Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/735 Esas 2023/414 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/735
Karar No: 2023/414
Karar Tarihi: 16.03.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/735 Esas 2023/414 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/735
KARAR NO: 2023/414
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN: ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP: ... ...

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:11/02/2022
NUMARASI: 2017/372 Esas 2022/106 Karar
DAVACI / KARŞI DAVALI :
VEKİLİ:
DAVALI / KARŞI DAVACI : ... - ... ...
VEKİLİ
DAVA ve KARŞI DAVA: İtirazın İptali, Tazminat
DAVA TARİHİ: 30/05/2017
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 16/03/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve tazminata ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tasfiye memuru ...'un Kadıköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 18/10/2011 tarih ve 2010/1699 esas 2011/697 karar sayılı dosyası ile Tasfiye Halinde ... ... ve ... ticari Unvanlı firmaya tasfiye memuru olarak görevlendirildiğini, müvekkilinin firmanın ticari defterleri incelendiğinde 14/07/2007 tarihinde ... firması tarafından 80.941 USD iş avansı ödendiği kayıtlara geçtiğini, ticari defterlerde bu durumun sabit olduğunu, bu tutarın icra dosyasına sunulan genel mizan kayıtlarında da görüldüğünü, söz konusu ödeme karşılığında avans ödemesi yapan firmaya herhangi bir hizmet ya da mal teslimi gerçekleştirilmediğinden söz konusu tutarın iadesi edilmesi zorunluluğunun doğduğunu, bu sebeple şirketin ortağı ... ve diğer ortağı ...'a iadeli taahhütlü olarak 27/03/2017 tarihli ihtar çekildiğini, ihtar üzerine kollektif şirket ortaklarının sorumluluğunu düzenleyen TTK ilgili maddeleri gereğince dava dışı ortak ... sorumluluğu dahilindeki 40.470.50 USD'yi şirkete iade ettiğini, ancak davalı taraf üzerine düşen edimi yerine getirmediğini, iade etmesi gereken tutarı iade etmediği gibi başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, müvekkil firmanın vergi dairesine ödemesi gereken 3.700,00 TL tutarındaki amme alacağı ile 2017 şubat ayı dahil mali müşavirlik bedeli olan 1.000,00TL şirket kasasında nakit olmadığından aynı şekilde ortaklardan talep edildiğini, ortaklardan dava dışı ...'un söz konusu toplam bedelin yarısını ödediğini, davalının hissesine düşen yarı oranındaki tutarı ödemediğini, davalı aleyhine Ankara 23. İcra Müdürlüğü 2017/8035 E sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak takipteki borca açıkça itiraz ederek takibin durmasına ve tahsilatın engellenmesine sebebiyet verdiğini iddia ederek davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğü 2017/8035 E. sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile davalının kötü niyetli itirazları nedeniyle %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu edilen Ankara 23.lcra Dairesi 2017/8035 Sayılı icra dosyasında, müvekkiline e gönderilen icra takibi incelendiğinde ve aynı şekilde huzurdaki davada alacaklı sıfatı anlaşılmadığını, dava konusu takipteki alacaklı kısmında hem bir şirket hem şirketin müvekkil de dahil ortakları, hem şirket adına tasfiye memurunun ismi yer aldığını, takip içeriğinden ise mali müşavirlik ve vergi alacağı gibi alacaklar ile 3. kişi bir başka şirkete ait iddia edilen alacakların talep edildiğinin görüldüğünü, ortada 5 farklı tüzel ve gerçek kişiden oluşan alacaklılar söz konusu olduğunu, yasal olarak birden fazla kişinin farklı sebeplerden doğmuş iddia edilen alacaklarının tek bir takipte istenmesinin yasal olmadığını, bu kapsamda açılan davanın da bu kapsamda tefriki gerektiğini, alacaklı eğer şirket ise, şirket mali müşavirinin iddia edilen şahsi alacakları için aynı takipte müvekkili aleyhine tasfiye memurunun icra takibi yapamayacağını, 3. şahıs başka bir şirkete olan iddia edilen bir borç için icra takibi yapılıyorsa, alacak kendisine ait olmayan şirket için tasfiye memurunun takip başlatamayacağını, müvekkilinin ismi hem alacaklılar ve hem de borçlu arasında geçtiğini, bir takipte ve buna bağlı davada, alacaklı-borçlu sıfatı birleşemeyeceğini, tasfiye memuru, her iki ortak adına davayı açtığını beyan etmekte, borçlu da davacı gösterilenlerden biri ise, burada davaya olası menfaat çatışması açısından bir dava kayyımı da atanması gerektiğini, takibin dayanağı olarak belirtilen iddia edilen vergi dairesi alacaklarının da tahsilini alacaklı görünenin hukuken talep edemeyeceğini, dava konusu takipte tüm bu iddia edilen alacak kalemlerinin alacaklılarının farklı olduğunu, ancak alacaklı gözüken şirket adına tasfiye memuru şirket alacakları ve ortakların onayı ile takip yapabileceğini ve dava açabileceğini tasfiye memurunun tüm bu iddia edilen borçlar için takip yapma, dava açma yetkisi olup olmadığının belli olmadığı , bu nedenle davacılar adına yetkili olarak hareket ettiği iddia eden tasfiye memurunun takip ve dava açma yetkisinin bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; asıl davanın, Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2017/8035 esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, takip temelinin tasfiye halinde davacı kollektif şirket ortaklarının sorumluluğu kapsamında alacak istemine ilişkin olduğu, karşı davanın tasfiye memurunun şirket ve davalıyı zarara uğrattığı iddiası ile tazminat istemine ilişkin olduğu, şirket merkezinin "..." olduğu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, kesin yetki kuralı dava şartı olduğundan resen dikkate alındığı gerekçeleriyle HMK.114/ç ve 115.maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan asıl ve karşı davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibinin Ankara'da yapılmış olması nedeniyle yetkili mahkemenin HMK.nun 6 ve 7.maddeleri gereğince Ankara mahkemeleri olduğunu, davaya konu uyuşmazlıkta geçen kollektif şirketi sermaye şirketi olmadığı gibi davada da taraf olmadığını, bu nedenle şirketin ortağına karşı açtığı bir davanın söz konusu olmadığını, esasen asıl davanın da mesnetsiz olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; asıl dava, tasfiye halinde davacı kollektif şirket ortaklarının sorumluluğu kapsamında oluşan zararın tazmini istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine, karşı dava ise tasfiye memurunun şirket ve davalıyı zarara uğrattığı iddiası ile tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 9. Ağır Ceza mahkemesinin 2016/306 esas sayılı dosyası, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından sicil kayıtlarına ilişkin bilgi ve belgeler, Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2017/8035 esas sayılı icra dosyası vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Asıl davada, kollektif şirket ortaklığının sorumluluğu kapsamında oluşan zararın tazmini, karşı davada ise tasfiye memurunun sorumluluğundan kaynaklanan zararın tazmini talep edilmiş, mahkemece yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olmakla öncelikle mahkemenin yetkili olup olmadığının çözümü kavuşturulması gereklidir.
6100 sayılı Kanunun 14/2 maddesinde; Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir." hükmü mevcuttur.
Davacı, ortaklarının şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayanarak ortağına karşı eldeki davayı açmıştır. Şirket merkezinin "..." olduğu anlaşılmakla HMK.nun 14/2.maddesi uyarınca davacı şirketin uğradığı zararın tazmini istemiyle ortağı aleyhine açtığı davada yetkili mahkeme şirket merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir(Gönen Eriş, Ticari İşletme Ve Şirketler, Ankara 2004 Basım, Cilt 1, Sayfa 1393).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 161,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,5 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı karşı davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023
Başkan- ... Üye - ...Üye - ... Zabıt Katibi-...
... ... ... ...
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy