Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/424 Esas 2023/424 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/424
Karar No: 2023/424
Karar Tarihi: 30.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/424
KARAR NO: 2023/424
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE: ... ...
KATİP: ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2020
NUMARASI: 2019/166 E. - 2020/292 K.
DAVACI: ...
VEKİLİ:
DAVALI: 1 -...
VEKİLİ:
DAVALI: 2 -... - ...
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/10/2020 tarih ve 2019/166 Esas - 2020/292 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili, müvekkili Şirketin ...kuruluşu olduğunu, e-ticaret sektöründe faaliyet gösterdiğini, "..." markasının müvekkili adına tecilli bulunduğunu, bu markanın tanınmış marka seviyesine ulaştığını, ... logosunun markanın esaslı ve tek figüratif unsurunu teşkil ettiğini, kırmızı siyah renkli ... logosunu ve “... ....com” ibaresini, tekstilden elektroniğe, mutfak gereçlerinden el sanatlarına kadar farklı ihtiyaç ve zevklere hitap eden milyonlarca ürünü tüketicilere ulaştırdığını, davalı Şirketin ... sayılı "..." ibareli ve ... logolu marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa "..." ibareli markayı gören tüketicinin anılan ibareyi müvekkilinin yeni markası olarak algılayacağını, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğunu ileri sürerek, YİDK'in 2019-M-1173 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin ticaret unvanının 2001 yılında tescil edildiğini, ev ürünleri imalatına ek olarak ahşap ev aletleri üretimi ile yurt dışına açılmak amacıyla marka başvurusu yapıldığını, markaların benzer olmadığını, yazım şekli ve figürlerin farklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının "Şekil+..." ibareli marka başvurusu ile davacının ".....+şekil" ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davalı başvurusunun şekil ve ... unsuru ile davacı markalarındaki şekil ve renk unsuruna ve özellikle "..." ibareli olan ...sayılı markaya yaklaşma çabası içinde olduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davacının ...sayılı tescilli markası arasında işletmesel bağlantı bulunduğu, idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı oluşabileceği, SMK'nın 6/1 maddesi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK'in 2019-M-1173 sayılı kararının iptaline, dava konusu ... sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, dosyadaki bilirkişi raporunda da bu durumun tespit edildiğini, müvekkilinin davacıdan daha önce söz konusu ibareyi kullandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davalının markası ile davacının itiraza mesnet markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dâhil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, başvuruda yer alan şekil unsuru ve "..." ibaresinin her ne kadar itiraza gerekçe markalarda yer alan şekil unsuruna ilişkin anlamsal olarak belli düzeyde bir benzerlik teşkil ettiği kabul edilse de, itiraz gerekçesi "....com" ibaresini ihtiva eden markalarda yer alan ... şekil unsurunun farklılığı ve "..." rakamını muhteviyatında barındırmasının da başlı başına farklılığın en önemli unsuru olduğunun dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı Şirketin 27.06.2018 tarihinde ... sayılı "...+şekil" ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvuru kapsamında 35. sınıf hizmetlerin yer aldığı, başvurunun ilanına davacı Şirketin "..." ibareli ve ... logolu markalarına dayalı olarak itiraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddedildiği, davacının önceki gerekçelerle bu karara yaptığı itirazın ise YİDK'in 2019-M-1173 sayılı kararıyla reddedildiği, YİDK kararının davacıya 15.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK'nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409).
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; dava konusu başvuru kapsamında 35/5. sınıf hizmetler yer almaktadır. Davacının itirazına mesnet markalarının kapsamlarında da aynı hizmetler yer aldığından, emtia benzerliğine ilişkin koşul somut olayda gerçekleşmiştir.
İşaretlerin karşılaştırılmasına gelince; dava konusu başvuru "..." ibaresi ile kanatlarını açmış bir ... şeklinden oluşmaktadır. Başvuruda yer verilen şekil unsuru da ayırt edici nitelik taşıdığından, dava konusu başvurunun asli unsurunu bir bütün olarak "..." ibaresi ile kanatlarını açmış bir ... şekli teşkil etmektedir. Davacının itirazına mesnet markalar ise genel olarak "..." ve "..." asıl unsurlu olup, bu markalardaki ... logosu da markaların asli unsurudur. Zira, bu markaların bir kısmında yer alan tanımlayıcı nitelikteki diğer ibarelerin ayırt ediciliğe katkıları bulunmamaktadır. Davacının itirazına mesnet ... sayılı marka "...", ... sayılı marka ise "en ... gün" ibareli olup, bu markalarda herhangi bir şekil unsuru yer almamaktadır. Görüldüğü üzere kelime unsuru itibariyle marka işaretleri arasında bir benzerlik yoktur. Çünkü bir böceğin adı olan "..." ibaresi, bütüncül bir algı yaratmaktadır ve davacı markalarındaki "..." ibaresi ile karıştırılması mümkün değildir. Öte yandan, "..." ibaresinin kısaltması olarak kullanılan ve herkesin kullanımına açık bulunan "..." ibaresinin taraf markalarında ortak olarak kullanılması da, bu ibarenin ayırt ediciliğe katkısının olmaması nedeniyle markaların karıştırılması sonucuna yol açmayacaktır. Markalardaki şekil unsurları da birbirlerinden oldukça farklıdır. Gerçekten de davacı markalarında yer alan ... logosu, kanatları kapalı biçimde duran bir uğur böceğinin kanatlarına konumlandırılan "..." rakamından oluşmaktadır. Davalı başvurusunda ise kendine özgü bir çizimle, kanatları açılmış şekilde resmedilmiş bir ... görseli mevcuttur. Uğur böceğinin renkleri kırmızı ve siyah olduğundan, bu renklerin taraf markalarında ortak olarak kullanılması da karıştırılmaya yol açmaz. Aksinin kabulü halinde, her nasıl tertip edilmiş olursa olsun ... şeklinin davacıdan başka kimselerce kullanılmaması sonucuna yol açar ki ... şekli davacının tekeline bırakılamayacağından bu sonucun kabulü mümkün değildir. O halde, ilk derece mahkemesi kabulünün aksine, taraf marka işaretlerinde yer alan kelime unsurlarının benzer olmadıkları, "..." ibaresinin herkesin kullanımına açık bir kısaltma olması nedeniyle markalarda bu ibarenin kullanılmasının da markaların karıştırılması sonucuna yol açamayacağı, taraf markalarında yer alan ... şeklinin de birbirlerinden oldukça farklı tertip edildikleri, dolayısıyla bu nedenle de markalar arasında bir benzerlik olmadığı, davacı markalarının tanınmış olmalarının da varılan sonucu değiştirmeyeceği, bu itibarla taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmayacağı, dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı ve başvuru ile davacı markalarının ilişkilendirilmeyeceği kanaatine varıldığından, davalı vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince, dava konusu marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar arasında SMK'nın 6/1 maddesi kapsamında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğu gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK'nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davalıların istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 07/10/2020 gün ve 2019/166 Esas - 2020/292 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL bakiye karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraflarca ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine, (HMK m.333),
8-Davalı ... tarafından istinaf aşamasında yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
9-Davalı ... tarafından istinaf aşamasında yapılan 35,30 TL posta masrafı, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 197,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
10-Davalı ... tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
...- Davalı ... tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2023

Başkan
...

Üye
...

Üye
...

Katip
...








Full & Egal Universal Law Academy