Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/315 Esas 2023/443 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/315
Karar No: 2023/443
Karar Tarihi: 30.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2023/315 - 2023/443
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/315
KARAR NO: 2023/443
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2022
NUMARASI: 2021/359 E. - 2022/455 K.
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALILAR:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: Marka Hakkına Tecavüz
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/12/2022 tarih ve 2021/359 E. - 2022/455 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ... ve ... sayılı markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin markalarının esas unsurlarından birinin “...” ibaresi bulunduğunu, bu ibarenin aynı zamanda müvekkili şirketin ticaret unvanının da esas unsuru olduğunu, müvekkilinin markasını oluşturan bu ibarenin 2011 yılından beri kullanıldığını, dolayısıyla müvekkilinin anılan ibare ile belli bir aidiyet elde ettiğini, tüketicinin bu ibare ile müvekkili firmayı/markasını özdeşleştirdiğini, davalıların müvekkili şirkete ait markayı oluşturan “...” sözcük grubunu izinsiz olarak müvekkili ile aynı sektörlerde kullandıklarını, müvekkilinin markalarını ihlal eden kullanımlarının olduğunu, bu kullanımların aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalıların iş ve eylemlerinin marka ihlali ve haksız rekabet olduğunun tespitine, müvekkiline ait ... ve ... sayılı markaların 20, 35, 37 ve 42. sınıflardaki ürün ve hizmetlerde her türlü kullanımının önlenip durdurulmasına, davalıların yarattıkları haksız rekabetin tespitine, ref’ine ve men’ine, davalıların yarattıkları marka ihlali ve haksız rekabete konu ürünlere el konulmasına, bu ürünlerin şekillerinin marka ihlali ve haksız rekabet yaratmayacak şekilde değiştirilmesine, mümkün olmaması halinde imhalarına, hizmetlerin durdurulmasına, sayısal ortamlarda yapılanlar yönünden içeriğin çıkartılmasına, mümkün olmazsa erişimin engellenmesine ya da web sitesinin kapatılmasına talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davacı iddialarını kabul etmediklerini, Ankara 3. FSHHM’nin 2020/387E sayılı dosyasından iş bu davanın tefrik edilerek ayrıldığını, müvekkilinin davada taraf ehliyetin olmadığını, müvekkilinin ilgili alan adlarını daha evvel devrettiğini, dava tarihi itibariyle müvekkilinin alan adlarının sahibi olmadığını, “Ankara” ibaresini taşıyan birçok alan adı olduğu gibi “...” ibaresinin de zaten tek başına tescilinin dahi mümkün olmadığını, davacının tescil edilemeyecek bir ibareyi tescil ettirmiş olduğunu, müvekkilinin ilgili alan adlarını aldığı tarihte davacı markalarının tescilli olmadığını, anılan ibarelerin herkesin kullanımına açık olması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalılara ait web siteleri üzerinde özellikle iş bu dava tarihinden önceki tarihli kullanımlar açısından webarchieve kayıtları üzerinden yapılan araştırmalarda, davalı sitelerin tamamında davacı yanın tescilli markasındaki “...” ibarelerinin tamamının bütün olarak ve kalıp şeklinde ya başlık sekmesi, ya içerik açıklaması ya da anahtar kelime olarak kullanıldığı, bu kullanımın bütün olarak Ankara ilinde bulunan ... ofislerine yönlendirici jenerik bir tanımlama olarak değerlendirilemeyeceği, kaldı ki birtakım kullanımlarda “... ...” şeklindeki tanımlamaların, esasen genelgeçer nitelikte ifade amacıyla değil doğrudan bir iktisadi kaynağa işaret etme amacıyla kullanıldığı, davalılara ait sitelerde kimi yerlerde “...” ibaresi doğrudan üst başlık olarak yine kaynak gösterir nitelikte kullanılmış olup davalıların bu mahiyetteki kullanımlarının SMK m. 7/5 kapsamında değerlendirilebilecek kullanımlar olarak değil, özelikle SMK m. 7/3-d kapsamında kalan kullanımlar olarak değerlendirilebileceği, davacı yanın tescil ile koruma altında olan ... sayılı markası ile birebir aynı kalıbın kullanımının, davacı markasından doğan hakların ihlali sonucunu meydana getirebilecek nitelikte sonuçlar doğurabileceği, davalı yanın bu şekildeki kullanımlarının davacı yanın tescilli markalarından doğan hakları ihlal ettiği gerekçesi ile davalıların iş ve eylemlerinin marka ihlali ve haksız rekabet olduğunun tespitine, davacıya ait ... ve ... sayılı markaların 20, 35, 37 ve 42. sınıflardaki ürün ve hizmetlerde her türlü kullanımının önlenip durdurulmasına, davalıların yarattıkları haksız rekabetin ref’ine ve men’ine, davalıların yarattıkları marka ihlali ve haksız rekabete konu ürünlere el konulmasına, bu ürünlerin şekillerinin marka ihlali ve haksız rekabet yaratmayacak şekilde değiştirilmesine, mümkün olmaması halinde imhalarına, hizmetlerin durdurulmasına, “...” alan adlı internet sitelerinin sayısal ortamlarda yapılanlar yönünden içeriğin çıkartılmasına, mümkün olmazsa erişimin engellenmesine ya da web sitesinin kapatılmasına, kararın, masrafı davalılara ait olmak üzere Türkiye genelinde yayımlanan 1 gazetede 1 defa ilan edilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin davada husumet ehliyetinin olmadığını, dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, müvekkilinin davaya konu alan adları üzerinde hak sahipliğinin bulunmadığını, gerekçeli kararda yalnızca "... -(...)" olarak belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kurulurken müvekkilinin ayırt edilmediğini, kaldı ki müvekkilinin "..." alan adını aldığı tarihte davacı başvurucunun dava konusu markasının tescilli dahi olmadığını, davaya konu alan adında "..." ibaresi de bulunmadığını, müvekkilinin, hukuki yönden haksız bir davranış içinde olmadığını, davanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2022/926 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesinin gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... A.Ş ve... vekili istinaf başvuru dilekçesinde, huzurdaki davanın, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2022/926 Esas sayılı dosyasında istinaf incelemesinde olan Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2020/387 esas 2022/66 karar sayılı ve 03/03/2022 karar tarihli dosyasından tefrik edilen bir dava dosyası olduğunu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2022/926 esas sayılı dosyasında, huzurdaki davacının marka ihlali ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, men ve ref'i davasının davacısı, müvekkillerden ... AŞ'nin ise marka hükümsüzlüğü davasının karşı davacısı olduğunu, hükümsüzlük karşı davasının kabulü halinde huzurdaki dava dosyasının da sonuçtan etkileneceğini, öncelikle iş bu dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2022/926 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesi gerektiğini, diğer yandan müvekkilinin kullanımlarının tek başına ... şeklinde olmadığını, mahkemenin kurduğu hükmün yerinde bulunmadığını, davacının "..." ibaresini marka olarak alarak, internet ortamında serbest rekabeti bozduğunu, davacının kötüniyetli olarak bu markaları aldığını, ortada SMK açısından bir hukuka aykırılık yani marka hakkının ihlali olmadığından haksız rekabetin de oluşmayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, iş bu davanın, Dairemizin 2022/926 Esas sayılı dosyasında istinaf incelemesinde olan Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2020/387 esas 2022/66 karar sayılı ve 03/03/2022 karar tarihli dosyasından tefrik edilen bir dava dosyası olduğu, Dairemizin 2023/315 Esas sayılı dava dosyası ile Dairemizin 2022/926 Esas sayılı dava dosyaları arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğer dava dosyasını da etkileyecek nitelikte olduğu, bu nedenle HMK.'nın 166/1 maddesi gereğince her iki dava dosyasının birleştirilerek görülmesi gerektiği anlaşılmakla Dairemizin 2023/315 Esas sayılı dava dosyasının Dairemizin 2022/926 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Dairemizin 2023/315 Esas sayılı dava dosyası ile Dairemizin 2022/926 Esas sayılı dava dosyaları arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması, biri hakkında verilecek hükmün diğer dava dosyasını da etkileyecek nitelikte olması nedeniyle HMK'nın 166/1. maddesi gereğince her iki dava dosyasının BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Dairemizin 2023/315 Esas sayılı dava dosyasının esasının kapatılarak, yargılamanın, Dairemizin 2022/926 Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin birleşen dosya üzerinden değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/03/2023 tarihinde HMK'nın 168. maddesi uyarınca esas hükümle birlikte Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023
Başkan

Üye

Üye

Katip





Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy