Anayasa Mahkemesi Numara 8/2001 Dava No 4/2001 Karar Tarihi 22.11.2001
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 8/2001 Dava No 4/2001 Karar Tarihi 22.11.2001
Numara: 8/2001
Dava No: 4/2001
Taraflar: Cemali Batman ile Yusuf Çağlar
Konu: Fasıl 149 Akitler Yasasının 78 ve 80. Maddelerinin anayasaya aykırılığı iddiası - Mersum borç senedi – Mersum borç senedinin yargısal bir işlemde konu edilmesi halinde, senedin içeriği tartışılamaz
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 22.11.2001

-D.4/2001 Anayasa Mahkemesi 8/2001
(Lefkoşa Dava No:4613/2000)

Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, Başkan, Celâl Karabacak,
Taner Erginel, Nevvar Nolan, Mustafa H. Özkök.
-
Anayasanın 148. maddesi tahtında.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 4613/2000 sayılı davada (Davacı: Cemali Batman, Yeşilyurt ile Davalı: 1.Yusuf Çaylar, Akdoğan Mağusa ve diğeri arasında) sunulan konu.

Havaleyi isteyen ve Davalı adına Avukat Boysan Boy-ra
Davacı namına Avukat Mustafa Asena
Amicus Curiae olarak Başsavcılık adına Başsavcı Yardımcı Muavini Müjgan Irkad.

-------------

K A R A R
KONU:
Fasıl 149 Akitler Yasasının 78 ve 80. maddelerinin Anayasanın 10, 11 ve 17. maddelerine aykırı olup olmadı-ğı.

I. OLAY:
Lefkoşa Kaza Mahkemesinde Davalılar aleyhine açılan bir davada Davacı, 26.11.1999 tarihinde yapılan bir mersum borç senedi tahtında Davalıların kendisinden 25000 Sterlin borçlandıklarını ve talep ettiği halde bu borçlarını ödemediklerini idd-ia ederek, Mahkemeden, Davalılar aleyhine ve kendi lehine 25000 Sterlin, faiz ve dava masrafları için hüküm vermesini talep etti.

Davalılar, dosyaladıkları müdafaa takriri ile, Davacının iddialarını reddettiler ve Davacı tarafından ileri sürülen mersum b-orç senedinin hile ve tehdit veya zorlama ile elde edildiğini ileri sürdüler.
15.6.2001 tarihinde davanın duruşmasına başlandığı zaman, Davalılar mersum borç senedini düzenleyen Fasıl 149 Akitler Yasasının (bundan sonra sadece İlgili Yasa olarak anılacakt-ır) 78 ve 80. maddelerinin Anayasanın 10, 11 ve 17. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek konuyu, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak sunulmasını talep etti. İlk Mahkeme de 22.6.2001 tarihinde verdiği kararda, İlgili Yasanın sözü edilen 78 ve 8-0. maddelerinin, taraflar arasındaki ihtilâfın hallinde etken olduğuna kanaat getirdi ve ayni veya benzeri konu hakkında Anayasa Mahkemesinin geçmişte karar vermediğine de işaret ederek, Davalıların istemi uyarınca, işbu havaleyi yaptı.

II. İDDİANIN GEREK-ÇESİ:
Davalıların iddialarının gerekçesi özetle şöyledir:
Havale konusu edilen Fasıl 149'un 80. maddesi Davalıların diledikleri savunmayı ileri sürmelerine engeldir. Sözü edilen 80. maddeye göre Davalıların ileri sürebilecekleri müdafaa, borçlu olarak at-ılan imzanın, borçluya ait olmadığı veya mersum borç senedinin zorla (coercion) veya hile (fraud) ile elde edildiği doğrultusunda olan savunmalardan ibarettir. Borç senedinde görülen miktarın borçluya gerçekte ödenmediği savını borçlu ileri süremez.

Mer-sum borç senedi Mecellenin 1610. maddesinden esinlenerek akitler hukukumuza girmiştir. Çok eskiden kalan bu tür senet insan haklarının savunucusu olan günümüz Anayasası ile uyum içinde olduğu söylenemez. Anayasanın 17 4(b) ve (c) maddesinin özü ve sözü, -her tür savunmanın ileri sürülebileceğini öngörmektedir. Halbuki borç olarak belirtilen paranın borçlu olarak görülen kişiye gerçekte ödenmediği savı ileri sürülemez.

Davalılar, duruşmada, Akitler Yaasının sadece 80. maddesinin Anayasanın sadece 17(1) v-e 17(4)(b) ve (c)'ye aykırılığı üzerinde durmuşlardır.
2. Davacının iddialarının gerekçesi özetle şöyledir:
Fasıl 149 Akitler Yasasının özü andlaşmaların serbest iradeye bağlı olmasıdır. Borçlu mersum borç senedine taraf olmaya karar verdiğinde kendine- açık savunmalarının da sınırlı olduğunu biliyordu. Borçlu serbest iradesini kullanarak mersum borç senedine taraf olmayı bizzat kendisi seçmiştir. Senette öngörülen borç miktarını gerçekten almadığı doğrultusunda bir savı ileri sürmekten, kendi serbest -iradesi ile, vazgeçmeği kendisi kabul etmiştir.

Kişi bazı Anayasal haklardan dahi kendi serbest iradesiyle vazgeçebilir.

3. Amicus Curiae olarak Başsavcılığın görüşlerinin özeti şöyledir:
Çeşitli türde senetler vardır. Mersum borç senedi kendine has- özelliği olan bir senettir. Özelliği ise borçlunun senette görülen miktarı gerçekte almadığını ileri sürmekten menedilmesidir. Borçlu parayı aldığı varsayılır. Aksini iddia edemez. Borçlu mersum borç senedine serbest iradesiyle taraf olduktan sonra mü-dafaalarının kısıtlı olmasından artık yakınamaz.

III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:
Fasıl 149 Akitler Yasasının 80. maddesi aynen şöyledir:

"80. Whenever any legal proceedings are taken on a bond in customary form, the contents of such bond shall be conclusive- evidence of the facts therein stated:

Provided that in any such proceedings it shall be a good defence to prove that the signature of the debtor or of any other party to the bond is not in fact the signature of such debtor or party or that the bond has -been obtained by, or in circumstances amounting to, coercion or fraud.



IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:
"Madde 17.
(1)Kimse, bu- Anayasa ile veya bu Anayasa gereğince kendisine gösterilen mahkemeye başvurmak hakkından yoksun bırakılamaz. Her ne ad altında olursa olsun adli komisyonlar veya istisnai mahkemelerin oluşturulması yasaktır.
(2). . . . . . . . . . . .
. . . . . . .- . . . . .
Herkes:
(a). . . . . . . . .
(b)Davasını mahkemeye sunmak ve bunu hazırlamak için gerekli zamana sahip olmak;
(c)Delillerini göstermek veya tanıkların yasaya uygun olarak doğrudan doğruya sorguya çekilmesini istemek;
(ç). . .- . . . . . .
(d). . . . . . . . .
hakkına sahiptir.

V. İNCELEME:
Taraflar ve Başsavcılık tarafından ileri sürülen iddia ve görüşler ile İlgili Yasa ve Anayasa metinleri incelenerek gereği düşünüldü.

Fasıl 149 Akitler Yasasının 80. maddesi yukarıya çı-karılmıştır. Söz konusu maddenin içeriğinden anlaşılacağı gibi mersum borç senedinin herhangi bir yargısal işlemde konu edilmesi halinde, senedin içeriği tartışma konusu edilemez. Bu tür senette yer alan bir borçlu senette görülen imzanın kendisine ait o-lmadığını, veya senedin zorlama (coercion) veya hile (fraud) yoluyla veya zorlama veya hile sayılan durumlarda elde edildiğini iddia edebilir ve bunların kanıtlanması borçlu için iyi bir savunma oluşturur. Görülüyor ki bu üç durumun dışında borçluya başka- bir savunma hakkı tanınmamıştır.

Mersum borç senedi Davalıların da beyan ettikleri gibi Osmanlı idaresinin hüküm sürdüğü tarihten beri akitlerle ilgili hukukumuzdaki yerini korumaktadır. Ali Himmet Berki'nin Açıklamalı Mecelle'nin (Mecelle-i Ahkâm-ı Ad-liy'ye) 1610. maddesi genel hatlarıyla havale konusu 80. madde ile uyum içinde olması bunu göstermektedir.

Anlaşma yapmaya ehil kişiler, genelde, kendi serbest iradeleri ile hukukun yasaklamadığı bir sözleşme yapmakta serbesttirler. (Gör: Fasıl 149 m.1-0) Böyle bir ilişki için yasa özel bir şekil öngörmemektedir. Ancak bu genel durumdan ayrık olarak yasa, bazı durumlarda, yapılacak özel anlaşmalar için özel düzenleme şekli öngörmüştür. Örnek olarak bir yıldan az olmayan bazı taşınmaz malların icarları-na ilişkin anlaşmaların yazılı olmasını ve bunların iki ehil tanık huzurunda imzalanmasını derpiş eden Fasıl 149'un 77. maddesi gösterilebilir. İkinci bir örnek de yine 77. maddenin 2. fıkrası ile düzenlenen akit türünde görülebilir.

Mersum borç sene-dinin kendine özgü yazılı bir sözleşme olduğuna kuşku yoktur. Nitekim böyle bir sözleşme ve buna benzer sözleşmeler Fasıl 149'un IX. kısmında özel olarak yer almıştır. Bu tür sözleşmenin nasıl yapılacağı, neleri içermesi ve kaç tanık huzurunda imza edilme-si gerektiği İlgili Yasanın 78. maddesi ile düzenlenmiştir.

Mersum borç senedinden güdülen gaye koşulların eksiksiz yerine getirilmesi halinde, içeriğini kabul ederek borçlu tarafından imzalanan bu senedin, daha sonra, borçlu tarafından tartışmaya açılma-sına olanak tanımamaktır.

Bu tür borç sözleşmesini kendi serbest iradesi ile tanıklar huzurunda imzalayan taraf yükümlülüğünü tartışma konusu yapamıyacağını senedi imzalamakla peşinen kabul etmiş bulunmaktadır. Kendi serbest iradesiyle bu konuma giren- mükellefe Anayasanın 17. maddesinin yardımcı olacağı düşünülemez.


Saniyen kendi serbest iradesiyle imzaladığı bir senedin daha sonra içeriğini tartışma konusu etmesine yasanın, belirli durumlar dışında, izin vermemesinde, Mahkemelerin boşu boşuna meş-gul edilmemesi gerektiği dikkate alınırsa, ayrıca kamu yararının da varolduğu söylenebilir.

Özetlemek gerekirse kişi, yasanın belirlediği durumlar dışında, içeriğini tartışma konusu edemiyecek bir mersum borç senedine taraf olmaya karar verdiği zaman -bunu kendi serbest iradesi ile imzalamıştır. Ortada, serbest irade yoksa, örneğin, imza zorlama veya hile ile atılmışsa, bunlar, Yasanın da öngördüğü gibi zaten her zaman bir müdafaa olarak ileri sürülebilir.

Yukarıda söylenenlerden de anlaşılacağı gibi- havale konusu edilen İlgili Yasanın 80. maddesinin Anayasanın 17(1) ve 17 4(b) ve (c) maddelerine herhangi bir aykırılığı yoktur.

SONUÇ:
Sonuç olarak Fasıl 149 Akitler Yasasının 80. maddesinin Anayasanın 17(1) ve 17 4(b) ve (c) maddelerine aykırı olmadı-ğına, ayni Yasanın 78. maddesinin, üzerinde durulmadığı için, Anayasaya aykırı olup olmadığının bir karara bağlanmasına gerek bulunmadığına, oybirliği ile, karar verildi.



Salih S. Dayıoğlu Celâl Karabacak
Başkan Yargıç-





Taner Erginel Nevvar Nolan Mustafa H. Özkök
Yargıç Yargıç Yargıç

22 Kasım, 2001
-


6



-


Full & Egal Universal Law Academy