Anayasa Mahkemesi Numara 8/1994 Dava No 4/1995 Karar Tarihi 08.06.1995
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 8/1994 Dava No 4/1995 Karar Tarihi 08.06.1995
Numara: 8/1994
Dava No: 4/1995
Taraflar: Yeni Kıbrıs Partisi ile Cumuriyet Meclisi
Konu: 12/94 sayılı Seçim ve Halkoylaması (Değişiklik No.2) Yasasının 25(1) maddesi ile değiştirilen 5/76 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasasının 68(1) maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiası - Siyasal Partiler Cumhuriyet Meclisinde temsil edildikleri sürece dava açma hakkına sahiptirler
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 08.06.1995

-D. 4/95 Anayasa Mahkemesi: 8/94


Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda


Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu,Başkan, Celâl Karabacak, Metin Hakkı, Nevvar Nolan, Mu-stafa Özkök


Anayasanın 147. maddesi hakkında.


Davacı: Yeni Kıbrıs Partisi, Lefkoşa
i1e
Davalı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Cumhuriyet Meclisi vas.
KKTC Lefkoşa
a r a s ı n d a.


Davacı -tarafından Avukat Şefika Durduran
Davalı Başsavcılık tarafından Başsavcı Yardımcısı Yaşar Boran

Siyasal Partilerin iptâl davası açma hakkı - Siyasal partiler Cumhuriyet Meclisinde temsil edildikleri sürece dava açma hakkına sahiptirler - KKTC Anayasası, -madde 147 - Mecliste temsil edilmeyen siyasal partilerin iptal davası açamaması.

Ön itiraz - Davacının dava açmaya ehil olmadığı iddiası.

KONU: Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), açmış olduğu dava ile 12/94 sayılı Seçim ve Halkoylaması (Değişiklik No.2) Yasasını-n 25(1) maddesi ile değiştirilen 5/76 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasasının 68(1) maddesinin Anayasanın bazı maddelerine aykırı olduğunu iddia ederek iptâlini talep etti.
Davalı iptidai itiraz olarak Davacının Anayasanın 147. maddesinin hükümleri ışğınd-a dava açmaya ehil olmadığını ileri sürdü. Mahkeme ön itirazın dınlenmesine karar verdi.

SONUÇ: Anayasa koyucu 147. maddede özellikle mecliste temsil edilen siyasal partierin iptal davası açabileceklerini belirtmek suretiyle iradesini açıkça ortaya koymuş-tur. Bunun dışında bir siyasal partinin genel olarak görevleri de dikkate alınırsa, Mecliste temsil edilen ile edilmeyen siyasal partiler arasında yapılan bu ayırımın makul olduğu söylenebilir.
Davalı tarafından yapılan ön itiraz kabul edilir ve dava dah-a ileri gitmeden reddolunur.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
Birlşetirilmiş A.M. 13/90 ve 14/90 - D.2/91.




A R A K A R A R



Davacı Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), açmıŞ olduğu dava ile 12/94 sayılı Seçim ve Halkoylaması (Değişiklik No.2) Yasasını-n 25(1) maddesi ile değiştirilen 5/76 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasasının 68(1) maddesinin, Anayasanın bazı maddelerine aykırı olduğunu iddia ederek iptalini talep etti.

Davalı ise Başsavcılık vasıtasıyle dosyaladığı müdafaada sair hususlar yanında ipt-idai itiraz olarak davacının Anayasanın 147. maddesinin hükümleri ışığında dava açmaya ehil olmadığını ileri sürdü. Tarafların istemi ve bu istemin Mahkemece de uygun bulunması sonucu ilkin ön itirazın dinlenmesine karar verildi.

Davalının ön itirazı ile -ilgili savları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

Anayasanın 147. maddesi iptal davalarının kimler tarafından açılabileceğini düzenlemektedir. Bu maddeye göre siyasal partiler Cumhuriyet Meclisinde temsil edildikleri sürece dava açma hakkına sahiptirl-er. Davacı Mecliste temsil edilmediği için bu haktan yararlanamaz. Birleştirilmiş A.M13/90 ve 14/90 (D.2/91)'de verilen Karar da bu doğrultudadır


Davacının ise ön itiraz ile ilgili görüş ve iddialarının özeti de şöyledir:

Anayasanın 147. maddesi, davac-ılar açısından, iki önemli nokta içermektedir. Birincisi kendilerini ilgilendirsin veya ilgilendirmesin, Mecliste temsil edilen siyasal partiler, iptal davası açabilirler. İkinci ise sadece kendi varlık ve görevlerini ilgilendirmesi halinde dava açmaya hak- kazanmış olanlar. İkinci kategoride "kurum kuruluş ve sendikalar"dan bahsedilmektedir. Bir siyasal parti de bir kuruluştur. Kuruluşu geniş anlamda yorumlamak gerekir. Alelade bir dernek kendi varlık ve görevini ilgilendirdiği nedeniyle dava açmak hakkına -haiz iken; ülkenin kaderinde rol oynayabilen bir siyasal partinin ayni nedenler ile dava açamıyacağını düşünmek doğru değildir. 1975 Anayasasında benzeri maddede bu gibi kurum ve kuruluşların "yasa ile" belirlenmesini öngörürken bugünkü Anayasa "yasa ile" -sözcüklerini kaldırmıştır. Bundan da güdülen gaye kurum ve kuruluşlara geniş anlam verilmesine yöneliktir. Anayasanın 147. maddesi bu açıdan değerlendirildiğinde Birleştirilmiş AM. 13/90 ve 14/90 (D.2/91) sayılı davada verilen Karar tekrar gözden geçirilme-lidir.

Siyasal partilerin toplum hayatında ne kadar önemli yer tuttukları konusunda uzun boylu durmaya gerek yoktur. Nitekim Anayasanın 70 (3) maddesi siyasal partilerin demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez öğeler olduğunu vurgulamakta aynı maddenin 2. -fıkrası ise siyasal partilerin önceden izin almadan kurulup faaliyette bulunabileceğini öngörmektedir. Siyasal partilerle ilgili düzenleme, bunların önemine binaen Anayasanın 70. ve 71. maddelerinde görülebilmektedir. Benzeri bir düzenleme 53. madde ile se-ndikalara getirilmiştir. Bu maddenin l. fıkrası, çalışanı ve işverenlerin önceden izin almadan sendika ve sendika birlikleri kurma hakkına haiz olduklarını düzenlemektedir. Anayasanın 147. maddesinde yer alan "kurum ve kuruluş"larla ilgili Anayasada direkt- bir düzenleme bulunmamaktadır.

Davacı, Anayasanın 147. maddesinde yer alan "kurum ve kuruluş" sözcüklerine geniş bir yorum getirilerek bunların siyasal bir partiyi kapsayacak şekilde okunması gerektiğini ileri sürdü. Bu görüşe itibar edilirse "sendikalar-" için de ayni sonuca varılması gerekir. Sendikaları "kurum ve kuruluşlardan" ayıran başka hiçbir özellik yoktur. Diğer bir ifade şekli ile şayet sendikalar bir tür kurum veya kuruluş sayılırsa, bu kez "sendikalar" sözcüğünün ayni metinde özellikle yer alm-asına gerek yoktur. O halde Anayasa koyucusunun, sendikaları kurum veya kuruluş olarak görmediği sonucu ortaya çıkmaktadır. Şayet sendikalar bir kurum veya kuruluş değillerse bir siyasal partinin de ayni mantık silsilesi içinde kurum veya kuruluş olarak te-lakki edilmemesi gerekir. Hatırda tutulması gereken diğer bir husus da siyasal partiler diğer kurum ve kuruluşlardan ayrı olarak Siyasal Partiler Yasasına bağlı olarak faaliyet gösterdikleridir. Anayasa koyucusu "kendi varlık ve görevlerini" ilgilendiren h-ususlarda Mecliste temsil edilmeyen siyasal partileri de kastetmiş olsaydı bu hususu, tıpkı sendikalarda olduğu gibi, açık bir şekilde düzenlenmemesi için hiç bir sebep yoktu.

Siyasal partilerin önde gelen ödevleri arasında demokrasiyi yaşatmak ve demokra-tik yolla iktidar olmaktır. Demokrasinin vazgeçilmez unsurları arasında vatandaşlar arasında eşitliği gözetmek ve Anayasanın öngördüğü temel hak ve özgürlüklerin bekçiliğini yapmaktır. Bu ana görevler her siyasal partinin kuruluş nedenleri arasındadır. Kab-ul edilen hemen hemen her yasada eşitlik ilkesine veya Anayasanın öngördüğü sair demokratik ilkelere aykırılık iddiasında bulunmak mümkündür. Bunu ileri sürerek Mecliste temsil edilmeyen ve "kurum veya kuruluş" sözcükleri altında dava açma hakkına haiz ola-cak bir siyasal parti ile Mecliste temsil edilen bir siyasal parti arasında Anayasanın 147. maddesi altında dava açma açısından hiç bir farkı olmayacaktır. Oysa Anayasa koyucusu böyle bir farkı Mecliste temsil edilen siyasal partileri 147. maddede özellikl-e belirtmek suretiyle ortaya koymak istemiştir. A.M. 13/90 ve 14/90 (D.2/91)'de de vurgulanmak istenen bu husus idi.

İlk bakışta, Mecliste temsil edilmeyen bir siyasal partinin kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren konularda dahi dava açamaması yadırga-nabilir. Ancak bunun anayasa koyucunun iradesinin tezahürü olduğu bir yana yukarıda ifade edildiği gibi, bir siyasal partinin genel olarak görevleri de dikkate alınırsa, Mecliste temsil edilen ile edilmeyen siyasal partiler arasında yapılan bu ayırımın mak-ul olduğu söylenebilir. 1961 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası kendi varlık ve görevlerini ilgilendiren alanlarda dava açma hakkını bazı anayasal kuruluşlara tanırken Mecliste temsil edilmeyen siyasal partileri bu haktan yoksun bırakmıştı. (Gör. 1961 T.C. Anay-asası M.149). 1982 T.C. Anayasası ise kendi varlık ve görevlerini ilgilendirdiği gerekçesiyle bazı kuruluşlara tanınan dava açma hakkını ise tamamen ortadan kaldırmıştır. (Gör. 1982 T.C. Anayasası M.150)

Yukarıda söylenenlerden de anlaşılacağı gibi Davalı- tarafından yapılan ön itiraz kabul edilir ve dava daha ileri gitmeden reddolunur.


(Salih S. Dayıoğlu) (Celal Karabacak)
Başkan - Yargıç


(Metin A. Hakkı) (Nevvar Nolan) (Mustafa Özkök)
Yargıç Yargıç Yargıç

8 Haziran 1995






156

-




Full & Egal Universal Law Academy