Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/164 Esas 2023/200 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2022/164
Karar No: 2023/200
Karar Tarihi: 16.05.2023

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2022/164
KARAR NO: 2023/200
HAKİM: ... ...
KATİP: ... ...
DAVACI : ... -(T.C.: ...)
VEKİLİ: Av. ... -....
DAVALILAR : 1- ... - ...
Av. ... -....
: 2- ... - (Mersis:...) ...
Av. ... -...
DAVA: Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ: 29/04/2022
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/05/2023
BİRLEŞTİRİLEN .... SAYILI DOSYASI:
DAVACI : ... -(T.C.: ...)
VEKİLİ: Av. ... -...

DAVALI : ... - (Mersis:...) ...
VEKİLİ: Av. ... - ...
DAVA:Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ: 26/09/2022
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 29/09/2022
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarıyla, müvekkilinin ... nezdinde ... sayılı "..." ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun ...bülteninde yayınlandığını; davalı şirketin ... sayılı ve "...", "...", "...", "..." ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez ... ... sayılı ... kararı ile nihai olarak reddedildiği, oysa bir işaretin marka olabilmesi için ayırt edici niteliğe sahip olması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olmasının gerektiğini, dava konusu markanın müvekkilinin adı ve soyadı olduğunu ve kişi adlarının marka olarak tescil edilebileceğinin mevzuatımızda açıkça düzenlendiğini, somut olaya bakıldığında "..." ibaresinin müvekkilin kimlik bilgilerinden de görüleceği üzere isim soyad olduğunu ve karıştırılma ihtimali olarak öne sürülen markalarla bir olmadığını, yani isim soyad üzerinde oluşan bir markanın karıştırılmasının, kötü niyet taşımasının ve bir yarar sağlanması ihtimalinin olmadığını belirterek, ...’nun ... sayılı kararının iptale karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, somut olayda davacının markası ile davalının markası karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde markalar arasında görsel işitsel ve kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunduğunu, davacı markasının baskın unsuru ile davalı markasının baskın unsurunun aynı olduğunu, bu durumun markaların birbirinin şubesi olduğu izlenimini yarattığını, dava konusu ... kararının hukuka uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ...’ın, “...” ismi altında 16.10.1993 yılında ... ’nda faaliyete başladığını ve 1993 yılından beri nizasız ve fasılasız olarak “...” markası altında ticari faaliyetini sürdürdüğünü, müvekkilinin "..." markasında üstün hak sahibi olduğunu ve bunun “...” ibaresini barındıran dava dışı markalara karşı açılan hükümsüzlük davaları sonucunda verilen mahkeme ve... kararları ile sabit olduğunu, müvekkilinin “...” markasını değişik unsurlarla geniş kapsamlı olarak tescil ettirerek koruma altına aldığını, daha önce gerek ticaret unvanı gerekse de marka olarak benzer başvuruların mahkemece hükümsüzlüğüne karar verildiğini, yine ... nezdinde ... sayılı "...", ... sayılı “... sayılı “...”,... sayılı “... ”, ... sayılı “...” gibi marka başvurularının reddine karar verildiğini, aynı şekilde içerisinde “...” ibaresi geçen ... sayılı “... ”, ... sayılı “... ”, ... sayılı “...” İbareli marka müracaatlarının müvekkilinin itirazı üzerine reddedildiğini, dava konusu "..." ibaresi ile yapılmış başvurunun bir kamuflaj olduğunu ve asıl amacının davacının fiili kullanımı olan “...” ibaresini tescil ettirmek olduğunu, davacı tarafından 21.10.2020 tarihinde "... Limited Şirketi"nin kurulduğunu ve davacının “...” adresindeki işyerinde "..." markasını kullandığını, davacının bu kullanımının müvekkilinin marka hakkını ihlal etmesi nedeniyle ... soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, dava konusu markanın esas unsurunun “...” ibaresi olduğunu ve davacının “..." ibaresini markanın tescili için araç olarak kullandığını, müvekkilinin faaliyet gösterdiği söz konusu sektörde varlığının uzun yıllara dayandığını ve ...'daki tüketiciler nezdinde belli bir bilinirlik düzeyine ulaştığını, tarafların her ikisinin de aynı şehirde ve aynı sektörde faaliyet göstermeleri nedeniyle markaların karıştırılmasının ve aynı kaynaktan geldiğinin düşünülmesinin mümkün olduğunu, davacının, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü çerçevesinde müvekkilinin marka ve hizmetlerinden habersiz olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve bu duruma rağmen tüketiciler nezdinde müvekkilinin markalarına benzer markayı tescil ettirmeye çalıştığını, davacının marka müracaatında kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
5000 sayılı kanunun 15/C maddesi uyarınca ... tarafından verilen nihai karar olan ... kararlarının iptali istemiyle tebliğinden itibaren iki ay içinde dava açılabilir. Kanunda belirlenen iki aylık süre hak düşürücü süredir. Bu nedenle dava şartı niteliğinde olup resen dikkate alınır.
İptali istenen ... sayılı ... kararı davacı marka vekiline 28/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, HMK 92/2 maddesi uyarınca bu tarihte başlayan iki aylık hak düşürücü sürenin 28/04/2022 tarihinde perşembe günü dolduğu tespit ve kabul edilmiştir. Dava iki aylık hak düşürücü süre dolduktan sonra 29/04/2022 tarihinde salı günü açılmış olup HMK 114/(2) hükmünde ifadesini bulan diğer kanunlarda yer alan dava şartı niteliğindeki SMK 172. Maddesi ile 5000 sayılı kanuna eklenen 15/C maddesi ile belirlenen dava şartı mevcut değildir. Dolayısıyla HMK 115, 138 ve SMK 172. Maddesi ile 5000 sayılı kanuna eklenen 15/C maddesi uyarıncı dava şartı yokluğundan işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-5000 sayılı kanunun 15/C maddesi uyarınca süre içerisinde açılmayan ... ... kararının iptali istemine ilişkin davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Asıl ve Birleşen davada alınması gereken 359,80 TL harçtan peşin alınan 161,40 TL harcın düşümü ile 198,40 TL bakiye karar harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Asıl ve Birleşen davada davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Asıl ve Birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde ... aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davalı kurum vekili ile diğer davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ... Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/05/2023
Katip ...
¸


Hakim ...
¸
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.




Full & Egal Universal Law Academy