Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/45 Esas 2023/530 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/45
Karar No: 2023/530
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO: 2021/45 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO: 2023/530
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: DR.... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2020
ESAS-KARAR NO: 2019/162 E 2020/417 K
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
YAZILDIĞI TARİH: 09/05/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8135 Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, takibe dayanak bonolardan 23/03/2018 tanzim, 30/04/2018 vade tarihli senedin kendisi tarafından imzalanmadığını belirterek müvekkilinin icra takibine dayanak 23/03/2018 tanzim, 30/04/2018 vade tarihli bono nedeni ile tüm takip ferileri ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, imzaların bir kısımlarını kaşe üzerinde atılı bulunduğunu, senetteki yazı ve imzalarının doğruluğunun araştırılması gerektiğini, oysa her üç senedin de takibe konu edilmesine rağmen ve ihtiyati haciz kararı alınmasına rağmen ve borcun ödenmeye başlanmasına rağmen bu davanın açılmasının iyi niyetli olmadığını, tanıkların dinlenmesine karar verilmesi gerektiğini, diğer senetlerle birlikte müvekkilinin bu senedin de davacıya ait olduğunu düşünerek aldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, takip dayanağı 23/03/2018 tanzim, 30/04/2018 vade tarihli senetteki tanzim eden imzasının davacının eli ürünü olmadığı belirtilerek davanın kabulüne, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine, davacının diğer taleplerinden senedin iptali isteği senet üzerinde keşidecinin imzası bulunmakta olup geçerli bulunduğu bu nedenle iptaline karar verilemeyeceği dikkate alınıp senet iptali isteğinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği, mukayese imzaların yeterli olmadığı, aynı senet ile ilgili olarak ceza soruşturmasının halen derdest olduğu, senedin bizzat davacı tarafından tanzim edildiğine dair tanıklarının mevcut olduğu, mahkemece tanık dinlenmeksizin karar verilmesinin de hatalı olduğu,
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece takibin iptaline karar verilmemesinin yanlış olduğu, müvekkili lehine kötüniyet tazminatı verilmemesinin de hatalı olduğu olduğu bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak senet altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı ve definin davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedindeki imza inkarına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8135 E. sayılı takip dosyası örneğinin incelenmesinden davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ...'un da aralarında bulunduğu borçlular aleyhine dava konusu 100.000,00 TL bedelli bono ile birlikte toplam 3 adet bono dayanak yapılmak suretiyle ferileriyle birlikte toplam 304.423,54 TL'nin tahsili için 06/07/2018 tarihinde takibe geçildiği, ödeme emrinin davacı borçluya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, dayanak bonolardan 1 adedinin 23/03/2018 tanzim ve 30/04/2018 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli bono olduğu ve bu bono nedeniyle iş bu dava dosyasında borçsuzluğun belirlenmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Öncelikli irdelenmesi gereken husus; davacının sahtecilik (imza inkârı) iddiası bakımından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre mahkemece alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı ve yeniden rapor alınıp sonucuna göre bu istem hakkında bir karar verilmesi gerekip gerekmediği hususuna ilişkindir.
Eldeki dava da davacı sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak açılmıştır. Bu durumda mahkemece öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava konusu senedeki imzaların davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Uyuşmazlık; sahtecilik iddiası bakımından yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı noktasındadır.
Hemen belirtilmelidir ki, herhangi bir belgedeki imza veya yazının olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve gerekli donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakların denetime elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduğunun fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
Mahkemece sahtecilik iddiası bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, 23/03/2018 tanzim tarihli senetteki imza uzmanı tarafından düzenlenen raporda; davaya konu senedin, davacıya atfedilen imzaların davacının kuvvetle muhtemel elinden çıkmadığı tespit edilmiş, davalı tarafından mahkemece alınan bu rapora itiraz edilmiştir.
Bilindiği üzere imza inkarı hususunda yapılacak inceleme teknik bir inceleme olup keşide tarihinden önceki ve keşide tarihine yakın imza asılları getirtilerek usulüne uygun imza incelemesi yapılması gerekir.
İmza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise borçlunun duruşmada alınan medarı tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celp edilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda imza incelemesinde yukarıdaki ilkeler gözetilerek dava konusu senedin keşide tarihinden önceki ve keşide tarihine en yakın imza asılları getirtilerek mukayese belgeleri oluşturulmuş değildir.
Mahkemece davacı taraftan belgelerin temin edileceği yerlerin bildirilmesi istenilerek, gerektiğinde tapu müdürlüğü, İl/İlçe Seçim Müdürlükleri, seçmen kütükleri, bankalar gibi yerlerden imzaların temini ile ondan sonra bilirkişi incelemesi için dosyanın gönderilmesi ve kesin kanaat içerir rapor alınması sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece davaya konu bonodaki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespitiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla inceleme yaparak, davacı yanın imza inkârı yönünden mahkemece kesin kanaat içerir uzman bilirkişiden yukarıda açıklanan usule göre düzenlenmiş, denetime elverişli olacak şekilde bilirkişi raporu alınması gerekirken bu yönün göz ardı edilerek yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi tarafların dayanmış olduğu tüm delillerin toplanarak değerlendirilmesi zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Kaldırma nedenine göre davacı yanın istinaf itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/162 Esas, 2020/417 Karar ve 29/09/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.'nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde taraflara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK'nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 12/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan...
e-imzalıdır

Üye...
e-imzalıdır

Üye...
e-imzalıdır

Katip...
e-imzalıdır


NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."


Full & Egal Universal Law Academy