Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1631 Esas 2023/792 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1631
Karar No: 2023/792
Karar Tarihi: 03.05.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO: 2019/1631
KARAR NO: 2023/792
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ: Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI: 2018/447E., 2018/833K.
DAVACI :
VEKİLLERİ: Av. ... - E tebligat
DAVALI : ...
VEKİLİ: Av. ... - E tebligat
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında 01.01.2015 tarihinde "Yeminli Mali Müşavirlik Denetim ve Tasdik Sözleşmesi" akdedildiğini, hizmete konu sözleşmenin, davalı tarafından 07.07.2015 tarihli elektronik posta bildirimiyle aralarında akdedilmiş sözleşmeye ve hukukun emredici hükümlerine aykırı olarak feshedildiğini, bu elektronik posta içeriğinde davalının fesih sebebini müvekkilinin sözleşme kapsamında olmayan, bahsi geçen davalı şirketin bir başka yabancı yatırımcıya satımı ve bu anlamda İngilizce iletişim gerekmesi olarak bildirmiş ise de 3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu' nun 12. maddesi ve sözleşme hükümlerinin açık olduğunu, davalının sözleşmeyle ya da kanun tarafından müvekkiline yüklenmeyen bir sorumluluk öne sürerek sözleşmeyi feshetmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin e-posta yazışmasına müteakip davalı tarafa 12.08.2015 tarih, ... yevmiye numaralı ihtarname göndererek, davalı yanın sözleşmeyi haksız olarak feshetmesinden ötürü Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 26. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak müvekkilinin haklı nedenle ücret alacağını talep ettiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre davalı tarafın 29.07.2015 tarihli faturaya 8 günlük süre içerisinde hiçbir itirazda bulunmadığı gibi müvekkili şirkete bu süre zarfında herhangi bir ödeme de yapmadığını, müvekkilinin davalı şirketten sözleşmeden kaynaklanan alacağının kesinleştiğini ve tahsili için yapılan icra takibine de davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20' sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı ile müvekkili şirket arasında 31.01.2015 tarihinde ve 01.01.2015 - 31.12.2015 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde Yeminli Mali Müşavirlik Denetim ve Tasdik Sözleşmesi imzalandığını, ancak davacının mesleki yetersizliği sebebiyle iş bu sözleşmenin 07.07.2015 tarihi itibariyle müvekkili şirket tarafından sözleşme şartlarına uygun nedenle ve yazılı ihbar ile tek taraflı olarak feshedildiğini, bizzat davacı yetkilisinin, davalı müvekkili şirket tarafından yapılan tek taraflı yazılı feshin mümkün olduğunu ifade ettiğini, ayrıca sözleşmenin 5. maddesinde fesihten sonraki kalan aylara ilişkin herhangi bir ücret ödemeyeceğinin düzenlendiğini, dolayısıyla davacının feshi kabulden sonra kalan aylara ilişkin herhangi bir hizmet sunmamış olmasına karşın fatura tanzim edip iş bu faturalar kapsamında icra takibine geçmesinin kanuna ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince "Dava; sözleşmesinin haksız feshedilmesi nedeni ile bakiye ücretin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili ; davalı ile 1.1.2015 tarihli Yeminli Mali Müşavirlik Denetim ve Tastik Sözleşmesi yapıldığını, ancak sözleşmenin 7.7.2015 tarihli elektronik posta ile hukuka aykırı olarak davalı şirketin bir başka yatırımcıya satımı ve ingilizce iletişim gerekmesi nedeni ile fesh edildiğinin bildirildiğini, bunun haklı bir fesih olmadığını,12.8.2015 tarihli ihtarnameye rağmen bakiye ücretin ödenmediğini, yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili; davalının mesleki yetersizliği nedeni ile sözleşmenin yazılı ihbar şartına uyularak haklı nedenle tek taraflı olarak fesh edildiğini , sözleşmenin sona ermesi başlığı 5.2 maddesinde tek taraflı fesihlerde yazılı ihtarnamenin tebliği ve ihbar süresinin sonunda sözleşmenin sona ereceğinin kararlaştırılmış olduğunu, yazılı ihbar koşulu ile tek taraflı olarak her zaman fesh edilebileceğini, fesih tarihinden sonraki aylar için talepte bulunulamayacağını,verilmiş hizmet olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Taraflar arasında düzenlenmiş 1.1.2015 tarihli, Yeminli Mali Müşavirlik Denetim ve Tastik Sözleşmesi incelenmiş; sözleşmenin en az 1 yıl süre ile geçerli olacağı, sona erme tarihinden 1 ay öncesinde yazılı ihbarda bulunulmaması halinde 1 yıl daha uzayacağı kararlaştırılmış ise de; sözleşmenin sona ermesi başlıklı 5.2 maddesi uyarınca tek taraflı fesihlerde yazılı ihbarnamenin feshi tebliği ve ihbar süresinin sonunda sözleşmenin sona ereceğinin kararlaştırılmış olduğu, sözleşmenin herhangi bir biçimde feshi halinde feshin hangi tarihten itibaren geçerli olduğunun yukarıdaki esaslara göre belirleneceğinin kararlaştırılmış olduğu görülmüştür. Davalı vekili; 7.7.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi fesh ettiğini bildirmiştir. Davacı tarafça, 29.7.2015 tarihli ihtarnamede 7.7.2015 tarihli maile cevap verildiğini, sözleşmenin 5.3 maddesi uyarınca bir yıllık ücretin ödenmesi halinde sözleşmenin feshinde sakınca olmadığının bildirildiği görülmüştür. Her ne kadar bilirkişi incelemesi yapılarak feshin haklı olmadığı ve bakiye ücretin ödenmesi gerektiği şekilinde görüş bildirilmiş ise de; sözleşme 5.2 maddesinde taraflara tek taraflı fesih hakkının tanındığı, fesih halinde ihbar süresi sonunda sözleşmenin sona ereceğinin kabul edildiği görülmüştür. Buna göre tek taraflı fesihte sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığının bir önemi bulunmamaktadır. Ayrıca tek taraflı fesihte bakiye ücretin ödeneceğine ilişkin bir kararlaştırma da bulunmamaktadır. Davacı tarafın dayandığı 5.3 maddesi ücretin ödenmemesi nedeni ile yapılan feshe ilişkindir. Hal böyle olunca feshin geçerli olduğunu kabulü..." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Sözleşmenin 5.3. maddesi 2. Paragrafında ''Sözleşmenin herhangi bir biçimde feshi halinde feshin hangi tarihten itibaren geçerli olduğu yukarıdaki esaslara göre belirlenir. Bu süreye ilişkin ücretin ve işle ilgili her türlü harcama ve giderlerin iş sahibi tarafından YMMe ödenmesi zorunludur.'' denildiğini, ilgili maddede sözleşmenin herhangi bir sebeple feshi halinde feshin geçerli kabul edileceği tarihe kadar doğan ücret ve masrafların ödenmesini teminat altına aldığını, sözü geçen maddeden müvekkilinin bakiye ücret alacağının talep edemeyeceği sonucunun çıkarılamayacağını, ilgili sözleşmenin 6. maddesinde Bu sözleşmede yer almayan konularda 3568 Sayılı Kanunun ve bu kanun ile ilgili mevzuatın, Türk Ticaret Kanununun ve Türk Vergi Kanunlarının ve Borçlar Kanununun vekalet akdi hükümleri sistematik yorum ile birlikte kullanılır. Bu sözleşme, ilgili yasalara aykırı biçimde yorumlanamaz ve uygulanamaz… denildiğini, emsal nitelikteki Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/816 Esas, 2017/371 Karar sayılı ilamına karşı davalının istinaf başvurusunun Ankara BAM 23. Hukuk Dairesinin 2017/1709 esas sayılı ilamı ile reddedildiğini, haklı feshin olmadığını, davalının müvekkilinin edimlerine yönelik yetersizlik iddiasının olmadığını, mahkemece bilirkişi raporuna aykırı karar verildiğini ancak kanaatin gerekçelendirilmediğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinin haksız fesh edildiği iddiası ile bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/447E., 2018/833K. sayılı dava dosyasında verdiği 05.12.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL'den peşin olarak yatırılan 44,40 TL'nin düşümü ile kalan 135,50 TL'nin davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
03.05.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası'nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 03.05.2023

Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy