Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/834 Esas 2023/403 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/834
Karar No: 2023/403
Karar Tarihi: 16.03.2023

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/834 Esas 2023/403 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/834
KARAR NO: 2023/403

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2020
NUMARASI: 2018/791 Esas 2020/163 Karar
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALILAR:
DAVA: İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/10/ 2018
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 07/04/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalıların 196.461,80 TL asıl alacağa yönelik itirazlarının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalıların takibe konu genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin 120.693,61 TL asıl alacak üzerinden, takip tarihinden itibaren yıllık %180 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi işletilmek suretiyle takibin devamına, İİK 67. madde gereğince 24.138,72 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; süresi içerisinde bilirkişi raporlarına itirazlarını sunduklarını, mahkemece itirazlar reddedilerek bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalılar tarafından imzalanan genel kredi sözleşmesinin dikkate alınmadığını, hesaplamaya dahil edilmediğini, eksik inceleme nedeniyle asıl alacak miktarının eksik hesaplandığını, asıl alacağa uygulanan %180 temerrüt faizi oranının da hukuken kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde uygulanacak olan faiz oranının %195 olarak belirlendiğini, sözleşmenin tarafların iradelerine uygun olarak imza altına alındığını, buna rağmen hükme esas alınan raporu hazırlayan bilirkişi, tarafların belirlediği faiz oranı yerine, o dönemki cari faiz oranı olan %130 oranına 50 puan ilave etmek suretiyle %180 oranında faiz uygulanması gerektiği yönünde görüş belirttiğini, bu durumun hatalı olduğunu, anılan dönemdeki faiz oranları ve bilirkişinin belirlediği cari faiz oranı dikkate alındığında, taraflar arasında sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranının fahiş bir oran olmadığı sonucuna varılacağını, söz konusu kredinin ticari kredi olduğunu, kredi sözleşmesini imzalayan tarafların basiretli tacir konumunda bulunduğunu, bu nedenle taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri yerine uyuşmazlığa başkaca bir faiz oranı uygulanmış olmasının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2018/2971 (Eski 2010/18158, Eski 2013/3133)sayılı icra takip dosyası, genel kredi sözleşmesi, ek genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 02/12/2019 tarihli rapor, alacak temlik sözleşmesi, ... tarafından BDDK'ya bildirilen faiz oranları dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2018/2971 (Eski 2010/18158, Eski 2013/3133) sayılı icra takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 196.461,80 TL asıl alacak, işlemiş faiz ve masraf olmak üzere toplam 4.839.385,06 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %195 oranında temerrüt faiziyle birlikte tahsili istemi ile 14/12/2010 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu ...'ya 07/03/2013 tarihinde, diğer davalı borçluya 11/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde olacak şekilde 13/03/2013 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, itirazın alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 31/10/2018 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Alacağı temlik eden ... ile dava dışı ... ... Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, 06/06/1997 tarihli 2.000.000.000 ETL limitli sözleşmede davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefaletlerin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga BK'nun 484 vd. maddelerindeki şekil koşullarına uygun olduğu görülmüştür.
... ile dava dışı ... ... Ltd. Şti. Arasında, her birinde 06/06/1997 tarihli genel kredi sözleşmesine atıf yapılarak bu sözleşmenin eki niteliğinde olduğu belirtilmek suretiyle ek genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, 09/10/1997 tarihli 10.000.000.000 ETL limitli, 06/10/1997 tarihli 2.000.000.000 ETL limitli, 06/08/1997 tarihli 3.000.000.000 ETL limitli, 13/06/1997 tarihli 2.500.000.000 ETL limitli, 02/12/1998 tarihli 10.000.000.000 ETL limitli, 03/04/1998 tarihli 25.000.000.000 ETL limitli, 20/03/1998 tarihli 1.500.000.000 ETL limitli, 17/03/1998 tarihli 84.000.000.000 ETL limitli, 22/12/1997 tarihli 20.000.000.000 ETL limitli, 17/07/1997 tarihli 500.000.000 ETL limitli sözleşmelerde davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefaletlerin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga BK'nun 484 vd. maddelerindeki şekil koşullarına uygun olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Dava konusu icra takip tarihinden önce, 07/03/2006 tarihinde TMSF tarafından alacak ... A.Ş.'ye temlik edilmiş olup, ... A.Ş. davacı ... A.Ş. ile birleşmiştir.
... tarafından BDDK'ya 05/01/1999-30/11/1999 tarihleri arasında cari faiz oranının %130 olduğu bildirilmiştir.
Yargılama aşamasında banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda, banka kayıtlarında dava dışı asıl borçlunun hesap kat tarihi olan 29/01/1999 tarihi itibarıyla 224.855,16 TL alacaklı olduğu, temerrüt faizinin sözleşme uyarınca faiz genelgesine göre cari faiz oranı üzerinden %180 olarak hesaplandığı, davalı kefillere hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediği, temerrütün takip ile oluştuğu, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 120.693,61 TL asıl alacak, %130 oranında cari faiz işletildiğinde 1.935.497,48 TL işlemiş faiz alacağı, 102,75 TL masraf olmak üzere 2.056.628,67 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, davalıların icra takibinde asıl alacağa itirazının haksız olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bankacı bilirkişiden alınan rapor hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlenen kararda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların sözleşmelerde müteselsil kefil olduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacının davalılardan takip tarihi itibarıyla genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir asıl alacağı bulunup bulunmadığı, asıl alacağı var ise miktarı, temerrüt faiz oranı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 44/2. maddesinde kredi borçlarının ödenmemesi halinde müşterinin borcu bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için bankaca tespit edilmiş kısa, orta veya uzun vadeli en yüksek genel kredi faiz oranına 50 puan ilave edilmek suretiyle bulunacak faiz oranı üzerinden faiz ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği hükme bağlanmıştır. Anılan maddede temerrüt faiz oranının ne şekilde tespit edileceğinin belirlenmesi ile yetinilmiş, açıkça herhangi bir faiz oranı kararlaştırılmamıştır.
Dosyaya ibraz edilen ve ... tarafından BDDK'ya hesabın kat edildiği tarihin isabet ettiği 05/01/1999-30/11/1999 tarihleri arasında cari faiz oranı olarak %130 oranını bildirmiştir.
Davacı yan %130 oranından daha yüksek oranda genel kredi faiz oranı uyguladığına ilişkin dosyaya herhangi bir bilgi ve belge ibraz etmemiştir. Bu durumda, bilirkişi tarafından %180 olarak tespit edilen temerrüt faiz oranının istinafa gelenin sıfatı da gözetildiğinde, sözleşme hükmüne uygun bulunduğu gözetilerek takip tarihinden itibaren hüküm altına alınan asıl alacağa %180 oranında temerrüt faiz işletilmesine hükmedilmesine ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Ancak davalılar istinaf isteminde bulunmadığından fiili faiz oranına ilişkin araştırma yapılmamıştır.
Öte yandan işbu itirazın iptali davası asıl alacağa yönelik olarak açılmıştır. Bir başka anlatımla davacının icra takibinde talep ettiği işlemiş faiz ve masraf kalemine yönelik bir talebi bulunmamaktadır. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda banka kayıtlarında yapılan inceleme ile davacının icra takibi ile temerrüte düşen davalılardan takip tarihi itibarıyla 120.693,61 TL asıl alacak, %130 oranında cari faiz işletildiğinde 1.935.497,48 TL işlemiş faiz alacağı, 102,75 TL masraf olmak üzere 2.056.628,67 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Anılan hesaplamadan açıkça anlaşılacağı üzere bilirkişi takip tarihine kadar işlemiş akdi faiz miktarını asıl alacak miktarı ile kapitalize etmeden ayrı kalem olarak hesaplamakla yetinmiştir. Takip talebinde davacı işlemiş akdi faize yönelik ayrı bir alacak kalemi talep etmediğinden hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işlemiş akdi faiz miktarının asıl alacak miktarı ile kapitalize edilmek suretiyle tespit edildiğinin kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece bilirkişi raporunda ayrı kalem olarak tespit edilen işlemiş akdi faizin hesaplanan asıl alacak miktarı ile kapitalize edilip, takip talebindeki asıl alacağa yönelik talep edilen miktarın da aşılmayacağı, davacının takip tarihi itibarıyla davalılardan 196.461,80 TL alacaklı olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken takip tarihine kadar işlemiş akdi faizin asıl alacak ile kapitalize edilmeden hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden incelenmesine gelindiğinde, itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı olup takipte istenilmeyen bir miktara hükmedilemez. Dava konusu icra takibinde asıl alacak kalemine takip tarihinden itibaren yıllık %195 oranında temerrüt faizi işletilmesi talep edilmiş ise de, faizin %5 BSMV giderine yönelik herhangi bir talep bulunmamaktadır. Mahkemece, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %180 oranında temerrüt faizi uygulanmasına karar verildikten sonra bu faiz üzerinden %5 gider vergisi işletilmek suretiyle takibin devamına karar verilmiştir. Bu durum ise HMK'nun 26. maddesi uyarınca talep aşımı niteliğinde olup usul ve yasaya aykırı nitelikteki talep aşımının re'sen gözetilmesi gerekecektir.
Mahkemece kurulan hükümde takip tarihi 12/04/2010 olarak belirtilmek suretiyle bu tarihten itibaren hüküm altına alınan asıl alacağa temerrüt faizi ve %5 gider vergisi işletilmiştir. Dava konusu icra takip tarihi ise 14/12/2010'dur. Maddi hata niteliğindeki bu husus istinafa gelenin sıfatı gözetilmeksizin Dairemizce yeniden kurulan hüküm sırasında düzeltilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararda kamu düzenine aykırılık nedeniyle de isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık da gözetilerek kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık da gözetilerek KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/02/2020 tarih ve 2018/791 Esas 2020/163 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık da gözetilerek KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalıların Ankara 29. İcra Müdürlüğü'nün 2018/2971 (Eski 2010/18158 - Eski 2013/3133) sayılı icra takibine yönelik itirazlarının 196.461,80 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren hüküm altına alınan 196.461,80 TL asıl alacağa yıllık %180 oranında temerrüt faizi işletilmek suretiyle takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 196.461,80 TL asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan 39.292,36 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
3-Davacının temerrüt faiz oranına yönelik fazla isteminin reddine,
4-Alınması gereken 13.420,30 TL karar ilam harcının davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 276,40 TL tebligat gideri ve 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.126,40 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 30.469,27 TL vekâlet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
C)1-Davacı harçtan muaf olup, harç yatırmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında posta masrafı olarak yapılan 138,50 TL yargılama masrafının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucundaHMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023
Başkan - Üye Üye - Zabıt Katibi -

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy