Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/176 Esas 2023/399 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/176
Karar No: 2023/399
Karar Tarihi: 16.03.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/176 Esas 2023/399 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/176
KARAR NO: 2023/399
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2020
NUMARASI: 2019/400 Esas 2020/515 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ:
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/07/2019
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 16/03/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ile dava dışı asıl borçlu ... arasında 03.11.2017 tarihinde Genel Kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının ilgili sözleşmeye müteselsil kefil olduğunu, sözleşme kapsamında kullandırılan taksitli kredilerin ödenmemesi üzerine 25.01.2019 tarihinde davalılara ihtarname keşide edildiğini, ihtara rağmen borçların ödenmemesi üzerine Eskişehir 3. İcra Müdürlüğünün 2019/1018 esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalı müteselsil kefilin itirazı üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu iddia ederek itirazın iptali ile anapara asıl alacak rakamı toplamı olan 39.234,31-TL'nin %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dosyasına sunulan Genel Kredi Sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkilin sözleşmedeki kefaletle ilgili maddeleri okumasının imkansız olduğunu, dava dışı asıl borçluya kullandırılan 2. krediden sorumlu olmadıklarını, ilgili krediye muvafakatlarının bulunmadığını bildirerek davanın reddi ile, %20' den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalının, davacı banka ile dava dışı ... arasında akdedilen 03/11/2017 tarihli 75.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, dava dışı ... tarafından takibe ve davaya konu alacağın ödenmemesi üzerine davalı ve dava dışı ...'e alacağın ödenmesi konusunda ihtarname gönderildiği ve ihtarnamede 1 günlük ödeme süresinin verildiği, davalıya ihtarnamenin 01/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ancak herhangi bir ödeme olmaması nedeniyle davacı bankanın icra takibine giriştiği, davalının sözleşmede bulunan kefalet sorumluluğu nedeniyle doğmuş ve doğacak tüm borçlardan kefalet limitine kadar sorumlu olmasının gerektiği, davalıya ihtarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının temerrüt başlangıç tarihinin 03/02/2019 tarihi olduğu, ancak ihtarnamede verilen süre dolmadan davacı bankanın 01/02/2019 tarihinde icra takibine geçtiği, takip öncesinde uygulanan faiz oranlarının taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 12.2 maddesine göre uygun olduğu, davalının kefil olarak spot krediden kaynaklı 7.720,89 TL, taksitli krediden ise 31.513,42 TL asıl alacak olarak davacı bankaya karşı sorumlu olduğu, davacının talebinin kefalet limitleri içerisinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, Eskişehir 3. İcra Müdürlüğünün 2019/1018 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin ... nolu kredinin ana parası olan 7.720,89 TL ve ... nolu kredinin ana para alacağı olan 31.513,42 TL olmak üzere toplam 39.234,31 TL ana para alacağı üzerinden devamına, asıl alacak olan 39.234,31 TL'nin %20'si oranındaki 7.846,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, hesaplamalar ve faizlerin müvekkilini tacir olduğu hususu değerlendirilerek yapıldığından hatalı olduğunu, genel kredi sözleşmesinin kefalete ilişkin maddesinin haksız şart niteliğinde olduğunu, ek nitelikte kullandırılan kredide müvekkilinin kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığını, imzalanan genel kredi sözleşmesinin 6 punto ile yazılması nedeniyle müvekkilinin sözleşmeyi okuyamadığını, ödeme emrine takip dayanağı belgelerin eklenmediğini, bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraflar arasında imzalanan 03/11/2017 tarihli genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi ve tebliğe ilişkin mazbatalar, kefalet sözleşmesi, hesap ekstreleri vs deliller dosya arasında mevcuttur.
Eskişehir 3. İcra Müdürlüğü'nün 2019/1018 esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklı ... A.Ş. Tarafından davalı ... ile dava dışı ...'e karşı ... nolu kredi için 7.720,89 TL asıl alacak, 420,60 TL işlemiş tem. Faizi, 22,63 TL vergiler toplamı, 196,08 TL masraf olmak üzere toplam 8.392,20-TL; ... nolu kredi için 31.513,42 TL asıl alacak, 1.280,28 TL kat tarihine kadar işl. akdi faiz, 1.1018,93 TL işlemiş tem. Faizi, 50,95 TL vergiler toplamı olmak üzere toplam 33.863,58 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalının süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durduğu, eldeki davanın İİK.nun 67.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Bila tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı müteselsil kefil ...'ın dava dışı asıl borçlu ...'e kullandırılan BCH kredisinden kaynaklı 7.935,48-TL asıl alacak, 58,63-TL kat sonrası işlemiş akdi faiz ;2,93-TL BSMV ve 196,08-TL masraf ile toplam 8.193,12-TL borçlu olduğu, ancak davacı banka 23.07.2019 tarihli dava dilekçesinde icra talebindeki işlemiş akdi / temerrüt faiz, vergi ve masraf toplamına ilişkin taleplerinin şimdilik hukuki haklar saklı kalmak koşulu ile vazgeçmesi ve yalnızca asıl alacak talep etmesi dolayısı ile dolayısı ile davalı ...'ın davacı ... A.Ş.'ye spot krediden kaynaklı 7.720,8-TL asıl alacaktan kaynaklı borçlu olduğu, taksitli kredi için yapılan hesaplamada davalı ...'ın davacı ... A.Ş.'ye 33.736,28-TL asıl alacak, 115,72-TL kat sonrası işlemiş akdi faiz ve 5,79-TL BSMV ile toplam 33.857,79-TL borçlu olduğu, ancak davacı banka 23.07.2019 tarihli dava dilekçesinde icra talebindeki işlemiş akdi / temerrüt faiz, vergi ve masraf toplamına ilişkin taleplerinin şimdilik hukuki haklar saklı kalmak koşulu ile vazgeçmesi ve yalnızca asıl alacak talep etmesi dolayısı ile davalı ...'ın davacı ... A.Ş.'ye taksitli krediden kaynaklı 31.513,42-TL asıl alacaktan kaynaklı borçlu olduğu bildirilmiştir.
Davacı banka tarafından davalı ile asıl borçluya hitaplı 25/01/2019 tarihli hesap kat ihtarnamesinin incelenmesinde; nakdi kredilerden kaynaklanan toplam 50.118,73 TL'nin ihtarname tebliğ tarihinden itibaren 1 gün içinde ve fiili ödeme tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte ödenmesinin, çek kredisi nedeniyle 16.000 TL'nin yine 1 gün içinde depo edilmesini, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının belirtildiği, ilgili hesap kat ihtarnamesinin borçlulara 01/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme için verilen 1 günlük sürenin 03/02/2019 tarihinde dolduğu görülmüştür.
Dosya kapsamından, davacı ile dava dışı ... arasında 03/11/2017 tarihinde genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalının sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, dava dışı ... tarafından takibe ve davaya konu alacağın ödenmemesi üzerine davalı ve dava dışı ...'e alacağın ödenmesi konusunda ihtarname gönderildiği ve ihtarnamede 1 günlük ödeme süresinin verildiği, davalı ile asıl borçluya ihtarnamenin 01/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ancak verilen 1 günlük atıfet süresi beklenmeksizin 01/02/2019 tarihinde işbu dava konusu icra takibinin başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı banka tarafından kredi hesabının kat edilmesi ile birlikte davalı tarafa bir ihbar yapılmasa bile borç muaccel hale gelir ise de, alacaklının borçluya atıfet süresi tanıması halinde borcun ödenmesi atıfet süresinin sonuna kadar ertelenmiş olur. Bu durumda verilen atıfet süresi sona ermeden de ödeme süresi bitmeden icra takibine geçilmesi Türk Medeni Kanunun 2. maddesine aykırıdır (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 03/04/2019 tarih, 2017/4707 Esas 2019/2247 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02/11/2022 tarih 2021/3428 Esas 2022/7729 karar sayılı ilamı)
Somut olayda ise, davacı bankaca hesabın 25/01/2019 tarihinde kat edildiği, borçlulara gönderilen ihtarnamenin 01/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 1 günlük ödeme süresinin 03/02/2019 tarihinde dolduğu, atıfet süresi dolmadan 01/02/2019 tarihinde icra takibinin erken başlatıldığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni de gözetilerek kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek KABULÜ ile,
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 15/10/2020 tarih ve 2019/400 Esas 2020/515 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE
3-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan, peşin alınan 189,80 TL harcın mahsubu ile artan 10,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Yargıtay İçtihati Birleştirme Kararı gereğince 18/02/2022 tarih 2019/5 Esas 2022/1 Karar sayılı kararı ile istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider avansının HMK.m.333 gereği davacı tarafa iadesine,
B)1-Davalı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 670,40 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim giderinin 43,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 191,60 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy çokluğu ile karar verildi. 16/03/2023
Başkan- Üye Üye - Zabıt

KARŞI OY
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinde bankanın cari hesapları kesme ve sözleşmeyi feshetme yetkisi düzenlenmiştir. Somut olayda dava dışı asıl borçlunun bir kısım kredi borcunu ödememesi üzerine davacı banka tarafından sözleşmede yer alan yetki çerçevesinde kredi hesabı kat edilmiştir. Hesap kat ihtarnamesi ile davalı ve dava dışı asıl borçluya ihtarnamede yer alan alacağın ödenmesi için 1 gün atıfet süresi tanınmıştır. Hesap kat ihtarı davalı ve dava dışı asıl borçluya 01/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacı banka tarafından verilen atıfet süresi beklenmeden işbu davaya konu icra takibi başlatılmıştır.
Davacı alacaklı banka tarafından icra takibine geçilebilmesi için muaccel bir alacağın varlığı gerekir. Muaccel bir alacağın varlığı ise banka tarafından kredi hesabının kat edilmesi ile oluşur. Hesap kat ihtarnamesinde ödeme için verilen sürenin sona ermesi temerrüt tarihinin tespiti yönünden önem arz eder. İhtarnamede ödeme için verilen süre dolmadan icra takibine başlanması halinde bu durum sadece faiz hesabında dikkate alınması gerekmektedir (Emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24/05/2017 tarih, 2017/19-815 Esas 2017/1007 Karar).
Öte yandan davalı icra takip dayanağı genel kredi sözleşmesinde yer alan imzasını inkar etmediği gibi, sözleşmede yer alan kefalet yasanın aradığı şekil koşullarına uygun niteliktedir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacının takip tarihi itibarıyla davalı kefilden talep edebileceği alacak miktarı tespit edilmiştir. Rapor ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.
Açıklanan nedenle, davacı banka tarafından kat ihtarnamesinde verilen atıfet süresi dolmadan icra takibi başlatılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla davacı bankanın davalıdan takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktarın tespit edildiği, raporun ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gözetilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun hesap kat ihtarnamesi ile verilen atıfet süresi sona ermeden ve ertelenen muacceliyet süresi bitmeden icra takibine geçilmesinin TMK'nun 2. maddesine aykırı olduğuna yönelik görüşüne katılamamaktayım. 16/03/2023
Üye - 4
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy