Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1390 Esas 2023/503 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1390
Karar No: 2023/503
Karar Tarihi: 05.04.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1390 Esas 2023/503 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1390
KARAR NO: 2023/503
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN: ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE :
KATİP: ... ...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2020
NUMARASI: 2015/426 Esas 2020/394 Karar
DAVACI :
VEKİLİ:
DAVALI
VEKİLİ
DAVA VE KARŞI DAVA: Ortaklıktan Çıkarılma
DAVA TARİHİ: 20/03/2015
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 05/04/2023
Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkarılma istemine ilişkin dava ve karşı davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl dava ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ve davalı ...'in diş hekimi olduğunu, birlikte müvekkili şirketi her iki ortağın 10 yıl süreyle münferiden imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili olacak şekilde 2011 yılında kurduklarını, ancak ortaklığın ilerleyen zamanda davalı ...'ten kaynaklanan nedenlerle çekilmez hale geldiğini, davalının şirket çalışanları ...'in ortak karar alınmadan işten çıkardığını, şirketin zarara uğraması nedeniyle şirket defterine kayıt düşülüp şirketi zarara uğrattığı şeklinde davalıya ihtar yapıldığını, eylemlerini tek taraflı ve ortaklıkla bağdaşmayacak nitelik arz etmesi nedeniyle davalıya yapılan ihtarların sonuçsuz kaldığı ve ortaklıkta şirket ortağı ... ...'ın yaşam hakkının kısıtlandığı, kliniğe gelen hastalara hasta bakmıyoruz şeklinde ve buna benzer tehditvari hareketlerle işin kazancının engellendiği ve şirketin tamamen zarara uğratılıp hareketlerin devam etmesi üzerine çıkan tartışmada işin kavgaya ve yumruklaşmaya dönüştüğünü, şirket müşterilerin olaya tanık olup kaçtığını, bu nedenlerle müvekkili şirketin davalı ortak ...'in hal ve hareketleri ile zarara uğradığı nedeniyle bu ortağın şirketten çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davada dava şartının gerçekleşmediğini ve usulden reddi gerektiğini, şirketin temsil ve idaresinde 10 yıl süre ile her iki ortağın münferiden temsile yetkili olmasının bu davaya ikame için yeterli olmadığını, ortaklıktan çıkarılmanın olağanüstü ve önemli kararlardan bulunması nedeniyle davacı şirketi temsilen açılan işbu davada münferit imzanın yeterli bulunmadığı ve yasal usullere uyulmayıp eşit oy ilkesinin de uygulanmadığını, mesul müdürlük sözleşmesine göre müvekkili ...'in şirketin mesul müdürü olduğunu, ... ...'ın yetkisiz olmasına rağmen bu şekilde bir dava ikame etmesinin usule aykırı bulunduğunu, diğer yönden işten uzaklaştırılan ...'in tanık olarak dinlenilmesiyle şirketin zarara uğratılmasında davacı şirketi temsilen imza atan ... ...'ın tamamen kusurlu olduğunu anlaşılacağını, şirket içerisindeki fiili çalışmaya yönelik iş ve eylemlerde tamamen ticari uzmanlığa aykırı şirketi zararlandırıcı iş ve eylemlerin ... ... tarafından gerçekleştirildiği bu nedenle davanın kötü niyetli açılıp şirketin tek başına ele geçirilmesi ve kazancın müvekkiline ödenmesine engelleyici nitelik arz edip davanın esastan ve usulden davanın reddini istemiştir .
KARŞI DAVA
Davalı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; şirketin kurulması ile birlikte beklenmeyen bir şekilde kazanç elde edildiğini bu durumun ... ...'ın müvekkilini ekarte ederek tamamına sahip olma amacıyla bir takım iş ve işlemlere giriştiğini, oysa müvekkilinin gece gündüz yoğun çalışma potansiyelinin ve şirketin ticari itibarını yüksek tuttuğunu, yaşanan şirket içi olayların olumsuz sonuçları olup emeklerinin zayi edildiğini, ticari hayata geçimsizlikler ile devam edilip davalı ...'ın annesi ile birlikte kliniği huzursuz karşıyı baskılayıcı eylemlerle işletilemez duruma getirdiğini, aralarında çıkan tartışma ve kavgalar neticesi bir kısım ceza mahkemesi ve savcılığına intikal eden eylemlerin ...'ın neden olduğunu, bir kısım hasta tanıtım cihazlarını kilitleyip iş yerini çalışamaz hale getirdiğini, karşılıklı ihtar ve ihbarlar yapılıp şirketin birlikte sürdürülemez duruma getirilmesinden ... ...'ın sorumlu olduğunu bildirerek diğer ortak ... ...'ın mevcut ortaklıktan çıkarılmasına, ilgili dava dosyalarının bu dosyaya getirtilmesine, karşı davalının babası ve eşinin şirkete gelmelerinin ve şirket işine karışmalarının engellenmesine ve şirketi tek başına temsil ve ilzama olan yetkisini kaldırılmasına, müvekkilinin şirketi tek başına imza yetkisi ile temsil ve ilzama yetkili kılınması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davaya konu şirketin, vergi borçları ve envanterinde kayıtlı olsa da fiilen yerinde bir kiracının oturduğu mal varlığı bulunmayan içi tamamen boşaltılmış bir şirket olduğu, bir ortağın diğerini ortaklıktan haklı nedenle çıkarması halinde esasen vergi borçlarının kusurlu yana yüklenilmesi amacını taşıdığı, nitekim haklı bir feshin iki taraflı (ağır veya hafif kusurlu şekilde) şirkette eşit hak ve yükümlülükler doğurması yönü ele alınarak ortak çözüm üretilmeye çalışılmış ise de tarafların biraraya gelemedikleri ve şirkete ait envanteri ve hak ve borçları dahi açıklamaktan kaçındıkları, davacı şirketin %50 pay sahibi iki ortaklı şirkette önemli kararlar vasfındaki diğer ortağın ortaklıktan çıkarılmasında nisap veya muvafakat olmaksızın açtığı davanın usul ve kusur durumuna nazaran da esastan reddine karar verilmesi gerektiği, diğer yönden davalı-karşı davacının da şirket ortağı olarak diğer ortak hakkındaki davasında usulü yönden farklı bir durum söz konusu olmayıp fesih talep edilmeyen davada karşı davacının da davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
.... Ltd. Şirketinin iki ortaklı olduğunu, ortaklarının ... ve ... olduğunu, davalı ...'in kusurlu işlem ve eylemlerde bulunduğunu, bu nedenle şirket ortaklığından çıkarılması gerektiğini, ortakların birbirine olan güvenlerinin sarsıldığını, bilirkişi raporunda da bu hususun tespit edildiğini, davalının kardeşinin şirkete patron gibi davrandığını, mahkeme kararından da anlaşılacağı üzere davalının müvekkilini bıçakla öldürmekle tehdit ettiğini ve bundan ötürü hüküm giydiğini, davalının şirket imkanlarıyla tedavi ettiği kişilere yönelik faturaları şirket adına kestiğini, vergiyi şirkete ödettiğini, ancak tahsilatları ise şahsi hesabına aldığını, davalının sermaye borcunu dahi yerine getirmediğini, müvekkilinin bilgisi dışında şirket çalışanlarını işten çıkarttığını, müvekkilinin eşi hakkında tehdit ve hakarete varan sözler sarf ettiğini, bu nedenlerle davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Bilirkişi raporunda şirket yönetimindeki yaşanan olumsuzlukların davalı ... ...'ın ailesinin tutum ve davranışlarının ana etken olduğunun tespit edildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının müvekkilinin lehine olduğunu, kusurun karşı yanda olduğunu, şirketin iki ortaklı olması nedeniyle davalı ... ...'ın ortaklıktan çıkarılması gerektiğini, mahkemece davalının şirket ortaklığından çıkarılması yerine verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava ve karşı dava, iki ortaklı limited şirkette %50 hisse sahibi diğer ortağın haklı nedenlerle ortaklıktan çıkarılma istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
.... Ltd. Şti 'nin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün kaydının incelenmesinde, şirketin ... sicil numarasına kayıtlı olduğu, ana sözleşmeye göre şirket ortaklarının ... ve ... olduğu, şirketin 99 yıllığına kurulup sermayesi 200 hisseye ayrılarak her bir ortağın 100 hisseye sahip bulunduğu, ilk 10 yılı için ... ve ... 'in şirket müdürü olarak atandıkları münferit imza ile temsil ve ilzama yetkili kılındıkları görülmüştür.
Mali müşavir bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı şirket ortaklarının şirketi münferit imzalar ile temsil ve ilzama yetkili oldukları, şirket müdürlerinin almış oldukları kararlarda karşılıklı olarak birbirlerine bilgi vermediklerini, şirket müdürlerinin biri tarafından alınan kararın diğer müdür tarafından iptal edildiği bu nedenle ortaklar arasında güven ilişkisinin tamamen kaybolduğu, çıkan uyuşmazlıkların zaman zaman kavgaya dönüştüğü, karşılıklı şikayetlerin savcılık hazırlık dosyalarına ve ceza dava dosyalarına dönüştüğü bu nedenlerle tarafların şirketteki bu ortaklıklarını sürdüremeyecekleri şirket yönetimindeki yaşanan olumsuzluklar da ... ... 'ın ailesini tutum ve davranışlarını ana etken bulunduğu ve ortaklıktan çıkarılması hususununda takdirinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Mali müşavir ve ticaret hukuku alanında uzman bilirkişiden oluşan heyetten alınan raporda özetle; şirket ortaklarından çıkarılmayı sağlayabilmek için haklı nedenlerin yanı sıra hukuken bu talebin ileri sürülebilmesi için genel kurul kararı alınması ve devamında çıkarma davasının açılması gerekeceği, iki kişilik ortaklıkta haklı nedenlerle ortaklığın çıkarılmasını talep edebileceği TTK 'nın 621/1-h uyarınca hem sermaye payı hem de ortak sayısı yönünden nitelikli çoğunluk oyu aranmakta ise de iki ortaklı şirketten bunun uygulama kabiliyeti bulunmadığı, şirket ortakları arasında mevcut delillere göre güven ilişkisinin temelden sarsıldığı, şirketin faaliyetinin durma noktasına geldiği, şirketin kuruluş amacının gerçekleştirme yetisini kaybettiği şirket hissedarlarının ve müdürlerinin şirketi zararlandırıcı faaliyetlerde bulundukları faaliyetlerinde müdürlerin birbirlerini bilgilendirmedikleri, güven ilişkisinin temelinden sarsılmış olduğu, ağırlıklı olarak kusurlu yanın ... ... ve ailesi olduğunun ceza dosyalarının içeriğinden anlaşıldığı belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTK'nın çıkarılma başlıklı 640/3.maddesinde, şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâlinin saklı olduğu, aynı yasanın genel kurulunun yetkileri başlıklı 616/(1)-h.maddesinde bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması hususunun genel kurulun devredilmez yetkileri arasında sayıldığını, yine aynı yasanın önemli kararlar başlıklı 621/(1)-h.madesinde ise bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması için de genel kurul kararıyla temsil edilen oyların en az 2/3'ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceği düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte somut olaya gelince, .... Ltd. Şirketi'nin iki ortaklı olduğu, her iki ortağın şirketteki hisselerinin eşit bulunduğu ve şirket ortaklarının ayrı ayrı şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu dosya kapsamıyla sabittir. Asıl davada şirket tarafından davalı ...'in şirket ortaklığından çıkarılması, karşı davada ise .... Ltd. Şirketi ve ... tarafından davalı ... ...'ın şirket ortaklığından çıkarılması talep edilmiştir.
Asıl davada ve karşı davada haklı sebeple ortağın ortaklıktan çıkarma için limited şirket tarafından mahkemeye başvurulmadan önce limited şirket genel kurulunda TTK'nun 621/1-h maddesi uyarınca ve nitelikli çoğunluk tarafından bu kapsamda bir kararın alınması dava şartıdır. İşbu davada dava şartı olan nitelikli çoğunluk tarafından alınan

ortaklıktan çıkarmaya ilişkin genel kurul kararı bulunmadığı gözetilerek asıl davada davacı şirket, karşı davada davacı şirket tarafından açılan çıkarılma davalarının ayrı ayrı usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykıdır (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 17/06/2020 tarih ve 2019/3224 Esas 2020/2963 Karar sayılı ilamı).
Öte yandan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarih ve 2016/24 Esas 2016/1120 Karar sayılı ilamıyla; "... Dava, limited şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması istemine ilişkin olup dava, 18.07.2013 tarihinde yani 6102 sayılı TTK'nın 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. 6102 sayılı TTK'nın 640. maddesinin 3. fıkrası gereğince haklı sebebe dayalı olarak ortağın şirketten çıkarılması için şirket dava açabilir. Ortağın bir başka ortağın şirketten çıkarılmasını isteyebileceğine dair yasada düzenlenmiş bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca şirketin bu davayı açabilmesi için de aynı yasanın 616. maddesinin birinci fıkrasının h bendi gereğince, genel kurulun bu konuda bir karar vermesi gerekir. Bu durumda, davacının aktif dava ehliyeti olmadığı gözetilerek davanın bu nedenle reddi gerekirken ..." gerekçesiyle davanın kabulüne yönelik mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve emsal Yargıtay ilamı karşısında somut olaya gelindiğinde, TTK'nun 640/3. maddesi gereğince haklı sebebe dayalı olarak limited şirket ortağının şirketten çıkarılması için dava, ancak şirket tarafından ve genel kurulun bu konuda vereceği bir karar üzerine açılabilecektir. Bir başka anlatımla, limited şirket ortağı bir başka ortağın şirketten çıkarılması talebiyle dava açamayacaktır.
Hal böyle olunca, mahkemece davacı şirket ortağının davalı şirket ortağı aleyhine şirket ortaklığından çıkarılma talebiyle dava açamayacağından karşı davada davacı ... tarafından açılan davanın davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının gerekçe ve kamu düzeni gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının gerekçe ve kamu düzeni gözetilerek ayrı ayrı KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 23/09/2020 tarih ve 2015/426 Esas 2020/394 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Asıl davada;
Davacı şirket tarafından açılan çıkarılma davasının dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karar nedeniyle alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL'nin mahsubu ile 152,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Sarfedilmeyen avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Karşı davada;
Davacı şirket tarafından açılan çıkarılma davasının dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacı ... tarafından açılan çıkarılma davasının davacının AKTİF HUSUMET EHLİYETİ YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
3-Bu karar nedeniyle alınması gereken 179,90 TL harçtan harçtan peşin alınan 27,70 TL'nin mahsubu ile 152,20 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine
7-Sarfedilmeyen avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davacı karşı davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı karşı davalı tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı karşı davacılar tarafından yatırılan 108,80 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalı karşı davacılara tarafa iadesine,
3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kararın kaldırma gerekçesi gözetilerek üzerilerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucundaHMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023

Başkan- ... Üye - ... Üye - ... Zabıt Katibi -...
... ... ... ...

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy