispatlanamadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1143E., 2018/534K. sayılı dava dosyasında verdiği 24.09.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 343,10 TL'den peşin olarak alınan 121,90 TL'nin düşümü ile kalan 221,20 TL'nin davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
26.04.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası'nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.04.2023
Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır





Full & Egal Universal Law Academy