Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2189 Esas 2023/686 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2189
Karar No: 2023/686
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
ESAS NO : 2019/2189
KARAR NO: 2023/686
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ......
ÜYE: Doç.Dr. ......
KATİP: ... ...
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ: ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/202 Esas-2019/767 Karar
DAVACI:
VEKİLİ: Av. ...-(e-tebligat)
DAVALI:
VEKİLİ: Av. ...-(e-tebligat)

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili, taraflar arasında 01.03.2016 tarihli ve 01.03.2017 tarihli "Veri Tabanı Bakım ve Destek Hizmetlerine Dönük Danışmanlık Sözleşmeleri" imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeler uyarınca yüklendiği edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ancak davalının müvekkili tarafından yapılan hizmet bedelini ödemede geciktiğini, şifahen taleplerine de kayıtsız kaldığını, bunun üzerine Kartal 20.Noterliği'nin ilgili ihtarnamesinin davalıya keşide edildiğini, bundan sonuç alınamaması üzerine takibe geçildiğini, davalının takip dayanağı faturalara itiraz etmediğini, alacağın tahsili için girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, ayrıca davacının talep ettiği %20 tazminatın haksız olduğunu, alacağın likit nitelikte olmadığını savunarak davanın reddi ile %20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi'nce "Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan sözleşme nedeniyle tarafların üzerlerine düşen edimlerini yerine getirip getirmedikleri, icra takibine konu fatura alacaklarından dolayı davalının sorumlu bulunup bulunmadığı, ayrıca davacı vekilinin dilekçesinde konu edilen takip dışı faturadan kaynaklı 12.980,00 TL. alacak davasındaki talebin işbu dava ile birlikte görülüp görülemeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, itirazın iptali davası ile birlikte takibe konu edilmeyen alacaklar yönünden açılan alacak davasının birlikte açılıp açılamayacağı konusuna gelindiğinde, bilindiği üzere davacının davalıya karşı olan birden fazla talebini aynı davada birleştirebileceği, yani birden fazla davasını aynı dava dilekçesi ile açabileceği, buna “objektif dava birleşmesi veya davaların yığılması” denildiği, bu halde, davada birlikte açılan dava sayısı kadar talep sonucu ve dava konusu bulunduğu, davaların yığılmasında (objektif dava birleşmesinde), görünüş itibariyle tek bir dava dilekçesi bulunmasına rağmen, aslında dava dilekçesinde belirtilen talep sayısı kadar birbirinden ayrı bağımsız dava olduğu ve yargılamada her bir davanın (talebin) bağımsız olarak ayrı ayrı işlem görüp karara bağlanacağı, (bkz. Kuru/Arslan/Yılmaz; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 22.Baskı, Ankara 2011, s.284, 285; Hukuk Genel Kurulu’nun 23.06.1993 gün ve 1993/2-133- 481 esas ve karar sayılı ilamı), bu suretle eldeki davada davacının dava dilekçesinde itirazın iptali ile birlikte icra takibine konu edilmeyen fatura alacağının da tahsiline karar verilmesi talebinin mümkün olduğu anlaşılmakta olup, yargılamaya devam olunmuştur.
Somut olayda; bilirkişi raporunda dökümü yapılan faturalardan kaynaklı borcun davalı tarafça ödenmemesi üzerine davacı tarafından 54.542,5-TL tutarlı 8 adet faturadan kaynaklı takip başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, bu yönden itirazın iptali davası açıldığı, ayrıca takipten sonra kesilen 01/02/2018 ve 01/03/2018 tarihli toplam 12.980,00-TL tutarlı faturalardan kaynaklı davalı aleyhine alacak davasının ikame edildiği, bilirkişi tarafından usulüne uygun tutulmuş davacı defter ve kayıtlarına göre davacının icra takibine konu ettiği faturalar ile alacak davasına konu ettiği iki adet faturanın davalının borcuna kaydedildiği, aynı şekilde davacının icra takibine ve alacak davasına konu ettiği faturaların davalı defterinde davacının alacağına kaydedildiği, bu suretle davacının icra takip tarihi itibarıyla toplamda 48.047,50-TL alacaklı bulunduğu, yine 2018 yılında kesilen ve davacının alacağına kaydettiği faturalar sonucu davalının davacıya 67.517,50-TL borçlu gözüktüğünün tespit edildiği, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının uyum içerisinde olduğu, tarafların soyut itirazların bu nedenle dinlenebilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın, faturadan kaynaklanan ve bilirkişi raporu ile hesaplanan alacaklar için icra takibi yapmakta haklı olduğu, icra takibine konu edilmeyen iki adet faturadan kaynaklı 12.980,00-TL yönünden davacının davalıdan talep hakkı bulunduğu (alacak davası yönünden faizin türü ve başlangıç tarihi belirtilmediğinden yasal faiz ile faizin başlangıcının dava tarihi olarak uygulanması gerektiği) anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi ile davanın dava dilekçesinde belirtilen ve talep konusu edilen miktar dikkate alınarak kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarı üzerinden itirazın iptaline icra takibinin devamına, asıl alacak likit olmadığından davalı aleyhine icra inkar tazminatı talebinin reddine, davanın kabul edilen miktarı oranında yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline" karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkilinin alacaklı olduğu miktarın eksik hesaplandığını, asıl alacağın 54.522,40 TL olarak kabul edilmesi gerekirken 48.047,50 TL olarak eksik hesaplandığını, mahkemece icra inkar tazminatı taleplerinin reddedildiğini, oysa alacağın likit olduğunu, davalı borçlunun talep edilen alacağı bildiğini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK:
Uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca davacı tarafından yerine getirildiği iddia olunan hizmet bedeli karşılığının davalı tarafından ödenip ödenmediği, bir başka deyişle girişilen takibe vaki itirazın iptali talebi ile alacaklı olduğu bedelin tahsili hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile sözleşmelerden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
1-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince diğer hususlara yönelik istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İİK'nun 67/2.maddesi "Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir" hükmünü;
Aynı kanunun 67/4.maddesi ise "Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır" hükmünü haizdir.
Hal böyle olunca; mahkemece itirazın iptaline karar verilen bedel üzerinden anılan madde hükümleri uyarınca %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken alacağın likit olmadığı gerekçesiyle bu talebin reddinde isabet görülmemiştir.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK'nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek icra inkar tazminatı yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan hususlara ilişkin sair istinaf sebeplerinin reddine,
II-Yukarıda (2) nolu bentte anlatılan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/202E., 2019/767K. sayılı dava dosyasında verdiği 04/07/2019 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre:
"DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
1-Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2018/46 esas sayılı icra dosyasında davalının (borçlu) tarafın itirazının kısmen iptaline, 48.047,50-TL asıl alacağın davalıdan tahsili için icra takibinin DEVAMINA,
Hükmedilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 9.609,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Dava konusu icra takibi dışı faturalardan kaynaklı 12.980,00-TL'nin dava tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gereken 4.168,79 TL harçtan peşin alınan 1.153,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.015,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 7.063,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 35,90 TL.başvurma harcı, 1.153,12 TL.peşin harcı, 5,20 TL.vekalet harcı toplamı 1.194,22 TL.ile,
Davacı tarafından yapılan posta masrafları toplamı 119,00 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL, toplamı 619,00 TL'nin kabul/red oranına göre 559,45 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine"
II-Peşin alınan harcın yatıran tarafa iadesine,
III-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
12/04/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası'nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2023

Başkan ...
e-imza
Üye ...
e-imza
Üye ...
e-imza
Katip ...
e-imza




Full & Egal Universal Law Academy