Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/513 Esas 2023/487 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/513
Karar No: 2023/487
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/513
KARAR NO: 2023/487
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE: ... ...
KATİP: ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2020
NUMARASI: 2019/95 E. - 2020/300 K.
DAVACI: ... -
VEKİLİ:
DAVALI: 1 -... - ...
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: YİDK Kararının İptali İle Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/10/2020 tarih ve 2019/95 Esas - 2020/300 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı ... vekili ile davalı... vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili, müvekkilinin tüm dünya ve ülke çapında tanınmış "..." ve “..." esas unsurlu markaların yaratıcısı ve sahibi olduğunu, davalı ...'ın ... sayılı “... marka ... dikkat çekmek istiyorsan” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabul edildiğini ve başvuru kapsamından 35. sınıf hizmetlerin çıkarıldığını, müvekkilince başvurunun tümden reddi istemi ile bu karara yaptığı itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa herhangi bir ticari faaliyet esnasında davalı markasını gören ortalama bir tüketicinin aklına derhal ve hiçbir tereddütte yer olmaksızın müvekkili Şirketin "..." esas unsurlu markalarının geleceğini, davalının halihazırda "https://www...com" alan adını kullandığını, web sitesinde 12. sınıftaki oto paspas, jant kapağı, cam filmi, oto branda, cam rüzgârlığı vb. oto aksesuarları kategorilerinde birçok çeşit ve alternatif ürünü sattığını, müvekkili şirketin 2012 yılından bu yana büyük yatırımlar ve harcamalar ile meydana getirdiği “...” esas unsurlu markalarının, 35. sınıf başta olmak üzere bir çok emtia ve hizmet sınıflarında yüksek bir bilinirlik düzeyine ulaşmış durumdayken, davalı tarafından 17.01.2018 tarihinde 12. ve 35. sınıf mal ve hizmet sınıflarını kapsayacak şekilde, bir başka ifadeyle tam olarak müvekkili markalarının tanınmışlığının mevcut olduğu sınıfları içerecek şekilde ... sayılı “marka ... dikkat çekmek istiyorsan” ibareli marka başvurusunda bulunulduğunu, dava konusu markalar kapsamında müvekkili adına tescilli ve tanınmış markalarda yer alan “...” esas unsurunun, müvekkili markaları ile iltibasa sebebiyet verebilecek düzeyde kullanılmış olmasının, müvekkil markalarının tanınmışlığından yararlanmak adına tasarlanmış bir marka oldukları sonucunu ortaya koyduğunu, muhatabın hali hazırda tescilli olmamasına ve başvurusundaki 35. sınıfın çıkartılmış olmasına rağmen 35. sınıfta yer alan hizmetlerde faaliyet göstermesi ve hatta internet üzerinden satış yaparak, internet sitesinde markasının esas unsuru konumundaki “...” ibaresini ön plana çıkararak kullanmasının markanın müvekkili ile ilişkilendirilmesini kaçınılmaz kıldığını ileri sürerek, YİDK'in 2018-M-11695 sayılı kararının iptaline ve dava konusu ... sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru kapsamında kalan mallar yönünden taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının soyut mahiyetteki tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığını, kötü niyet iddiasının da marka başvurusuna itiraz aşamasında ispat edilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin ... kökenli olması ve ...'in plaka kodunun ... olmasında hareketle dava konusu başvurunun oluşturulduğunu, davacının "....com" markası ve uğurböceği görselli tescilli logosu ile müvekkilinin başvurusunun hem renk hem de şekil olarak oldukça uzak olup tüketiciler nezdinde aynı marka olarak algılanamayacak kadar farklı olduğunu, müvekkilinin marka başvurunun logosunda yer alan renkler ve yazı karakterinin, davacının markasından oldukça farklı bulunduğunu, taraf markaları birbirine benzemediği için tüketici nezdinde markaların karıştırılması ihtimalinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, ... sayılı marka başvurusunun, kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından davacıya ait "...", "....com" ve "..." esas unsurlu markaları ile arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, aynı Kanunun 6/5 maddesi kapsamında da tescil engelinin olduğu, marka başvurusunun kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK'in 02.01.2019 tarih 2018-M-11695 sayılı kararının davacının itirazının reddi yönünden iptaline, davaya konu ... sayılı markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ... vekili, kısmi ret kararı sonrası başvuru kapsamında kalan malların davacının itiraza mesnet markalarında yer alan emtia ile aynı veya benzer olmadığını, mahkemece markalar arasındaki benzerlik ve karıştırılma değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, ilgili müşteri kitlesi tarafından iki marka arasında bağlantı kurulması, markaların karıştırılması ihtimalinin mevcut olmadığını, mahkemece ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hangi gerekçelerle ve hangi delillere dayalı olarak davacı markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlanacağının ortaya konulmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacıya ait olan "....com" ibareli marka ve uğurböceği görselli tescilli logosu ile müvekkilin marka ... logosunun birbirlerinden hem renk hem de şekil olarak oldukça uzak olduklarını, tüketiciler nezdinde bu markaların aynı marka olarak algılanmayacaklarını, müvekkilin marka başvuru logo görselinde yer alan renkler ve yazı karakterinin, davacının markasından oldukça farklı bulunduğunu, dolayısıyla taraf marka işaretleri arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, mahkemece davacının markasının yalnızca "..." sayısından ibaretmiş gibi hatalı ve kabul edilemez bir şekilde hüküm kurulduğunu, oysa ... sayısının tüm Türkiye'de yalnızca davacıya ait olmadığını, mahkeme kararıyla bu sayıyı davacıdan başka birinin kullanamayacağı sonucunun yaratıldığını, SMK'nın 6/5 maddesi koşullarının ispat edilemediğini, müvekkili ile sözleşme yapan, müvekkilinin markasını, logosunu ve internet alan adını bilen ve devamlı bu adresten yazışmalar yapan, müvekkilinden ödemeleri alan davacı şirketin bu kadar zaman sonra işbu davayı açmasının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava,YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "... ..." ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "..." ve "..." asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, her ne kadar davalı tarafça rakamların kimsenin tekelinde olmadığı savunulmuş ise de Yargıtay .... Hukuk Dairesinin 21.06.2022 tarih, 2021/1240 E., 2022/5085 K. sayılı bozma ilamında da kabul edildiği üzere davacının seri markalarının ayırt edici nitelik kazandıkları ve başvuruda farklı olarak yer verilen ibarelerin ayırt edici olmamaları nedeniyle dava konusu başvurunun da asli unsurunun "..." ibaresinden oluştuğu, davanın mahiyeti gereği davacının kötü niyetli olduğu iddiasının bu dosyada tartışılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davalı ... vekili ile davalı... vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı ... vekili ile davalı... vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı ... tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davalı ...'dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı... tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davalı ... tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davalı ... ve davalı... tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2023

Başkan
...

Üye
...

Üye
...

Katip
...








Full & Egal Universal Law Academy