Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/324 Esas 2023/324 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/324
Karar No: 2023/324
Karar Tarihi: 16.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/324
KARAR NO: 2023/324
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE: ... ...
ÜYE: ... ...
KATİP: ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2019
NUMARASI: 2019/12 E. - 2019/25 K.
DAVACI: ... - (T.C. No: ...)
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU:YİDK Karar İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/12/2019 tarih ve 2019/12 E. - 2019/25 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin "... A.Ş" ibareli başvurusunun, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK'nın 5/1-b maddesi uyarınca reddine karar verildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının da dava konusu YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa dava konusu ibarenin bir bütün olarak "... A.Ş" ibaresinden oluştuğunu ve ayırt edici niteliği haiz bulunduğunu ileri sürerek, 2018-M-10181 sayılı kararının itirazlarının reddine ilişkin kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı... vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mahkemece, dava konusu başvuruda yer alan "..." ibaresinin bir il adı olduğu, coğrafi yer adlarının bir kişi adına marka olarak tesciline olanak tanınmasının bu isimlerin artık başkaları tarafından markalarında kullanılamayacağı sonucunu doğuracağı, her ne kadar dava konusu başvuruda "..." ibaresinin yanına "A.Ş." ibaresi eklenmek suretiyle herkesçe bilinen şehir adından uzaklaşılmaya çalışılmışsa da, "A.Ş." ibaresinin gündelik ve ticari hayatta yaygın kullanımı olan, herkesçe bilinen ve bir şirket türü olan "Anonim Şirket" in kısaltılmışı izlenimi verdiği, bu hali ile umumi intiba olarak "... A.Ş." ibaresinin tescil edilmek istendiği mal ve hizmet grupları bakımından somut ayırt edici niteliği haiz olmadığı, "A.Ş." ibaresinin "..." ibaresine eklenmek suretiyle marka olabilecek işaret gücünde yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, ayrıca söz konusu işarete bir bütün olarak bakıldığında ortalama alıcısı tarafından marka olarak algılanmayacağı, ticaret unvanı olarak ilk bakışta göze çarpacağı, söz konusu işaretin esas unsurunun "..." ibaresi olup, gerekli ayırt edici güçten yoksun ve herkesin kullanımına açık olan işaretin davacı adına tescil edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu ibarenin bir bütün olarak "... A.Ş." ibaresinden oluştuğunu ve ayırt edici niteliği haiz bulunduğunu, başvuruda ibarelerin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, il adlarının başka bir sözcük ilavesi ile marka olarak tescil edilebileceği, ayrıca "... A.Ş." "... A.Ş." gibi ibarelerin davalı Kurum nezdinde tescilli bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabuüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvuru konusu yaptığı dava konusu "... A.Ş" ibaresinin, tescili talep edilen tüm mal ve hizmetler yönünden, SMK'nın 5/1-b maddesine göre tescilinin mümkün olmadığı, zira başvuruda yer alan "..." ibaresinin coğrafi yer adı olup kimsenin tekeline verilemeyeceği, coğrafi yer adlarının bir takım eklerle marka olarak tescili mümkün ise de başvuruda yer alan "A.Ş" ibaresinin de "Anonim Şirket" ibaresinin kısaltması olarak yaygın şekilde kullanılması nedeniyle dava konusu başvuruyu oluşturan ibarenin bir bütün olarak, ilgili tüketiciler tarafından, markanın asli işlevi olan belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işletmelere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getiremediği, diğer taraftan SMK'nın 5/1-b maddesi kapsamında bir işaretin marka olabilme vasfını haiz bulunup bulunmadığının hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporu alınmadan yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,50-TL'nin davacıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2023

Başkan
...

Üye
...

Üye
...

Katip
...





















Full & Egal Universal Law Academy