Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/964 Esas 2023/331 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/964
Karar No: 2023/331
Karar Tarihi: 13.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO: 2020/964 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO: 2023/331
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2020
ESAS-KARAR NO: 2017/658 E 2020/270 K
DAVACI: ...
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/03/2023
YAZILDIĞI TARİH: 03/04/2023
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında akaryakıt istasyonu ile ilgili olarak 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin yanı sıra taraflar arasında cari hesap sözleşmesi, protokol ve ariyet sözleşmesi bulunduğunu, bayilik sözleşmesinin davalı tarafından 16 ay sonra 30/06/2017 tarihinde gönderilen fesih ihbarnamesi ile haksız şekilde tek taraflı olarak feshedildiğini, sözleşmenin beş yıl süreceğine dair güven ve davalının haksız şekilde sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle davacının sözleşme süresince elde edebileceği kardan mahrum kaldığını, sözleşmenin 21. maddesi uyarınca kar mahrumiyeti zararının giderilmesinin gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmenin haksız nedenle feshi sonucunda davacının mahrum kaldığı 10.000,00 TL maddi tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili asıl davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava değerini 30.896,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi, cari hesap sözleşmesi, protokol ve ariyet sözleşmesi kapsamında müvekkilinin cari hesap alacağı, kurumsal kimlik çalışması alacağı, cezai şart alacağının tahsili amacıyla Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün 2017/18177 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili asıl ve birleşen davada, taraflar arasında yapılan sözleşme ile tek tarafa yükümlülükler yüklendiğini, bu nedenle sözleşmenin geçerli olmadığını, geçersiz sözleşmeye dayanılarak tazminat talebinde bulunulamayacağını, sözleşmenin iki tarafa edimler yüklemesi gerektiğini, sözleşmenin geçerli olduğu düşünülse bile davacı tarafından siparişlerin yerine getirilmemesi nedeniyle davalı tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının sözleşme, protokol, cari hesap sözleşmesi ve ariyet sözleşmesine aykırı davranışlarda bulunduğunu, davalıya yapılması gereken satışların başkaca bayilere yapılması nedeniyle zararın oluşmadığını, kurumsal kimlik uygulamasının kullanılamamasına yönelik bir düzenleme bulunmadığını, kullanılamaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, malzemelerin usulüne uygun şekilde sökülerek tesliminin yapıldığını, sözleşmeler kapsamında teslim edilmesinin ön görüldüğünü bildirerek asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, davacı şirketin davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesi tarihinden yaklaşık 24 ay gibi bir süre sonra aynı bölgede yeni bayilik sözleşmesini imzaladığı, Yargıtay kararlarına göre yeni bayilik sözleşmesi imzalanması için geçecek makul sürenin 6 ay olarak kabul edildiği, bu hali ile davacının 6 ay süre ile sözleşmenin feshinden kaynaklanacak şekilde kar mahrumiyetinin bulunduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 21/2. maddesi uyarınca davalının sözleşmenin feshi nedeniyle oluşan kar mahrumiyetinden sorumlu olduğu, davacı tarafından davalıya ariyet sözleşmesi hükümleri uyarınca kurumsal kimlik çalışmasına ait malzemelerin teslim edildiği, davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesinden sonra ise davalıya teslim edilen kurumsal kimlik çalışmasına ait malların tutanak karşılığında davı dışı ... Şirketine teslim edildiği, iade edilen malzemelerin bedelinin fatura bedelinden düşülmesi sonrasında davacının kurumsal kimlik çalışması kapsamında sözleşmenin feshi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle cari hesap sözleşmesinin de sona erdiği, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 9.1 maddesine göre dağıtım şirketine ait ticari kayıtların kesin delil niteliğinde bulunduğunun düzenlendiği, davacıya ait ticari kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde cari hesap sözleşmesi kapsamında davacının 461,80 TL bakiye alacağının bulunduğunun tespit edildiği, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesine ek olarak düzenlenen protokolün 6.2 maddesinde cezai şart koşullarının düzenlendiği, cezai şart olarak sözleşme süresinin tamamı için 30.000 USD'nin kararlaştırıldığı, cezai şart hükümlerinin geçerli ve talep edilebilir nitelikte olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 5 yıl (60 ay) süreli olduğu, davalı tarafından sözleşmenin 16 ay sonra feshedildiği, geriye kalan sözleşme süresinin 44 ay olduğu, bu hali ile davalının [(44*30.000)/60] 22.000 USD cezai şarttan sorumlu olduğu belirtilerek asıl davanın kabulüne birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece asıl davadaki kar mahrumiyeti alacağının eksik hesaplandığı, müvekkili tarafından bayilik sözleşmesinin feshinden yaklaşık 24 ay sonra yeni bir bayi ile bayilik ilişkisi kurulabildiği, mahkemece 6 ay üzerinden yapılan hesaplamanın doğru olmadığı, birleşen dosya bakımından ise mahkemece müvekkili tarafından fatura edilen alacaktan teslim edilen mal bedellerinin mahsubunun hatalı olduğu, söz konusu teslim edilen malların başka bir bayide kullanılabilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca cezai şarta ilişkin icra inkar tazminatı talebinin reddi kararının da isabetsiz olduğu,
İstinaf eden davalı vekili tarafından;
Taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiği ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun bu hususu yeterince araştırmamış olmasına karşın fesihte müvekkilinin haksız olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığı, asıl davada müvekkili aleyhine kar mahrumiyeti alacağının hesaplanmasının da doğru olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince kar mahrumiyeti alacağının istenemeyeceği, birleşen dava yönünden ise ariyet konusu malların tamamının müvekkili tarafından tam ve eksiksiz olarak teslim edilmiş ve sonradan teslim alan firma tarafından müvekkilinin imzasını içermeyen bir kısım malların kullanılamaz olduğuna dair yazı uyarınca davacı tarafından fatura edilen bedelden mahsup ile müvekkilinin ariyet bedelinden sorumlu olduğuna ilişkin mahkeme kararının doğru olmadığı, davacının fesih ihtarnamesine karşı göndermiş olduğu cevabi ihtarnamede belirtilen cari hesap alacağının ödenmesine karşın müvekkili aleyhine cari hesap borcu çıkarılmasının doğru olmadığı, müvekkilinden cezai şart adı altında bir alacak talep edilebilmesinin de söz konusu olmadığı, kaldı ki aşamalardaki itirazlar uyarınca söz konusu cezai şartın müvekkilinin mahvına sebebiyet verip vermeyeceğinin mahkemece araştırılmadığı, tenkis koşullarının mevcudiyetinin araştırılmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığı, haksız ise bu fesihten kaynaklanan kar mahrumiyeti alacağı, cezai şart alacağı ile cari hesap alacağı, kurumsal kimlik çalışması alacağının bulunup bulunmadığı ve kapsamı, icra inkar tazminatı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, bayilik sözleşmesinin haksız fehinden kaynaklanan kar mahrumiyeti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, birleşen dava ise aynı bayilik sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan cari hesap alacağı, kurumsal kimlik çalışması alacağı, cezai şart alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/18177 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı hakkında "cari hesap alacağı, protokolün 6.2 maddesi uyarınca kıstelyevm hesabına göre hesaplanan 44 aya ilişkin cezai şart alacağı, fatura alacağı" açıklaması ile 111.123,54 TL fatura alacağı, 461,80 TL cari hesap alacağı ve 22.000 USD cezai şart alacağının takip öncesi işlemiş faizi ile birlikte ödenmesi için takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 09/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 12/10/2017 tarihli dilekçe ile borcun tamamına ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, dosya kapsamında itiraz dilekçesi ve durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonu ile ilgili olarak 29/12/2016 tarihinde, 5 yıl süreli, 24 maddeden oluşan bayilik sözleşmesinin imzalandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 28/02/2016 tarihinde 9 maddeden oluşan cari hesap sözleşmesinin imzalandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında bayilik sözleşmesinin imzalanmasından sonra geçerli olmak üzere, 6.6 maddeden oluşan, kurumsal kimlik çalışmasına ilişkin hükümleri de düzenleyen 24/02/2016 tarihli protokol imzalandığı anlaşılmıştır.
Gaziantep 15. Noterliği’nin 30/06/2017 tarih, ... yevmiye sayılı ihtarnamesinin incelenmesinde, davalı tarafından herhangi bir sebep gösterilmeksizin taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiğinin davacıya ihbar edildiği anlaşılmıştır.
Kadıköy 26. Noterliği’nin 11/07/2017 tarih, ...yevmiye sayılı ihtarnamesinin incelenmesinde, davalı tarafından gönderilen fesih ihtarnamesine cevap niteliğinde bulunduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle oluşan cari hesap alacağı, kurumsal kimlik çalışması uygulama, sökme ve taşıma alacağı ve sözleşmenin feshe ilişkin hükümleri uyarınca cezai şart alacağının ödenmesinin davalıya ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 21/2. maddesi "Sözleşmenin, sözleşmede yazılı süre boyunca devam edeceği inancıyla dağıtım şirketi tarafından bayiye yapılmış ödemeler ve/veya akaryakıt istasyonunda yapılmış yatırımlar varsa bunların sözleşmenin fesih sebebiyle ifa edilemeyecek süresine karşılık gelen, kıstelyevm usulüyle hesaplanacak tutarı/ederi, bayi tarafından ve bunların iktisap tarihinden itibaren hesap edilecek ticari faiziyle birlikte dağıtım şirketine ödenir." hükmünü içermektedir.
Taraflar arasındaki protokolün 4.5.1 maddesi "Dağıtım şirketi, akaryakıt istasyonunda kendi belirleyeceği firmaya kurumsal kimlik uygulaması yaptırmayı ve ilgili maliyetleri karşılamayı kabul ve taahhüt eder. Kurumsal kimlik uygulaması dağıtım şirketina il olacak olup bayilik ilişkisinin sonlanması halinde bayi, tüm malzemeyi eksiksiz ve hasarsız biçimde dağıtım şirketine iade etmeyi kabul ve taahhüt eder." hükmünü, 6.1 maddesi "... Bayi istediği zaman feshin sonuçları maddesinde bahsi geçen yükümlülükleri yerine getirmek kaydı ile protokol ve sair sözleşmeleri feshetme hakkına sahiptir." hükmünü, Feshin sonuçları başlıklı 6.2 maddesi "Protokolün feshi halinde, - Vadeli ürün alımından borcu bulunması halinde bayi, bu borcu vadesinin beklemeden dağıtım şirketine öder. - Bayi, tüm ariyet malzemelerini çalışır ve eksiksiz vaziyette dağıtım şirketine iade eder. - Bayi, protokolün süresinden önce sonlanmasından kaynaklanan 30.000 USD cezai şart bedelinin protokol süresinden dağıtım şirketinin istifade edemediği kısmına denk düşen, kıstelyevm esasına göre hesaplanmış kısmını dağıtım şirketine öder." hükmünü içermektedir.
Dava dışı ... Şirketi tarafından dosyaya gönderilen yazı cevabının incelenmesinde, davalıya teslim edilen kurumsal kimlik çalışmasına ilişkin malzemelerin davalının talebi üzerine 18/07/2017 tarihinde de-montaj işlemi yapılmak suretiyle teslim alındığını bildirildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin 30/06/2017 tarihinde feshedildiği, sözleşmenin feshi öncesinde yargılama sırasında öne sürülen iddialara yönelik olarak davacıya yapılmış herhangi bir bildirimin bulunmadığı, yargılama sırasında sunulan belgelerin ise fesih tarihine yakın tarihlere ait olduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından taraflar arasında yapılan sözleşmenin feshinin haklı nedenlere dayanmadığına yönelik mahkemenin tespitinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirketin davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesi tarihinden yaklaşık 24 ay gibi bir süre sonra aynı bölgede yeni bayilik sözleşmesini imzaladığı, Yargıtay kararlarına göre yeni bayilik sözleşmesi imzalanması için geçecek makul sürenin 6 ay olarak kabul edildiği, bu hali ile davacının 6 ay süre ile sözleşmenin feshinden kaynaklanacak şekilde kar mahrumiyetinin bulunduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 21/2. maddesi uyarınca davalının sözleşmenin feshi nedeniyle oluşan kar mahrumiyetinden sorumluluğu olduğu kanaati ile asıl dava yönünden mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK'da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre asıl davaya yönelik taraf vekillerinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Birleşen davaya yönelik tarafların istinaf itirazlarının incelenmesine gelince,
Davacı tarafından davalıya ariyet sözleşmesi hükümleri uyarınca kurumsal kimlik çalışmasına ait malzemelerin teslim edildiği, davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesinden sonra ise davalıya teslim edilen kurumsal kimlik çalışmasına ait malların tutanak karşılığında davı dışı ... Şirketine teslim edildiği, iade edilen malzemelerin bedelinin fatura bedelinden düşülmesi sonrasında davacının kurumsal kimlik çalışması kapsamında sözleşmenin feshi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu mahkemece kabul edilmiştir.
Davalı tarafından ise davacının ariyet olarak verilen kurumsal kimlik malzeme ve ekipmanları ile sair ekipmanları sökerek iade aldığı, bu kalem talebin yerinde olmadığı ileri sürmüştür. Dosya kapsamına davalı yanca ibraz edilen ariyet olarak verilen kurumsal kimlik malzeme ve ekipmanlarına ilişkin bir tutanak olduğu, bu tutanak altının tam ve eksiksiz teslim aldım şeklinde yazılmak suretiyle imzalandığı anlaşılmıştır. Mahkemece dava dışı davacı adına ariyeten teslim edilen malları teslim alan şirket tarafından yazılan müzekkereye verilen cevapta söz konusu belgenin eki olarak sunulan ve bir kısım malların kullanılamayacağının not düşüldüğü belgenin sunulduğu görülmüştür. Davalı tarafından söz konusu belgenin imzasız olduğu ve kabul edilmediği savunulmuştur. Mahkemece teslim almaya ilişkin imzalı tutanak ile bu imzasız belge üzerinde yeterince durulmadığı görülmüştür. Sözleşme kapsamında ariyeten teslim edilen malların tam ve eksiksiz olarak davacı yana teslim edilip edilmediği hususu üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesine ek olarak düzenlenen protokolün 6.2 maddesinde cezai şart koşullarının düzenlendiği, cezai şart olarak sözleşme süresinin tamamı için 30.000 USD'nin kararlaştırıldığı, cezai şart hükümlerinin geçerli ve talep edilebilir nitelikte olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 5 yıl (60 ay) süreli olduğu, davalı tarafından sözleşmenin 16 ay sonra feshedildiği, geriye kalan sözleşme süresinin 44 ay olduğu, bu hali ile davalının [(44*30.000)/60] 22.000 USD cezai şarttan sorumlu olduğu mahkemece belirlenmiştir.
Anılan protokol ve sözleşme hükümleri uyarınca davacının cezai şart talebinin yerinde olduğu; ancak davalı cezai şartın miktarının pek fahiş olduğunu ileri sürmesi nedeniyle davalının ekonomik durumu ve ticari faaliyetinin kapsamı dikkate alındığında talep edilen cezai şart miktarının pek fahiş olup olmadığı, davalının ekonomik açıdan mahvına sebep olup olmayacağı hususu üzerinde durulmaksızın ve ayrıca kabule göre de cezai şarta ilişkin alacak talebinin İİK 67/2 maddesi uyarınca likit olduğu gözetilmeksizin bu kalem talep yönünden icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi de doğru değildir.
Bu durumda, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde birleşen dava yönünden incelemeler yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, taraf vekillerinin birleşen dosyaya yönelik istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/658Esas, 2020/270Karar ve 23/06/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.'nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatıranlara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK'nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 13/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan...
e-imzalıdır


Üye...
e-imzalıdır


Üye...
e-imzalıdır


Katip...
e-imzalıdır



NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."


Full & Egal Universal Law Academy