Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/305 Esas 2023/106 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2022/305
Karar No: 2023/106
Karar Tarihi: 16.03.2023

T.C. ...3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2022/305
KARAR NO: 2023/106
HAKİM: ... ...
KATİP: ... ...
DAVACI : ... - (Mersis:...)
VEKİLLERİ: Av. ... - ...
Av. ... - ...
Av. ... -...
DAVALILAR: 1- ... ....
Av. ... -....
: 2- ... - (T.C.:...) ...
Av. ... -...
DAVA: Marka (Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/07/2022
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023
DAVA:
Davacı vekili 29/07/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin ... nezdinde ... sayılı "..." ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun ... resmi markalar bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin ... sayılı ve "..." ibareleri markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabulüne karar verilerek başvurunun reddedildiğini, bu ret kararına karşı müvekkilin yeniden inceleme taleplerinin bu kez ... ... sayılı... kararı ile nihai olarak reddine karar verilerek başvurunun reddine karar verildiği, oysa davalı ...’nın, müvekkilinin .... A.Ş.'nin ... gazetesinde ilanından sonra, kendi adına "..." olarak marka başvurusunda bulunduğunu, davaya konu ... tescil sayılı ... markası ve logosunun davacı şirketin ticaret unvanı esas alınarak dava dışı ... tarafından oluşturulduğunu ve logo tanıtım toplantısı yapıldığı, bu toplantıdan sonra, o dönem şirketin gayri resmi ortağı olan davalının, "..." markasını 19/06/2020 tarihinde kendi adına marka başvurusuna konu ettiğini, davalının davacı şirketin gayri resmi ortaklığından ayrıldıktan sonra davacının markayı kendine devrini talep ettiğini, davalının bu talebi reddettiğini, bunun üzerine davacı şirketin markanın kendisi adına tescil edilmesi için ... Kurumuna başvuruda bulunduğu ancak bu başvurunun reddedildiğini, davacı şirketin davaya konu ...markasını ve ...alan adını yoğun şekilde kullanarak sektörde bilinen bir marka haline getirdiğini, davalının davaya konu markayı kullanmamakla birlikte hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak elinde tuttuğunu belirterek, ... ...’nun ... sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; ... sayılı... kararının iptali talebi haricinde kalan sair talepler yönünden Kurumun hasım mevkiinde olmasının kanunen mümkün olmadığını, ... sayılı markanın sicilden terkini ve davacı adına tescili talepleri bakımından Kurum lehine davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, bunun mümkün olmaması halinde talebinin işbu dosyadan tefrik edilerek davanın sadece... kararının iptali talebi bakımından devamına karar verilmesini talep ederek devamında davaya konu marka başvurusunun redde mesnet ... sayılı marka işaretinin aynısının münhasıran esas unsur olarak kullanıldığını, davaya konu başvurunun SMK m. 6/1 hükmü kapsamında reddedildiğini, davacı tarafın gerçek hak sahipliği, ticaret unvanı, alan adı, kötüniyet ve sair hususlara ilişkin iddialar ile markaya yatırım yapılarak tanınır hale getirildiği yönündeki itirazların anılan hükmün bir istisnası olarak düzenlenmediğini, 6769 s. SMK’nın 6’ncı maddesinde, gerçek hak sahipliği(6/3), tanınmışlık(6/5), ticaret unvanı(6/6), kötüniyet(6/9) “başvurularla ilgili nispi ret sebebi” olarak düzenlendiğini, anılan madde yer verilen gerekçelerin kişiye sadece marka tescil başvurusuna itiraz etme ya da markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etme hakkı tanıdığını, tescil edilmiş bir marka hakkında hükümsüzlük kararı verilip kesinleşmedikçe sayılan hususların kişiye markasını tescil ettirme hakkı vermeyeceği beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından yapılan marka tescili başvurusuna davacının süresi içerisinde itiraz etmediği halde marka üzerinde hak iddia etmelerinin kötü niyet göstergesi olduğunu, davacının itibarlı bir iş adamı olmakla beraber, yüksek teknoloji ürünlerinin üretildiği, ağır sanayi kollarında kullanılan ham maddelere ilişkin madenlerin çıkartıldığı ve tıbbı sınai gaz ve entegre tesislerinin ve yine bunun yanında petrol ve doğalgaz boru hatlarının inşası işiyle iştigal eden yüksek mühendislik gerektiren inşa işlerine ilişkin müteahhitlik sektöründe faaliyet gösteren firma sahibi olduğunu, salgın hastalık ve küresel ekonomik durgunluk sebebiyle marka ... hizmetleri alanında yapacağı yatırımları, basiretli bir iş adamından bekleneceği üzere bir müddet ertelemek zorunda kalmış olduğunu ancak 2022 yılının ikinci yarısından itibaren bu alandaki yatırım fikirlerini hayata geçirmek adına projelerin revize edilmesi sürecinde olduğunu, bu sebeple kanunun 9. Maddesindeki şartlar oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE DELİLLER :
Mahkememizce tarafların sav ve savunmaları dinlenmiş, davaya konu ... ...’nun ... sayılı kararı ile davacıya ait marka başvuru dosyası ve davalı şirkete ait marka tescil belgeleri getirtilmiş, taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, çözümü teknik ve özel bilgiyi gerektirdiği düşünülen konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan rapor dosyadaki kanıtlarla tutarlı, delillerin değerlendirilmesi aracı olarak denetim ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler, Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davacı başvurusu olan ... sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak ... tarafından alınan ... sayılı kararın iptali istemine ilişkindir. ... kararının davacı başvuru sahibine 30/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 29/07/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 16/01/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Dava konusu ... sayılı marka başvurusu kapsamında kalan 45. Sınıftaki hizmetlerin tamamının, davalı yanın önceki başvuru tarihli marka kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı, aynı tür ya da ilişkilendirilebilir oldukları, dava konusu ... markası ile davalıya ait redde mesnet marka arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal olarak ayniyet derecesinde benzerliğinin bulunduğu, ilgili tüketiciler nezdinde, taraf markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkacağı..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; Karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun "..." ibaresinden oluştuğu, kapsamında 45.sınıftaki "45. SINIF: Hukuki hizmetler (...). Güvenlik hizmetleri. Evlendirme büroları hizmetleri. Cenaze hizmetleri. Giysi kiralama hizmetleri. Yangın söndürme hizmetleri. Refakat etme hizmetleri. İş güvenliği konularında danışmanlık hizmetleri. Sosyal ağ oluşturma hizmetleri." mal ve hizmetlerden oluştuğu, itiraza mesnet markaların "..." ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamlarında 45. sınıflardaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, dava konusu markanın kapsamında yer alan 45. sınıftaki hizmetlerin tamamı, davalının önceki tarihli ve tescilli markası kapsamı ile birebir aynı olduğu tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "..." ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı "..." ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davacı markasının kırmızı renkte konuşma balonu olarak nitelendirilebilecek bir şekil unsuru içerdiği, bu şekil unsurunun içerisinde ise tamamı küçük harflerle ve beyaz renkte olacak şekilde “...” ibaresinin yer aldığı, bu ibarenin markada ön plana çıkartılan sözcük unsuru olduğu, “...” kelimesinin hemen alt kısmında ise yine tamamı küçük harflerle ve beyaz renkte ancak “...” ibaresine göre daha küçük ve geri planda kalacak şekilde yazılmış “...” ibaresinin yer aldığı görülmektedir.
Davalının redde mesnet gösterilen markası incelendiğinde ise bu markanın da dava konusu marka ile birebir aynı görseli, sözcük ve şekil unsurunu ihtiva ettiği görülmektedir.
Bu genel tespitler ve somut olay bazında yukarıda ifade edilen görsel, işitsel ve anlamsal unsurların her biri açısından yapılan değerlendirme neticesinde taraf markalarının bütünsel anlamda ayniyet düzeyinde bir benzerlik ilişkisi içerisinde oldukları, “...” ibaresinin her iki markadaki ortak unsur olarak kullanılan kelimeler olduğu, markalardaki şekil unsurlarının da neredeyse ayniyet derecesinde (...) benzer olduğu, her ne kadar uyuşmazlık konusu hizmetlerin ilgili tüketici kitlesinin niteliği ortalama tüketicinin daha üstünde olsa dahi, markaların ayniyet düzeyinde benzerliği karşısında tüketicinin her iki marka arasında bir fark gözlemleyemeyeceği, bu durum neticesinde ise ilişkilendirilme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkacağı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde ... aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ...Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/03/2023
Katip ...
¸


Hakim ...
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.










Full & Egal Universal Law Academy