Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/732 Esas 2023/496 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/732
Karar No: 2023/496
Karar Tarihi: 13.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/732 - 2023/496
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/732
KARAR NO: 2023/496
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2022
NUMARASI: 2022/419 E. - 2022/674 K.
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/07/2022 tarih ve 2022/419 E. - 2022/674 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 11/10/2013 tarihinde ''Müvekkil Bölge sınırları içerisinde ...'nin göstereceği yerlerden, ...'nin göstereceği kotlara göre hafriyat ve dolgu malzemesinin ... dışına çıkartılması'' işini kapsayan bir protokolün imzalandığını, protokole göre hafriyatçı olan davalı şirketin, protokole konu işin yapılması için müvekkiline kamyon başına 6,00-TL bedel ödeyeceğini, söz konusu protokole ek olarak imzalanan 17.12.2013 tarihli ek protokole göre ise ''dolgu malzemesinin tümünün alınması kaydıyla hafriyatçı tarafından Müvekkil ...'ye kamyon başına ödenecek bedel 6,00-TL yerine 12,00-TL olarak belirlenmiştir.'' hükmünün getirildiğini, müvekkilinin protokole binaen tahakkuk eden alacağının karşı tarafa fatura edildiğini, ancak ödemelerin yapılmadığını, ayrıca davalı firmanın protokole aykırı hareket ederek stok alanı dışında kalan başka yerlerden dolgu malzemesi alındığını, yine protokol ve ek protokol uyarınca tamamının ... sınırları dışına taşınması lazım gelen dolgu malzemesinin tamamının da taşınmadığını, neticesinde müvekkilinin zarara uğratıldığını, müvekkilinin cari hesap kayıtlarına göre davalı şirketten 53.298,12-TL asıl alacağı ve takip tarihi itibariyle 125.416,74-TL gecikme bedeli alacağının bulunduğunu, bu hususta girişilen icra takibinin, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sonucunda durduğunu ileri sürerek, davalının itirazın iptali ile takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, anılan protokol ve ek protokol uyarınca hiçbir zaman davacı yan ile müvekkili şirket arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığını, cari hesap ekstrelerine dayanılarak icra takibi yapılmasının, alacağın varlığını ispat için yeterli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 4562 sayılı ... Kanunu'nun 5. maddesinde ...'lerin özel hukuk tüzel kişisi olduklarının belirtildiği, eldeki dosyada davacı ...'nin tacir olmadığı gibi mutlak ticari davanın da bulunmadığı, ihtilafın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesinin gerektiği gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığını, aynı Kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasına göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğunu, ikinci fıkrasında ise, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağının düzenlendiğini, müvekkili şirket ile davacı yanın ticari faaliyet yürüttüğünü, taraflar arasında akdedilen 11.10.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklı olarak işbu davanın müvekkiline ikame edildiğini, davacı yan ile söz konusu sözleşmeden kaynaklı olarak herhangi bir şekilde mal veya hizmet alımının söz konusu olmadığını, işbu davanın davacı yanın tek taraflı olarak düzenlenmiş olduğu ve ticari işletmesini ilgilendirdiği cari hesap ekstresinden kaynaklandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin ticari işletmesini ilgilendirmesi ve davacı yana ile alacak borç ilişkisinin bulunmadığının tespit edilmesinin istenmesi karşısında, işbu davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde çözümlenmesinin gerektiği, her iki tarafın da tacir olması ve ticari işletmesi ile ilgili faaliyetlerden doğması hasebiyle işbu davanın da ticari dava niteliğinde olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak talepleri doğrultusunda kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve TTK'nın 850/2. maddesi uyarınca taşıma sözleşmesinin, taşıyıcının eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderenin ve yolcu taşımada yolcunun, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlandığı bir sözleşme olduğu, dava konusu olayda davalının davacıya ait hafriyat ve dolgu malzemesini, davacının sahasından dışarı çıkarmayı, bunun karşılığında da davacıya kamyon başına ücret vermeyi üstlendiği, davalının hafriyat ve dolgu malzemesini herhangi bir varma yerine götürmeyi taahhüt etmediğinden, üstelik de karşılığından bir ücret almayıp, tam tersine ücret ödediğinden, bu türden bir sözleşmenin taşıma sözleşmesi sayılamayacağı, somut uyuşmazlıkta taraflar arasında satım sözleşmesinin bulunduğu, davacının tacir olmadığından, ortada ticari bir iş veya davanın bulunmadığı, sonuç olarak mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizliğin olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 99,2‬0-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/04/2023 tarihinde HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2023

Başkan
Üye

Üye

Katip












Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy