Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1736 Esas 2023/681 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1736
Karar No: 2023/681
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1736 - 2023/681
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO: 2019/1736
KARAR NO: 2023/681
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ: Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05.04.2019
ESAS-KARAR NUMARASI: 2018/887 E., 2019/335 K.
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI
VEKİLİ:
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra dairesinin yetkisine ve takibe itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, davalı tarafından yetkiye, takibe yapılan itirazın haksız, yersiz ve kötü niyetli olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığını ve yetki itirazının iptali gerektiğini, müvekkilinin davalı yandan alacağının mevcut ve muaccel olduğunu, davalı yanın borca itiraz dilekçesinde müvekkili şirkete borcunun olmadığı, taleplerin teminat dışında kaldığı yönündeki savunmasının, alacağın zamanaşımına uğradığı yönündeki itirazının ve faize itirazının yersiz olduğunu, itirazın iptaline, kötüniyetli itirazı nedeniyle alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle davaya konu icra takibi yetkisiz icra dairesinde açılmış olduğundan ve mahkeme yetkili olmadığından yetkisizlik kararı verilerek takip dosyasının yetkili İstanbul İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesi gerektiğini, davacı tarafın, Kayseri 6. İcra Müdürlüğü'nün 2017/11951 E. sayılı dosyasına ödedikleri toplam tutardan bakiye olduğunu iddia ettiği 6.863,93-TL'sinin tahsili talebi ile müvekkili şirket aleyhine Kayseri 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/7940 E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve takibe süresinde itiraz edildiğini, icra dosyasına dayanak kararın incelemesinde, şirket nezdinde bulunan yangın sınai sigorta poliçesi kapsamında ve rücu esasları dikkate alınarak 44.427,93-TL ödendiğini, icra takibine ödeme süresi içinde ve poliçe nedeni ile sorumluluklarında bulunan 44.427,93-TL ödeme yapılmış olmasına rağmen, davacının kendi sorumluluğunda bulunan bakiye miktarı süresinde ödemediğini, icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabı ile 6.863,93-TL bakiye borç miktarı hesaplandığını beyan ederek davanın reddine, davacı taraf aleyhine %40'tan az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince "...Her ne kadar davacı taraf icra dosyasında icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiş ise de İİK'nın 50. maddesi delaletiyle konu değerlendirildiğinde; taraflar arasında sigorta sözleşmesi bulunduğu HMK'nın 10. maddesi gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de davanın açılabileceği, HMK'nın 15. maddesinde sigorta sözleşmelerinde sigortalanan sabit bulunan bir malsa malın bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olacağı, HMK'nın 14. maddesi kapsamında şubenin yaptığı işlemlerde şubenin bulunduğu yer mahkemesinde de davanın açılmasının mümkün olduğu gözetilerek icra dairesine ilişkin yetki itirazının reddine,
Davalı taraf icra takip dosyasında alacağın zamanaşımına uğradığı yönünde itiraz ileri sürmüş ise de TTK'nın 1482. Maddesinde 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğünden zamanaşımı itirazının reddine,
...
Taraflar arasında tanzim edilen poliçenin işveren sorumluluk teminat klozu-teminat kapsamı başlığı altında "Bu poliçe işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve Sosyal Sigorta Kurumu'nun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine aynı Kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, ekli İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları çerçevesinde poliçede yazılı meblağlara kadar temin eder."şeklinde düzenleme yer almaktadır.
İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının teminatın kapsamı başlıklı 1. Maddesinde "Sigortalı bu sigorta ile ilgili olarak bir dava açılması halinde hükmlunan mahkeme masrafları ve avukatlık ücretini ödemekle yükümlüdür. Şu kadar ki hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse sigortacı, avukatlık ücreti dahil dava masraflarına, ancak sigorta bedeli nisbetinde iştirak eder." düzenlemesi yer almaktadır. Hal böyle iken sigorta şirketinin dava masrafları kapsamında icra masraflarından da sorumlu olduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2015/15671 esas, 2016/7383 karar sayılı ilamı) Kayseri 6. İcra Dairesi'nin 2017/11951 esas sayılı dosyasında 6/06/2018 tarihi itibariyle dosya hesabının yapıldığı, ödenmesi gereken tutarın 6.863,93-TL olarak belirlendiği ve davacı tarafından 08/06/2018 tarihinde dava dışı işçiye 6.863,93-TL ödeme yaptığı sabittir. Yukarıda yapılan açıklamalar sonucunda davalının bu bedeli sigorta şirketinden isteyebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacının faiz talebi yönünden yapılan incelemede; sorumluluk sigortasında rizikonun gerçekleşme anı Türk Ticaret Kanunu'nda ayrı bir hükümle düzenlenmemişse de, rizikonun ihbar yükümlülüğü ile anılan mevzuatın 1292. maddesinden yararlanılarak riziko gerçekleşme anını tespit etmek mümkündür. Anılan maddeye göre üçüncü şahısların sigortalıya karşı dava açması halinde sigortacıyı sigortalısının savunmasına yardıma zorunlu tutan sorumluluk sigortalarında, sigortalının tebligat üzerine davayı öğrendiği tarihin, riziko tarihi olarak kabulü gerekir. Sigorta ettirenin üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesini öngören sorumluluk sigortalarında ise, hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini öğrendiği veya dava olmaksızın veya davanın sonucu beklenilmeden zarar gören üçüncü kişiye sigortalı tarafından ödeme yapılmış olması halinde bu ödeme tarihinin riziko tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda somut olayda sigortacının sorumluluğu belirlenirken temerrüt tarihinin sigortacıya ihbar tarihi olduğu nazara alınarak bu tarihten itibaren işlemiş faizin hesaplanması gerekir. Davacının sunduğu belgeler incelendiğinde davalı sigorta şirketine 07/06/2018 tarihinde ihbarda bulunulduğu, icra dosyasında ise faizin 08/06/2018 tarihinde başladığı taraflar arasında ticari nitelikli sözleşme bulunduğundan davacının ticari faiz talep edebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Usul ekonomisi gereğince faiz hesabı için bilirkişi incelemesine gerek görülmeyerek 08/06/2018-23-07/2018 dönemi için ticari/avans faiz miktarının 124,68-TL olduğu mahkememizce hesaplanmıştır. Sonuç olarak davacının 6863,93-TL asıl alacak ve 122,84-TL işlemiş faiz yönünden yürüttüğü takipte davalının itirazının haksız olduğu sonucuna varılmış olup davanın kabulü ile davalının Kayseri 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/7940 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına, alacak likit olduğundan davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatı ödemesine..." karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
İcra dosyasına dayanak kararın incelenmesinde, müvekkili şirket nezdinde bulunan yangın sınai sigorta poliçesi kapsamında ve rücu esasları dikkate alınarak toplam 44.427,93-TL'nin ödenmesine rağmen davacının kendi sorumluluğunda bulunan bakiye miktarı süresinde ödemediğini, icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabı ile 6.863,93-TL bakiye borç miktarı hesaplandığını; taraflarınca karar sonrası her aşamada Yargıtay kararları ve yasal gerekçeler ile değerlendirmelerin yapıldığını ve buna istinaden yapılan hesaplamaların davacı vekiline açıklandığını; takipten alacak taleplerinin içeriği anlaşılamadığından ve denetlenemediğinden, dayanak gösterdikleri kararın incelendiğini ve değerlendirme yapılarak zararın büyümemesi için ödeme yapıldığını, ancak davacı tarafın kendi sorumluluğunda bulunan ve ödeme yapmadığı icra dosyası fer'ilerinin faizinden sorumluluklarının bulunmadığını; bir an için yaptıkları ödeme yetersiz olduğu düşünülse dahi bilirkişi marifetiyle hesaplama yapılması gerektiğini, hesaplamanın öncelikle ödeme tarihlerine göre yapılması, ödemenin yetersiz olduğu tespit edilir ise hesap tarihine göre ödemeleri toplamı da dikkate alınarak bakiye borç hesabı yapılması gerektiğini, faizin de yasal faiz olması gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen yangın sigorta poliçendeki işveren sorumluluk teminatı kapsamında, bakiye tazminat alacağının tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/887 E., 2019/335 K. sayılı dava dosyasında verdiği 05.04.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 477,27-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 119,31-TL harcın düşümü ile kalan 357,96-TL harcın davalıdan alınıp Hazine'ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
12.04.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası'nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 13.04.2023
Başkan Üye Üye Katip




Full & Egal Universal Law Academy