Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/656 Esas 2023/484 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/656
Karar No: 2023/484
Karar Tarihi: 29.03.2023

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/556 Esas 2023/564 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/556
KARAR NO: 2023/564
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2020
NUMARASI: 2020/83 Esas 2020/689 Karar
DAVACI
VEKİLİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ
DAVA: Alacak (İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2016
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 11/05/2023
Taraflar arasındaki alacak ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesi (İHDS) imzalandığını, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde akdedilen elektrik şebekeleri tesis sözleşmesi uyarınca yüklenici tarafından ihtirazi kayıtla fazla ödendiği gerekçesiyle geri yatırılan bedelin istirdatı talebiyle açılan dava sonunda verilen kararın icra takibine konulması nedeniyle müvekkilinin icra dosyasına lehine hükmedilen vekalet ücretinin mahsubu suretiyle ödeme yaptığını belirterek icra dosyasına ödenen 107.504,31 TL ile mahsup edilen vekalet ücreti bedeli olan 6.482,00 TL olmak üzere toplam 113.986,31 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, devre esas bilanço düzenlemeleri ile geçmişe dönük alacak ve borcun kesinleştirildiğini, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, rücu talebinin kabulü halinde müvekkilinin mükerrer ödeme yapmasının söz konusu olacağını, rücuya dayanak davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, bu nedenle faiz, masraf, vekalet ücretinin müvekkilinden talep edilmeyeceğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, ödeme tarihinden faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; hisse devir sözleşmesi imzalanmadan önce, ... hissesinin 2013 yılında devrinden önce ödenmiş olan tutarlar, her ne kadar ...'lar tarafından ödenmiş olsa da ödemeyi yapan ...'ın sermayesinin (hissesinin) tamamının davalı ...'a ait olması nedeniyle, esasen ödemenin ... adına yapılmış olduğu ve devir bilançosu ile de geçmiş dönemde yapılmış olan işlerle ilgili hesaplaşılmış olduğu, bu nedenle davaya konu ödemenin davacı ...'a herhangi bir yükümlülük getirmediği gibi taraflar arasında imzalanmış İHDS'nin 7.4. maddesi gereğince davalıya rücu edilemeyecek işlerden olduğu, aksi halde davalının bahse konu tutarı mükerrer ödemesinin söz konusu olacağı, davaya dayanak Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/167 Esas sayılı dosyasında verilen karar nedeniyle yapılan ödemeden davalının sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirketin hisselerinin satışına ilişkin dava dışı ... ... ve ... arasında imzalanan 30/09/2013 tarihli hisse satış sözleşmesi 9.4. maddesinde de işletme hakkı devir sözleşmesi hükümlerinin saklı tutulduğunu, dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü İHDS öncesi dönemde gerçekleştirilen işlem sebebiyle, müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan bedelden davalının sorumlu olduğunu, hisse satış sözleşmesinin dava dışı ... ... ve ... arasında imzalandığını, müvekkilinun İHDS'den doğan talep haklarının tarafı olmadığı hisse satış sözleşmesi ile ortadan kaldırılamayacağını, Özelleştirme İdaresi ile yatırımcı (... ...) arasında düzenlenen sözleşmelerin hiç birisinde de müvekkiline dava konusuna ilişkin talep ve dava haklarını ortadan kaldıran herhangi bir hüküm bulunmadığını, aksine müvekkilinin haklarının korunduğunu, İHDS hükümlerinin saklı tutulduğuna ilişkin hükümlere yer verildiğini, davaya konu ödemenin müvekkiline herhangi bir yükümlülük getirmediği ve taraflar arasında imzalanan İHDS 7.4 maddesi gereğince davalıya rücu edilemeyecek işlerden olduğu yönündeki değerlendirmenin hukuken isabetli kabul edilemeyeceğini, sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde davalı ile üçüncü şahıs arasında akdedilen sözleşme ve gerçekleştirilen işlemler sebebiyle ortaya çıkan mali yükümlülüğe ilişkin sorumluluğun davalıya ait olduğunu, yüksek mahkemenin yerleşik hale gelmiş içtihatlarında yapılan ödemenin bilançoya yansımış olduğundan bahisle davalının sorumlu olmadığı yönündeki gerekçelerin isabetli kabul edilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İlk derece mahkemesince 03/07/2018 tarih 2016/1002 Esas 2018/521 Karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 16/01/2020 tarih 2018/2268 Esas 2020/74 Karar sayılı kararıyla HMK ile öngörülen yargılama kesitlerini, kanunda belirtilen sebepler dışında uyulmadan karar verilemeyeceği, 03/07/2018 tarihli duruşmada sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacıyla davalı vekilinin davet hususu yerine getirilmeden karar verilmesinin yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemizin anılan kararı üzerine yeniden yargılama yapan mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine hükmedilmiştir.
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22/07/2009 tarih 2005/167 Esas 2009/359 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı ... ...Ltd. Şti., davalısı ... ... olup, 09/07/2002 tarihinde elektrik şebekeleri tesis sözleşmesi imzalanarak kesin kabulünün yapıldığı, ancak davalının 15/02/2005 tarihinde gönderdiği yazı ile hatalı boru kullanıldığını belirterek fazla ödenen bedel ile KDV'si olan 100.815.632.909 TL'nin ödenmesinin istendiği, ihtirazi kayıtla bu miktarın ödendiği iddiasıyla ödenen bedelin istirdatı talebiyle açılan davada yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 37.297,82 TL'nin 02/03/2005 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2011/4861 (Eski 2009/13401)sayılı icra takip dosyası ile, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22/07/2009 tarih 2005/167 Esas 2009/359 Karar sayılı ilamına dayanılarak, alacaklı ... ...Ltd. Şti. tarafından borçlu... A.Ş. aleyhine toplam 91.079,86 TL'nin tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, davacının icra dosyasına 15/04/2011 tarihinde 107.504,31 TL yatırdığı görülmüştür.
Yargılama aşamasında hesap uzmanı bilirkişiden alınan 12/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda, hisse devrinden önce devir bilançolarında da dikkate alınması sebebiyle davaya konu rücuya dayanak davada verilen karar nedeniyle yapılan ödemeden davalının sorumlu olmayacağı, İHDS'nin 7.4. maddesi gereğince davalıya rücu edilemeyecek işlerden olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2022 tarih ve 2021/357 Esas 2022/4801 Karar sayılı ilamında; "Dava, dava dışı .... Şti.’den kaçak elektrik bedeli adı altında haksız yere tahsil edildiği iddia olunan paranın istirdadına ilişkin dava sonucunda mahkemece istirdadına karar verilen paranın davacı tarafından adı geçen şirkete ödenmesi üzerine, ödenen bu paranın davalı ...’tan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, ... A.Ş. tarafından... Ltd. Şti.’den kaçak elektrik bedeli olarak tahsil edilen paranın mahkemece istirdadına karar verilmiş olup, hükmolunan para hisse devir sözleşmesinden önce 17.02.2009 tarihinde davacı tarafından adı geçen şirkete ödenmiştir. Kaçak elektrik bedelini tahsil eden...A.Ş. daha sonra unvan değişikliği ile ... olmuş, mahkemece hükmolunan bedel, tahsilatı yapan ... (... A.Ş) tarafından mahkeme kararına istinaden ilgilisine iade edilmiştir. Davacı ...’ın, daha önce haksız tahsil ettiği parayı mahkeme kararına istinaden iade etmiş olmasına göre davacının malvarlığında bir eksilmeden ve davalının sorumluluğundan söz edilemez. Uyuşmazlığın 29.05.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklandığının kabulü de mümkün değildir. Bu halde davacının, davalıya rücu koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir." denilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki ilamında da belirtildiği üzere, hisse devir sözleşmesinin imzalandığı 29/05/2013 tarihinden önce, İHDS tarihinden sonra 11/04/2011 tarihinde davacı tarafından dava dışı ... ...Ltd. Şti.'ne ödendiği, istirdatı talep edilen bedeli tahsil eden davacı tarafından Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22/07/2009 tarih 2005/167 Esas 2009/359 Karar sayılı kararına istinaden dava dışı ... ...Ltd. Şti.'ne iade edilmiş olup, davacının, daha önce haksız tahsil ettiği bedeli anılan mahkeme kararına istinaden iade etmiş olmasına göre davacının malvarlığında bir eksilmeden ve davalının sorumluluğundan söz edilemeyecektir. Uyuşmazlığın da 29/05/2013 tarihli hisse devir sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece davacının davalıya rücu koşullarının gerçekleşmediği, davacının daha önce haksız tahsil ettiği bedeli anılan mahkeme kararına istinaden iade etmiş olduğu, davacının malvarlığında bir eksilmeden ve davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın hisse devir sözleşmesinden kaynaklanmadığı gözetilerek bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde gerekçe yönünden isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına, davanın farklı gerekçe ile reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01/12/2020 tarih ve 2020/83 Esas 2020/689 Karar sayılı kararının gerekçe yönünden KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin yatırılan 1.946,61 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.766,71‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 28,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre hesap ve takdir edilen 14.778,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davadaki haklılık durumu gözetilerek davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 12/04/2023
Başkan - Üye - Üye - Zabıt Katibi -
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy