Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/964 Esas 2023/460 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/964
Karar No: 2023/460
Karar Tarihi: 24.03.2023

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/964 Esas 2023/460 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/964
KARAR NO: 2023/460
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN: ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE: ... ...
KATİP: ......
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2021
NUMARASI: 2020/402 Esas 2021/81 Karar
DAVACILAR:
VEKİLİ:
DAVALILAR:
VEKİLİ:
DAVA: Müdürlük Görevinden Azil ve Yeni Müdür Seçilmesi
DAVA TARİHİ: 07/09/2020
KARAR TARİHİ: 24/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 13/04/2023
Taraflar arasındaki müdürlükten azil ve yeni müdür seçilmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı ... hakkında açılan davanın husumetten reddine, davalı ... hakkında açılan davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı ...'in davalı şirketin ortakları olduklarını, davalı ...'in şirket müdürü olduğunu, anılan müdürün davalı şirket olağan genel kurul toplantısını yapmaktan imtina ettiğini, şirket olanaklarını kendi çıkarları için kullandığını, müvekkilleri tarafından gönderilen ihtarnameye rağmen genel kurul toplantısı için çağrı yapmadığını, bunun üzerine genel kurulu toplantıya çağırma izni talepli dava açıldığını, yargılama aşamasında genel kurul toplantısının yapıldığını, yapılan genel kurul toplantısında müvekkili ... ile davalı ...'in bir yıl süre ile şirket müdürlüğüne seçildiğini, aynı genel kurulda alınan bu kararların ticaret sicil gazetesinde yayınlanmasına ve ilgili kurul ve kuruluşlara bilgi verilmesi yönünde kararlar alındığı, müvekkili ...'ın ortaklar kurulu kararının Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilanı için talepte bulunduğunu, bu taleplerinin sicil müdürlüğü tarafından reddedildiğini, diğer müdür olan davalı ...'e ihtarla tescil ve ilan sorumluluklarının yerine getirilmesi hususunun bildirildiğini, ihtarın tebliğ edilmesine rağmen gereğinin yerine getirilmediğini, bu hususun TTK'nun 639. maddesinde belirtilen haklı sebep olduğunu belirterek davalı ...'in müdürlük görevinden azline, şirkete yeni bir müdür atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili süresinden sonra verdikleri cevap dilekçesinde özetle; şirket genel kurul toplantısında oy birliği ile alınan kararla müvekkili ... ile davacı ...'ın birlikte müdür olarak seçildiğini, genel kurul kararının emredici hükümlere aykırılık teşkil etmesi nedeniyle davacı ... tarafından yapılan tescil ve ilan başvurusunun sicil müdürlüğü tarafından reddedildiğini, müvekkili şirketin işbu davada pasif husumet ehliyetinin olmadığını, şirket genel kurul kararının tescil ve ilan edilmesi talebinin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından reddedilmesinde müvekkilinin hiçbir kusur ve ihmalinin bulunmadığını, müvekkili ...'in özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal etmek suretiyle şirketi kötü yönettiği iddiasının yerinde olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı tarafından müdür ve şirket davalı gösterildiği, müdürün görevinden azli ve yeni müdür atanmasının talep edildiği, davacıların ileri sürdüğü sebeplerin müdürün azli için yeterli görülmediği, müdürün azli davasında müdürün davada davalı olarak gösterilmesi yeterli iken, şirketin de davalı olarak gösterildiği gerekçesiyle davalı ... hakkında açılan davanın husumetten reddine, davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; doktrinde kabul edilen genel görüşün davanın ortaklığa karşı da açılması gerektiği yönünde olduğunu, bu doğrultuda ilgili beyanının dikkate alınmadığını, haklı davadaki iddia ve taleplerinin dar bir kapsamda değerlendirildiğini, yalnızca genel kurul kararının tescil ve ilan edilmemesi yönünden esastan inceleme yapılarak hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesi kapsamında bahsedilen davalı müdür ...'in yalnızca genel kurul kararının tescil ve ilanı noktasında kabahatli davranmadığını, müvekkilleri tarafından gönderilen ihtarnameye konu müdürlük yaptığı süre boyunca adı geçen şirketin olağan genel kurul toplantısını yapmaktan imtina ettiğini, şirket olanaklarını kendi çıkarları için kullanarak basiretli olmayan davranışlarda bulunduğunu, kendisine bu hususta ihtar gönderilmesi üzerine de yükümlülüklerini yerine getirmeyerek genel kurul toplantısı için çağrı yapmadığını, bunun üzerine müvekkilleri tarafından genel kurulu toplantıya çağırma izni talepli dava açıldığını, yargılama devam etmekte iken genel kurul toplantısı yapılarak davalı ... ve müvekkili ...'ın bir yıl süre ile şirket müdürlüğüne birlikte seçildiklerini, alınan bu kararların ticaret sicil gazetesinde yayınlanmasına ve ilgili kurum ve kuruluşlara bilgi verilmesine ortakların oy birliği ile karar verdiğini, açılan davada ortaklar kurulu kararının usul ve yasaya uygun bir şekilde yapılmış olan genel kurul toplantısı neticesinde alındığının sübuta erdirildiğini, hükmedilen ilam ile beraber müdür seçilen müvekkili ... tarafından ortaklar kurulu kararının tescil ve ilanı için sicil müdürlüğüne başvurulduğunu, tescil talebinin reddedildiğini, bunun üzerine şirket müdürü ...'in ticaret sicilinde tescil ve ilan sorumluluklarını yerine getirmesi hususunda ihtarname gönderildiğini, şirket müdürünün görevlerini yerine getirirken gerekli olan tüm özeni göstererek hareket etmesi gerektiğinin yasada düzenlendiğini, davalı ... tarafından ortaklar kurulu kararının tescil ve ilanıyla ilgili herhangi bir eylemde bulunulmadığını, iddialarının yalnızca genel kurul kararının tescilinden ibaret kalmamakta olup, buna ek olarak bahsedilen tüm sebeplerin ve esasen önem arz eden hususların dosya kapsamında göz ardı edildiğini, bu şekilde dar kapsamlı bir değerlendirme neticesinde kararın aynı şekilde kalması halinde müvekkillerinin mağdur edileceğini, davalının cevap dilekçesini yasal süresi içerisinde sunmamış olması sebebi ile beyan ve itirazlarının hükme esas alınmayacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar ile müvekkili ...'in müvekkili şirketin ortakları olduklarını, şirket müdürü olan müvekkili ...'in 18/12/2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısına kadar kuruluştan itibaren tek başına şirket müdürü olarak görev yaptığını, 18/12/2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul ve ortaklar kurulu toplantısında oybirliği ile alınan karar ile davacı ...'in müvekkili ... ile birlikte müdür olarak seçildiğini, genel kurul toplantısının ticaret sicil müdürlüğünce tescili için anılan davacı tarafından talepte bulunulmuşsa da söz konusu genel kurul kararı kanunun emredici hükümlerine aykırılık arz etmesi sebebiyle sicil müdürlüğü tarafından bu başvuru reddedildiğini, müvekkili şirketin işbu davada pasif husumet ehliyeti olmadığına karar verilmesine rağmen lehine vekalet ücreti tayin edilmediğini, mahkemece davalı müvekkillerden biri için dava husumetten diğeri içinse esastan olmak üzere farklı gerekçelerle reddedilmesine rağmen tek bir vekalet ücretine hükmedildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket müdürünün azli ve şirkete yeni müdür atanması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nun 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalı şirket ana sözleşmesi, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, davacılar tarafından davalıya gönderilen ihtarname suretleri, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 21/07/2020 tarihli ret kararı, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/646 Esas 2020/258 Karar sayılı karar sureti, davalı şirketin 18/12/2019 tarihli genel kurul toplantı tutanağı, veraseten hisse devir karar dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacılar ile davalı ... davalı şirketin ortağı olup, davalı şirkette davacı ...'in %30, davacı ...'ın %30, davalı ...'in %40 oranında pay sahibi olduğu ticaret sicil kayıtlarıyla sabittir.
Davacılar tarafından davalı ...'e gönderilen 08/11/2019 tarihli ihtarname ile şirketin genel kurulunun yapmaktan imtina ettiği, şirket olanaklarını kendi çıkarları için kullandığı, basiretli olmayan davranışları bulunduğu, 7 iş günü içerisinde şirkete yeni müdür tayininin finansal tablolar ve yıllık faaliyet raporlarının onaylanması gündemli olağan üstü genel kurul toplantısı çağrısı yapılması, aksi halde bu hususta dava açılacağı bildirilmiştir.
Anılan ihtarname üzerine davalı şirket müdürünün olağanüstü genel kurul toplantı çağrısı yapmaması üzerine bu kez, davacılar tarafından davalı şirket aleyhine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde genel kurula çağrıya izin talebiyle 2019/646 Esas sayılı davasını açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 2020/258 Karar sayılı kararıyla dava tarihinden sonra genel kurul toplantısı yapıldığı, şirket müdürü seçildiği, davada hukuki yarar kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı şirketin 18/12/2019 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinden şirket ortaklarının tümünün toplantıya katıldığı, şirketin geçmiş yıllara ait bilançoları, gelir gider ve tüm mali tablolarının oy birliği ile onaylandığı ve ibra edildiği, davalı ... ve davacı ...'ın 1 yıl süreyle şirket müdürlüğüne seçildiği görülmüştür.
Davacı ... tarafından anılan genel kurul kararının ticaret sicilinde tescil ve ilanı için Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurulmuş ise de, müdürlükce 21/07/2020 tarihli karar ile TTK'nun 629/1. maddesi atfı ile TTK'nun 367. maddesine göre yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabileceği, bu iç yönergenin şirketin yönetimini düzenleyeceği, bunun için gerekli olan görevleri tanımlayacağı, yerlerini göstereceği, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirleyeceği, 367. maddeye göre hazırlanacak iç yönergenin tescil ve ilanının zorunlu olduğu, bu nedenle 18/12/2019 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin tescil talebinin reddedildiği belirtilmiştir.
Anılan ret kararı üzerine bu kez, davacılar tarafından davalı müdüre gönderilen ihtarname ile genel kurulu toplantıya çağrıya izin için dava açıldıktan sonra genel kurul toplantısı yapıldığı, ortaklar kurulu kararının tescili için sicile başvurulduğu, sicilin tescil talebini reddettiği, alınan kararların sicile tescil ve ilanının sağlanması ya da yeni bir genel kurul toplantısına çağrı yapılması talep edilmiştir.
Davacı yan davalı şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ihtara rağmen 18/12/2019 tarihli genel kurul kararını tescil ve ilan ettirmediğini, haklı sebeplerin oluştuğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda şirkete husumet yöneltilemeyeceği, ileri sürülen sebeplerin müdürün azli için yeterli görülmediği gerekçesiyle davalı şirket hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davalı şirketin ortaklarının %30 hisse sahibi davacı ..., %30 hisse sahibi davacı ..., %40 hisse sahibi davalı ... olduğu, şirket müdürü davalı ... iken ortakların tümünün katıldığı ve oy birliği ile alınan karar sonucu 18/12/2019 tarihli genel kurul kararıyla davalı ... ve davacı ...'ın 1 yıl süreyle şirket müdürlüğüne seçildiği, alınan bu genel kurul kararının davacı ...'ın başvurusu üzerine tescil talebinin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce reddedildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, şirket müdürünün azline ilişkin haklı sebeplerin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise yeni müdür seçiminin mahkemeden talep edilip edilemeyeceği, şirket müdürünün azline ilişkin davanın şirkete yöneltilip yöneltilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacılar vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde, TTK'nun 630. maddesi uyarınca her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde şirket müdürünün yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Anılan maddede şirket müdürünün özenle bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul edileceği düzenlenmiştir.
İşbu dava, haklı nedenle şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. Limited şirket ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumetin, idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca limited ortaklığa husumet düşmemektedir. Nitelik itibariyle husumet, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece re'sen nazara alınması gerekli bir itirazdır. Bu durumda, mahkemece davalı şirket hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/12/2019 tarih 2018/3184 Esas 2019/7750 Karar sayılı ilamı).
Öte yandan, davacı yan davalı şirket müdürü ...'in yalnızca genel kurul kararının tescil ve ilanı noktasında kabahatli davranmadığını, müvekkilleri tarafından gönderilen ihtarnameye konu müdürlük yaptığı süre boyunca şirketin olağan genel kurul toplantısını yapmaktan imtina ettiğini, şirket olanaklarını kendi çıkarları için kullanarak basiretli olmayan davranışlarda bulunduğunu, kendisine bu hususta ihtar gönderilmesi üzerine de yükümlülüklerini yerine getirmeyerek genel kurul toplantısı için çağrı yapmadığını, bu hususta dava açılması üzerine yargılama devam etmekte iken genel kurul toplantısı yapıldığını, şirket müdürünün görevlerini yerine getirirken gerekli olan tüm özeni göstererek hareket etmesi gerektiğinin yasada düzenlendiğini, davalı müdürün ise bu özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürmüş, iddiasına ilişkin delil olarak da davalı müdüre gönderilen ihtarnameleri ibraz etmiştir.
Davalı şirketin 18/12/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların sicile tescili için, anılan genel kurulda müdür olarak seçilen davacı ... tarafından başvurulmuş ise de, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil talebi reddedilmiştir. Sicil tarafından tescil talebinin reddedilmesinde davalı müdüre isnat edilecek bir kusur bulunmadığı gibi, davalı müdür tarafından yeniden tescil için başvurulmuş olması müdürlüğün tescil talebinin ret gerekçesini değiştirmeyecektir.
Davacılar ile davalı ortak olmak üzere davalı şirketin tüm ortaklarının katılımı ve oy birliği ile alınan 18/12/2019 tarihli şirket genel kurul kararıyla şirketin geçmiş yıllara ait bilançoları, gelir gider ve tüm mali tabloları oy birliğiyle onaylanarak ibra edilmiştir. Bu durumda davacılar tarafından anılan genel kurul tarihinden önceki sebeplere dayalı olarak ibra edilen şirket müdürüne karşı haklı sebep koşulunun oluştuğunu ileri süremeyecektir.
Hal böyle olunca, mahkemece davalı ... hakkında açılan davada davacıların ileri sürdüğü sebeplerin şirket müdürünün azli için yeterli olmadığı gözetilerek anılan davalı hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Davalılar vekilinin istinaf itirazına gelindiğinde, mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı şirket hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı hakkındaki davanın ise esastan reddine karar verilmiş olup davalılar hakkındaki red gerekçeleri farklıdır.
Bu durumda mahkemece haklarında açılan davanın red sebepleri farklı olan ve yargılama aşamasında vekille temsil olunan davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davalı şirket hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı hakkında açılan davanın reddine ilişkin kararında vekalet ücreti dışında bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 118,60 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 61,30 TL'nin davacılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından fazla yatırıldığı anlaşılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca KABULÜNE,
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17/02/2021 tarih 2020/402 Esas 2021/81 Karar sayılı kararının vekalet ücreti yönünden KALDIRILMASINA,
2-Davalı ... hakkında açılan davanın husumetten reddine,
3-Davalı müdür ... hakkında açılan davanın esastan reddine,
4-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL'nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL'nin davacılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davalı ... vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
7-Davalı şirket vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen tahsili ile anılan davalıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
C)1-Davalılar tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine,
2-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 40,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 202,10 TL yargılama masrafının davacılardan müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucundaHMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023
Başkan - ... Üye - ... Üye - ... Zabıt Katibi - ...
... ... ... ...
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy