Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/103 Esas 2023/487 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/103
Karar No: 2023/487
Karar Tarihi: 30.03.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2021/103 Esas 2023/487 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/103
KARAR NO: 2023/487
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN: ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP: ... ...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2019/125 Esas 2020/448 Karar
DAVACI : ... - ... ...
DAVALI :
VEKİLİ: Av. ... - ...
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/02/2018
KARAR TARİHİ: 30/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 04/04/2023
Taraflar arasındaki bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacağa ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle, müflis ... A.Ş. ... Şubesinde ... numaralı hesapta kendisinin eski TL ile 82.018.787 TL parası bulunduğunu, belirtilen paranın kendisine ödenmesi hususunda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna başvurduğunu, verilen cevapta, "hesabında bulunan paranın 13.07.1999 tarihinde kendisine ödendiğinin" belirtildiğini, hesabındaki parayı herhangi bir şekilde çekmediğini, eğer hesabındaki para çekilmiş ise, bundan bilgisi ve muvafakatinin olmadığını, uzun süredir hastalıklarla uğraştığını, unutulan banka hesaplarına ilişkin haberi duyunca, hesaplarına bakma gereğini duyduğunu,, davalının ödeme yapmadığını, bu nedenle Müflis ... A.Ş. ... Şubesinde ... numaralı hesabında faizi ile mevcut eski TL ile 1.017.298.000 TL (1.017 TL) nin bugüne uyarlanarak ve 13.07.1999 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.CEVAP
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının müflis bankadaki parasını unuttuğu gerekçesiyle 19 yıl sonra açılan bu talepte ileri sürdüğü taleplerinin zaman aşımına uğradığını, 06.01.1988 tarihli ve 19686 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 87/12456 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kuruluş izni alan ... A.Ş.(... A.Ş.) ’nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme iznini 11.04.1994 tarihli 21902 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 94/5456 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kaldırıldığını ve ... A.Ş.'nin aynı tarih itibariyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiğini, 23.06.1999 tarih ve 23734 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4389 sayılı Bakanlar Kurulu’nun geçici 3. Maddesi kapsamında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde Müflis ... A.Ş. ile birlikte Müflis ... Bankası A.Ş. ve Müflis ... A.Ş. tasarruf mevduatı sahiplerine Fon’dan ödeme yapıldığını, 02 Temmuz 1999 tarih ve 51 sayılı Fon İdare Meclisi Kararı uyarınca, söz konusu ödemelerin adı geçen Banka Şubelerinin bulunduğu illerdeki T.C. Merkez Bankası Şubeleri aracılığıyla yapıldığını, Müvekkili Banka Şubelerinin ödemelerinin anılan Fon İdare Meclisi Kararı eki olan “Ödemelerin Gerçekleştirilmesine İlişkin ilkeler” ve muhtelif gazetelerde yayımlanan "Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan Duyuru”da yer alan esaslar çerçevesinde yapıldığını, ödeme listelerinde adı bulunan kişilere anılan Duyuru'da belirtilen belgelerin ibraz edilmesi kaydıyla, Taahhütname imzalattırılmasına müteakip ödeme yapıldığını, ödemelerin yapılmasının ardından taahhütname ve dekontların birer örneğinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredildiğini, bu çerçevede 13.07.1999 tarihinde davacıya yapılan ödemeye ilişkin olarak müvekkili banka kayıtlarında yapılan araştırmada davacının 13 Temmuz 1999 tarihinde müvekkili Bankanın İstanbul Şubesine müracaat ettiğini, nitekim Fon tarafından gazetelerde yapılan duyuruda adı B harfiyle başlayan kişilere 13 Temmuz 1999 tarihinde ödeme yapılacağının duyurulduğunu, ödeme yapılabilmesi için gerekli bilgi formu ve eki taahhütname aslı, nüfus cüzdanı fotokopisi, ikametgah senedi aslı ve hesap cüzdanı fotokopisinin teslim edildiğini ve 13.07.1999 tarihli dekontla 1.017.298.000 (eski) TL ödeme yapıldığını, davacının dava dilekçesindeki imzası ile ödeme yapılmasına ilişkin belgelerde yer alan imzaların aynı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı tarafından her ne kadar müflis banka hesabındaki paranın sahtecilikle banka personeli tarafından çekildiği , paranın kendisine ödenmedi iddiası ile bankada kalan parasının güncel değerinin kendisine iadesi yönünde dava açılmış ise de , davacının Fon tarafından gazetelerde yapılan duyuruda adı B harfiyle başlayan kişilere 13 Temmuz 1999 tarihinde ödeme yapılacağının duyurulduğunu, davacının ilan tarihinden sonra yeni ikametgah belgesi alıp bankaya geldiği 13.07.1999 tarihli taahhütnameyi imzaladığı, bu taahhütnamenin üzerindeki imzaların kendisine ait olduğunun davacı tarafınca da ikrar ediliği, taahhütnamede sahtecilik iddiasının ispatlanamadığı , bilirkişi raporunda detayları açıklandığı üzere bu taahhütnamenin 1995 tarihli taahhütname olması imkanı olmadığı (damga pulları 1999 yılındaki miktarda ,üzerleri davacı tarafından imzalanmış ve taahhütnamede 1999 yılında çılan yasa değişikliğine dair hükümler yer aldığından), 13.07.1999 tarihli dekontla davacıya 1.017.298.000 (eski) TL ödeme yapıldığı davacının bir alacağı kalmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı istinaf dilekçesi özetle; davalı bankaların arşivine ulaşabilecek durumda olmadığını, bu bankaların kapanması, devir ve teslimleri dahi sancılı olmuşken kendisinin bunları sağlıklı şekilde bulmasının güç olduğunu, bu sebeple ispat yükünün karşı tarafa düştüğünü düşündüğünü, eldeki eksik evrakla karar verilmesinin son derece ağır mağduriyetlerine sebep olduğunu, kendisinin bankaya yatırdığı ve gerek sağlık gerekse sair sebeplerden tarafına ulaşılamamasının da mahkemelerde gerekçe olarak aleyhine kullanıldığını, bu durumun kendi kusuru olmadığını, kardeşinin de dava da taraf olduğunun ortaya çıktığını ama onun davaya dahil edilmeden verilen kararın da usule ve hukuka aykırı olduğunu, dava evrakı incelendiğinde bilirkişi de yeterli inceleme yapmadığını, kendisinin durumunda olan birçok kişinin de benzer durumda olmasının gözden kaçırıldığını bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, dava dışı müflis banka nezdindeki parasının banka personeli tarafından usulsüz çekilmesi iddiasına dayalı mevduatın tahsili istemine ilişkindir.
Dava 27.02.2018 tarihinde Ezine Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Mahkemesine açıldığı davalının yetki itirazında bulunması üzerine mahkemece yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine yetkili mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verildiği, mahkemenin 15.08.2018 tarihli tavzih kararı ile hükmün 1. ve 2. fıkrasında geçen "Asliye Hukuk mahkemelerine" ifadesinin "Asliye Ticaret mahkemesine" şeklinde tashihine karar verilerek davacının süresinde verdiği gönderme dilekçesi üzerine dosyanın Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderildiği,Tevzi Bürosunca dosyanın Ankara 17.Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edildiği mahkemece 07.01.2019 tarihinde görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının, Müflis ... A.Ş ... Şubesinde mevduat hesabının bulunduğu Müflis ... A.Ş.'ye el konulduğu 11.04.1994 tarihi itibariyle davacı ...'ın ... nolu hesapta 101.789.274 (eski) TL ve ... nolu hesapta 130.229.493 (eski) TL tutarlarında olmak üzere toplam 232.018.767 (eski) TL tutarında parası bulunduğunun iflas idaresi tarafından mahkemeye bildirildiği görülmüştür.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; "Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi" ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l. bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; "Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi" kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK'nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı kanunun 49. maddesine göre; "Finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir." Kanunun 83/2. maddesine göre; "Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez". Kanunun 73/1. maddesinde ise; "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir" düzenlemesi yer almaktadır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir.
Davacı ile dava dışı Müflis ... A.Ş arasında mevduat hesabına ilişkin sözleşmesel ilişkisi mevcut olup, ... AŞ'nin (... AŞ), bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni 11 Nisan 1994 tarihli ve 21902 sayılı (2. Mükerrer) Resmi Gazete'de yayınlanan 94/5456 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kaldırıldığı ve ... A.Ş. aynı tarih itibarıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği, davacının Müflis ... A.Ş ... Şubesinde mevduat hesabının bulunduğu davacının müflis banka nezdindeki parasının banka personeli tarafından usulsüz çekilmesi iddiasına dayalı somut uyuşmazlıkta davacı tacir sıfatına haiz değildir.Bu durumda davacı tüketici, yapılan bankacılık işlemi ise tüketici işlemi niteliğinde olup, taraflar arasında tüketici ilişkisi bulunduğundan görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Bu açıklamalar sonucunda taraflar arasındaki ilişki bankacılık işlemi, davacı ise ticari ve meslek amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalara tüketici mahkemesi görevli olduğundan davacının istinaf talebinin kamu düzenine aykırılık hususu yönünden kabulü ile HMK'nın 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden HMK'nın 360. maddesinin atfı ile HMK'nın 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/09/2020 tarih ve 2019/125 Esas 2020/448 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK'nun 353(1)-a.3 maddesi gereğince dosyanın görevli ve yetkili Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu'na gönderilmesine
3-Bir karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacıdan peşin alınan 54,40 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının talep halinde anılan davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/03/2023

Başkan- ... Üye - ... Üye - ... Zabıt Katibi -...
... ... ...
...


Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy