Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/333 Esas 2023/293 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/333
Karar No: 2023/293
Karar Tarihi: 09.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/333
KARAR NO: 2023/293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE: ... ...
KATİP: ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2020
NUMARASI: 2019/57 E. - 2020/383 K.
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI: ... - ...
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: 2018-M-10585 sayılı YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/11/2020 tarih ve 2019/57 E. - 2020/383 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ... nolu ve “...” ibareli markasını mesnet göstererek davalının ... nolu “...” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı ... Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa markaların iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olduğunu, başvurunun müvekkilinin markasının devamı olarak algılanacağını, tek harf farklılığının markaları farklılaştırmadığını, davalının markasının müvekkilinin tüketiciler nezdindeki kalite algısından haksız yararlanacağını ileri sürerek, YİDK’nın 2018-M-10585 sayılı kararının iptaline ve tescil edilmesi halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili Kurum karrarının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin markasının çikolata markası olduğunu, davacının bu sektörde faaliyetinin bulunmadığını, taraf markalarının benzemediğini, müvekkilinin markasının başındaki “N” harfinin markayı itiraza mesnet markadan farklılaştırdığını, ortalama tüketiciler nezdinde iltibas tehlikesi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının "..." ibareli marka başvurusu ile davacının "..." ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma/faydalanma süresi içinde, davalının "..." ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının "..." ibareli tescilli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceğini, davacının "..." ibareli tescilli markalı mallarından/hizmetinden satın almak/yararlanmak isterken davalının "..." ibareli başvuru markalı malını/hizmetini satın almak/yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan mallar/hizmetler algısı da oluşmayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, bilirkişilerin mesleklerinin ve uzmanlık alanlarını bilemediklerinden görüşlerini neye dayandırdıklarının öngörülebilir olmadığını, markaların aynı olduğunu ve aynı mal ve hizmetleri kapsadıklarını, tek harf farklılığının iltibası ortadan kaldırmadığını, lehe yüksek mahkeme kararlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE:Dava, YİDK marka kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davaya konu markaların kısa ibarelerden oluştukları, bu tür ibarelerde tek harf farklılığının dahi markaları ayırt etmeye yeterli olabildiği, İspanyolca "göz" anlamına gelen "..." ibaresi ile Portekizcede "bulantı, iğrenme" anlamlarına geldiği anlaşılan "..." ibarelerinin söz konusu anlamlarının bu dillerin yaygın olarak kullanılan diller olmamaları nedeniyle tüketiciler tarafından bilinmeyeceği, ayırt edicilikleri yüksek ibareler olarak kabul edilecekleri, taraf markaları arasında SMK'nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, içerisinde gıda yüksek mühendisi bilirkişinin yer aldığı heyet tarafından düzenlenen raporda da taraf markaları arasında iltibas bulunmadığının belirtildiği, ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 07/04/2023
Başkan
...

Üye
...

Üye
...

Katip
...







Full & Egal Universal Law Academy