Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/287 Esas 2023/55 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2022/287
Karar No: 2023/55
Karar Tarihi: 09.02.2023

....C. ... 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/287 Esas - 2023/55
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
....C.
...
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2022/287
KARAR NO: 2023/55
HAKİM: ....
KATİP: ...
DAVACI : ....
VEKİLİ: Av. ...
DAVALILAR: 1- ...
Av. ...
: 2- ....
Av. ....
DAVA: Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali), Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/07/2022
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023
DAVA:
Davacı vekili 19/07/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin .... sayılı ve "...", "...", "...", "...", "...", "... ..." ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "..." ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’e başvuruda bulunduğunu, ... kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından ...Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak ... tarafından reddedildiğini, oysa davacı şirket adına tescilli "...", "...", "...", "...", "...", "... ..." ibareli markalar arasında ... 6/1, 6/3, 6/5, 6/9 maddeleri anlamında markalar arasında hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi açısından ... yaratacak kadar benzerlik olduğu, davacı şirket markasının eskiye dayalı kullanımının bulunduğu ve tanınmış bir marka olduğu, ayrıca başvurunun kötüniyetli olduğu gerekçeleri ile davalı Kurum ...Başkanlığı nezdinde itiraz edildiğini, davalının marka başvurusu olan "..." ibaresi ile davacı markaları olan "...", "...", "...", "...", "...", "... ..." ibareleri arasında benzerlik bulunduğunu, markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesinin "..." ve "..." ibareleri arasında yapılması gerektiğini, markalar arasında iltibas tehlikesinin oluştuğunu; taraf markalarının ...sınıfta yer alan aynı mallara ilişkin olduğunu, davacı şirketin markalarının tanınmış olduğunu ve davalının davacının markalarının tanınmışlığından yararlanma amacı ile hareket ettiğini, davalının aynı zamanda kötüniyetli olduğunu belirterek, ... ...nun ... sayılı kararın iptali ile dava konusu...başvuru numaralı "..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının...başvuru numaralı "..." ibareli başvurusu ile davacının ... sayılı "...", "...", "...", "...", "..." "... ..." ibareli markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını; eskiye dayalı kullanım iddiasının yeterli bilgi, belge, delil ile desteklemediğini; ...'nın 6/5 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir kanaat oluşmadığını;başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde somut ve elle tutulur delillere rastlanmadığını; dava konusu kararın yerinde olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle, davacının taraf markalarının okunuşuna dair yaptığı açıklamaların dayanaksız ve gerçek dışı olduğunu, c harfinin .... pek çok okunuşu olduğunu ve bunun ...'de bilinmesi olasılığının düşük olduğunu, taraf markalarının benzer olmadığını; dava konusu marka isimlerinin halkın aşina olmadığı isimler olduğunu ve yazıldığı gibi okunma olasılığının yüksek olduğunu, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını; davacının eskiye dayalı kullanım iddiasını destekleyecek delil sunmadığını, ...'nın 6/5 maddesi hükmünde belirtilen koşulların oluşmasına yol açacağı yönünde de bir durum ve ispatın bulunmadığını, davacının kötüniyet iddialarının soyut olduğunu ve kabul edilemeyeceğini; davanın haksız olduğunu ve reddi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davalı başvurusu olan...sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak ... tarafından alınan ... sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen ... kararının davacıya .... tarihinde tebliğ edildiği, 19.07.2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 04.01.2023 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Davalının...başvuru numaralı "..." ibareli marka başvurusu ile davacının ... sayılı "...", "...", "...", "...", "..." "... ..." ibareli markalarının benzer Olmadığı; Davalının...başvuru numaralı "..." ibareli marka başvurusu kapsamında yer alan tüm mallar (...sınıf İnsan sağlığı için ilaçlar) yönünden emtia ayniyeti/benzerliği koşulunun oluştuğu; Markalar benzer bulunmadığından taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı; Tanınmışlığa bağlı koşulların oluşmadığı Eskiye dayalı kullanım iddiasının ispat olunmadığı; Kötüniyet hukuki değerlendirme gerektirdiğinden bu konudaki takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı ... m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “...” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (....) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun...sayılı “...” ibaresinden oluştuğu, kapsamında .... sınıftaki "insan sağlığı için ilaçlar." mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise ... Sayılı ve "...", "...", "...", "...", "...", "... ..." ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında .... sınıftaki hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, başvuru kapsamındaki ...sınıf İnsan sağlığı için ilaçlar davacının itirazına mesnet markalarının kapsamında aynen yer almaktadır. Dolayısı ile emtia ayniyeti/benzerliği koşulunun somut olayda oluştuğu kanaatine varılmıştır.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "..." ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı "...", "...", "...", "..." , "...", "... ..." ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davalının dava konusu marka başvurusu kelime markası olup markada şekil unsuru bulunmamaktadır. Davalının dava konusu marka başvurusunun kelime unsuru ... ibaresi olup bu ibare siyah standart harflerle yazılı bulunmaktadır. Söz konusu ibarenin bilinen bir anlamı bulunmayıp fantezi bir kelime niteliğindedir. Davalının dava konusu marka başvurusunun esaslı unsuru, markanın yegane unsuru ... ibaresidir. Davacının itirazına mesnet markalarına bakıldığında, markaların kelime markası olduğu markalarda şekil unsurunun bulunmadığı görülmektedir. Söz konusu markalar .... sayılı olup "...", "...", "...", "...", "..." "... ..." ibarelerinden oluşmaktadır. Bu ibareler markalarda standart yazım karakteri ile siyah renk kullanılarak kaleme alınmıştır. Söz konusu ibarelerin bilinen bir anlamı bulunmamakta olup... ... markasında yer alan ... ibaresi artı, ilave anlamında olup markada ikincil planda yer almaktadır. Sonuç olarak davacı markalarının esaslı unsurlarının markalarda yer alan "...", "...", "...", "...", "..." olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, taraf markalarının şekil unsuru bulunmamakla şekilsel olarak bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı açıktır. Diğer yandan markalarda yer alan ibareler anlamsal bir karşılığı bulunmayan fantezi kelimeler olduğundan markaların anlamsal olarak benzer bulunmasının da mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.
Markalara işitsel olarak bakıldığında ise davacının markalarından "..." "... ..." markaları tamamen farklı seslerden oluştuğundan anılan markaların işitsel olarak benzer olmadığı açıktır. Davacının diğer markaları ise ("...", "...", "...", "...") davalının marka başvurusundan (...) işitsel olarak benzer bulunmamıştır. Zira her ne kadar markaların ilk sesleri ci-si ve ol şeklindeki son seslerinin benzer olduğu davacı tarafça iddia edilmiş olsa da markaların bu şekilde parçalara bölünerek değerlendirilmesi mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacının markaları ile davalının marka başvurusu bir bütün olarak değerlendirildiğinde farklı seslerden oluşmakta ve tamamen farklı şekilde yazılmaktadırlar. Ayrıca davacının markalarının orta sesleri “...” harfi ile farklılaştığı gibi son sesleri de ....- şeklinde tamamen farklılaşmaktadır. Taraflar markalarından sadece ... ve ... şeklinde bir karşılaştırma yapıldığında dahi markaları oluşturan kelimeler farklı yazıldığı gibi ilk sesleri aynı şekilde –...- şeklinde telaffuz edilmesi halinde dahi bu markalara yönelen tüketici grubu bilinç düzeyi yüksek olduğu için markaların farklı kaynaklardan geldiğini algılayabilecektir. Zira markaların benzer bulunan ...sınıf emtialarına yönelik tüketici asgari bir bilince sahip tüketici değil bilinç düzeyi yüksek olan ... ve doktorlardır. Dolayısı ile söz konusu ibarelerin farklı markalara ait olduğunu ayırt edebilecek bilinç düzeyine sahip tüketiciler tarafından markalar işitsel olarak da benzer bulunmayacaktır. Sonuç olarak markaların benzer olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları arasında yer alan ayırt ediciliği olmayan veya zayıf ayırt ediciliğe sahip unsurlar ile birlikte, işaretler arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markanın türüne, yani şekil markası, sözcük markası, ses markası veya bunların karması olup olmamasına göre birçok farklı faktör açısından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak tespit edilebilmektedir. Benzerliğin tespiti, markanın türüne göre farklı unsurları esas almayı da gerektirebilmektedir. Tüketicinin taraf markalarını aynı anda ya da ayrı ayrı görmesi halinde, bu markaların ilişkili markalar olduğunu sanma tehlikesi bulunmamaktadır.
Netice itibariyle tarafların markaları arasında benzer görülen emtialar, .... sınıf İnsan sağlığı için ilaçlardır. İnsan sağlığı için kullanılan ilaçlar, ...Kurumu (...) tarafından ruhsatlandırıldıktan sonra “...” tarafından reçeteye yazılır ve “...” tarafından, yazılan reçetedeki “teşhise” göre hastaya verilir. ... ve eczacılar gerek eğitim düzeyleri, gerekse sahip oldukları mesleki bilgiye bağlı olarak ilaç markaları yönünden ortalama tüketiciye nazaran daha yüksek bir algı ve bilgiye sahiptirler. Böylece normal bir tüketicinin kimi zaman karıştırabileceği düşünülen işaretleri ayırt edebilecek beceriye sahiptirler. Zira dikkat düzeyleri de özellikle mesleki donanımları ve eğitimleri nedeniyle nihai tüketici durumundaki ortalama seviyedeki tüketicilere nazaran oldukça üst seviyededir. Dolayısı ile taraf markaları arasında iltibas ihtimali değerlendirildiğinde özellikle ...sınıfta yer alan ilaçları yazan tıp alandaki kişiler, yüksek bir dikkat seviyesine sahiptirler. Bununla beraber, nihai tüketici göz önünde bulundurulduğunda, ilaçların reçetesiz olarak satıldıkları durumlarda dahi, ilaç alacak kişilerin bilgilenmiş tüketici oldukları ve özellikle dikkatli davrandıkları kabul edilir, zira alacakları ilaç, onların sağlıklarını etkileyecektir. Bu durumda bu tüketicilerin, ilaçları karıştırma ihtimalleri, ortalama seviyedeki tüketiciye göre çok daha düşüktür. İlaçlar, reçete ile satılsa da satılmasa da, tüm tüketiciler bakımından yüksek bir dikkat seviyesi gerektirmektedir. Daima ilaçların ... ve eczacılar gözetiminde kullanılacağı göz önünde bulundurulmalıdır. İlaç, hedef kitlesinin ve bu ürünleri kullananların sıradan insanlar olmadıkları bu ürünleri reçete eden doktorlar ve reçeteli ilaçların satışını yapan ecza depoları ve Eczacıların olduğu, ilaçların reçetesiz ve ... denetimi olmaksızın satılması olasılığı bulunmadığı, ürünlerin hitap ettiği kullanıcı olarak değerlendirilen ... ve eczacılar nezdinde bu taraf markaları arasında iltibas ihtimali bulunmadığı sonucuna varılmıştır. ... madde 6/1 koşullarının gerçekleşmesi için markalar arasında işaret benzerliği ile birlikte emtia benzerliğinin bulunması gerekmektedir. Somut olayda marka benzerliği koşulu oluşmadığından markası arasında iltibas tehlikesinin oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Eskiye Dayalı Kullanım İddiası Yönünden Değerlendirme
Mevzuatımızda yer alan düzenlemeler uyarınca başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilmekte veya tescil edilmiş ise hükümsüz kılınabilmektedir. Burada söz konusu olan; tescil edilmeden kullanılan bir marka veya ticarette kullanılan ayırt edici nitelikteki herhangi bir işarettir. Dolayısıyla bu kullanıma dayalı üstün bir hakkın varlığı, işaretin ticaret sırasında kullanılmış olmasına bağlıdır. Ticaret sırasında kullanma, marka hukukuna özgü kullanma suretiyle gerçekleşir. Tescilsiz bir işaretin korunmasını sağlayan ve nispi ret nedenine konu teşkil eden durum, işaretin itiraz eden tarafından daha önceki bir tarihten beri kullanılmakta olması ve bu kullanım neticesinde işaret ile kaynağı arasında nispeten bir aidiyet kazandırılmış olmasıdır. Yani, bir markanın tescil başvurusundan önce, bu işaret bir başkası tarafından oluşturulmuş ve kullanma neticesi ayırt edici nitelik kazandırılmışsa, bu hakka dayanarak sonraki tescil engellenebilir. Bu nedenle tescilsiz kullanım ile kast edilen husus, öncelik hakkının işareti ilk defa alelade bir şekilde kullanan kişiye ait olması demek değildir. Başka bir ifadeyle mevzuat anlamında aranan ayırt edicilik, markasal etki doğurmayan veya oldukça sınırlı bir kitle için doğuran kullanımlar değil, tescilsiz işaretin ticari alanda kullanılması suretiyle, ilgili piyasada en azından belli bir oranda bilinir hale gelmesi ve o işareti ihdas edenle birlikte tanınır olması biçiminde anlaşılmalıdır. Ancak buradaki bilinir/maruf olma durumu ile tanınmışlık olgusu karıştırılmamalıdır. İlk kullanma suretiyle marka hakkının doğumunu sağlayan ve bu nedenle markasal etki doğuracak şekilde bir bilinirlik, markanın üzerine konulduğu emtianın hitap ettiği alıcı kitlesi tarafından tanınmaya başlamış olması, belirli bir yer, bölge veya piyasada bilinmesi biçiminde anlaşılmalıdır. Bir diğer ifadeyle, tescilsiz işaretin belirli bir çevre veya piyasa ile sınırlı bir bilinirlik düzeyine erişmesi, maddenin sağladığı korumadan istifade için yeterli görülmelidir. Bunun yanı sıra bu kapsamda sağlanacak koruma sadece tanıtımın yapıldığı mal veya hizmetler ve bu mal veya hizmetlerle yüksek düzeyde benzerlik gösteren mal veya hizmetler ile sınırlı olacaktır. Aksi halde, yani başka mal ve hizmetler yönünden de üstün hak sağlanması halinde, marka tescilinin bir anlam ve önemi kalmayacak, bir nevi tescilsiz bir işarete çok tanınmış bir marka statüsü sağlanması söz konusu olacaktır. Bununla birlikte tescilsiz kullanımın son derece sınırlı olduğu veyahut kullanımların somut deliller ile ortaya konulamadığı hallerde önceye dayalı hak sahipliğinin ispatlanamamış olduğu yorumunda bulunulması gerekecektir. Başka bir ifadeyle markanın münferit kullanımları ile marka tescil kapsamı dışında kalan mal ve hizmetler yönünden kullanımlar önceye dayalı hak sahipliğinin ispatı açısından yeterli görülmeyebilecektir.
Davacı tarafça dosyaya delil olarak, davaya konu...başvuru numaralı "..." ibareli marka başvurusuna ilişkin ...Kurumu nezdinde tutulan dosya, 12.03.2021 tarihli 368 sayılı ... Bülteni, davacı ve davalının söz konusu markalarına ilişkin ... kayıtları, davacı şirketin itiraz dilekçesi ve formu ile bu dilekçe ekindeki deliller, .... Başkanlığı‟nın 07.09.2021 tarihli kararı, davacı şirketin yayına itirazın yeniden incelenmesi dilekçesi ve formu ile bu dilekçe ekindeki deliller, .... Kurulu‟nun 20....2022 tarihli ve ... sayılı kararı ve bu karar sürecinde ...Kurumu nezdinde tutulan tüm kayıt ve belgeler, ...Kurumu kayıtları ve marka sicil dosyaları, davacı şirketin markalarının aktif ve yoğun kullanımı ile tanınmışlığını ortaya koyan her türlü belge ve dokümanlar, "..." ibaresinin "..." şeklinde okunduğuna dair kanıtlar, markaların benzerliğini kanıtlayan Google arama sonuçları, davacının tanınmışlığına ve ...'de sektör lideri olduğuna ilişkin bilgi ve belgeler, tarafların ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, uzman görüşü, yemin, davacı şirketin ticari kayıtları, emsal yargı kararları ve içtihatlar delil olarak bildirilmiştir. Ayrıca davalının marka işlem dosyası incelendiğinde davacı tarafça itiraz dilekçeleri ekinde emsal kararlar ile davacının ... markasının ürün bilgisi, tanıtım ve pazarlamasına yönelik bilgi ve dokümanlar, kullanıcı yorumlarının yer aldığı görülmüştür. Ancak somut olayda taraf markaları benzer bulunmadığı gibi sunulan deliller davacının eskiye dayalı kullanım iddiasını ispata yeterli bulunmamıştır. Dolayısı ile eskiye dayalı kullanımın ispat olunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı ...’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı ...’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı ...’nın ... bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın düşümü ile 99,20 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde .... aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ile davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ... Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2023
Katip ....
¸


Hakim ....
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.








Full & Egal Universal Law Academy