Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/528 Esas 2023/476 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/528
Karar No: 2023/476
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/528
KARAR NO: 2023/476
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE: ... ...
KATİP: ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2020
NUMARASI: 2019/272 E. - 2020/349 K.
DAVACI: ...
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:

DAVANIN KONUSU: Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/12/2020 tarih ve 2019/272 E. - 2020/349 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı ... tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “...” ibareli markanın tescili için davalı ... başvurduğunu, davalı şirketin ... sayılı “...” ibareli markasını mesnet göstererek yaptığı itiraz üzerine Markalar Dairesi Başkanlığının başvurunun kapsamından 29. sınıfa giren emtiaları çıkardığını, bu karara karşı yaptıkları itirazın ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedilmiş olduğunu, oysa benzerlik değerlendirmesinin görsel bütünlük ilkesine göre yapılması gerektiğini, kısmi red kararına mesnet alınan ... sayılı “...” markasının müvekkilinin markasından farklı olduğunu, başvurunun esas unsuru “...” ibaresi ve “...” ibaresi ise yan unsur olup “...” anlamına geldiğini ve sektörde bu tür ürünlerin isimlendirilmesinde sıklıkla kullanıldığını, markaların bazı işaretler bakımından aynı olmasının markaların benzer sayılabilmesi için yeterli bir koşul olmadığını, zaten 29. sınıfa giren emtiaları kapsayan çok sayıda “...” ibareli tescilli markanın bulunduğunu, müvekkilinin “...” ibaresini ortak unsur olarak isminde bulunduran "... ..." isimli radyo kanallarının bulunduğunu, “...” ibaresinin müvekkili davacıyı çağrıştırdığını ve söz konusu ibarenin başvuru markasındaki ayırt edici/esas unsur olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-6455 sayılı kararının iptaline ve ... sayılı markanın tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu ... sayılı marka başvurusundan itiraz üzerine çıkartılan ve eldeki davaya konu olan "Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. ..., ... ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri." emtialarının redde mesnet ... sayılı marka kapsamında bulunduğu, taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, markalarda müşterek bulunan "..." ve “...” ibarelerinin özellikle “...”le ilgili emtialarda, bir markanın esas unsuru olarak himaye göremeyeceği, zira “...” ve “...” türevi kelimelerin Türkiye’de de oldukça yaygın olarak bilinen karşılığı “.../... ağacıyla ilgili” olduğu, bu ibare gibi ayırt edici niteliği düşük, günümüzde hemen hemen herkes tarafından aynı/yakın anlamı ile algılanan ibareleri marka olarak seçen kişilerin bunun sonuçlarına katlanmak yani o tanıtma işaretinin bazı tedbirler alınmak ve ilaveler yapılmak suretiyle hafifçe değiştirilmiş şeklinin başkaları tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğu, böyle ibareleri içeren markalarda ayırt ediciliği düşük olan örtüşen bileşenlerden ziyade diğer unsurlara yönelmek gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.10.2020 tarih 2020/92 E.-2020/3984 K. sayılı kararında da zayıf markaların koruma kapsamı değerlendirilirken iltibas tehlikesinin yapılacak küçük bir değişiklik ile dahi bertaraf edilebileceğinin göz önünde bulundurulması gerektiğinin belirtildiği, bu hale göre içerisinde ... emtialarının yanı sıra diğer muhtelif gıda emtialarını barındıran 29. sınıftaki mallar bakımından markalar arasında müşterek olarak bulunan "..." ve "..." ibarelerinin ortalama tüketici nezdinde ... emtiasına çağrışım oluşturması nedeniyle ayırt ediciliği düşük zayıf bir işaret olduğu, dava konusu markanın bir bütün olarak "..." ibaresinden oluştuğu, bu markada yer alan ve dava konusu emtialar bakımından tanımlayıcılığı bulunmayan "..." ibaresinin markalar arasındaki iltibas tehlikesini bertaraf edecek derecede özgün ayırt ediciliğinin bulunduğu, bu hale göre daha önce redde mesnet "..." markalı emtiaları gören, bu emtialardan yararlanan makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı ortalama tüketici kesiminin, davaya konu "..." markalı emtiaları gördüğünde, bu emtialardan yararlanmak için ayıracağı süre içerisinde bu markanın redde mesnet markadan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, markada bulunan "..." ibaresine hem markanın başlangıç kesiminde bulunması hem de özgün ayırt ediciliği dolayısıyla "..." ibaresine nazaran daha çok dikkat edeceği, bu nedenle markalar arasında yanılsamaya düşmeyeceği gibi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı da kurmayacağı, belirtilen nedenlerle SMK'nın 6/1 maddesi hükmü koşullarının somut olayda gerçekleşmeyeceği, davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde dava konusu marka başvurusunun tescilini de talep etmişse de, mahkemelere tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetki bulunmadığı, tescil talebinin ayrı bir dava olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle tescil talebiyle ilgili ayrıca hüküm kurulmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile; 2019-M-6455 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraflar markalarının esas unsurlarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, emtia listelerinin de benzediğini, tescil işlemi mahkemenin yetkisinde olmadığından bu talebin reddinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "..." anlamına gelen "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin 29. sınıftaki mallar yönünden düşük olduğu, bu tür zayıf ibarelerde yapılacak küçük değişikliklerin iltibası ortadan kaldıracağı, nitekim "..." ibaresini içeren 29. sınıf mallar yönünden tescilli çok sayıda markanın bulunduğu, somut uyuşmazlık yönünden de "..." ibaresine eklenen "..." ibaresi ile yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı anlaşılmakla, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı ... alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı ... vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı ... uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 02/05/2023

Başkan
...

Üye
...

Üye
...

Katip
...










Full & Egal Universal Law Academy