Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/300 Esas 2023/58 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2022/300
Karar No: 2023/58
Karar Tarihi: 09.02.2023

T.C. ... 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
...
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2022/300
KARAR NO: 2023/58
HAKİM: ... ...
KATİP: ...
DAVACI : ... -(Mersis: ...)
VEKİLİ: Av. ... -...
DAVALILAR: 1- ... - ....
: Av. ... -
: 2- ... - ...
DAVA: Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/07/2022
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023
DAVA:
Davacı vekili 28/07/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...Sayılı ve "...", "... ...", "... ...", "... ...", "...", "..." ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, ... markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "..." ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’e başvuruda bulunduğunu, ... kod numarasını alan başvurunun, ... Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından...Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, ... kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin ilk kez 1995 yılında kurulduğunu, halihazırda ... ili ..., ..., ..., ... ilçeleri ve ... şubeleriyle ticari faaliyetine devam eden, tekstil sektöründe ülkemizin lider kuruluşları arasında yer aldığını, ... ibareli markayı 2001 yılında 25. Sınıfta tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin tekstil alanında kendine ait tasarımlarıyla ve ürün kalitesiyle sadece ülkemizde değil yurt dışında da çok talep gördüğünü, halihazırda ..., ... ve ... olmak üzere toplam 6 adet satış mağazası bulunduğunu, ayrıca yurt dışında da mağazalarının bulunduğunu, dava konusu "..." ibareli marka başvurusu ile müvekkili markalarının iltabas yaratacak kadar benzer olduğunu, Müvekkilinin ... ... ..., ... ..., ... ... ..., ... ..., ... ..., ... ... ibareli ve 18, 25 ve 35. Sınıflada tescilli markaların sahibi olduğunu, müvekkil markası ... iken davalı markasının ... olduğunu, müvekkili markasının davalı markasının asıl ve önemli unsurunu oluşturduğunu, markaların oluşturuluş şeklinin de aynı olduğunu, ... ibaresi sektörünün lider markalarından olduğunu ... nedenle davacının müvekkilinin tanınmışlığından haksız fayda elde etmeye çalıştığını, markalar arasında ilişkilendirilme/karıştırılma riskinin yüksek olduğunu, müvekkil ürünlerinin kendine has stili ve tasarımı buluduğunu, birçok ünlü tarafından tercih edildiğini, davaya konu markanın müvekkili marka ile aynı yazı karakteri ve tipolojisi ile düzenlendiğini, müvekkilinin 1995 yılından ... yana ülkemizde aralıksız ve fasılasız ticari faaliyet yürüttüğünü, davalının müvekkili ile aynı sektörde çalıştığını, davalının müvekkili markasını bilmemesinin mümkün olmadığını ... nedenle basiretli bir tacir gibi davranmadığını, müvekkiline ait markalardan ... VE ... ... ibareli markaların davalı başvurusu ... ile ayirt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, aynı sınıfta tescilinin talep edilğini ve aynı tüketici kitlesine hitap ettiğini, davaya konu markada ayırt ediciliğini kuvvetlendirecek başkaca bir unsurun yer almadığını belirterek, ... ...'nun ... sayılı kararın iptali ile dava konusu ...başvuru numaralı “...” ibareli markanın 25. Sınıftaki mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya kosu ...numaralı marka ile davacı şirkete ait itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların benzer olmadığını, taraf markalarının bütüncül algı çerçevesinde birbirinden farklı markalar olarak algılanacaklarını, ...’nun ... maddesine de uygun bir karar olduğunu, taraf markalarınnı karıştırılma/iltibas ihtimalinin bulunması gerektiğini, davacı vekilinin iddialarının aksine başvurunun kötü niyetle olarak yapıldığı yönündeki iddia da somut delillerle ispatlanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davalı, 2014 Yılından beri ... ilinde ,kendi nam ve hesabına, tek ticari faliyetim olan tüketicilere yönelik fotoğrafçılık faaliyetlerinde bulunduğunu, dilekçe ekinde ticari faaliyetinin kanıtı olan vergi levhasını sunduğunu, 2021 Yılında fotoğrafçılık,film yapımcılığı, reklamcılık ve buna benzer alanlarda gerçekleştirmeyi düşündüğü faaliyetlerinde kullanmak üzere "..." markasını tescil ettirmek amacı ile başvuruda bulunduğunu, ... nedenle davacının iddialarını kabul etmediğini, davacı tarafından, dava konusu edilen 25. Sınıf için marka başvurusunda bulunmadığını, davacı markaları ile herhangi bir sınıfsal benzerlik içinde olmadığını, İtiraza konu olan "..." isimli markanın, kendi adı olan ...ve oğlunun adı olan ... kelimelerinin ilk iki harflerinden oluşan bir kelime olarak tasarlandığını, davacı markasından esinlenmediğini, davacının Moda, giyim, konfeksiyon, tel stil üretimi ve satışı alanlarında faaliyet gösterdiğini, kendisinin fotoğrafçılık ve video/film çekimi alanlarında faaliyet göstediğini, davacı ile aynı alanda faaliyet göstermediklerini, tüketici kitlelerinin farklı olduğunu, davacı iddialarının aksine taraf markalarının farklı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan ...sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak ... tarafından alınan ... sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen ... kararının davacıya 31.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, 28.07.2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 04/01/2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "Dava konusu ...sayılı başvuru kapsamında yer alan 35. Sınıftaki “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri;” hizmetler bakımından taraf markalarının aynı, aynı tür ya da benzer mal ve hizmetleri kapsadıkları, Taraf markalarını oluşturan işaretler arasında rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle ilgili tüketici kitleleri ve taraf markalarını oluşturan kelimelerin harf dizilimsel, fonetik ve hatta kavramsal açıdan oluşturduğu somut farklılıkların bütünü olan etkileri nedeniyle karıştırılma ihtimaline yol açacak hiçbir benzerliğin bulunmadığı, Somut uyuşmazlıkta 6/4 ve 6/5 maddesi kapsamında aranılan şartların oluşmadığı, Dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak tescil başvurusuna konu edildiği iddiasının ispatlanamadığı," ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın .(...) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun ...sayılı “...” ibaresinden oluştuğu, kapsamında 35, 41. sınıftaki "Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (...) sağlama hizmetleri. Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (...). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (...). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri." mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise "...", "... ...", "... ...", "... ...", "...", "..." ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 03, 18, 25, 35. sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacı yanın gerekçe markası 35. Sınıf hizmetlerin bir kısmını kapsamamakta olup başvuru konusu marka kapsamında yer alan hizmetlerden yalnızca yukarıda koyu olarak gösterilen hizmetler bakımından, işaretler arasındaki benzerlik düzeyine bağlı olarak kabul edilebilecek mahiyette bir benzerlik ilişkisinin varlığından bahsedilebileceği, davacı yan her ne kadar davaya konu marka başvurusunda yer alan tüm hizmetler açısından “tescili talep edilen alanlar ve ticari faaliyet alanları bakımından hitap edilen tüketici kitlesinin” aynı oldukları ileri sürmüş ise de, başvuru kapsamında benzer görülmeyen hizmetler bakımından ... doğrultuda bir kanaate varılmasının mümkün olmayacağı, zira esasen 41. Sınıftaki tüm alt grupların ve 35. Sınıfta benzer görülmeyen hizmetlerin davacı yan markasında yer almadığı görüldüğünden benzer görülmeyen hizmetler bakımından markalar arasında bir bağlantı kurulamamıştır. Başvuruda yer alan sair hizmetlerin davacı yanın markası kapsamındaki emtialardan hitap edilen tüketici kitlesi, nihai amaçları, sağladıkları fayda, birbiri ile rekabet ilişkisinde olup olmamaları, birbirleri yerine ikame edilebilirlikleri, satış, sunum ve pazarlama biçimleri itibariyle birbirlerinden somut olarak farklı oldukları tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, ... değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve ... nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "..." ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı "...", "... ...", "... ...", "... ...", "...", "..." ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
... açıklamalar çerçevesinde somut uyuşmazlığa dönüldüğünde dava konusu "..." ibareli markanın beyaz zemin üzerine, siyah renk kullanılarak düz yazı karakteri ve tümü büyük harflerden oluşan ve figüratif hiçbir unsur taşımayan bir sözcük markası olduğu, anılan ibarenin dilimizde bilinen bir anlamının olmadığı, “...-...” olarak telaffuz edileceği, bununla birlikte markanın bir bütün olarak algılanacağı, başka bir ifadeyle tüketicinin anılan markayı parçalara bölerek algılamasına neden hiçbir durumun mevcut olmadığı, markanın esas unsurunun ... ibarenin bütününden oluştuğu davalı markasında münhasıran ve esas unsur ... ibaresidir.
Davacı yana ait markalara bakıldığında ise "...", "... ...", "... ...", "... ..." markalarının her birinde ön plandaki tek unsurun “...” kelimesi ve olduğu, “...”ibaresi ile ... ibareye eklenmiş “..., ..., ...” gibi ek unsurlarına yer verildiği, markaların genelinin düz yazı karakteri ve tümü büyük harflerden oluşan ve figüratif hiçbir unsur taşımayan bir sözcük markası olduğu, “...” kelimesi ile yaratılmış bir seri marka ailesinin mevcut olduğu görülmektedir. “...” ibaresinin bir bütün olarak ...’de veya başka herhangi yabancı bir dilde anlamının bulunmadığı, ibarenin ... hali ile fantezi ve yaratılmış bir ibare olduğu, dolayısıyla dava konusu mallar bakımından ayırt ediciliği yüksek bir ibare olduğu, ... ibaresi yazıldığı şekilde “...” şeklinde okunduğu, ibarenin telaffuzunda kulakta ilk duyulan ve iz bırakan sesin “...” kelimesi olduğu olduğu görülmektedir.
... çerçevede tespiti gereken husus taraf markaları arasında, benzerliği tespit olunan emtialarda, ilgili tüketiciler nezdinde, iktisadi anlamda ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak bir benzerliğin kurulup kurulamayacağıdır. Taraf markaları anlamsal olarak incelendiğinde, taraf markalarının dilimizde yada başkaca dillerde bilinen bir anlamının olmadığı ... nedenle, markalar arasında her hangi bir anlamsal benzerlik bulunmamaktadır. Ayrıca, ... ve ... ibareleri arasında işitsel olarak çok düşük düzeyde benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu ... ibareli marka, davacının ... esas unsurlu markalarını akla getirmemektedir. Tütekici davaya konu markayı parçalara ayırarak değil de bir bütün olarak değerlendirecektir. Başka bir anlatımla; taraf markalarında “...” harfleri aynı dizilimle yer almakla birlikte, ... harflerin yazılış, okunuş veya görünüş benzerlikleri iltibasın oluşması için tek başına yeterli görülmemektedir. Davalı başvurusu “...” değil, “...” ibaresinden oluşmaktadır. ... bütünü oluşturan harflerin bir kısmının davacı markaları ile ortak olması benzerlik bulunduğunun kabulü için yeterli değildir. Davacı markalarında esas unsur olan ... ibaresi sadece iki harften oluşan bir kelimedir ve bambaşka kelimelerde ... iki harfin kullanılma ihtimali de oldukça yüksektir. Özellikle ... gibi az sayıda harften oluşan kelimelerin, bağımsız anlamı olan başka kelimeler içinde yer alma ihtimali yüksektir. Zira ortalama bir tüketicinin, taraf markalarının salt birtakım harf dizilimsel benzerlik taşımalarından kaynaklı aralarında bir ilişki kurması mümkün olmadığı gibi “...” şeklinde şeklinde hiçbir anlam işaret olmayan ... ortak harf dizilimi üzerinden bir algı edinimi mümkün görülmemektedir. Davaya konu ... markasını gören herhangi bir tüketicinin ... markayı ve ürünü doğrudan ya da dolaylı olarak ... markası ile ilişkilendirmesi söz konusu olmadığından davalı tescilinin davacı markasının ayırt edici karakterini zedelemesi de söz konusu olmayacaktır.
... haliyle taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldıklarında görsel, işitsel ve anlamsal unsurların hiçbiri açısından, tüketicinin, işaretler arasında yanılgı yaşayabileceği mahiyette güçlü bir benzer algı ediniminin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.
Nitekim taraf davaya konu markanın ilgili tüketici kitlesi dikkatli özenli ve seçici kimselerden oluştuğu gözetildiğinde ilgili tüketici grubunun davalı tarafa ait marka altında sunulan hizmetleri karıştırmak suretiyle satın alma yahut ... hizmetler yararlanma biçiminde bir yanılgıya düşme ihtimallerinin bulunmayacağı, aksinin hayatın olağan akışına ve normal hayat tecrübelerine de aykırı olacağı, esasen gerçekçi bir yaklaşım da olmayacağı, zira ... iki işareti karıştıracak olan kişilerin ortalama tüketici olarak dahi nazara alınmasının olanaksız olduğu, gerek bütünsel ve gerekse içerisinde bulunan unsurlar itibariyle başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Zira 35. Sınıfta benzer hizmetlerin makul düzeyde bilgili ve dikkatli tüketicilerinin somut olayda farklı markalarla karşı karşıya olduklarını anlamaları neredeyse kaçınılmazdır. Örneğin ... “...” kararında, ...ibaresinin hafif yapı elemanları sektöründeki anlamıyla beraber, ortalama tüketicinin göstereceği dikkat ve özeni de dikkate alarak, 1’den 45 e kadar tüm sınıflarda tescilli ve tanınmış olduğu kabul edilen ... markaları ile 19. sınıfta tescili istenen ... markası arasında karıştırma ihtimali bulunmadığına dair yerel mahkeme kararını isabetli bulmuştur.
Neticesinde başvuru kapsamında yer alan emtialar ve ... emtiaların ilgili tüketici kitlelerinin niteliği göz önüne alındığında, taraf markaları arasındaki bir kısım harfler bakımından oluşan işitsel benzerliğin markaların bütünsel algılarında oluşan belirgin farklılığın önüne geçmeye yeterli olmadığı, taraf markalarının gerek görünüm gerekse de telaffuz esnasında kulakta yarattığı algı açısından yeterince farklılaşmayı başardığı, ... iki ibarenin 35. Sınıflarda benzer görülen hizmetlerin ilgili tüketicileri ve hatta ortalama tüketiciler nezdinde dahi ilişkilendirilme ihtimallerinin bulunmayacağı, hal böyleyken işaretler arasında iltibas ihtimali mevcut olmadığı gibi tespiti yapılan ilgili tüketici nezdinde markaların aynı iktisadi – idari kaynaktan geldiği veya birbirlerinin serisi olarak algılanacağı kanaatine varılmasının da mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. ... anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın ... duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-5-9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
3-Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak ... davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde .... aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ... Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/02/2023
Katip ....
¸


Hakim ...
¸

¸... belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.



Full & Egal Universal Law Academy