Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/334 Esas 2023/290 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/334
Karar No: 2023/290
Karar Tarihi: 09.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/334 - 2023/290
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/334
KARAR NO: 2023/290
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2020
NUMARASI: 2019/110 E. - 2020/310 K.
DAVACI
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: Marka ile ilgili Kurum kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/10/2020 tarih ve 2019/110 Esas - 2020/310 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “...” markası adı altında sektöründe bilinen ve tanınan bir marka olduğunu, 1996 yılından beri faaliyette bulunduğunu, davalı yanın ... başvuru numaralı “...” ibaresi için başvuruda bulunduğunu, bu başvurunun ilanına müvekkili tarafından yapılan itirazın davalı ... Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa davalı yan markasının hiçbir ayırıcı vasfının bulunmadığını, taraf markalarının aynı/ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, davalının müvekkilinin aynı sınıflarda tescil edilecek olan markası ile müvekkilinin markasının tanınmışlığından yarar sağlayacağını, müvekkilinin seri marka imajı yaratacağını, zira markalar görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayniyet derecesinde benzer olduğunu, bu nedenle karıştırılma ihtimalinin oluşacağını, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, YİDK’nın 14.01.2019 tarih ve 2019-M-167 sayılı kararın iptaline, ... başvuru numaralı markanın iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının "..." ibareli marka başvurusu ile davacının "..." ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davalının "..." ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, yanılgı yaşayabileceği, başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, bu açıdan SMK'nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, davacı tarafın başvuru ibaresi üzerinde önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliği, markalarının tanınmışlığı, diğer fikri ve sınai mülkiyet hak iddiası ile davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddialarının oluşan sonuca etkili görülmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, YİDK'nın 2019-M-167 sayılı kararının iptali ile dava konusu ... sayılı markanın sicilden terkinine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ... vekili, mahkemenin başvurunun genel görünümünü değiştiren "..." ibaresini incelemeye almadığını, davacı markasındaki logonun da dikkate alınmadığını, taraf markalarının benzer olmadığını, "..." ibarelerinin ayırt ediciliklerinin düşük olduğunu, sağlık sektöründe tüketicilerin bilinçli olduklarını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:Dava, YİDK marka kararının İptali ve markanın sicilden terkini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı şahsın "..." ibaresinin marka olarak tescili için davalı Kuruma başvurduğu, başvuru kapsamında 44. sınıf hizmetlerin yer aldığı, başvurunun ilanı üzerine davacı şirketin "..." asıl unsurlu markalarını mesnet göstererek itiraz ettiği, davacı itirazının Markalar Dairesince reddine karar verildiği, davacı tarafın bu karara karşı itirazının da YİDK'ın 2019-M-167 sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın davacı tarafa 16/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde 28/02/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olup davalı ... istinaf itirazları gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında, dava konusu 44. sınıf hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında, dava konusu başvuru kapsamında 44. sınıfın 1 ilâ 5. alt sınıfında bulunan hizmetlerin bulunduğu, davacının itirazına mesnet... sayılı markalarının kapsamında da 44. sınıf hizmetlerin yer aldığı anlaşılmış olup, emtia benzerliği şartı gerçekleşmiştir.
Tarafların marka işaretlerinin karşılaştırılmasına gelince; dava konusu başvuru "...", davacının itiraza mesnet markaları ise "...", "... ...", ...", "..." ibarelerinden oluşmaktadır. Taraf markalarında yer alan "..." ibareleri emtia benzerliği şartının gerçekleştiği 44. sınıf hizmetler yönünden tanımlayıcı olup, herhangi bir ayırt edicilikleri bulunmamaktadır. Yine taraf markalarında ortak olarak yer alan "..." ibaresinin ise Ülkemizin en büyük şehri olarak coğrafi yeri işaret etmektedir. Maruf ve meşhur coğrafi yer adlarının kimsenin kullanım tekeline bırakılamayacağı nazara alındığında, taraf markalarının asıl unsurlarını "... ..." ve "..." ibarelerinin temsil ettiği, bu durumda da tarafların markaları arasında ibareler yönünden bir iltibas riskinden bahsedilemeyeceği sonucuna varılmalıdır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin "..." markalarına ilişkin verdiği 2016/9104 Esas, 2018/2392 Karar ve 04/04/2018 tarihli ilamı ile "..." markalarına ilişkin verdiği 2018/3170 Esas, 2019/7796 Karar ve 04/12/2019 tarihli kararları da bu yöndedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Diğer taraftan davacı taraf somut olay bakımından başvurunun 6769 sayılı SMK'nın 6/3, 6/5, 6/6 ve 6/9. maddeleri uyarınca da tescil edilemeyeceğini ileri sürmüş ise de, taraf markaları benzer bulunmadığından davacının bu iddiaları yerinde bulunmamıştır.
Bu itibarla, dava konusu "..." ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "..." esas unsurlu markaları arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK'nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı ... vekilinin başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 12/10/2020 gün ve 2019/110 Esas - 2020/310 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50-TL'nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlülükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinde herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine, (HMK m.333),
8-Davalı ... tarafından istinaf aşamasında yapılan 32,50-TL posta masrafı, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 194,60-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
9-Davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 07/04/2023
Başkan

Üye

Üye

Katip









Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy