Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/503 Esas 2023/538 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/503
Karar No: 2023/538
Karar Tarihi: 13.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/503 - 2023/538
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/503
KARAR NO: 2023/538
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2020/157 E. - 2020/422 K.
DAVACI:
VEKİLLERİ
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: YİDK Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 23/12/2020 tarih ve 2020/157 E. - 2020/422 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “...” ibareli başvurusunun, davalı Şirketin "..." ibareli markasına dayalı olarak yaptığı itirazı üzerine, 30 ve 32. sınıf mallar yönünden dava konusu YİDK kararıyla nihai olarak kısmen reddedildiğini, oysa taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin başvurusunun kelime ve şekil kombinasyonundan oluştuğunu, başvurunun bütünsel olarak bıraktığı intibanın redde mesnet markalardan farklı bulunduğunu, öte yandan taraf markalarının OHIM ve yurt dışı bazı ülkelerde tescilli olduğunu ve markaların birlikte uzun yıllardır kullanıldığını, markalar arasında karşıklık meydana gelmediğini ileri sürerek, YİDK'ın 2020-M-3509 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkiline ait redde mesnet markalar arasında, SMK'nın 6/1 maddesi anlamında iltibas bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvurunun reddine karar verildiği 30 ve 32. sınıf mallar ile redde mesnet markalar kapsamında yer alan malların aynı/aynı tür olduğu, renk kombinasyon ve desenlerinin farklı bulunmasına karşın, taraf markalarının “...” ifadesini aynen içermesinin yarattığı benzerliğin, ortalama düzeyde tüketici nezdinde 30 ve 32. sınıf mallar açısından karıştırılma ihtimali yaratacağı, davacı tarafça markaların uzun zamandan beri yan yana kullanılmış olması nedeniyle karıştırılma ihtimali bulunmadığı ileri sürülmüş ve bu iddiasına dayanak olarak davacı şirketin uluslararası tescillerini sunmuşsa da bir arada var olmanın özünde aynı piyasada bir arada uzun zamandan beri kullanılan markaların artık karıştırılmayacağı düşüncesinin yattığı, ancak dosya içeriğinde davacının markasını ülkemizde kullandığını gösteren herhangi bir delile rastlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararının gerekçeli olmadığını, hatalı ve eksik bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmeden ve ek rapor alınmadan karar verildiğini, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında benzerlik bulunmadığını, markaların bir bütün olarak bıraktıkları izlenim itibariyle farklı bulunduklarını, redde mesnet markları taşıyan ürünlerin market raflarında satıldığını, oysa müvekkilinin çay, meşrubat,içecek ve türleri alanında kafe restoran, çay salonu niteliğinde bayilikler ile faaliyet gösterdiğini, redde mesnet markaların patlamış musır ve nevi ürün olarak müşteri nezdinde bilindiğini, müvekkilinin dava konusu ibareyi yurt dışında maruf ve meşhur hale getirerek tescil ettirildiğini, müvekkilinin dava konusu başvuruyu oluşturan ibareyi aynı zamanda internet alan adı olarak da kullandığını, ayrıca internetin küresel piyasa ekonomisini etkilemesi nedeniyle dava konu ibarenin sadece Türkiye piyasası açısından değerlendirilmesinin de hukuka ve günümüz koşullarındaki hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "..." ibareli başvuru ile redde mesnet "..." ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markaların asli unsurunu oluşturan "..." ibaresinin dava konusu başvuruda aynen aldığı, dava konusu başvuruda yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, başvurunun reddedildiği 30. ve 32. sınıf malların redde mesnet markalar kapsamında yer alan mallarla aynı/tür bulunduğu, iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı, diğer yandan dava konusu ibarenin yurt dışında davacı adına tescilli olmasının veya tanınmış bulunmasının, dava konusu ibarenin tesciline olanak sağlamayacağı, ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve 2014/11 E., 2016/778 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi iltibas değerlendirmesi, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümleneceğinden, davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor alınmadığı yönündeki istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı, anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60-TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 13/04/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.





Full & Egal Universal Law Academy