Anayasa Mahkemesi Numara 9/1981 Dava No 24/1981 Karar Tarihi 18.12.1981
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 9/1981 Dava No 24/1981 Karar Tarihi 18.12.1981
Numara: 9/1981
Dava No: 24/1981
Taraflar: Kemal Hasan Akıncı ile Ekonomi ve Maliye Bak.
Konu: 9/79 Emeklilik (Değ) Yasasının 12(3). Maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 18.12.1981

-D.24/81 Anayasa Mahkemesi 9/81
Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Ülfet Emin, Başkan, Şakir Sıdkı İlkay,
Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut.
Anayasanın 114. maddesi hakkında.
(Yüks-ek İdare Mahkemesinde 64/81 sayılı başvuruda Kemal Hasan Akıncı, Lefkoşa ile Ekonomi ve Maliye Bakanlığı ve/veya Bütçe Dairesi vasıtasıyle KTFD) 18.5.1981 tarihinde sunulan konu.

Müstedi namına: İlkay Hikmet
Müstedaaleyh namına: Mustafa Arıkan

K A R A R-
KONU:
9/79 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasasının 12(3) maddesinin Anayasanın başlangıç kısmına, 1, 4, 5 ve 7. maddelerine aykırı olduğu iddia edildi.

I. OLAY:
Müstedi 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3(5) maddesi uyarınca emeklilik hakkı kazandıran b-ir hizmette görev yaptığından 1977'de emekliye ayrıldı. 26/77 sayılı yasanın 30. maddesine göre herhangi bir nedenle emekliye ayrılmış kişinin emekliye ayrılmış olduğu görevin emeklilik maaşları için kabul edilen ödeneklerinde sonradan yükselme olması hal-inde böyle bir kişinin emeklilik maaşı yeniden ayarlanır ve yükselme tarihinden başlayarak kendisine ödenir. 9/79 sayılı Yasanın 12. maddesinin (3). fıkrası ile 26/77 sayılı Yasanın 30. maddesi tadil edildi ve 30. maddenin (1). fıkrası Yasanın 3(5) maddes-i uyarınca emeklilik hakkı kazandıran hizmetlerden dolayı emeklilik maaşı alanlara 30. maddenin (1). fıkrası kurallarının uygulanmamasını öngörmüştür. Müstedinin ayrılmış olduğu görevin emeklilik amaçları için kabul edilen ödeneklerinde sonradan yani 1 Ma-rt 1980'de artış oldu, müstedi bu artış üzerinden emeklilik maaşının hesaplanmasını müstedaaleyhten talep etti. Ancak müstedaaleyh 9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesi uyarınca böyle bir artışın nazarı itibara alınarak emeklilik maaşının yeniden ayarlanamaya-cağını bildirdi. Müstedi müstedaaleyhin konu kararı hakkında İdare Mahkemesine müracaat etti ve konu kararın hükümsüz ve etkisiz olduğuna ve herhangi bir sonuç doğuramayacağı hususunda karar verilmesi isteminde bulundu. Müstedaaleyh başvuruya dosyaladığı- itirazname ile müstedinin isteminin kabul edilmesinin 9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesi uyarınca olanaksız olduğunu belirtti. Başvurunun duruşması esnasında 9/79 sayılı Yasanın 12. maddesinin (3). fıkrasının ihtilâf konusunun karara bağlanmasına etkisi o-lduğu ve bu maddenin Anayasaya aykırı olduğu iddia edildi. İdare Mahkemesince ileri sürülen iddia tatminkâr kabul edildi ve ilgili Yasa maddesinin Anayasaya aykırı olup olmadığı hususunun karara bağlanması için konuyu Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi o-larak sunmaya karar verdi ve konu maddeler hakkında karar verilinceye dek Yüksek İdare Mahkemesi başvurunun duruşmasını erteledi.

II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
1. Müstedi iddiasının gerekçesi özetle şöyledir: 9/79 sayılı Yasanın 12. maddesinin (3). fıkrası em-eklilik hakkı kazandıran hizmetler arasında bir ayırım yapmıştır ve bu ayırım haklı bir nedene dayanmamaktadır. 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3. maddesi, onbir çeşitli hizmetleri emeklilik kazandıran hizmetler olarak saymaktadır. Emeklilik Yasasının 3-0. maddesi 9/79 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasasının 12. maddesinin (3). fıkrası ile tadil edilmezden önce emekliye ayrılan tüm kişilerin emeklilik amaçları için kabul edilen ödeneklerinde sonradan yükselme olması halinde emeklilik maaşları yeniden ayar-lanırdı. 9/79 sayılı Yasanın 12. maddesinin (3). fıkrası ise T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde hizmet görüp emekliye ayrılanlar ile diğer yerlerde hizmet görüp emekliye ayrılanlar arasında bariz bir ayırım yapmakta ve T.C. Büyükelçiliğinde çalışanlar dışındaki- emeklilere bir ayrıcalık tanımaktadır. Bu durumda Anayasanın 7. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine tamamen ters düşmektedir ve bu ayrıcalık hiçbir haklı nedene dayanamaz. 9/79 sayılı Yasanın 12. maddesinin (3). fıkrasının hükümleri aynı nitelikte ola-n kişiler arasında Emeklilik Yasasının uygulanması bakımından ayırım yapmaktadır. Buna ilâveten müstedi Emeklilik Yasası uyarınca emekliye ayrıldığında Emeklilik Yasasının menfaat tanıyan maddeleri uyarınca kazandığı hakların saklı tutulması gerekir. Eme-klilik Yasasınca tanınan haklar müstedi bakımından tekemmül etmiş haklardır ve bu hakların müstedinin elinden alınmaması gerekir. Bu gibi haklar elinden alındığı hallerde kazanılmış haklara dokunulmuş olur ve kazanılmış haklara dokunan herhangi bir yasa m-addesi hukuk üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerine aykırıdır. Müstedinin 30. madde tahtında kazanmış olduğu emekliye ayrıldığı görevin maaşında sonradan yükselme olması halinde emeklilik maaşının ona göre hesaplanıp ayarlanması hakkı elinden alınmış bulun-maktadır ve bu nedenle müstedinin kazanılmış hakkı ortadan kaldırılmış olur. Bu durumda söz konusu yasa maddesi Anayasanın başlangıç kısmına ve 1. kısımda öngörülen hukuk devleti ve hukuk üstünlüğü ilkelerine ters düşer.

2. Müstedaaleyhin iddiasının g-erekçesi özetle şöyledir:
Söz konusu yasa maddesi T.C. Büyükelçiliğinde hizmet görüp emekliye ayrılanlar ile devlet kamu hizmetinde hizmet görüp emekliye ayrılanlar arasında emeklilik maaşları arasında olan bir anomaliyi düzeltmek amacı ile geçirilmiştir -ve bu anomalinin düzeltilmesi Anayasaya aykırı değildir. Müstedi 1.6.1977'de emekliye ayrıldı ve emekliye ayrıldığı zaman yıllık ödenekleri KL3540.- idi Emeklilik maaşı da senelik KL1079.562 idi. Maaşı daha sonra revize edildi ve Mart 1978'de maaşına %25-.7 artış yapıldı. Müstedinin maaşı Mart 1979'da yeniden revize edildi ve %138.9 arttı, Mart 1980'de yeniden revize oldu ve %289.6 artış aldı. 1 Mart 1979'da müstediye yapılan artış Emeklilik Yasasının 30. maddesi uyarıca nazarı itibara alındı ve müstediy-e yıllık 1999.349KL artış yapıldı. Bu artışlar ile müstedi brüt ayda 18,986TL emeklilik maaşı almaktadır. Halbuki devlet kamu hizmetinde en yüksek görev yapan bir müsteşar maaşı üzerinden aynı müddet için emekliye ayrıldığı takdirde 14,461TL maaş alacakt-ır. İlgili Yasa maddesi emekliye ayrılan T.C. Büyükelçiliğinde hizmet görenler ile diğer hizmetlerde hizmet görenler arasındaki anomaliyi ortadan kaldırdığından eşitlik ilkesine ters düşmemektedir. Yapılan tasarruf makul bir tasarruftur ve bu nedenle Ana-yasaya aykırı değildir. Emeklilik Yasasının 30. maddesinde tanınan hak kazanılmış bir hak değildir. Bu gibi haklar genel idare hukuku ilkelerine göre daima değiştirilebilirler. 30. maddenin öngördüğü menfaat bir haktan ziyade bir beklenti menfaatıdır. -Ve beklenti menfaatları daima değiştirilebilir. Bu nedenle ilgili Yasa maddesi hukuk devleti ve hukuk üstünlüğü ilkesine aykırı değildir.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 30. maddesi şöyledir:
"30. Bu Yasanın başka kuralların-a bakılmaksızın:
Herhangi bir nedenle emekliye ayrılmış kişinin, emekliye ayrılmış olduğu görevin emeklilik amaçları için kabul edilen ödeneklerinde, sonradan yükselme olması halinde, böyle bir kişinin emeklilik maaşı yeniden ayarlanır ve yükselme olduğu t-arihten başlayarak kendisine ödenir.
Emekliye ayrıldığı tarihteki görevinin barem artışlarının herhangi bir nedenle verilmemiş olması veya barem artışlarının emeklilik amaçları için hesaplanmamış olması halinde, emekliye ayrıldıktan sonra, ilgili görevin b-arem artışları verilir veya hizmetteki benzerleri yeni baremlere intibak ettirilirse, ilgili emeklinin de barem artışları hesabedilerek emeklilik maaşları yeniden ayarlanır.
Bu madde amaçları bakımından
"Görev" deyimi, daha sonra isminin değiştirilmiş olm-asına bakılmaksızın, ilgili görevin yerini alan yeni göreve veya söz konusu görevin kaldırılması halinde, bu göreve en yakın üst göreve göre saptanır.
"Emekliye ayrılmış" deyimi Devlet bütçesinden emeklilik maaşı veya ikramiyesi alanları anlatır.
"Emeklili-k maaşı" sözdizisi, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Temel Kurallarla etkilenmiş halinde Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ve Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasası gereğince, ilgili zamanda geçerli mevzuat ve kararlara dayanılarak verilen emeklilik maaşını da kapsar-."


9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesi şöyledir:
"Ancak, bu Yasanın 3. maddesinin (5). Fıkrası uyarınca emeklilik hakkı kazandıran hizmetlerinden dolayı emekli maaşı alanlara bu maddenin (1). fıkrası kuralları uygulanmaz."

IV. ANAYASA METİNL-ERİ:
Başlangıç kısmı:
"Kendi Devlet sınırları içinde tam bir güvenlikle yaşamasını sağlamak;
İnsan hak ve özgürlüklerini,sosyal adaleti, kişilerin ve toplumun huzur ve refahını, demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletini gerçekleştirmek;"


"Madde 1.
-Kıbrıs Türk Federe Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan lâik bir cumhuriyettir."


"Madde 4.
Yasalar, Anayasaya aykırı olamaz.
Anayasa kuralları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, devlet yönetimi makamlarını ve kişi-leri bağlayan temel hukuk kurallarıdır."


"Madde 5.
Her Türk yurttaşı kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahiptir.
Devlet, kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkel-eriyle bağdaşamayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal bütün engelleri kaldırır; insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli koşulları hazırlar."
"Madde 7.
Her Türk yurttaşı, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, yasa önünde eşittir. - Hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınamaz."


V. İNCELEME:
Duruşma sırasında ileri sürülen iddia ve gerekçeler, Anayasaya aykırı olduğu iddia olunan yasa maddesi, Anayasaya aykırılık iddiasına dayanıklık eden ve konuyu ilgilendiren Anayasa- metinleri incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

27 Mayıs 1977'de Resmi Gazete'de ilân edilen 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 3. maddesi o güne kadar yürürlükte olan Emeklilik Yasası ve Emeklilik (Değişiklik) Yasaları gereğince emeklilik hakkı- kazandıran mevkilerdeki hizmete ilâveten 10 tür hizmeti de emeklilik kazandıran hizmet kapsamına koymuştur. 3. maddesinin (5). fıkrasına göre T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde 1 Aralık 1976'dan önce hizmet gördükleri T.C. Kıbrıs Büyükelçiliği tarafından resmi- belge ile saptanan Devlet yurttaşlarının yaptığı hizmet de emeklilik hakkı kazandıran hizmet kapsamına alınmıştır. Bu Yasa yürürlüğe girinceye kadar T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde çalışan Devlet yurttaşlarına o zamana kadar yürürlükte olan emeklilik yasala-rı uyarınca emeklilik hakkı tanınmamakta idi. Bu hak ilk defa 26/77 sayılı Yasa ile T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde çalışan Devlet yurttaşlarına tanındı. 26/77 sayılı Yasa ile emekli kişilere tanınan tüm haklar emekli kişiler arasında herhangi bir ayırım ya-pmış değildir. Ör. 26/77 sayılı Yasanın 30. maddesi emekliye ayrılmış kişinin emekliye ayrılmış olduğu görevin emeklilik amaçları için kabul edilen ödeneklerinde sonradan yükselme olması halinde böyle bir kişinin emeklilik maaşının yeniden ayarlanmasını, -Yasanın 31. maddesi Devletten emekli maaşı çekenlere kamu görevlilerine verilen oran veya tutarda hayat pahalılığı ödeneği verilmesini öngörmektedir. 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının emekli kişiler arasında herhangi bir ayırım yapmaması 9/79 sayılı Emekli-lik Değişiklik Yasası yürürlüğe girinceye kadar devam etti. 9/79 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasasının 12(3) maddesi, 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 30. maddesinin (1). fıkrasının emeklilere tanıdığı hak ve menfaatı T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde hizmet- görüp de emekliye ayrılan kişilerin elinden aldı ve dolayısıyla hukukça emeklilik bakımından aynı durumda bulunan emekliler arasında bir ayırım yaptı. KTFD Anayasası'nın 7. maddesi her Türk yurttaşını hiçbir ayırım gözetilmeksizin yasa önünde eşit tutmuş-tur. Aynı madde hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa ayrıcalık tanınmamasını öngörmüştür. Kıbrıs Türk Federe Devleti Yüksek Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi olarak 7/77 sayılı iptal davasında eşitlik kapsamı hakkında aynen şunları söylemiştir:
"Hiç şüphe yok-tur ki yasa önünde eşitlik ancak nitelikte benzerlik ve yasaların getirdiği hükümlere uyumluluk oranında söz konusu olabilir. Yasa önünde eşitlik kavramı tüm yurttaşların behemehal her yönden her zaman aynı Kurallara bağlı tutulmaları zorunluğunu içermez.- Bir takım yurttaşların başka kurallara bağlı tutulmaları haklı bir nedene dayanmakta ise böyle bir durumda yasa önünde eşitlik ilkesine ters düştüğünden söz edilemez."


Başka bir deyişle eşitlik ilkesi ancak hukukça aynı durumda bulunan kişilere uygulan-ır. 26/77 sayılı Emeklilik Yasası uyarınca emekliye ayrılan kişiler hukukça aynı durumda bulunan ve nitelikte benzerlik bulunan kişilerdir. Bu durumda bu kişiler arasında herhangi bir ayırım yapıldığı hallerde böyle bir ayırım kuşkusuz KTFD Anayasasının -7. maddesinin öngördüğü yasa önünde eşitlik ilkesine ve herhangi bir sınıfa ayrıcalık tanınmaması hükmüne ters düşmektedir. 9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesine göre hukukça aynı durumda bulunan iki emekli kişiden birisinin ödeneklerinde sonradan yükselme -olması nedeni ile yükselme nazarı itibara alınarak maaşı yeniden ayarlanacak, diğerinin ise maaşında yükselme olması halinde yükselme nazarı itibara alınmayacak ve maaşı ayarlanmayacaktır. Bu husus şüphesiz yasa önünde eşitlik ilkesi ile çelişkiye düşmekt-edir. 9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesine eklenen 4. fıkra ile T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde hizmet görüp de emekliye ayrılanlar 30. maddenin 1. fıkrasının kabul etmiş olduğu genel kural dışında bırakılarak onlara karşı bir ayırım yapılmıştır. 26/77 sayıl-ı Yasanın 30(1) maddesinin T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde hizmet görüp emekliye ayrılan kişiler dışında kalan tüm emeklilere tanınan hak T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde çalışanlar için esirgenmiştir ve bu konuda bir eşitsizlik yaratılmıştır. Konunun duruşması -esnasında 9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesinin getirdiği değişikliğin bir anomalinin düzeltilmesi için getirildiği ve bu nedenle söz konusu Yasa maddesi ile yapılan ayırımın haklı bir nedene dayanarak kamu yararı için yapıldığı iddia edilmiştir. 9/79 sayı-lı Yasanın 12(3) maddesinin Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğinde hizmet görüp de emekliye ayrılanlar ile diğer kurum ve kuruluşlarda hizmet görüp de emekliye ayrılan kişiler arasında yasa önünde eşitlik ilkesine ters düşen bir hüküm koyduğuna kuşku yoktur.- Eşitliği değiştiren böyle bir yasa kuralının Anayasaya uygunluğundan söz edilebilmesi için emekliler bakımından ve dolayısıyle kamu yararı açısından değişikliği haklı gösterecek nedenlerin açıkça ortaya konulmasında zorunluluk vardır. Eşitliği bozan, bi-r sınıfa ayrıcalık tanıyan bir yasa kuralının haklı nedene dayandığı nedeniyle Anayasaya uygun olduğunu iddia eden taraf bunun böyle olduğuna Anayasa Mahkemesini tatmin etmesi gerekir. 9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesinin haklı nedene dayandırıldığını kan-ıtlamak için Anayasa Mahkemesine şahadet verilmiş ve bu şahadete göre Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğinde hizmet görüp de emekliye ayrılanların Kıbrıs Türk Federe Devleti kamu hizmetinde en yüksek mevkide hizmet eden bir kamu görevlisinden daha fazla emek-lilik maaşı aldıkları iddia edilmiş ve bunun bir anomali olduğunu bu anomalinin ortadan kaldırılması gerektiği ileri sürülmüştür. Bu hususta şahit, müstedinin 1 Haziran 1977'de emekliye ayrıldığını, emekliye ayrıldığında maaşının yıllık 3540KL olduğunu, d-aha sonra Mart 1978'de maaşına %25.7 artış olduğunu Mart 1979'da da %138.9 artış olduğunu belirtti. Mart 1979'da müstedinin maaşına yapılan artış Emeklilik Yasasının 30(1) maddesi uyarınca nazarı itibare alındı ve müstedinin emeklilik maaşı yeniden ayarla-ndı. Bu ayarlamaya göre müstedinin brüt emeklilik maaşı ayda 18,986TL'dir. Şahide göre devlet kamu hizmetinde en yüksek mevkide bulunan bir müsteşar aynı hizmet müddeti ile kendi maaşı üzerinden emekliye ayrılmış olsa ayda 14,461TL aylık maaş alır. Şahi-de göre T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde hizmet gören ve emekliye ayrılan herhangi bir kişinin Federe Devleti kamu hizmetinin en yüksek mevkiinde hizmet gören ve emekliye ayrılan bir müsteşardan daha fazla emeklilik maaşı çekmesi bir anomalidir ve bu anomalini-n düzeltilmesi amacı ile 9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesi geçirilmiştir.

26/77 sayılı Emeklilik Yasasında emeklilik maaşlarının eşit olacağına dair herhangi bir kural bulunmamaktadır. Esasen böyle bir kural bulunmuş olsaydı bu kuralın Anayasaya uygun o-lacağı şüphelidir. Tüm uygar ülkelerde olduğu gibi Kıbrıs Türk Federe Devletinde de emeklilik maaşı emekliye ayrılan kişinin hizmette bulunduğu sürece aldığı ödeneklere ve hizmet ettiği sürelere göre ayarlanmaktadır. Bu bakımdan emekliye ayrılan kişileri-n emekli maaşlarının bir birine eşit olmaması Anayasaya aykırı sayılmaz. Bu durumda emekliye ayrılan kişilerin emeklilik maaşlarının miktarı hizmet ettikleri sürece aldıkları ödeneklere göre ayarlandığı cihetle emeklilik maaşlarında bir fark bulunması doğ-aldır. T.C. Kıbrıs Büyükelçiliğinde hizmet gören bazı kişilerin maaşları Federe Devletin kamu hizmetinde hizmet gören bazı kişilerin maaşlarından daha yüksek ise elbette emeklilik maaşları da daha yüksek olacaktır. Kıbrıs Türk Federe Devletinin kamu hizm-etinde çalışanlar arasında emeklilik maaşı bakımından her çalışanın hizmette iken aldığı ödenekler nazarı itibara alındığında emeklilik maaşı arasında büyük farklar olması doğaldır. Kamu hizmetinde çalışanlar arasında emeklilik maaşında fark bulunması ne -kadar doğal ise kamu hizmeti ile T.C. Büyükelçiliğinde çalışanlar arasında emeklilik maaşı arasında fark bulunması da o kadar doğal sayılması gerekir. Mahkemede şahadet veren şahide göre müstedi 1977'de emekliye ayrıldı ve emekliye ayrıldığında emeklilik -maaşı yıllık 1079.56KL idi (hayat pahalılığı hariç). Bu şahide göre müstedi emekliye ayrıldıktan sonra emekliye ayrıldığı görevin ödeneklerinde sonradan 1978'de %25.7 ve 1979'da %138.09 yükselme olmuştur. 1979'daki yükselme nazarı itibara alınarak müsted-inin emeklilik maaşı yeniden ayarlandı ve hayat pahalılığı dahil brüt olarak ayda 18,986TL almaya başladı. Aynı şahide göre aynı hizmet süresini haiz bir müsteşar aynı zamanda emekliye ayrılmış olsaydı 1979'da ayda 14,461TL emekli maaşı alacaktı. Verilen- rakamlara göre bir müsteşar aynı şartlarla 1977'de emekliye ayrılmış olsaydı yıllık 805.097KL emekli maaşı (hayat pahalılığı hariç) alacaktı. Bu durumda 1977'de müstedi ayarında T.C. Büyükelçiliğinde hizmet gören bir kişi emekliye ayrıldığında aynı hizme-t süresini haiz bir müsteşarın emekli maaşından %34.1 daha fazla emeklilik aldığı görülmektedir. 1979'da da aynı kişi aynı hizmet süresine haiz bir müsteşardan %31.25 daha fazla emekli maaşı çekmekte olacaktı. Şahit, müstedinin maaşında 1 Mart 1980 yılın-da %289.6 artış olduğunu söyledi. Anayasaya aykırı olduğu iddia olunan 9/79 sayılı Yasa 5 Temmuz 1979'da Resmi Gazetede ilân edilerek yürürlüğe girdi. Bu durumda 9/79 sayılı Yasa Meclise geçirilirken müstedinin 1 Mart 1980 artışının ne olacağı bilinemezd-i. Müstedinin 1 Mart 1980'deki maaşının ne olduğu hususu bu davada nazarı itibara alınamaz çünkü ilgili yasa yürürlüğe girdikten sonra meydana gelmiş bir olaydır. Bu nedenle şahidin müstedinin 1 Mart 1980'deki maaşının ne olduğu hususunda söylemiş oldukl-arını nazarı itibara almıyoruz. 9/79 sayılı yasanın 12(3) maddesinin T.C. Büyükelçiliğinde çalışıp da emekliye ayrılanlar ile diğer kamu görevinde veya kuruluşlarda çalışıp da emekliye ayrılanlar arasında ayırım yapması, yasa önünde bir eşitsizlik doğurma-ktadır. Bu yasa önünde eşitsizliğin ve ayrıcalığın ileri sürülen iddialar ışığında haklı bir nedene dayandığı söylenemez. Bu nedenle 9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesinin Anayasanın 7. maddesine aykırı olduğuna karar verilmesi gerekir. Yargıç Şakir Sıdkı- İlkay bu görüşe katılmamaktadır.

Yukarıda belirtilenlerden T.C. Büyükelçiliğinde çalışan bir sekreterin aynı hizmet süresine haiz devlette çalışan en yüksek kamu görevlisi müsteşardan daha fazla emeklilik aldığı görülmektedir. Ancak bu anomali, Emeklili-k Yasasının 30(1) maddesinin 9/79 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasasının 12(3) maddesi ile değiştirilmezden önceki hükümlerinden doğmamaktadır. Başka bir deyişle bu anomali emekliye ayrılmış kişinin emekliye ayrılmış olduğu görevin emeklilik amaçları içi-n kabul edilen ödeneklerinde sonradan yükselme olması halinde böyle bir kişinin emeklilik maaşının yeniden ayarlanmasından doğmamaktadır. Mahkemeye verilen şahadete göre T.C. Büyükelçiliğinde çalışanların aldıkları tüm ödenek asli maaş olarak sayılmaktadı-r. Halbuki kamu görevlilerinin aldığı ödeneklerin bir kısmı asli maaş bir kısmı ise hayat pahalılığıdır. Nitekim bu konunun Anayasa Mahkemesinde duruşma gününde kamu görevlilerinin aldığı hayat pahalılığı asli maaşın %85'i idi. Şimdi ise son zamanlarda -yapılan maaş revizesinden sonra kamu görevlilerinin revizeden önceki asli maaşları çiftelenmiş ve bu maaş üzerinden %30 hayat pahalılığı ödenmektedir. T.C. Büyükelçiliğinde çalışan ve emekliye ayrılacak olan bir kişi ile kamu görevinde çalışan bir kişinin- emekliye ayrılması ile alacakları emeklilik maaşı hakkında bir örnek verelim. Bir an için her iki kişinin yıllık ödeneklerinin 130,000TL olduğunu varsayalım. Kamu görevinde çalışan kişinin aldığı ödeneklerin bir kısmı hayat pahalılığı olduğuna göre ve i-şbu hayat pahalılığı takriben Eylül 1981'de yapılan son maaş revizyonundan önce %85 olduğuna göre maaş revizyonundan önce asli maaşı yıllık 70,270.27TL idi. Bir an için bu kamu görevlisinin 240 ay hizmet süresi olduğunu varsayalım o zaman bu kamu görevlis-inin azaltılmamış şekli ile alacağı yıllık emekliliği 32,811,019TL idi. Emeklilik Yasasına göre Emeklilik maaşına da kamu görevlilerine ödenen aynı miktar hayat pahalılığı ödenmektedir. Bu durumda 32,811,019'a %85 yani 27,889,366 ilâve edilmesi gerekir o- zaman böyle bir kamu görevlisinin maaşı revizyondan önce alması gereken azaltılmamış şekli ile emeklilik maaşı yıllık 60,700.38TL idi. T.C. Büyükelçiliğinde çalışan bir kişi ise tüm ödenekleri yani yıllık 130,000.TL asli maaş sayıldığından aynı süre için- yani 240 ay için yıllık 130,000TL maaş üzerinden alacağı emeklilik maaşı 60,700.38TL idi. Ancak Emeklilik Yasasına göre bu emekli kişinin de kamu görevlilerine ödenen aynı miktar hayat pahalılığını alma hakkı vardır. Bu emekli maaşına yani 60,700.38'e %-85 yani 51,595.33TL eklendiği zaman toplam olarak T.C. Büyükelçiliğinden emekli olan kişi yıllık 112,295.71TL almış olması gerekir. Görülüyor ki T.C. Büyükelçiliğinde çalışan bir kişinin aldığı ödeneklerin tümü maaş olarak sayıldığından ve kamu görevlisin-in aldığı tüm ödenekleri revizyondan önce %85'i hayat pahalılığı olarak ödendiğinden bu gibiler arasında aynı hizmet süresi olmasına rağmen emeklilik maaşlarında çok farklar bulunmaktadır. Örnek olarak verdiğimiz konuda 51,595TL fark bulunmaktadır. Maaş -revizyonundan sonra hayat pahalılığının bir kısmı asli maaşa eklendiğinden ve hayat pahalılığı oranı %85'den aşağı düştüğünden kamu görevinden emekliye ayrılan bir kişi ile T.C. Büyükelçiliğinden emekliye ayrılan bir kişi arasında fark azalmıştır. Örneğin- yine bir an için hem kamu görevinden hem de T.C. Büyükelçiliğinden emekliye ayrılan her iki kişinin ödeneklerinin 130,000TL olduğunu varsayalım. Maaş revizyonundan sonra kamu görevlisine ödenen hayat pahalılığı %30 olduğuna göre kamu görevlisinin bu hald-e asli maaşı 100,000TL'dır. Bir an için bu kamu görevlisinin de 240 ay hizmet süresi olduğunu varsayalım. O zaman bu kamu görevlisinin azaltılmamış şekli ile alacağı yıllık emeklilik 46,692.60TL'dır. Emeklilik Yasasına göre bu emeklilik maaşlarına kamu -görevlilerine ödenen hayat pahalılığı aynı oranda eklenir. Halen hayat pahalılığı %30 olduğuna göre 46,692.60TL'na 14,000.78TL daha eklenecektir. Bunların toplamı 60,700.38TL'sı eder ki kamu görevlisinin alacağı tüm emeklilik maaşı hayat pahalılığı da da-hil, yıllık budur. T.C. Büyükelçiliğinde çalışan bir kişi ise tüm ödenekleri yani yıllık 130,000TL asli maaş sayıldığından aynı süre için yani 240 ay için yıllık 130,000TL maaş üzerinden alacağı emeklilik maaşı 60,700.38TL'dır. Ancak Emeklilik Yasasına g-öre bu emekli kişinin de kamu görevlilerine ödenen aynı oranda hayat pahalılığı almağa hakkı vardır. 60,700.38TL'nın %30'u 18,210TL'dır. Toplam olarak 78,910.38TL eder. Görülüyor ki T.C. Büyükelçiliğinden ayrılan bir kişi senede 78,910.38TL, devletin ka-mu görevinden emekliye ayrılan bir kamu görevlisi ise aynı miktar ödenek ve aynı hizmet süresi olmasına rağmen sadece 60,700.38TL alacaktır. İkisinin arasındaki fark 18,210TL'dır, bu da birisinin asli maaşında hayat pahalılığı olmasından diğerinin ise asl-i maaşında hayat pahalılığı olmamasındandır. Bundan açıkça görülüyor ki hayat pahalılığı oranı düştükçe kamu görevinden emekliye ayrılan kişi ile T.C. Büyükelçiliğinde çalışan bir kişinin emekliye ayrılması ile emeklilik maaşları arasındaki fark azalmakta-dır. Nitekim yukarıda verdiğimiz örneklerden açıkça görülmektedir ki maaş revizyonundan önce hayat pahalılığı %85 iken aynı maaş alan ve aynı hizmet süresi bulunan ve emekliye ayrılan bir kamu görevlisi ile T.C. Büyükelçiliğinden emekliye ayrılan bir kişi- arasındaki emeklilik maaşı farkı 51,595TL iken, hayat pahalılığı %30'a düştüğünde aynı maaş ve aynı hizmet süresi olmasına rağmen, aradaki fark yıllık 18,210TL'na düştü. Birisinin tüm ödeneğinin asli maaş olarak sayılması, diğerinin ise tüm ödeneğinin bi-r kısmının asli maaş bir kısmının hayat pahalılığı olarak sayılmasından dolayı ödenecek olan emeklilik maaşında bir fark doğmaktadır. Bu gerçekten bir anomalidir ve bu anomaliyi yasama organı istediği takdirde düzeltebilir. T.C. Büyükelçiliğinde çalışan -bir kişinin emekliye ayrılacağı zamanki ödeneklerinin veya T.C. Büyükelçiliğinden emekliye ayrılan bir kişinin emekliye ayrıldığı zamanki ödeneklerinin sonradan yükselmesi ile saptanan ödeneklerin ilgili zamanlarda kamu görevlilerine ödenen hayat pahalılığ-ı oranını da içerdiğinin addolunması ve bu gibi ödenekler göz önünde tutularak emeklilik hesaplaması ve ayarlaması yapılırken ilgili zamanlarda kamu görevlilerine ödenen hayat pahalılığının bu ödeneklerden çıkarılması ve emeklilik işleminin yapılması veya -yeniden ayarlanması hayat pahalılığı çıktıktan sonra geriye kalan miktar üzerinden yapılması ile düzeltilebilir.

SONUÇ:
Sonuç olarak 9/79 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasasının 12(3) maddesinin Anayasanın 7. maddesine aykırı olduğuna oyçokluğu ile ve Ya-rgıç Şakir Sıdkı İlkay'ın karşı oyu ile, karar verilir.


(Ülfet Emin) (Şakir Sıdkı İlkay)
Başkan Yargıç


(Salih S. Dayıoğlu)(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut)
YargıçYargıç Yargıç

18 Aralık 1981.


KARŞIOY YAZISI

-Önümüzdeki konu 26/77 sayılı Emeklilik Yasasının 30. maddesini değiştiren 9/79 sayılı Emeklilik (Değişiklik) Yasasının 13(3) maddesinin Anayasaya aykırı olup olmadığıdır.

Yapılan havale ve ileri sürülen iddialar ışığında ilkin tezekkür edilmesi gereken h-usus söz konusu maddenin Anayasanın 7. maddesine aykırı düşüp düşmediğidir. İkinci olarak tezekkür edilmesi gereken husus konu maddenin kazanılmış hakları ihlâl edip etmediği ve ihlâl ettiği takdirde Anayasanın 1. maddesine aykırı olup olmadığıdır.

Anay-asanın 7. maddesinin öngördüğü eşitlik ilkesinin amacı eşit durumda bulunan kişiler ve toplulukların, maddede sayılan çeşitli durumlara bakılmaksızın, yasalar önünde hukuki yönden eşit sayılmasını sağlamaktır. Maddedeki eşitliğin bir anlamı da yasaların k-oyduğu kurallara uyarlık bakımından kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar arasında değişik uygulama yapılmamasıdır. Kişiler ve zümreler arasında yapılan bir ayırım haklı bir nedene dayandığı takdirde de Anayasanın 7. maddesinin öngördüğü eşitlik -ilkesine ters düşmüş sayılmaz.

T.C. Büyükelçiliğinde sözleşmeli mahalli kâtip veya sekreter olarak çalışan müstedi, şahadete göre, 1.6.1977'de, maaşı KL3540.- iken, 17 yıl 5 ay üzerinden emekliye ayrıldı ve yıllık KL1079.561 emeklilik maaşı almaya başlad-ı. Daha sonra Büyükelçilikteki emekliye ayrıldığı görevin ödeneklerine Mart 1978'de %25.7, Mart 1979'da %138.9 ve Mart 1980'de de %289.6 artış geldi. Müstedinin emeklilik maaşı hesaplanırken 1978 ve 1979'daki artışlar nazarı itibara alındı ve böylelikle -müstedi ayda TL18,986.- emeklilik maaşı çekmeye başladı. 9/79 sayılı Emeklilik Yasası 5.7.1979'da yürürlüğe girdiği cihetle Mart 1980'deki artış nazarı itibara alınmadı ve müstedinin maaşı yeni bir ayarlamaya tabi tutulmadı. Mart 1980'deki artış nazarı i-tibara alınarak müstedinin maaşı yeni bir ayarlamaya tabi tutulmuş olsaydı müstedi ayda takriben TL32,363. emeklilik maaşı çekecekti. Şahadete göre Mart 1979'daki artışın nazarı itibara alınması sonucu müstedinin çektiği ayda TL18,986 emeklilik maaşına ka-rşın devletin kamu hizmetlerindeki en yüksek mevkilerden birini tutan bir müsteşar aynı hizmet süresi üzerinden emekliye ayrılmış olsa ayda TL14,461 emeklilik maaşı alacaktı. Tabiidir ki Mart 1980'deki artış da müstedinin emekliliğine yansımış olsa aradak-i fark çok daha büyük olacaktı.
Yine mahkeme önündeki şahadete göre devlet kamu hizmetinde emeklilik sadece asli maaş üzerinden hesaplanmakta, hayat pahalılığı ve bazı tahsisatlar nazarı itibara alınmamakta, halbuki T.C. Büyükelçiliğinde çalışanların topl-am olarak aldıkları asli maaş olarak sayılmaktadır. T.C. Büyükelçiliğinde geçmiş her Martta maaşlar revize edilmiş, devlet kamu hizmetlerinde ise her Mart maaş revizyonu yapılmamıştır. Devlet kamu hizmetlerinde barem usulü uygulanmakta, T.C. Büyükelçiliğ-inde ise barem usulü uygulanmamaktadır.

Görüleceği gibi müstedi devlet kamu hizmetlerinden değil de bunlar dışında ve tamamen başka bir İdareye bağlı bir hizmette çalışmakta idi ve mensup olduğu sınıf, gerek bağlı oldukları İdare gerekse hizmetleri ile i-lgili olarak tabi oldukları mevzuat ve koşullar ve sair hususlar bakımından, devlet kamu görevlilerinin mensup olduğu sınıftan farklıdır. Anayasanın 7. maddesinin öngördüğü ise, daha önce de belirtildiği gibi, nitelik ve durum bakımından özdeş olanlar ara-sında değişik ve keyfi uygulama yapılmamasıdır. Bu böyle olduğuna göre müstedi ve mensup olduğu sınıf, kendilerine ilk defa olarak 26/77 sayılı Yasa ile devletten emeklilik hakkı tanındığında, durumlarının gerektirdiği farklı kural ve kıstaslara tabi tutu-labilirlerdi. Bu o zaman değil de şimdi yapılmıştır.

T.C. Büyükelçiliğinden emekliye ayrılanların, emekli kişiler olarak, devlet kamu hizmetlerinden emekliye ayrılanlarla aynı sınıfa mensup oldukları kabul edilse dahi bunlar arasında yapılan ayrıklık, -haklı bir nedene dayandığı takdirde, Anayasanın 7. maddesine ters düşmüş sayılmaz. Konuyu bir de bu açıdan incelemeyi uygun gördüm. Bir yasa maddesinin Anayasaya aykırı olup olmadığı genellikle havalenin yapıldığı başvuruya konu kararın alındığı tarihte -mevcut durum ve koşullar ışığında tezekkür edilir. Bu nedenle söz konusu yasa maddesinin Anayasanın 7. maddesine ters düşmüş sayılıp sayılamıyacağı hususu tezekkür edilirken Mart 1980'deki artışın da dikkate alınması gerekmektedir. Esasen havalenin yapıl-dığı başvurudaki ihtilâf Mart 1980'deki artış ile ilgilidir.

Yukarıda belirtilen tüm gerçekler ışığında T.C. Büyükelçiliğinden emekliye ayrılanların emeklilik maaşları ile devlet kamu hizmetlerinden emekliye ayrılanların emeklilik maaşları arasında bariz- bir dengesizliğin ve bunun sonucu bir anomalinin mevcut olduğu gözükür. Söz konusu yasa maddesinin bu dengesizlik ve anomaliyi düzeltmek amacını güttüğü ve bunu yaptığı anlaşılmaktadır. Bu böyle olduğuna göre de söz konusu yasa maddesinin öngördüğü ayrı-klık haklı bir nedene dayanmakta ve bu nedenle Anayasanın 7. maddesine aykırı düşmemektedir.

Şimdi de konu yasa maddesinin müktesep hakları ihlâl edip etmediğinin ve ettiği takdirde Anayasanın 1. maddesine ters düşüp düşmediğinin tezekkür edilmesi gereki-r. Konu madde, geriye dönük uygulaması olmadığı cihetle, Mart 1978 ve Mart 1979 artışlarının kaale alınarak müstedinin emeklilik maaşına yapılan eklemeleri etkilememiştir ve müstedi bunları almaya devam etmektedir. Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte ise M-art 1980 artışı yapılmamış ve yapılıp yapılmayacağı ve yapıldığı takdirde ne olacağı bilinmemekte idi. Bu durumda müstedinin kazanılmış bir hakkı ihlâl edilmiş sayılmaz. - Gör: AM 9/79.

Yapılan havalede söz konusu yasa maddesinin Anayasanın başlangıç k-ısmına ve 4, 5 ve 6. maddelerine de aykırı olup olmadığı sorulmuştur. Havalenin duruşmasında ise bu maddelere yukarıda incelenen hususlarla ilgili olarak değinilmiş ve konu yasa kuralının bu maddelere doğrudan aykırı olduğu ileri sürülmemiştir. Kanımca s-öz konusu yasa maddesinin sözü edilen Anayasa maddelerine aykırılığı yoktur.


Sonuç olarak 9/79 sayılı Yasanın 12(3) maddesinin Anayasanın başlangıç kısmına veya 1, 4, 5, 6 ve 7. maddelerine aykırı olmadığı görüşündeyim.



(Şakir Sıdkı İlkay) -
Yargıç

18 Aralık 1981.


-


18



-


Full & Egal Universal Law Academy