Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/892 Esas 2023/549 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/892
Karar No: 2023/549
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/892 Esas 2023/549 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/892
KARAR NO: 2023/549
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN: ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE: ... ...
KATİP: ... ...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2019
NUMARASI: 2018/76 Esas 2019/124 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI : ... - T.C.: ... - ...
VEKİLİ
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 24/01/2018
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 12/04/2023
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; bedelleri müvekkili şirket tarafından ödenen ve görevleri sona eren davalıların uhdesinde kalan ve haksız olarak iade edilmeyen, müvekkili şirket envanterinde halen kayıtlı görünen silahların bedellerinin görev sürelerinin sonundan itibaren yasal faizi ile birlikte taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tefrik kararı öncesi davalı yönünden talebini 2.000,00 TL olarak açıklamış, 29.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 6.497,24 TL artırarak 8.497,24 TL'ye yükseltmiştir.
CEVAP
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap verilmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı vekili dava dilekçesinde zamanaşımı süresin dolduğunu zımnen kabul etmekte, ancak davalının güveni kötüye kullanma suçunu işlediğini, bu nedenle uzamış ceza zamanaşımının söz konusu olduğunu ileri sürdüğü, ancak davalı hakkında bu konuda yapılmış bir şikayet veya açılmış gibi ceza davası olmadığı gibi, ileri sürdüğü suçun oluştuğuna dair bir delil de söz konusu olmadığı, bu sebeple uzamış ceza zamanaşımı söz konusu olmadığı, davalı vekili süresi içinde davaya cevap vermediğinden dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00 TL yönünden zamanaşımı söz konusu bulunmadığı, ancak davalı vekili, ıslah dilekçesine karşı süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunduğundan 2.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslahla artırılan fazlaya ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine,
Davacı vekili silah bedelinin dava tarihindeki değeri üzerinden davayı ıslah ettiğinden dava tarihinden itibaren faize karar verildiği, davacı vekili ıslah dilekçesinde mevduata uygulanacak en yüksek faiz talebinde bulunmuşsa da, davalı tacir olmadığından talep yerinde görülmediği, bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne, 2.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesince davaya konu silahın davalıya görevi gereğince verilmesi ve görevi bitmesine rağmen silahı iade etmediğinden güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hali olan TCK'nun 155/2.maddesinde düzenlenmiş olan suçu oluşturacağını, TCK'nun 66.maddesi uyarınca zaman aşımı süresinin 15 yıl olduğunu, dava da zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiğini, uzamış ceza zaman aşımının uygulanması için davalının şikayet edilmiş olmasının ya da ceza davası açılmasına da gerek bulunmadığını, mahkemece eksik inceleme sonucu karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davaCı şirkette yöneticiliği sırasında kullanmak üzere davalıya verilen silahın iade edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kayseri 6. Noterliğinden düzenlenen 03/06/2006 tarihli Ateşli Silahın Satışı Sözleşmesinin incelenmesinde; satıcısının ..., alıcısının ... olup, sahibi bulunduğu 9 mm çaplı silahı 50,00 TL bedel karşılığı ...'a sattığı, alıcının ruhsat almak için ilgili makama başvurduğunu, fakat henüz ruhsat alamadığı için ateşli silahın zilyedliğini devretmediği, ruhsat alınması halinde zilyedi devretmesini beyan ettiği, alıcının da söz konusu silahı satın aldığını, ruhsatı almak için ilgili makama başvurduğunu, ruhsat alınıncaya kadar ruhsatın zilyedliğinin satıcıda kalacağını, ruhsat alması halinde zilyedliği devralacağını beyan ettiği,
03/05/2006 tarihli Silah Satış Protokolü'nün incelenmesinde; ... tarafından 9 mm çapında tabancanın ... Yönetim Kurulu Başkanı ...'a 13.400,00 TL'ye devredildiği,
10/05/2006 tarihli Şeker Fabrikası Mahsup Listesinde 03/05/2006 tarihli Silah Satış Protokolü kapsamında yönetim kurulu başkanı ...'a satılan silah bedeli olarak 13.400,00 TL'nin ödendiği,
Bilirkişi raporunda özetle; davaya konu 9 mm çapındaki silahın 01/03/2017 tarihi itibariyle değerinin 8.497,24-TL olduğu,
HMK'nun 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği belirtilmiş olup, davalı yanca ıslah dilekçesinin kendine tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde zaman aşımı itirazında bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir.
Davacı şirketin 04.04.2006 tarihli yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu başkanı ile şirketin genel müdür ve yardımcılarına, 01.03.2010 tarihli yönetim kurulu kararları ile de şirketin yönetim kurulu başkanı ve üyelerine görevleri gereği sık sık yalnız seyahat ettiklerinden dolayı silah ve silah ruhsatı alınmasına karar verildiği, davaya konu silahın davacı şirket tarafından alındığı, silahın davalıya teslim edildiği ve davalının işten ayrılırken silahı davacı şirkete teslim etmediği, yönetim kararları gereğince davalı ve diğer yönetim kurulu üyelerine alınan silahların görevleri gereği ve görevleri sırasında kullanılması için alınmış olup, somut olay da ise, dava konusu silahın mülkiyetinin davalıya devredildiğine veya hibe edildiğine dair herhangi bir somut bilgi belge bulunmadığı, bu hale göre davalı yanın davacı şirkette 04/04/2006 tarihinde yönetim kurulu başkanı sıfatıyla görev aldığı, görevine 22/10/2010 tarihinde tedbiren son verildiği, 25/02/2011 tarihinde ise kayyım atanması ile yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesine rağmen şirketten ayrılırken görevi gereği kendisine verilen silahı çalıştığı davacı şirkete iade etmemek suretiyle sebepsiz olarak zenginleştiği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere davalı yanın davacı şirketteki işinin 25/02/2011 tarihi itibariyle sona erdiği, görevi gereği kendisine verilen silahı iade etmediği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre silahın bedelinin 8.497,24-TL olduğunun tespit edildiği, davacı yanca davanın kısmi dava olarak 2.000,00 TL üzerinden açıldığı, davalının görevden ayrıldığı tarih itibariyle 818 Sayılı TBK yürürlükte olup TBK'nun 66.maddesi gereğince 1 yıllık zaman aşımı süresinin söz konusu olduğu ve bu sürenin 25/02/2012 tarihi itibariyle dolduğu, davalı yanın verilen ıslah dilekçesine karşı süresi içerisinde zaman aşımı itirazında bulunmasından ötürü açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davacı vekilince, davalının güveni kötüye kullanma suçunu işlediğini, bu nedenle uzamış ceza zamanaşımının söz konusu olduğunu ileri sürülmüş ise de, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere davalı hakkında bu konuda davacı yanca yapılmış herhangi bir şikayet veya açılmış gibi ceza davası olmadığı gibi ileri somut olayın özelliği de gözetildiğinde davacı yanın iddia ettiği suçun unsurlarının bulunduğuna ilişkin somut bilgi, belge ve delilde bulunmadığından ceza zaman aşımı süresinin veya uzamış zaman aşımı süresinin somut olayda uygulanması söz konusu olamayacağından davacı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusuna da itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 146,00 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 33,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.12/04/2023

Başkan- ... Üye - ... Üye - ... Zabıt Katibi -...
... ... ... ...

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy