Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/343 Esas 2023/309 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/343
Karar No: 2023/309
Karar Tarihi: 13.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/343
KARAR NO: 2023/309
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE: ... ...
KATİP: ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2020
NUMARASI: 2019/318 E. - 2020/264 K.
DAVACI: ... - ...
VEKİLLERİ:
DAVALI: 1 -... - ...
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/10/2020 tarih ve 2019/318 Esas - 2020/264 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili, müvekkilinin ... nezdinde 32. sınıfta tescilli ... tescil numaralı markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin 32. sınıftaki mallar için 04.04.2018 tarihli ve ... sayılı “...” ibareli marka başvurusunu yaptığını, davaya konu başvurunun müvekkili markaları ve ürünleri ile neredeyse aynı konsept olan mavi, kırmızı ve gri renk kombinasyonu ile oluşturulduğunu, buna ek olarak özellikle işitsel olmak üzere görsel ve konseptsel olarak da müvekkiline ait “...” markalarına çok benzer olan “...” ibaresinin seçildiğini, markaların görsel, işitsel ve konsept olarak karıştırılacak ölçüde benzer olduğunu ve aynı zamanda aynı mallar üzerinde tescil ettirilmek istendiğini, bu doğrultuda marka başvurusunun yayınına Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1, 6/4 ve 6/5. maddeleri gereğince itiraz ettiklerini, yayına karşı yaptıkları itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca SMK’nın 6/1. maddesi uyarınca kısmen kabul edildiğini ve “Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri” mallarının marka kapsamından çıkartıldığını, bununla birlikte başvuruda kalan malların da karıştırılma ihtimali yarattığı gerekçesiyle başvurunun tümden reddini talep ederek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde ikinci itirazlarını sunduklarını, ne var ki müvekkilince yapılan itirazın reddedildiğini ve işbu davanın davalısı olan başvuru sahibinin itirazı kabul edilerek kısmen red kararından dönüldüğünü, başvurunun tümden tesciline karar verildiğini, markaların kullanılacağı mal/hizmet türleri ne kadar yakınsa, markaların karıştırılma tehlikesinin de o kadar yüksek olduğunu, davalı şirkete ait marka ile müvekkiline ait markaların tescil sınıflarının aynı bulunduğunu, davaya konu ve müvekkiline ait markaların gözde ve zihinde bıraktıkları bütünsel izlenimin de çok benzer olduğunu, özellikle fiili kullanımda bu benzerliğin çok daha ileri gideceğini, davaya konu markanın müvekkiline ait marka serisinden birisi olarak algılanacağını, mavi, kırmızı, gri renk kombinasyonu sebebiyle benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu, “...” kelimesinin İngilizcede “koyu” anlamına geldiğini ve tüketicilerce bilinen ve yaygın bir kelime olduğunu, bu ibarenin herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, yine başvuruda bulunan “...” kelimesinin İngilizcede “mavi” anlamına gediğini, markanın bütün olarak “koyu mavi” anlamına geldiğini ve bu yazının yer aldığı arka plan rengine işaret ettiğini, başvurudaki “köpek balığı” resminin çok minimal olduğunu ve gözle dahi zor görüldüğünü, markaya ayırt edicilik katma etkisi olmadığını, davaya konu markaların hepsinin iki kelimeden oluştuğunu ve “...” ve “...” kelimelerinin görsel ve işitsel olarak birbirine çok benzediğini, mavi, kırmızı, gri renk kombinasyonunu müvekkilinin yarattığını ve yıllar süren emek sonucu “enerji içecekleri” açısından bilinir hale getirdiğini, tüketiciler markaları farklı olarak algılasa bile davaya konu başvuruyu taşıyan içeceklerin müvekkili tarafından veya ona bağlı bir firma tarafından piyasaya sunulduğunun zannedileceğini, markaların kaçınılmaz olarak karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalının marka başvurusunda kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK'in 2019-M-7247 sayılı kararının iptaline, davaya konu ... sayılı “...” ibareli marka başvurusunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin “...” markası üzerinde müktesep hakkının bulunduğunu,...tescil numaralı “... ...”markasının 32. ve 33. sınıflarda, ...tescil numaralı “...” markasının 32. Sınıfta, ... tescil numaralı “... ...” markasının 32. sınıfta, ... tescil numaralı “...” markasının 32. sınıfta, ... tescil numaralı “... ...” markasının 32. sınıfta, ... tescil numaralı “...” markasının 32. sınıfta ve ... tescil numaralı “...” markasının 32. sınıfta müvekkili adına tescilli olduklarını, mavi ve gri renk kombinasyonlarının müvekkili tarafından uzun senelerdir kullanıldığını, davacının uzun süreli sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığını, davacının daha önceden müvekkili aleyhine ikame ettiği Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/408 E. sayılı dosya kapsamında “...” markasının kırmızı renk ile özdeşleştiğini iddia ettiğini, anılan dosya kapsamında bilirkişi raporunda markaların benzer olmadığının tespit edildiğini ve mahkemece de davanın reddine karar verildiğini, işbu davada ise markasının farklı renkler ile özdeşleştiğini iddia ettiğini, Yargıtay içtihatlarına göre renklerin kimsenin tekeline bırakılamayacağını, müvekkiline ait “...” markasının görsel, işitsel ve kavramsal olarak davacı markalarından farklı olduğunu, 2010 senesinden bu yana kullanılan renkler ve tescilli markalar dikkate alındığında davacının iddialarının yerinde olmadığını, müvekkiline ait markadaki renk dağılımı ve oranlarının, kullanılan logo ve sembollerin, kullanılan fontun, kullanılan yerleşim düzeninin, markanın ihtiva ettiği ibarelerin, mat ve parlaklık efektlerinin, zemindeki dokunun dava dilekçesinde göz ardı edildiğini, piyasada bulunan çok sayıda markada aynı renklerin kullanıldığını, davacının iddialarını dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu ... sayılı markanın koruma kapsamı altında bulunan mallar ile itiraza mesnet ... sayılı markaların koruma kapsamı altında bulunan emtiaların aynı, aynı tür ve benzer oldukları, davacıya ait markalarla dava konusu başvuru arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik olmadığı, dolayısıyla taraf markaları arasında SMK m.6/1 hükmü koşullarının oluşmadığı, davacının ... sayılı "...+Şekil" ibareli markası ile ... sayılı "..." ibareli markasının tanınmış marka olarak ... nezdinde tescilli olduğu anlaşılmışsa da, karşılaştırılan markalar, işaret olarak benzer olmadıklarından tanınmışlık iddiasından kaynaklı davacı markalarının ününden haksız olarak yararlanma, onların itibarını lekeleme ve ayırt ediciliği zedeleme olgularından herhangi birinin somut olayda gerçekleşmeyeceği, davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmadıkları, bunun haricinde davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediğinden kötü niyet iddiasına dayalı istemlerin yerinde bulunmadığı, davalı şirket vekilinin müktesep hak iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davaya konu markanın, müvekkilinin tanınmış ve tescilli markaları ile SMK madde 6/1 uyarınca karıştırılmaya yol açacak derecede benzer olduğunu, bilirkişi heyetinin ve ilk derece mahkemesinin de ikrar ettiği bu benzerliğin karıştırılma ihtimaline yol açmayacağı şeklindeki değerlendirmelerin hatalı bulunduğunu, davaya konu markanın kapsadığı malların, müvekkilinin markaları kapsamında yer alan mallarla birebir aynı olduğunu, davaya konu markanın, müvekkilinin davaya gerekçe markaları ile görsel, işitsel ve konsept olarak karıştırılacak derecede benzer bulunduklarını, davaya konu markanın, müvekkilinin tescilli markaları ile halk arasında karıştırılma ihtimali arz ettiğini, davaya konu marka ile müvekkili markaları aralarında benzerlik bulunmadığından SMK'nın 6/5 maddesi koşullarının oluşmadığı şeklindeki değerlendirmelerin çelişkili ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre "..." ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "..." asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, tertip tarzı itibariyle de başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından, davacı markalarının tanınmış olmalarının da başvurunun tesciline engel teşkil etmeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2023

Başkan
...

Üye
...

Üye
...

Katip
...








Full & Egal Universal Law Academy