Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/550 Esas 2023/252 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/550
Karar No: 2023/252
Karar Tarihi: 05.04.2023

T.C. ...4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: 2022/550 Esas - 2023/252
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2022/550 Esas
KARAR NO: 2023/252
BAŞKAN....
KATİP:....
DAVACI :....
DAVALI :....
DAVA: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali ve üyeliğin tespiti
DAVA TARİHİ: 21/08/2022
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1977 yılında davalı
kooperatife üye olup üyelik sorumluluklarını bu tarihten itibaren yerine getirdiğini, kendisinin kooperatifin 1460 numaralı üyesi olduğunu,
kooperatifin projelerinin yıllardır tamamlanmaması, projelerin, arsa, tapu ve benzeri işlemlerin böylesine gecikmesi ve sekteye uğraması üzerine davacı müvekkilinin kooperatif merkezine bir dilekçe yazarak
üyeliğiyle ve kooperatifin geleceğiyle ilgili bilgi almak istediğini, ancak kooperatifin verdiği cevap ile
müvekkilinin kooperatif üyeliğinden 1992 yılında ihraç edildiğini iddia ettiğini, Ek2'de sundukları bahsi
geçen kooperatif yazısında müvekkilinin yaklaşık 40 yıldır aidatını ödemediği ve bu gerekçeyle
31/03/1992 tarihinde üyelikten çıkarıldığının iddia edildiğini, ancak müvekkilinin 1977 yılında üye
olduğu ve aidat ödemeye başladığını, kooperatiften iddiaya göre 15 yıl sonra yani 1992 yılında üyelikten
çıkarıldığının kendisine ifade edildiğini, ancak davalı kooperatifin bu iddiasının gerçeği yansıtmadığı gibi kendi içinde dahi
çeliştiğini, müvekkilinin üyelikten çıkarıldığı iddia edilen 1992 yılı genel kurulu kararının müvekkiline
tebliğ edilmediğini, her ne kadar 1992 yılında müvekkilinin ortaklıktan çıkarıldığı iddia edilmiş ise de;
hem 27/03/2006 tarihli hem de 2005 Olağan Genel Kurul toplantısından bahseden yeni tarihli yazılarda
müvekkilinden "değerli ortağımız" şeklinde bahsedildiğini, dolayısıyla müvekkilinin 1992 yılında
üyelikten çıkarıldığına ilişkin iddiasının asılsız olduğunu, kooperatif tarafından davacıya gönderilmiş
üyelikten çıkarılmaya ilişkin bir tebliğ veya ihtar bulunmadığını, davacıya bu ihraç konusunda verilen yanıtın da gerçeği yansıtmadığını beyanla
müvekkili davacının kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve üyeliğin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı kooperatif vekili ise cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazlarını yinelediklerini, davacının zamanaşımın geçirmiş olmakla dava açma hakkı bulunmadığını, dava dilekçesine eklenen
belgelerin kendisi ile doğrudan ilişkili olmayıp diğer üyelerden topladığı yazılı kağıtları kendi üye
numarasını yazıp kendisine gönderilmiş intibaını yaratmaya çalıştığını, davacının 1977 yılında yanı 45
sene evvel üye olduğunu belirterek üyelik sorumluluklarını yerine getirdiğini belirttiğini, ancak 45
senedir en az 500 defa üyelik aidatı yatırması gerektiğini, dava dilekçesi ekinde üye giriş bedeli ve aylık
aidat yatırdığına dair bir belge bulunmadığını, davacının üye olduğu kabul edilse dahi sundukları
Yargıtay kararlarına göre kooperatif ortaklığından kendi arzusu ile ayrıldığının kabul edilmesi
gerektiğini, 40 seneden beri kooperatifle iletişime geçmeyen davacının haklarının zamanaşımına
uğradığını, 2300 üyeli kooperatifte yüzbinlerce sayfa evrakın 40 sene saklanma zorunda olmadığını,
2014 genel kurulunda 8. Madde J bendinde görüldüğü gibi süresi dolan evrakların imhasına genel
kurul tarafından karar verildiğini ve 12/05/2014 senesinde süresi dolan onbinlerce evrakın imha edildiğini
beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Kooperatif kayıtları
-Kooperatif ticari defter ve belgeleri
-22.06.2014 tarihli genel kurul tutanağı
-Bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
D
ava, üyeliğinden ihraç kararının iptali ve kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda taraf delilleri toplandıktan sonra kooperatif mevzuatı alanında nitelikli hesaplama konusunda uzman bilirkişiden rapor temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda özetle; 1) Davacının davalı kooperatife 1460 nolu üye olarak 30/01/1978 tarihi veya sonraki
günlerde ortaklığa kabul edilmiş olduğu, davacının davalı kooperatife 30/01/1978 tarihli banka dekontu ile peşinat ve
aidat olarak 5.300,00/TL ödeme yaptığı, sonraki yıllarda 1996 yılına kadar
gönderilen borç bildirimi yazılarından davacının bir kısım aidat ödemesinin bulunduğu anlaşılmakla birlikte bu hususta kayıt bulunmadığından davacının
toplam ödediği aidat miktarının tespit edilemediği,
davacının borcunu ödemediği gerekçesiyle ilk önce 31/03/1991 tarih ve 6 sayılı
yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan çıkarıldığı, daha sonra yeniden ortaklığa
alındığı veya ihraç kararından dönüldüğünün anlaşıldığı, daha sonra davacının Kooperatif yönetim kurulunun 15/05/1999 tarih ve 20
sayılı kararı ile gönderilen ihtarlara rağmen taahhütlerini yerine getirmediği,
15/05/1999 tarihli son ihraç kararından sonra davacının aidat ödediğine dair bir
kayda rastlanmadığı, incelemelerine konu 2006 yılı yevmiye defterinde ise ortak bazında giriş yapılmayıp toplu giriş yapıldığından, davacının aidat ödeyip
ödemediğinin tespit edilemediği, eski kayıtların imha edildiğinin bildirildiği,
2011 yılı sonrası bir kısım hazirun cetvellerinde davacının ortak sıfatıyla ismine
rastlanmadığı,
davacıya gönderilen ihraç kararına dayanak 10/08/1998 tarihli 10 gün ödeme
süreli ihtarname tebliğ edilemediğinden (tebliğ edilmiş ise belgesi bulunmamakta
veya imha edilmiş) ve ihraç kararında 2.nci ihtarnameden söz edilmiş ise de; 1 ay
ödeme süreli ihtarnamenin gönderildiğine dair bir kayıt sunulamamış olmakla
(belgesi bulunmamakta veya imha edilmiş) alınan ihraç kararının 1163 sayılı kanunun
27. maddesi ve anasözeleşmenin 14/2 maddesindeki usule aykırı olacağı,
davalı kooperatifin davacının kooperatif ile uzun süre kooperatifle ilişki kurmadığı
yönündeki savunmasının Mahkemenin takdirinde bulunduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, dosya kapsamındaki veriler itibariyle denetime ve hüküm tesisine elverişli görülmekle ek rapor alınmasına Mahkememiz'ce gerek görülmemiştir.
Dosyamıza sunulan bilirkişi raporu dikkate alındığında; davacının davalı kooperatifteki üyeliğinin birinci kez sona erdirilmesi ve yeniden üyeliğe kabulünden sonra alınan 15/05/1999 tarihli 2. ihraç kararının ihraç kararına dayanak 10/08/1998 tarihli 10 gün ödeme
süreli ihtarnamenin muhatap davacıya tebliğ belgesi sunulmaması ve bu nedenle 30 gün ödeme süreli ödeme süreli olarak keşide edilen 2. İhtarnamenin keşide ve tebliğine hukuken olanak bulunmamakla; ihraç kararının 1163 sayılı kanunun
27. maddesi ve anasözleşmenin 14/2 maddesindeki usule aykırı olduğu tartışmasızdır.
Ne var ki, bilirkişi raporunda açıkça ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edildiği üzere davacı yanın davalı kooperatife 15/05/1999 tarihli 2. İhraç kararından sonra dava tarihine kadar yaptığı herhangi bir aidat ödemesi bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı kooperatif ile uzun yıllar boyunca bir fiili üyelik ilişkisi kurmadığı ve aidat ödemediği sabit olan davacının kooperatif üyelikten ihraç kararının iptalini talep edip edemeyeceği ve bu bağlamda üyeliğinin devam edip etmediğinin ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere; aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK'nın 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay .... Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 21.12.2015 gün ve 2015/7927-8310 E.K sayılı kararında bu hususa vurgu yapılmış olup ...Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı'nın 18/04/2019 tarih,2017/1998 E., 2019/646K. sayılı ilamında da aynı görüş benimsenmiştir. Dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacının hakkında 2. kez ihraç kararı alınan 15/05/1999 tarihinden bugüne kadar kooperatife ortak olarak aidat ödemediği sabittir. Bu durumda, davacının davalı kooperatif üyeliğinden zımnen vazgeçtiği, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmediği ve kooperatif ile üyelik bağlamında fiili hiçbir ilişkisinin bulunmadığı gözetildiğinde; davacının anılan ve usule aykırılığı sabit olan 2. ihraç kararını da zımnen kabul ettiği, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği ve ortaklıktan çıkma iradesini bu şekilde ortaya koyduğu toplanan kanıtlar ile sabittir.
Açıklanan nedenlerle; davacı tarafından açılan dava TMK'nın 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı olup reddi gerektiğinden, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 179,90-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının iade gideri içerisinden karşılanarak karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile ...Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2023
Başkan ....
¸e-imzalıdır
Katip ....
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy