Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/875 Esas 2023/539 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/875
Karar No: 2023/539
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/875 Esas 2023/539 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/875
KARAR NO: 2023/539
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN: ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE: ... ...
KATİP: ......
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2019 (Karar) - 24/06/2020 (Ek Karar)
NUMARASI: 2017/327 Esas 2019/1037 Karar
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALILAR:
VEKİLİ
DAVA: İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/05/2017
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 27/04/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinde bahsedildiği şekilde davacı bankaya müvekkillerinin borcunun bulunmadığını, müvekkilleri tarafından davacıya bir çok ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuyla takip tarihi itibarıyla davacının davalılardan talep edebileceği alacak miktarının tespit edildiği, genel kredi sözleşmesinde davalı kefillerin gayri nakdi alacaktan sorumlu olduklarına ilişkin açık hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takip dosyasına itirazların 44.869,41 TL asıl alacak, 35.195,02 TL işlemiş faiz, 1.759,75 TL BSMV, 373,77 TL masraf olmak üzere toplam 82.197,95 TL nakdi alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %72 temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, takibin bu bedel üzerinden kaldığı yerden devamına, kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen %20 icra inkar tazminatı olan 16.435,59 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, gayri nakti alacak yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece 24/06/2020 tarihli ek karar ile, davalılar vekiline istinaf karar harcının yatırılmamış olması nedeniyle harç eksikliğinin giderilmesi için çıkarılan muhtıranın tebliğ edilmesine rağmen muhtırada belirtilen kesin süre içerisinde eksik harcın yatırılmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; teminat mektuplarının geri verilmesini veya faizsiz bir hesapta depo edilmesini talep ettiklerini, kefillerin asaleten ve kefaleten kullandığı veya kullanacağı nakdi ve gayri nakdi kredilere 2.400,00 TL tutarına kadar taahhütte bulunduklarını, kefillerle ilgili sözleşme hükmünde banka tarafından müşteriye açılan kredilerden dolayı kredinin açılma şekli ve nev'ine göre sözleşmede yer alan tüm hususlardan da kefillerin bankaya karşı kefalet limiti ve kendi temerrüdü dahilinde müteselsilen sorumlu ve yükümlü bulundukları, kefillerin temerrütü halinde bankaca Merkez Bankasına bildirilen aynı tür kredilere uygulanan en yüksek cari akdi faizin %100 fazlası oranında cari temerrüt faizi uygulanacağının hükme bağlandığını, davalıların kefalet sözleşmesi kapsamında dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerden sorumlu olduğunu belirterek gayri nakdi alacağa yönelik kısmen redde ilişkin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından nakdi alacak yönünden kısmen, gayri nakdi alacak yönünden tamamen davanın reddine karar verilmesine rağmen müvekkilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, müvekkilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2016/9501 sayılı icra takip dosyası, genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 30/09/2019 tarihli rapor, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/136 D. İş sayılı kararı, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2016/9992 ve 2016/10014 sayılı icra takip dosyaları dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2016/9501 sayılı icra takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 91.854,63 TL nakit alacağın tahsili, teminat mektubundan kaynaklanan 131.091,00 TL ile çekten kaynaklanan 360,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, davalıların icra takibine itirazının haksız olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davacı bankaya borcun bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bankacı bilirkişiden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan rapor hükme esas alınarak yukarıda özetlenen kararda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, davalılar vekilinin eksik istinaf harçlarını mahkemece çıkarılan muhtırada verilen kesin süre içerisinde yatırmaması üzerine ilk derece mahkemesince HMK'nun 344. maddesi uyarınca davalıların istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin ek karar verilmiştir. Anılan ek karara karşı davalılar vekilinin herhangi bir istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Dairemizce yapılacak istinaf incelemesi davacı vekilinin istinaf başvurusuna ilişkindir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu kamu düzenine aykırılık yönünden incelendiğinde, dava konusu Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2016/9501 sayılı icra takip dosyasında davalı ... icra takibine itirazına ilişkin 04/05/2016 tarihli dilekçesinde yetkili icra müdürlüğünün İzmir icra müdürlüğü olduğunu ileri sürmüş, takibe konu borca ilişkin ise herhangi bir itiraz nedeni ileri sürmemiştir.
İİK'nun 50. maddesi uyarınca sadece icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde bu yöndeki yetki itirazını incelemekle görevli mahkeme icra hukuk mahkemesidir. Mahkemenin görevli olması da, HMK'nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır.
Bu durumda mahkemece, davalı ...'ın borca yönelik bir itiraz bulunmayıp, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş olduğundan İİK'nun 50. maddesi hükmü gereğince anılan davalı yönünden görevli mahkemenin icra hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek davalı ... hakkında açılan davanın işbu davadan tefrik edilip göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Emsal Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 28/09/2010 tarih 2010/789 Esas 2010/10384 Karar sayılı ilamı).
Öte yandan, İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca icra takibine itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.
Davalı ...'a ödeme emri 27/04/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, anılan davalı vekili 05/05/2016 tarihli borca itiraza ilişkin itiraz dilekçesi ibraz etmiş ise de, 05/05/2016 tarihli borca itiraz dilekçesinin icra müdürlüğü kayıtlarına hangi tarihte işlendiği hususuna ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Anılan davalı vekilinin dilekçesi 05/05/2016 tarihinde icra müdürlüğüne verilerek icra müdürlüğü kayıtlarına işlenmiş ise, İİK'nun 62/1 maddesinde yer alan 7 günlük hak düşürücü süre geçmiş olacağından itiraz tarihinin mahkemece herhangi bir şüpheye yer vermeyecek şekilde tespiti gerekir.
Davalılar ..., ..., ... ve davalı şirkete ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ evrakları icra dosyası içerisinde bulunmadığı gibi, dava dosyası içerisindeki belgeler arasında da bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş davalı ... yönünden anılan davalı vekilinin borca itiraz dilekçesinin icra müdürlüğüne hangi tarihte verilerek icra müdürlüğü kayıtlarına işlendiği tespit edilerek, tespit edilen tarihe göre İİK'nun 62/1 maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tespit edilmesi, diğer davalılar ..., ..., ... ve davalı şirket yönünden ise ödeme emrinin bu davalılara hangi tarihte tebliğ edildiği araştırılarak borca itirazın süresinde olup olmadığı hususunun tespit edilip sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında kamu düzenine aykırılık yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kamu düzenine aykırılık yönünden kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık yönünden KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 05/12/2019 tarih ve 2017/327 Esas 2019/1037 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık yönünden KALDIRILMASINA, kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2023
Başkan - ... Üye - ... Üye - ... Zabıt Katibi - ...
... ... ... ...

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy