Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/1415 Esas 2023/406 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1415
Karar No: 2023/406
Karar Tarihi: 16.03.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2022/1415 Esas 2023/406 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1415
KARAR NO: 2023/406
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:15/06/2022
NUMARASI:2021/349 Esas 2022/435 Karar
DAVACILAR
VEKİLİ
DAVALILAR :
DAVA: Ortaklık sıfatının ve müdürlüğün sona erdiğinin tespiti ve tescili
DAVA TARİHİ: 02/06/2021
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 16/03/2023

Taraflar arasındaki ortaklık sıfatının ve müdürlüğün sona erdiğinin tespiti ve tescili ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin .... Şti. nezdindeki paylarının tamamını davalı ...'a devrederek 19.01.2017 ortaklıktan çekildiklerini, mezkur devrin 19.01.2017 tarih ve 2017/1 numaralı Ortaklar Kurulu Kararı ile hisse devri sonucu şirketin mevcut 2.000 payının tamamının ... T.C. Kimlik numaralı ...'a devredildiğini, şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürü olarak ...'ın atandığını, şirket merkezinin ... olduğunu ve tüm bu hususların tescil ve ilan edilmesine oy birliği ile karar verildiğini, ancak bahsi geçen devrin ve müdürlük sıfatının şirket paylarının tümünü devralan ve yeni şirket yetkilisi olan ... tarafından Ticaret Sicili Gazetesi'nde tescil ve ilan ettirilmemesiyle müvekkillerinin pay sahipliği ve müvekkili ...'un şirket yetkilisi olma sıfatının ticaret sicili, vergi dairesi ve sair kurumlarda aktif olarak görünmekte olduğunu, müvekkillerin pay devrinin tescil edilmediğini vergi dairesi tarafından re'sen yapılan vergi incelemesi neticesinde öğrendiklerini, devirden sonra tescil işlemini gerçekleştirmeyen davalı ...'ın devir tarihinden sonra yaptığı usulsüz ve hukuka aykırı işlemler nedeniyle tanzim edilen vergi inceleme raporu ile müvekkili aleyhine Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/11 E. Sayılı dosyasında 6183 sayılı Kanun'a muhalefet isnadıyla ceza dosyası derdest edildiğini ve müvekkillerinin vergi dairesince tanzim edilen birçok aleyhe işleme maruz kalmış olduklarını, dava konusu olayda müvekkilleri tarafından, limited şirketteki payları yasaya uygun olarak davalıya devredilip, ortaklar kurulu kararı ile onaylandıktan sonra ortaklık sıfatı ve müvekkili ... yönünden şirket müdürlüğü sıfatının ortadan kalktığını iddia ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları mahfuz olmak kaydıyla müvekkillerinin daha evvel davalı ...'a devrettiği paylara ilişkin pay devrinin ve ...'ın şirket müdürü sıfatının devir tarihi olan 19.01.2017 tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; sicil müdürlüğüne ... sicil numarasıyla kayıtlı bulunan ... Şirketi'nde ortak olan ..., ...'a hissesini devrettiğine ilişkin davacılar tarafından17/06/2020 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, başvuruyla birlikte ..., ... ve ...'un 19/01/2017 tarihinde Ankara 57. Noterliği'nin 19/01/2017 tarihli ... yevmiye nolu hisse devir sözleşmesiyle sahibi olduğu şirket hisselerinin tamamını ...'a devrettiğini ve Genel kurulun 19/01/2017 tarihinde aldığı kararla bu devrin onayladığını bildirdiğini, Ticaret Sicil Yönetmeliği madde 22 ve Türk Ticaret Kanunu madde 598 hükümleri gereğince gerçekleşen hisse devrinin ve müdürlük azlinin tescilini isteme yetkisi şirketin mevcut müdürü olan ... ve ...'da olduğunu, ... ve ...'un mevzuat hükümlerine uygun düzenlenmiş evraklarla birlikte Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurup tescilini gerçekleştirmesi gerekmekte olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 18'inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini ve davacı şirket müdürü olarak gereken özeni göstermediğini, hisse devri tescilinin gerçekleştirilmemesindeki hukuki sorumluluğun tamamen ona ait olduğunu, davacının davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacıların davalı şirketin ortakları olup Ankara 57, Noterliğinin 19/01/2017 tarih ve ...yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile paylarını davalı ...'a devir ettikleri, davacıların hisse devirlerinin TTK 595 hükümlerine uygun olup devir tarihi itibariyle ortaklıkları ve müdürlük sıfatlarının sona erdiği, TTK 598/2 uyarınca 30 gün içerisinde başvurunun yapılmaması halinde ayrılan ortağın bu başvuruyu yapabileceği, davalı ticaret sicilinin başvurunun reddi kararının hukuka uygun olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticaret sicil yönetmeliğinin 22. maddesi gereğince hisse devrinin ve müdürlük azlinin tescilini isteme yetkisinin şirketin mevcut müdürü olan ... ve ...'da olduğundan mevzuat hükümlerine uygun hazırlanan evraklarla müdürlüğe başvurduklarında tescil zaten gerçekleştirileceğinden eldeki davanın açılmasında hukuki yararı bulunmadığını, davacıların mevzuat hükümlerine uygunluk arz eden hisse devri evraklarının sunmamaları nedeniyle tescilin gerçekleştirilmediğini, zira davacıların 17/06/2020 tarihli başvuru dilekçesi ekinde pay devri sözleşmesinin ve genel kurul kararının aslının ve hisse devrinin işlendiği pay defteri sayfasının noter onaylı suretinin ibraz edilmediğini, ...'ın imzasının sicil dosyasında kayıtlı olmadığının, gerekli harç için harcın ödenmediğini, davalı idare yasal hasım olması nedeniyle aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket hisse devrinin ve müdürlük sıfatının sona erdiğinin tespitiyle ticaret siciline tescil ve ilanına ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ticaret sicil kayıtları, 19/01/2017 tarihli Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi, 19/01/2017 tarihli ortaklar kurulu kararı, davacıların davalıya hitaplı 17/06/2020 tarihli başvuru dilekçesi, 15/02/2022 tarihli bilirkişi raporu, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021 esas sayılı dosyası vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Dosya kapsamından, davalı .... Şti.'nin Ankara 50. Noterliğinin 03.03.2015 tarih ve ... yevmiye numarası ile şirket sözleşmesinin yapıldığı, Ankara 63. Noterliğinin 04.03.2015 tarihli ve ... yevmiye numarası ile düzeltme beyanı vererek Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün...sicil numarasında kayda alınarak ... ilan sıra numarası ile 04.03.2015 tarihinde ilan edilerek tescil edildiği, şirketin 50,00 TL değerinde 2000 paya ayrılmış 100.000,00 TL sermaye ile kurulduğu, 1000 Paya karşılık olan 50.000,00 TL. sına ...'un, 1000 paya karşılık olan 50.000,00 TL'sına ...'un sahip olduğu, aksi karar alınana kadar ...'un şirket müdürü olarak münferiden temsil ve ilzama yetkili olarak seçilmiş, ...'un müdürler kurulu başkanı olarak münferiden temsil ve ilzama yetkili olarak seçildiği, ...'un 200 adet hissesini 20/11/2016 tarihinde ...'ya devir ve temlik ettiği, yine Ankara 57. Noterliğinin 19.01.2017 tarih ve ...yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile şirket ortakları davacılar ..., ... ve ...'nun hisselerinin tamamını davalı ...'a devretikleri, 19 Ocak 2017 tarihli Ortaklar Kurulu Karar Defterinde hisse devir kararının alındığı, kararın Ankara 57. Noterliğinin 19 Ocak 2017 tarih ve ... yevmiye numarası ile tasdik edildiği, tasdik edilen ve hisse devri yapılan sözleşmelerin tescil için davacılar vekilince davalı Ticaret Sicil Müdürlüğüne hitaplı 17/06/2020 tarihli dilekçe ile müvekkillerinin adlarının sicilden silinmesi ve davacı ...'un şirket yetkilisi sıfatının sicilden terkin edilerek başvuruya konu devir işleminin sicile tescil edilmesinin talep edildiği, davalı tarafından 26/05/2021 tarihli yazı ile bahse konu hisse devir işleminin re'sen tescil ve ilan edilmesi söz konusu olmadığından dolayı şirket adresine ve şirket hisselerine devralan ...'a yazılan davet yazılarının bila tebliği olduğu ve bahse konu hisse devri için herhangi bir başvurunun bulunmadığı bildirildiği, böylelikle tescil işleminin tamamlanmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda 19.01.2017 tarihine kadar davalı şirketin %50 payına (1000 adet paya) davacı ...’un, %40 payına (800 adet paya) davacı ...’un ve %10 payına (200 adet paya) davacı ...’nun sahip olduğu ve anılan tarihe kadar davacılardan ... ve ...’un şirket müdürü olduğu, 19.01.2017’de pay sahibi olan üç davacının, paylarının tamamını davalı ...’a devretmek üzere devir sözleşmesi akdettikleri, böylelikle şirketin paylarının %100’ünün, tek ortak davalı olacak şekilde ...’a devredilmesi konusunda sözleşme akdedildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
TTK'nun itiraz başlıklı 34/1. maddesinde "İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler." denilmiştir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere ilgililer sicil müdürlüğünce verilen kararın tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde tescil istemi hakkında verilen karara karşı itiraz edebilecektir. Davalı yanca tescilin gerçekleştirilmediği 26/05/2021 tarihli yazı ile bildirilmiş, işbu dava ise TTK'nun 34. maddesinde belirlenen 8 günlük hak düşürücü süre içerisinde 02/06/2021 tarihinde açılmıştır. Burada tartışılması gereken diğer bir husus davacıların ilgili sıfatları bulunup bulunmadığıdır.
Ticaret sicil memurluğu kararlarına karşı ancak ilgililer itiraz edebilir. Bu ilgililerin kimler olacağı ise Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 22. maddesinde ve TTK'nun 28. maddesinde açıklanmıştır. Anılan maddelere göre, tacirin hükmi şahıs olması halinde onun salahiyetli uzuvları veya selahiyetli temsilcileri ilgili kişi olarak kabul edilmektedir. Somut olayda davacılar şirketin müdürü ve ortağı iseler de işbu davayı şirket adına, şirket müdürü sıfatıyla değil, kendi adına ortak sıfatıyla açmışlardır. Tacir tüzel kişi ise yetkili uzuvları veya yetkili temsilcileri ilgili sıfatını taşımaktadır (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler, 1. Cilt, 3. Baskı, Ankara 2004, s:935). Şirket ortağının ise ilgili sıfatı bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla davacıların müdürlüğün sona erdiğinin tesciline ilişkin talep yönünden işbu davada aktif dava ehliyetleri bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece davacıların müdürlüğün sona erdiğini teciline ilişkin talep yönünden TTK'nun 34. maddesi uyarınca ilgili sıfatına sahip olmadıklarından işbu davayı açamayacakları, aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gözetilerek davanın bu talep yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Pay devrinin tescil ve ilanına ilişkin talep yönünden yapılan değerlendirmede ise;
Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 103/2.maddesinde, esas sermaye paylarının geçişinin tescili için şirket müdürlerinin süresi içinde ilgili müdürlüğe başvuruda bulunmaması halinde ayrılan ortağın, esas sermaye payının devrine ilişkin noter onaylı devir sözleşmesini ibraz etmek kaydıyla, bu paylarla ilgili olarak adının sicilden silinmesini isteyebileceği düzenlenmiş olup, her ne kadar davacılar vekili tarafından 17/06/2020 tarihli dilekçe ile davalıya pay devrinin tescili hususunda başvuruda bulunulmuş ve dilekçe ekinde limited şirket pay devri sözleşmesi ve ortaklar kurulu kararının yer aldığı yazılmış ise de, söz konusu belgelerin asıllarının veya noter onaylı devir sözleşmelerinin davalı sicile ibraz edildiğine ilişkin dosyada delil bulunmadığından bu talep yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davalının istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, pay devrinin tescil ve ilanına ilişkin talebin esastan reddine, müdürlük yetkisinin bulunmadığına tescil ve ilanına ilişkin talebin usulden reddine karar vermek gerekmiş, davalı şirket ve davalı ... hakkında ilk derece mahkemesince verilen hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından ve her davalı hakkında davanın müstakil dava olduğu gözetilerek bu davalılar hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-1-Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2--Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 15/06/2022 tarih 2021/349 Esas 2022/435 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davacının davalı Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı pay devrinin tescil ve ilanı istemiyle açtığı davanın reddine,
4- Davacının davalı Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı müdürlük sıfatının sona erdiğinin tescil ve ilanı istemiyle açtığı davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
5-Davalılar ... ve ... hakkında verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri ve 66,00 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 286,70 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucundaHMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023
Başkan- Üye - Üye - Zabıt Katibi-
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy