Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/371 Esas 2022/332 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2021/371
Karar No: 2022/332
Karar Tarihi: 01.11.2022

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/371 Esas - 2022/332
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2021/371
KARAR NO: 2022/332

DAVA: Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 01/11/2021
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin tanınmış “...” markalarının sahibi olduğu, aynı zamanda 1997 yılından beri “...” markaları ile üzerinde hak sahibi olduğunu ve bu markaları tanınmış hale getirdiğini, TÜRKPATENT nezdinde de markalarının tanınmış statüde kabul edildiğini, müvekkilinin “...” ibaresi etrafında yarattığı seri markalarının bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunun da “...” şeklinde olduğunu, anılan markanın müvekkili markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, “...” kelimesinin sonuna eklenen “hanem” ibaresinin markaya bir ayırt edicilik katmadığını, markada ön plana çıkan unsurun “...” kelimesi olduğunu, Yargıtay’ın emsal nitelikte bir kararında “gönül – gönülhanem” markaları arasında karıştırılma ihtimalinin var olduğunu tespit ettiğini, yine müvekkilin “...” markaları ile benzer şekilde oluşturulmuş ........ gibi markaların müvekkil markaları ile benzer kabul edildiğini, müvekkili markalarının 29. Sınıfta tescilli olduğunu, dava konusu markanın da aynı şekilde 29. Sınıfta tescil edilmek istenildiğini, ayrıca davalı markasını kapsamında 35.sınıfta yer alan ürünlerin de yine müvekkili markaları ile benzer olduğunu, müvekkili markalarının aynı zamanda tanınmış olduğunu, bu nedenle de korunması gerektiğini ve başvurunun tüm emtialar için reddi gerektiğini, başvurunun kötü niyetle yapıldığını iddia ederek 2021-M-6707 sayılı YİDK kararının ve 2020/45079 sayılı dava konusu markanın 29. sınıfın tamamı ile 35. sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. …. Bal, Çaylar, Buzlu Çaylar, Pekmez…. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” emtiaları bakımından reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen 2021-M-6707 sayılı YİDK kararının ve 2020/45079 sayılı dava konusu markanın 29. sınıfın tamamı ile 35. sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. …. Bal, Çaylar, Buzlu Çaylar, Pekmez…. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” emtiaları yönünden yerinde olup olmadığı, YİDK kararının iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent'den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu "..." ibaresinin 29, 31 ve 35. Sınıf mal ve hizmetlerde tescili amacıyla 29.04.2020 tarih ve 2020/45079 sayısı ile marka başvurusuna konu edildiği, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 12.05.2020 tarih ve 348 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli “...” esas unsurunu taşıyan markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, ancak işbu itirazların Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 17.11.2020 tarihli kararı neticesinde haklı bulunmayarak reddine karar verildiği, söz konusu ret kararına karşı davacı yanın bir kez daha itirazda bulunduğu, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 07.09.2021 tarih ve 2021-M-6707 sayılı kararıyla; “2020/45079 başvuru numaralı "..." ibareli başvurunun yayınına yapılan itirazın incelenmesi sonucunda, markalar kavramsal, işitsel ve görsel olarak ihtiva ettikleri unsurların tamamı ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen 2004 17080, 2005 41383, 2008 32541, 2009 46120, 2009 46892, 2012 81758, 2012 90544, 2013 26897, 2013 26898, 2017 112039, 2017 112043, 2017 112046, 2017 54265, 2019 51104, 2019/86273, 2020 30260, 2020/60441, 173194, T/02633 sayılı "... şekil", "dostino", "... vital", "... active", "dostivia", "...", "... süzme", "... sürme beyaz peynir", "... sürme", "... yaşam", "... bio", "... organik", "... altın süt", "... gurme", "... form", "... kahvaltı", "... fit", "...", "..." ibareli markaların iltibasa neden olabilecek düzeyde benzer olmadığı ve markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Markalar benzer olmadığından, itiraz gerekçesi markaların önceki kullanımları ya da piyasadaki bilinirlik düzeyinin de markalar arasında karışıklığa neden olmayacağı, muteriz markalarının ün ve itibarından haksız kazanç elde etme ya da bunlara zarar verme ihtimallerinin bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır” şeklinde gerekçeler ile davacı taraf itirazlarının bir kez daha reddine karar verilmiş olduğu, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 01/11/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu 2020/45079 sayılı başvuru kapsamında yer alan ve davacı yanca davaya konu edilen 29. ve 35. Sınıfta yer alan mal ve hizmetlerin, davacı yana ait önceki tarihli markalar kapsamında yer alan emtialar ile aynı, aynı tür ya da benzer mal ve hizmetler oldukları, taraf markaları arasında rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, dava konusu markanın tescilinin, davacı yana ait sektörel tanınmışlığı bulunduğu görülen “...” markasının sektörel bilinirliği ve ayırt ediciliğini sulandırabileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir." şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, ..., düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen "halk tarafından karıştırılma ihtimali" konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, "iltibas tehlikesi" görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Davacı yana ait markalardan 2019/86273 sayılı markanın müddet konumunda olduğu; 2020/60441 sayılı davacı markasının ise, dava konusu markanın başvuru tarihinden sonraki tarihli olduğu anlaşılmış; dava konusu marka kapsamında yer alan ve davacı yanca dava dilekçesinin sonuç bölümünde sınırlandırılan mallar ile davacı yanın itirazlarına dayanak tuttuğu markalar karşılaştırılmıştır.
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Örnek Davacı Markaları
...+şekil... Organik
(29 ve 35. sınıf)
(29, 30, 32, 35. sınıf)
Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu marka kapsamında 29. Sınıfta yer alan emtiaların tamamının, davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında aynı sınıfta yer alan emtialar ile aynı/aynı türdeki gıda ürünleri olduğu, dava konusu marka kapsamında 35.05. sınıfta yer alan gıda ürünlerinin satışına özgülenmiş hizmetler altında tanımlanan gıda ürünlerinin tamamının yine davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında 29,30 ve 32. sınıfta yer alan emtialar ile benzer olduğu; üretilen mal ve aynı malların satışı hizmetleri arasında da (1-34 mal grubu ile 35.05 alt grubunda aynı malların satışına yönelik hizmetler) benzerlik ilişkisi bulunduğu; başvuru kapsamında yer alan emtiaların tamamının benzer ihtiyaçları karşılayan, tüketiciye aynı kanaldan ve aynı tür satış yöntemi ile ulaştırılan, birbirleri ile doğrudan rekabet ilişkisi içerisinde bulunan, hedef tüketici kitleleri benzer olan, birbirlerini tamamlayan ya da birbirleri yerine ikame edilebilirliği bulunan mal ve aynı malların satışına yönelik hizmetler oldukları görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; ''...+şekil'' ibareli markanın genel anlamda yeşil rengin tonlarında tasarlandığı, yuvarlak renkli ve doğayı simgelediği görülen bu logonun merkezinde “...” şeklinde bir kelime unsurunun yer aldığı, “dosthane” kelimesinin bütün olarak bir anlamının bulunmadığı görülmekle birlikte “...” kelime kökünden türetildiğinin aşikar olduğu, bu kelime köküne eklenen “hane” ibaresinin, markaya bağımsız bir anlam katmadığı, “hane” ibaresinin “birleşik kelimelerde `bina, yapı, yer, makam` anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz” anlamına geldiği, dolayısıyla esasen birleştiği kelimeyi vurgular bir sözcük olduğu; markadaki şekil unsuruna rağmen esas unsurunun “...” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı yana ait önceki tarihli markaların tamamının “...” kelime kökünü münhasıran veyahut esas unsurlardan biri olarak içeren veyahut bu kelime kökünden türetildiği görülen “dostino, dostivia” gibi alternatif markalar ile oluşturulmuş markalar olduğu; dolayısıyla “...” kelimesi davacı yanın markalarının esasını oluşturmakla birlikte davacı yanın bu ibareden türettiği alternatif markalar ile bir seri marka algısı yaratma eğiliminin bulunduğu da anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Dava konusu marka her ne kadar bütün olarak “...” şeklinde dokuz harf tek kelimeden oluşan bir esas unsur ihtiva etmekte ise de söz konusu marka ile uyuşmazlığa konu olan günlük tüketime uygun gıda ürünleri üzerinde karşı karşıya kalan ortalama düzeyde dikkat ve algıya sahip herhangi bir tüketicinin bu markayı daha evvelden tanıdığı “...” şeklinde esas unsura haiz markalar ile benzer bir seride algılama ihtimali son derece yüksek olacağı; zira anılan ibare bütün olarak bir anlam ihtiva etmemekle birlikte, kelimenin ilk dört harfi “...” kelimesini meydana getirirken, marka görselindeki sair unsurlar da yeterli farklılık doğurmadığı; dava konusu marka bu haliyle bir bütün olarak incelendiğinde, tüketicinin bu markayı “...” kelime kökü ve “hanem” ibaresinin bu köke eklenmesi ile türetilmiş bir kelime markası olarak algılayacağı; davacı yanın aynı tür gıda ürünleri ve bu gıda ürünlerinin satışında “...” markaları başta olmak üzere “dostino”, “dostivia” gibi alternatif markalarının da var olduğu, başka bir ifadeyle tüketicinin davacı yana ait daha evvel deneyimlemiş olduğu bu mahiyetteki markaların mevcut olduğu bir pazarda, dava konusu marka ile aynı – aynı tür ürün ve ürün satış hizmetlerinde karşı karşıya kalacak olan tüketicinin, önceden bildiği “...” markalarının ilgili pazarda yarattığı yeni bir marka olarak dava konusu markayı algılayacağı ve buna bağlı olarak da önceki davacı markalarına olan izlenimi – güveni doğrultusunda, dava konusu markayı taşıyan gıda ürünlerini tercih ederek işaretlerin iktisadi kaynağı konusunda yanılgı yaşabileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli "..." esas ibareli markalar ile davalının "..." ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının "..." markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu; davacı yanın “...” markalarının TÜRKPATENT tanınmış markalar sicilinde T/02633 sayısı ile kayıtlı olduğu, bununla birlikte davacı yanın hükümsüzlük talepli dava dosyasına ek olarak sunduğu deliller ve ayrıca dava dilekçesinde “...” markalarının tanınırlığı ile ilgili verilmiş mahkeme kararlarına atıfta bulunulduğu; davacı taraf markalarının özellikle “süt ve süt ürünleri” ürünlerinde uzun yıllardır aktif ve yoğun bir şekilde kullanıma bağlı olarak sektörel anlamda tanınmış olduğu; bu durumun ise taraf markaları arasındaki benzerlik ihtimalini kuvvetlendiren bir etken olduğu, dava konusu markanın tescilinin, davacı markasının sektörel bilinirliği ve ayırt ediciliğini sulandırabileceği de dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
TPMK YİDK'nın 2021-M-6707 sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait 2020/45079 kod nolu ''...+Şekil" ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 2.583,10-TL
yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/11/2022
¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF: 127,10-TL
GİDER AVANSI:2.456,00-TL
TOPLAM:2.583,10-TL



Full & Egal Universal Law Academy