Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1647 Esas 2023/692 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1647
Karar No: 2023/692
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1647 - 2023/692
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO: 2019/1647
KARAR NO: 2023/692
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ: Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI: 2017/33 E., 2018/955 K.
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalının 07.01.2008 tarihli ihalesi ile A... işletme müdürlülüklerinin sorumluluk alanlarındaki aboneleri kapsayan ikinci ihbarname dağıtımı, borçtan dolayı enerji kesme açma hizmet alım işini aldığını, işe başlama-bitiş tarihlerinin 05.01.2008-31.03.2011 olduğunu, sözleşme eki idari şartnamenin 26.3.1 maddesi a bendinde Ankara'da işçilik ücretlerinin nasıl belirleneceğinin açıkça düzenlendiğini, paragrafın başlığında işveren payı dahil işçilik ücretlerinin yazılı olduğunu, SSK işveren payının dahil olduğu açıkça yazılı olmasına rağmen idare tarafından yanlış yorumlama yapılarak, ödemelerin yazı ekindeki tablodaki şekilde ve SSK işveren payının hariç hesaplanıp ödeneceğini, aksi halde istikkahların ödenmeyeceğinin bildirildiğini ve baskı uygulandığını, davacının SGK'ya işveren payını da ödemek zorunda bırakıldığını, davacının hakedişlerine bir an evvel kavuşmak ve ticari hayatını idame ettirebilmek için 03.04.2008 tarihli dilekçesi ile tüm yasal haklarını saklı tutarak hakedişleri imzaladığını ve bedellerin tahsilatını gerçekleştirdiğini belirterek davacının uğradığı zarardan şimdilik 50.000,00-TL ve KDV'sinin hakedişlerden kesinti tarihlerinden ve fazla ödeme yapılan tarihlerden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin 42. maddesi ve devamında yer alan hükümler incelendiğinde, açık ve ayrıntılı olarak hakedişlere itiraz usulü ve şeklinin, sonuçta da hakediş açısından davacının bir hak talebi kalmayacağının açıkça belirtilmiş olduğunu, davacının kendi istemiyle girmiş olduğu ve teklif vererek kazandığı ihale sonucunda sözleşmede yazılı hususları kabul ederek işe başladığını, sözleşmede belirtildiği üzere hakedişlerin işveren tarafından değil yüklenici tarafından düzenlenmekte olduğunu, her hakediş için bir itiraz var ise 42'inci madde gereği usulü ve şeklinin belirtildiğini, zamanında yapılmayan işlemler sonucunda sonradan baskı yapıldığı vb. iddialara dayanılarak hak talebinde bulunulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince "...Tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 16/04/2018 rapor ve mali müşavir ile işçilik alacakları hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen 11/10/2018 tarihli raporda özetle "Taraflar arasında 07/12/2017 tarihli ihale ile ... sorumluluğu alanındaki aboneleri kapsayan 2'inci ihbarname dağıtım borçtan dolayı enerji kesme -açma hizmet alım sözleşmesi ve bu sözleşmeye ilişkin uygulanacak idari şartname imzalandığı, idari şartnamenin 26.3.1 maddesinde iş veren payı dahi işçilik ücretlerinin teklif fiyatına dahil olan masraf olarak belirlendiği, davacının 3/04/2008 tarihinde işveren payı dahil olarak hesaplanan hakedişlerinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin davalıdan talepte bulunduğu, davacının 2008-2011 yılları arasında toplamda 554.356,08 TL SGK iş veren payı ödemiş olduğu davalı tarafından davacıya iş veren payı hariç hakediş raporları düzenletilerek 554.356,08 TL iş veren payı eksik ödeme yapılmadığı, davacı tarafından sözleşmeye uygun olarak iş veren payı dahil şekilde hakediş raporların düzenlenmesine rağmen davacı yanca bu hakedişlerin kabul edilmemesi nedeni ile davacının davalı talebi ve talimatı doğrultusunda hareket etmek zorunda bırakıldığı, bu durumda her geçici / ara hakedişi davacı tarafından ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin davacıdan beklenemeyeceği, 07/12/2007 tarihli sözleşmede hizmet işleri genel şartnamesinin ihale dökümanı olarak son sırada belirtilmiş olduğu, davacının hizmet işleri genel şartnamesinin hakedişler ve ödeme başlıklı 42'inci maddesine uygun bir şekilde itiraz etmediği kaanatine varılması halinde davacının hakediş raporlarını içeriğini olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı" ifade edilmiştir.
...
Delil sözleşmesi niteliğindeki hizmet işleri genel şartnamesinin 42. maddesinde yüklenicinin geçici hakedişlere, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğinide hakediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hakediş raporunun " İdareye verilen ..... Tarihli dilekçemde yazılı ihtirazi kayıtla " cümlesini yazarak yada bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gerektiği eğer yüklenicinin hakediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok 10 gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğu, yüklenicinin itirazlarını bu şekilde bildirmediği taktirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı öngörülmüştür.
Davacı delili olarak sunulan ve davalıya hitaben yazılmış 03/04/2008 tarihli yazı içeriğinde hakedişlerinin 2. diliminin ihtilaf nedeniyle ödenmemiş olmasından dolayı çalışan maaşlarını ödeyemedikleri ve zor duruma düşüldüğü, personel maaşları ve bordrolarının ilgili yazıda belirtilen şekilde düzenleneceği belirtilerek istikkaklarının ödenmesinin talep edildiği görülmekle söz konusu yazının sözleşme eki hizmet işleri genel şartnamesinin 42. maddesinde belirtilen usule uygun itiraz niteliği taşımadığı anlaşılmış davacı tarafça usulüne uygun itiraz edildiğine dair başkaca bir ispat vasıtası sunulmamıştır.
Toplanın deliller ve tüm dosya kapsamı uyarınca taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında düzenlenen hakedişlere davacı hizmet verenin sözleşme eki Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesinde gösterilen şekilde yapmış olduğu herhangi bir itirazı bulunmadığından davacının hakedişleri olduğu gibi kabul etmiş sayılması gerektiği sonuç ve kaanatine varılarak davanın reddine..." karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemenin olayı doğru değerlendirmediğini, burada hak ediş raporlarında yer alan miktarlara itirazın söz konusu olmadığını, olayın, davacı şirketin kurum tarafından SGK'ya işveren payını da ödemek zorunda bırakılması olduğunu; sözleşmeye aykırı davranan ve uymayan davalı şirketin, işveren payı dahil kuralını kendiliğinden işveren payı hariç olarak hazırlattığını ve müvekkili yüklenici şirketin sözleşmeye dayalı haklarını ortadan kaldırdığını;
Hak edişlerin ihale konusu hizmetleri, sözleşmeye göre yapılan işleri, hak ediş tutarlarını kapsadığını, işveren payı dahil işçilik ücretlerinin hak edişlerde gösterilemeyeceğini, hak ediş ödemelerinin avans mahiyetinde olup kesin hesap ve ibra mahiyeti taşımayacağını, bu açıklamaları dikkate alınmadan, tüm olayın hak edişlere itiraz usulünde yoğunlaştığını; davalının, sözleşmenin işveren payı dahil hükmünü, bazı bölgelerde işveren payı hariç olarak uygulayarak eşitlik ilkesine aykırı bir durum yarattığını, emsal Yargıtay kararları olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi uyarınca alacak istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/33 E., 2018/955 K. sayılı dava dosyasında verdiği 27.12.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 135,50-TL harcın davacıdan alınıp Hazine'ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
12.04.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 13.04.2023
Başkan Üye Üye Katip


Full & Egal Universal Law Academy