Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/413 Esas 2023/587 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/413
Karar No: 2023/587
Karar Tarihi: 13.04.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/413 Esas 2023/587 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/413
KARAR NO: 2023/587
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:11/01/2023
NUMARASI:2022/710 Esas 2023/17 Karar
DAVACI :
VEKİLİ:
DAVALI :
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 28/10/2022
KARAR TARİHİ: 13/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 13/04/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının ihyasını talep ettikleri ... ve diğer birkısım Şirketlerden 4734 sayılı Kanunu hükümleri gereğince hizmet alımı yaptığını ve davalı Şirketler ile hizmet alım sözleşmeleri imzaladığını, sözkonusu hizmet alım sözleşmelerine istinaden istihdam edilen ve ihale süreci sonucunda iş akitleri sona eren işçiler tarafından işçilik alacakları nedeni ile müvekkili kurum aleyhine alacak ve tazminat davaları açıldığını ilamlı ve ilamsız icra takipleri başlatıldığını, anılan Şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğini sözkonusu işçilere yaptıkları ödemeler ve açtıkları rücu davaları sırasında öğrendiklerini beyanla ...,in Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde kayıtlı ...Şirketinin açmış olduğu tüm rücu dosyaları yönünden ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihya talebine konu ...Şirketinin 6102 sayılı TTK Geçiçi 7.m. kapsamında 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiğini, terkin öncesinde değinilen yasal düzenleme gereğince ihtar yazısının Şirket yetkilisine gönderildiği ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yasal ilanın yapıldığını, davanın yerleşik içtihatlar gereğince 5 yıllık hak düşürücü süre geçirilerek açıldığını beyanla davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu aksi takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 6102 sayılı TTK'nun Geçici 7. m. uyarınca ticaret sicilinden re'sen terkin edilen şirketin derdest icra takibi nedeni ile ihyası için yasal koşulların oluştuğu, terkin işleminin yasaya aykırı olması nedeni ile davacının hak düşürücü süre itirazına itibar edilemeyeceği, davacı tarafın ihya talep etmekte hukuken korunmaya değer haklı menfaatinin bulunduğu, terkin işlemi usul ve yasaya aykırı olarak gerçekleştirildiğinden kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve diğer yargılama gideri takdir edilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde ... sicil no ile kayıtlı ... Şirketi'nin ihyasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin son adresine yapılan tebligat ulaşmasa dahi yapılan ilanın Tebligat Kanunu uyarınca yapılmış tebligat sayılacağından ihtarın hukuka uygun olduğunu, dava konusu şirketin geçici 7. maddedeki prosedüre uygun olarak hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, dava tarihi itibarıyla 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının alacağı sebebiyle ihya davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, mahkemece ihyaya hükmedilirken TTK'nun 547/2. maddesi göz ardı edilerek ek tasfiye kararı verilmeyip, tasfiye memuru ataması yapmamasının hukuka aykırı olduğunu, terkinde müdürlüğün kusuru bulunmadığını, yasadan doğan yasal hasım olduklarını, aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, aksi kanaat halinde ise ek tasfiye kararı verilerek tasfiye memuru atanmasına, aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, ticaret sicil kaydı TTK Geçici 7. maddesi uyarınca terkin edilmiş şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ticaret sicil kayıtları, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/625 Esas sayılı dosyası, Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/1140 Esas, 2021/366 Esas ve 2021/795 Esas sayılı dosyaları, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/1134 Esas sayılı dosyası vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Dosya kapsamından, ihya istemine konu ... Şirketi'nin ...'nün ... sicil numarasında kayıtlı iken ... sayılı Kanuna dayalı olarak oda kaydının silinmesi nedeni ile TTK Geçiçi 7.m. Kapsamında kendisine yapılan ihtar ve 07/10/2013 tarih ve ... sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunulmaması nedeni ile 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden re'sen terkin ve 28/01/2014 tarihinde tescil ve ilan edildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK'nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re'sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve ticaret sicilinden re'sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, aynı maddenin 4.fıkrasının "a" bendinde; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, aynı maddenin 11.bendinde ise; dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memuru bildirmeyen veyahut durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtları ile birlikte bildirmeyen şirketin unvanının ticaret sicilinden re'sen silineceği düzenlenmiştir.
Öte yandan ... Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesinde; "Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re'sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan " Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin" Tebliğ'in 1. maddesinin "d" bendinde; "18/5/2004 tarihli ve ... sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler." ifadesi ile kanunda olmayan bir hali Tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinde; "01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır" denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu maddede belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu'nun 14/06/2017 tarih ve 2017/4-1358 esas 2017/1193 karar sayılı kararında; "...Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır" denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek Tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. (Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316)
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re'sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04/03/2019 tarih ve 2019/540 Esas 2019/1798 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/09/2018 tarih ve 2018/2834 Esas 2018/5605 Karar sayılı;11/10/2022 tarih ve 2022/5850 esas 2022/6837 karar sayılı emsal ilamları). Aynı gerekçelerle Geçiçi 7.maddeye tabi olmayan sebebe dayalı terkin işlemi yapıldığından 5 ve 10 yıllık hak düşürücü sürelerde uygulama imkanı bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
Somut olayda, davacının ihyası istenen şirket aleyhine Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/1140 Esas, 2021/366 Esas ve 2021/795 Esas sayılı dosyaları ve Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/1134 Esas sayılı dosyasında, rücuen alacak davaları açtığı, dosyaların derdest olduğu, bu nedenle davacı tarafın, şirketin ihyasını talep etmekte hukuki menfaatinin bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Ayrıca, davalı sicil tarafından hem TTK'nın geçici 7.maddesinde sayılmayan ... sayılı oda kaydının silinmesi sebebine dayalı olarak hem de zaten terkin tarihi itibarıyla hakkında derdest icra takibi bulunduğu halde anılan Yasa'nın geçici 7/2. Maddesine aykırı bir biçimde dava konusu şirketin ticaret sicilinden re'sen terkini açıkça aykırı olduğu gibi terkin işlemleri aynı maddenin 4/a maddesindeki usule de uyulmaksızın gerçekleştirilmiştir. Bu durumda davanın açılmasına sebebiyet veren ve yargılama sonunda haksız olduğu anlaşılan davalı sicil aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Öte yandan davalı sicil müdürlüğü geçici 7. maddeye göre tesis ettiği işleme gerekçe olarak oda kaydının silinmesini göstermiş ve işlemlerini de bu çerçevede yapmıştır. Yapılan işlemler geçici 7. Maddenin 4/a fıkrasındaki usule göre de yerine getirilmemiş, silinme işlemi nedeniyle şirket temsilcisine ihtar gönderilmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle esasen ihyası istenen şirketin sicilden terkin koşulları oluşmadığı halde TTK'nın 7. maddesine aykırı olarak dosyada yer alan ticaret sicili kayıtlarına göre ihyası istenen şirket halen faal iken davalı sicil terkin işlemini gerçekleştirmiş olduğundan, ilk derece mahkemesince şirkete tasfiye memuru atanmaksızın şirketin ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı sicilin bu yöndeki istinaf sebebine itibar edilmemiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 24/03/2022 tarih 2021/6686 Esas 2022/2403 Karar sayılı emsal içtihatı).
Ancak 6102 sayılı TTK'nın 547 maddesi gereğince ihyası istenen ... Şirketi'nin ihyasına karar verilmesi yanında ticaret siciline tescil ve ilanına da karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 11/01/2023 tarih ve 2022/710 Esas 2023/17 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜNE,
3-...’nde ... sicilinde kayıtlı ... Şirketi'nin İHYASINA,
5-Karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,
6-Harçlar kanunu uyarınca hesap olunan 179,90-TL olduğundan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-İlk derece mahkemesi kararı ile istinafa gelen tarafın sıfatı da gözetilerek davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK'nun 333.maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B)1-Davalı ...'nce istinaf başvurusu sırasında peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın talep ve istek halinde davalı ...'ne iadesine,
2-Kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek davalı ...'nün istinaf aşamasında yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucundaHMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/04/2023
Başkan- Üye - Üye - Zabıt Katibi -
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy