Anayasa Mahkemesi Numara 7,8,9,10/2015 Dava No 7/2017 Karar Tarihi 30.05.2017
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 7,8,9,10/2015 Dava No 7/2017 Karar Tarihi 30.05.2017
Numara: 7,8,9,10/2015
Dava No: 7/2017
Taraflar: KKTC Başsavcısı ile Cemal Metin Bulutoğulları arasında
Konu: Anayasaya havale - Anayasaya aykırılık - Yerel yönetim üzerinde idari vesayet - Daha önceden verilen Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı.
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 30.05.2017

-D.7/2017 Birleştirilmiş
Anayasa 7/2015, 8/2015, 9/2015 ve 10/2015
(Lefkoşa Ceza Dava No:5796/2015,14233/2014, 14234/2014 ve 14235/2014)


ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZ-URUNDA.

Mahkeme Heyeti: Narin Ferdi Şefik (Başkan), Gülden Çiftçioğlu,
Tanju Öncül, Bertan Özerdağ, Beril Çağdal.

ANAYASANIN 148. MADDESİ HAKKINDA.


Anayasa Mahkemesi 7/2015
- (Lefkoşa Ceza Dava No: 5796/2015)


Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 5796/2015 No.lu ceza davasında (Davayı İkame Eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa ile Sanık: Cemal Metin Bulutoğulları, Lefkoşa) arasında
sunulan konu.


Havale eden namına:- Avukat Tahir Seroydaş
Davayı ikame eden Başsavcılık namına: Kıdemli Savcı İlter
Koyuncuoğlu.

Anayasa Mahkemesi 8/2015
(Lefkoşa Ceza Dava No:14233/2014)


Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 14233/2014 No.lu ceza dav-asında (Davayı İkame Eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa ile Sanık: Cemal Metin Bulutoğulları, Lefkoşa) arasında
sunulan konu


Havale eden namına: Avukat Tahir Seroydaş
Davayı ikame eden Başsavcılık namına: Kıdemli Savcı İlter
Koyuncuoğlu.

- Anayasa Mahkemesi 9/2015
(Lefkoşa Ceza Dava No: 14234/2014)

Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 14234/2014 No.lu ceza davasında (Davayı İkame Eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa ile Sanık: Cemal Metin Bulutoğull-arı, Lefkoşa) arasında
sunulan konu


Havale eden namına: Avukat Tahir Seroydaş
Davayı ikame eden Başsavcılık namına: Kıdemli Savcı İlter
Koyuncuoğlu.

Anayasa Mahkemesi 10/2015
(Lefkoşa Ceza Dava No: 14235/2014)
-
Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 14235/2014 No.lu ceza davasında (Davayı İkame Eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa ile Sanık: Cemal Metin Bulutoğulları, Lefkoşa) arasında
sunulan konu


Havale eden namına: Avukat Tahir Seroydaş
Davayı ikame eden Başsavcılık- namına: Kıdemli Savcı İlter
Koyuncuoğlu.

-------------

K A R A R

KONU: 45/2011 sayılı KKTC Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yasası'nın 2,4,5,8(7) ve 21(1) maddelerinin KKTC Anayasası'nın Başlangıç Kısmına ve 1,3,7,12 ve 119. maddelerine aykırı olup o-lmadığı.

OLAY: Sanık aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesinde ikame edilen 5796/2015, 14233/2014, 14234/2014 ve 14235/2014 sayılı ceza davalarında, Lefkoşa Türk Belediyesinde Belediye Başkanı olduğu bir dönemde, 45/2011 sayılı Yasa altında oluşturulan Borç Yöne-timi Komitesinden izin almadan, Lefkoşa Türk Belediyesi adına muhtelif borç senetleri imzalamak suretiyle Yakın Doğu Bankasından borçlanarak, proje kredisi dışında, cari harcama başlığı altında, Lefkoşa Türk Belediyesi personel maaşlarını, ek mesaileri ve -bayramlıkları ödemek suretiyle 45/2011 sayılı KKTC Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yasası'nın 2,4,5,8(7) ve 21(1) maddelerine aykırı kredi almak suçu ile ithamname düzenlendi.

Sanık İlk Mahkeme huzurunda itham edilmeden önce, aleyhine getirilen davada y-er alan 45/2011 sayılı Yasanın 2,4,5,8(7) ve 21(1) maddelerinin, Anayasa'nın Başlangıç Kısmına ve 1,3,7,12 ve 119. maddelerine aykırı olduğu iddiası ile konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesi talebinde bulundu.

4 davadan Anayasa Mahkemesine yapılan -4 ayrı havale, 28.4.2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi huzurunda 7/2015 sayılı dava altında birleştirildi.

HAVALE EDEN SANIĞIN İDDİALARI:

Sanık, 45/2011 sayılı Yasa ile Yerel Yönetimler İdaresine doğrudan müdahale edilmekte olduğunu, seçimle görev başına -gelen Belediye Başkanı ve Belediye Meclis Üyelerinin yer aldığı, belediyenin icra organı olan Belediye Meclisinin Belediyenin Yönetimi veya harcamaları ile ilgili borçlanmaları izne tabi tutmakla seçilmiş kişilerin kararlarına müdahale edilmekte olduğunu, -belediyelerin işlerini yürütmek için ihtiyaç duydukları cari giderleri için kredi kullanma haklarının izne tabi tutulmasının Lefkoşa Türk Belediyesinin merkezi idarenin vesayetine tabi olduğunun göstergesi olduğunu, Anayasa'nın 119. maddesinde merkezi yöne-timin yerel yönetimler üzerinde idari vesayeti olduğunu ifade eden bir düzenleme olmadığını, sadece Anayasa'nın 113. maddesinin 2. fıkrasında Devlet yönetiminin merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkelerine göre yürütüldüğüne yer verildiğini, bu durumda- Anayasa'nın belirtilen maddelerine aykırılık oluştuğunu iddia etmektedir. Sanık iddialarında yine, Yasanın 21 (1) maddesinde idari bir hükme riayetsizlik neticesinde hapis cezası öngörüldüğü, Ceza Yasası'nda yer almayan bir suç için ağır bir hapislik ceza-sına hükmedilmesinin 119. maddeye aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

DAVAYI İKAME EDEN BAŞSAVCILIĞIN İDDİASI:

Başsavcılık, 45/2011 sayılı Yasa ile, Yasa kapsamında bulunan kurum ve kuruluşlara proje dışı borçlanmalarında önceden komiteden izin almaları -şartı getirildiğini, bu düzenlemenin merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında var olan idari vesayet ilişkisi uyarınca yapıldığını, idari vesayetin, yerel yönetim kuruluşlarının merkezi yönetim tarafından yasal düzenleme ile sınırlı olarak denetlenmes-i olduğunu, bunun mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gerektiği şekilde karşılanması amacına yönelik olduğunu, ayrıca kamu düzenin-i sağlamak ve kamu yararını korumak için merkezi idarenin yerel kuruluş organları üzerinde denetim hakkının Anayasa'nın 113. maddesinin ruhuna uygun olduğunu, iddia edilen Anayasa maddelerine herhangi bir aykırılık bulunmadığını ileri sürmüştür.

İLGİLİ YA-SA MADDELERİ:
2. Bu Yasada metin başka türlü gerektirmedikçe:
"Proje", yıllık yatırım programlarında yer alan veya uluslararası anlaşma veya protokollere konu edilen yatırım projeleri veya münferiden bunlardan herhangi birini anlatır."Proje Kredisi", pro-jelerin gerçekleşmesi için herhangi bir finansman kaynağından sağlanan finansman imkanını anlatır.
Madde 4.

Kapsam






37/1975
32/1977
49/1977
15/20054. Bu Yasa, bütçeye tabi kamu kurum ve kuruluşlarını, katma bütçeli ve döner sermaye-li kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ile bunların bağlı kuruluşları ve iktisadi teşebbüslerini, yönetiminde kontrol gücü elinde bulundurulan Devlet ve kamu iştiraklerini, sermayesinin çoğunluğu kamuya ait olan veya hisse oranına bakılmaksızın, yöneti-m kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlasının kamu tarafından atanması suretiyle yönetilen bankaları ve bu bankaların işletme ve iştiraklerini, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Kamu İktisadi Teşebbüsleri (Yönetim, Denetim ve Gözetim) Yasası kapsamına giren k-urum ve kuruluşları, kamu üniversitelerini ve Devlet vakıf üniversitelerini kapsar.

Madde 5.
Komitenin
Oluşumu, Görev ve Yetkisi5.(1)Komite, Bakanlık Müsteşarı başkanlığında, Merkez Bankası Başkanı, piyasaların bağlı olduğu, Merkez Bankası Başkan Y-ardımcısı ile Hazine İşleriyle Görevli Dairenin Müdürü olmak üzere bir Başkan ve üç üyeden oluşur.(2)Komitenin sekreterya işleri Merkez Bankası tarafından yürütülür.(3)Komite, Komite Başkanının çağrısı üzerine ayda en az bir kere toplanır. Başka-nın yokluğunda Başkanın görevlendireceği bir üye toplantıya başkanlık eder.(4)Toplantı yetersayısı üye tamsayısının salt çoğunluğudur. Komite kararlarını oybirliği ile alır.(5)Bu Yasada belirtilen amaçlar doğrultusunda Komite:(A)Kuzey Kıbr-ıs Türk Cumhuriyeti Hazine Bonosu veya Devlet Tahvili çıkartılmasıyla;(B)Devlet iç borcunun etkin bir şekilde yönetilmesiyle;(C)Devlet dış borcunun takip edilmesiyle;(Ç)Verilecek garanti veya kefaletlerin miktar ve koşullarının belirlen-mesiyle;(D)Borçlanma ile garanti veya kefaletlerden doğan finansal alacakların izlenmesiyle; ve(E)Devletin borç ve nakit yönetiminin maliye ve para politikaları ile koordineli bir şekilde yürütülmesiyle, yetkili ve görevlidir.(6)Komit-enin görev, yetki ve çalışmasına ilişkin usul ve esaslar, Bakanlık tarafından hazırlanıp, Bakanlar Kurulunca onaylanacak ve Resmi Gazete'de yayımlanacak bir tüzükle düzenlenir.Madde 8
İç Borçlanma (1)..............................
(2).......-........................
(3).............................
(4)...................................
(5)....................................
(6)....................................
(7)Bütçeye tabi kurum ve kuruluşlar ile bu Yasa kapsamındaki bankalar dışınd-a kalan ve bu Yasanın 4'üncü maddesinde sayılan kamu kurumu niteliğindeki kuruluşların yurt içi piyasalarda yapacakları tahvil ihraçları ile cari ihtiyaçları için, proje kredisi dışında yapacakları borçlanmalar, Komitenin iznine tabidir. Proje kredisi kap-samındaki kredilerde, krediye konu edilen projenin, Devlet Planlama Örgütünce uygun bulunması zorunludur. Komitece iznin verilmesi Devlet kefaleti veya garantisinin sağlandığı anlamına gelmez. Sözkonusu izne ilişkin başvurular ilgili Bakanlıklar aracılığıy-la Bakanlığa yapılır.
Suç ve Cezalar21.(1)Bu Yasanın 7'inci, 8'inci, 9'uncu, 10'uncu ve 14'üncü maddelerinde düzenlenen borçlanma ile ilgili limit ve usullere uymayan kurum veya kuruluşların yukarıda belirtilen maddelerdeki limit ve usullere uyulmamas-ından sorumlu olan veya yapılan işlemlerde veya alınan kararlarda açıkça imzası bulunan yöneticiler ile yönetim kurulu üyeleri bir suç işlemiş olurlar ve mahkumiyetleri halinde beş yıla kadar hapis cezasına veya 20.000.-TL (Yirmi Bin Türk Lirası)'na kadar -para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler.
KKTC ANAYASASI:
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ ANAYASASI
BAŞLANGIÇ

Tarihi boyunca bağımsız yaşamış, hak ve özgürlükleri için savaşım vermiş büyük Türk Ulusunun ayrılmaz bir parçası bulunan;

-Anavatanından koparıldığı 1878 yılından bu yana ulusal varlığına ve yaşam hakkına yöneltilen ve özellikle 1955 yılından sonra silahlı tedhiş, saldırı ve sindirme biçiminde yoğunlaştırılan olaylar karşısında, birlik ve bütünlük içinde, yetkin bir toplum ola-rak direnişini örgütlemiş olan;
Toplumsal hak ve özgürlüklere sahip olmadan, bireysel hak ve özgürlüklerin sözkonusu olamayacağını, Anavatanın doğal, tarihsel ve andlaşmalardan doğan yasal garantörlük hakkını kullanması suretiyle Kahraman Türk Silahlı Ku-vvetlerinin sonuçlandırdığı ve Kıbrıs Türklüğüne huzur, barış, güvenlik ve özgürlük ortamı içinde yaşama imkanı sağlayan Barış Harekatının yapıldığı 1974 yılına kadar süren acı deneyimlerle saptamış bulunan; ve

Tarihten, uluslararası andlaşmalardan, insa-n hakları beyanname ve sözleşmelerinden doğan bütün hakları elinden alınmak ve Kıbrıs'taki varlığı tamamen yok edilmek istenen; 21 Aralık 1963 tarihinden sonra bütün organları, yasa dışı yollarla Kıbrıs Rumlarının tekeline giren, oluşum biçimi yanında, iz-lediği politikalarla da sadece Kıbrıs Rumlarının devleti haline gelen, Pan-Helenist yayılmacılığa hizmet eden, ırkçı ve ayırımcı düşünce ve eylemlerle andlaşmalardan ve Anayasa esaslarından tamamıyla ayrılarak meşruluğunu yitirmiş bulunan Kıbrıs Cumhuriyet-i karşısında, kendi kaderini tayin etme hak ve özgürlüğünü kullanarak, dünya ve tarih önünde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini ilan etmiş bulunan,

KIBRIS TÜRK HALKI

Egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi olarak;

15 Kasım 1983 tarihinde, büyük bir -coşku ve oybirliği ile kabul edilen Bağımsızlık Bildirisini yaşama geçirmek;

Kendi yurdunda tam bir güven ve insanca bir düzen içinde varlığını sürdürmek;

İnsan hak ve özgürlüklerini, hukukun üstünlüğünü, kişilerin ve toplumun huzur ve refahını korumay-ı içeren çok partili, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini gerçekleştirmek; ve

Atatürk ilkelerine bağlı kalmak ve özellikle O'nun "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesini yaygınlaştırmak amaçları ile,

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Meclisinin- yaptığı bu Anayasayı, 15 Kasım 1983 tarihinde kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Anayasası olarak kabul ve ilân eder; ve
Asıl güvencenin yurttaşların gönül ve iradelerinde yer aldığı inancı ile, özgürlüğe, adalete ve erdeme tutkun evlatlarının u-yanık bekçiliğine emanet eder.

Devletin Şekli ve Nitelikleri
Madde 1
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir.

Egemenlik
Madde 3
(1)Egemenlik, kayıtsız şartsız K-uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşlarından oluşan halkındır.
(2)Halk, egemenliğini, Anayasanın koyduğu ilkeler çerçevesinde, yetkili organları eliyle kullanır.
(3)Halkın hiçbir zümresi, kesimi ve kişisi, egemenliği kendine mal edemez.
(4)Hiçbir- organ, makam veya merci, kaynağını bu Anayasa'dan almayan bir yetki kullanamaz.

Anayasanın Üstünlüğü ve Bağlayıcılığı
Madde 7
(1)Yasalar Anayasaya aykırı olamaz.
(2)Anayasa kuralları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, Devlet yönetimi maka-mlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Temel Hak ve Özgürlükler ile Yetkilerin Kötüye Kullanılmaması

Madde 12
Bu Anayasanın hiçbir kuralı, herhangi bir gerçek veya tüzel kişiye, zümre veya sınıfa, bu Anayasa ile güvence altına alınan -Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ve Kıbrıs Türk Halkının hak ve statüsünün değiştirilmesini veya bu Anayasanın kurduğu düzenin yok edilmesini veya tanınan temel hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmasını amaçlayan hareketlere girişmek ve faaliyetlerde bu-lunmak hak ve yetkisini verir biçimde anlaşılamaz ve yorumlanamaz.

Yerel Yönetimler
Madde 119
(1)Yerel yönetimler, bölge, belediye veya köy ve mahalle halkının yerel ortak gereksinmelerini kaşılamak üzere kuruluş ilkeleri yasa ile belirtilen ve karar org-anları seçimle oluşturulan kamu tüzel kişileridir.
(2)Yerel yönetimlerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak yasa ile düzenlenir.
(3)Yerel yönetim organlarının seçimleri 68. maddedeki ilkelere uygun olarak dört yıld-a bir yapılır."

İNCELEME:
Havaleyi yapan Sanık aleyhine, Başsavcılık tarafından ikame edilen 4 dava da, 45/2011 sayılı KKTC Kamu Finansmanı ve Borç Yönetim Yasası altında getirilmiş olup, 4 davada getirilen suç, Yasanın 2,4,5,8(7) ve 21(1) maddelerine ay-kırı olarak yasa ile oluşturulan Borç Yönetim Komitesinden izin almaksızın, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı olarak, Lefkoşa Türk Belediyesi adına, Yasanın 2. maddesinden tanımlanan "Proje Kredisi" dışında, Lefkoşa Türk Belediyesi personel maaşlarını ödemek i-çin Belediyenin hesabı bulunan Yakın Doğu Bankasının borç senedini imzalamak sureti ile borçlanmaktır.
Sanık her 4 ceza davasında da itham edilmeden önce, Anayasa Mahkemesine havale talebinde bulunmuştur.
Yasanın 2. maddesinde proje kredisi tanımlanmakt-a, 4. madde Yasanın kapsamını belirtmekte, 5. madde Komitenin Oluşumu, Görev ve Yetkisini sıralamaktadır.Esasen suçun unsurları madde 8(7)'de yer almakta; madde 21(1)'de ise bu suçun cezasına yer verilmektedir.
Sanığın, "yerel yönetim" söz dizisinin kap-sam maddesi olan 4. maddede yer almasına rağmen, suçun cezasını belirleyen 21. maddede yer almaması nedeni ile Sanığa ceza takdir edilmesinin mümkün olmadığı veya Lefkoşa Türk Belediyesinde borçlanma yetkisinin Belediye Meclisinde olduğu, Sanığın borçlanma- yetkisi olmadığı için Sanığa ceza davası getirilemeyeceği iddiaları Anayasa Mahkemesinin tezekkür edip karar vereceği konular değillerdir. Bu konularda karar verecek olan İlk Mahkemedir. Dolayısıyla bu hususlar bu kararda irdelenmeyecektir.

Anayasa- Mahkemesi sadece havale edilen maddelerin etken olduğunu kabul etmesi halinde, ileri sürülen Anayasa'ya aykırılık iddialarını değerlendirir. Huzurumuzdaki havaleye konu davalarda, Sanık aleyhine havale edilen maddelere istinaden ceza davası ikame edildiği- cihetle, bu maddelerin etken olduğunu kabul ederiz. O nedenle havale edilen maddeler ile ilgili Anayasa'ya aykırılık iddialarını değerlendiririz.

Huzurumuzdaki havale, 45/2011 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yasası'nın 2,4,5,8(7) ve 21(1) madd-elerinin Anayasa'nın Başlangıç Kısmına ve 1,3,7,12 ve 119. maddelerine aykırılığı ile ilgilidir.
Havale Eden, Anayasa'nın 1. maddesinde yer alan 'demokrasi' kavramının yeniden yorumunun gerektiğini, seçilenlerin kendilerini seçenlerin iradelerini yerine ge-tiremeyecek veya reylerden kaynaklanan erke dayanarak yönetimde söz sahibi olamayacaklarsa veya cari harcamalar için borçlanamayacak-larsa, kendilerinin seçilmesi ile ortaya çıkan seçmenin iradesinin hiçe sayılacağını ve demokrasiden bahsedileme-yeceğini; -3. madde altında halkın egemenliğinin yetkili organlar eli ile kullanıldığını, seçilmiş kişilere müdahale olduğu oranda bu maddenin de ihlal edildiğini; 119. madde altında yerel yönetimlerin merkezi idare teşkilatı içerisinde olmadığı, bunların özerk olduk-ları ve kendi başlarına karar alma yetkilerinin olduğunu, 45/2011 sayılı Yasa ile bunun ortadan kaldırıldığını iddia etmektedir. Ancak Havale Eden esas Anayasa'ya aykırılık iddiasını, Anayasa'nın 119. maddesi üzerine odaklamıştır. Merkezi idarenin yerel y-önetimler üzerinde vesayet yetkisinin olmadığını, bu olmadığı için de öncelikle 119, sonra da 119. maddeye aykırılığın neticesi olarak diğer maddelere aykırılık bulunduğunu iddia etmektedir. Bu nedenle, öncelikle Havale Edenin 119. madde ile ilgili aykırıl-ık iddiasının incelenmesi gerekir.

Havaleyi yapan, seçim ile halk tarafından seçilen belediyenin başkan ve meclis üyelerinin, proje kredisi dışında cari harcamalar için yapacakları borçlanmalarda Yasanın 5. maddesi altında kurulan Borç Yönetimi Komitesi-nden izin alma şartının, "karar organları seçimle oluşturulan kamu tüzel" kişisi olan belediyenin özerkliğine müdahale teşkil ettiğini, bu Yasanın merkezi idarenin belediyeler üzerinde idari vesayet yetkisi yerleştirmeyi hedeflediğini, idari vesayet yetkis-ine KKTC Anayasası'nda yer verilmediğini, sadece Anayasa Mahkemesince, 28/1989 D.4/1990 sayılı kararında böyle bir yetkinin var olduğunun kabul edildiğini, T.C. Anayasası'nın 127. maddesinden esinlenerek kaleme alınan KKTC Anayasası'nın 119. maddesinde ida-ri vesayetten bahsedilme-diğini, sadece Anayasa'nın 113. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Devlet yönetiminin kuruluş ve görevleri merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkelerine göre yürütülür" cümlesinden dolayı merkezi idarenin yerel yönetimler üzeri-nde idari vesayet yetkisinin var olduğunun kabul edilmesinin doğru olmadığını ileri sürmektedir.

T.C. Anayasası'nın 127. maddesinde açıkça yazıldığı gibi KKTC Anayasası'nın 119. maddesinde idari vesayet sözlerine yer verilmiş değildir. Ancak Anayasa'da- yer alan 113. Maddenin 2. fıkrasında Devlet yönetiminin kuruluş ve görevlerinin merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkelerine göre yürütüldüğüne, 1. fıkrasında ise Devlet yönetiminin kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğuna yer verilmiştir. 119. mad-de gibi 113. madde de Anayasa'nın bir kuralı olarak yer almaktadır. 113. maddenin merkezi idarenin, merkezi idare dışındaki yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisinin bulunduğunu göstermek için yeterli olup olmadığının incelenmesi gerekir.

Türk-iye Cumhuriyeti Anayasası'nda, 127. maddesinde merkezi idarenin yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisinin bulunduğuna yer verilmiş olmasına rağmen, hizmet yerinden yönetim kuruluşları için Anayasa'ya herhangi bir kural konmamıştır. Ancak Türkiye C-umhuriyeti Anayasası'nın 123. maddesinde yer alan "idarenin bütünlüğü" ilkesinden merkezi idarenin, hizmet yerinden yönetim kuruluşları üzerinde de vesayet yetkisi olduğu kabul edilmiştir. KKTC Anayasası'nın 113. maddesi, TC Anayasası'nın 123. maddesi ile- aynı doğrultudadır.

Bu konuda Metin Günday, İdare Hukuku 2011 eserinde, sayfa 85'de şu görüşü savunmaktadır:

"Anayasada hizmet yerinden yönetim kuruluşları
üzerinde merkezi idarenin sahip olduğu vesayet
yetkisi açıkça belirtilmemekle beraber, bu kuru-luşlara
oranla daha çok özerk olan yerel yönetimler için
kabul edilen bu yetkinin hizmet yerinden yönetim
kuruluşları için öncelikle var olduğunu kabul etmek
gerekecektir. Ayrıca Anayasada ifadesini bulan
"İdarenin bütünlüğü" ilkesinden de, merkezi idar-enin
hizmet yerinden yönetim kuruluşları üzerindeki vesayet
yetkisini çıkarmak mümkün olmaktadır."


E.E.Atay, İdare Hukuku 2009, sayfa 171'de ise şöyle demektedir:

"Anayasanın 127/5'deki düzenlemesinde mahalli idareler
ibaresi yerine yerinden yönet-im kuruluşları ifadesi
konulduğu zaman idari vesayetin tanımına ulaşılacaktır.
Çünkü idarenin bütünlüğü ilkesi sadece mahalli
idareler anlamında değil, genel anlamda hizmet
bakımından yerinden yönetim kuruluşlarını da kapsayıcı
bir özelliğe sahip -anayasal bir ilkedir."

Kemal Gözler, İdare Hukuku 1. cilt 2009, sayfa 209'da ise şöyle demektedir:

"İdarî vesayet (tutelle administrative)", merkezi
idare (=devlet) ile yerinden yönetim kuruluşları
arasındaki bütünlüğü sağlamaya yönelik bir hukukî
-araçtır. Yukarıda gördüğümüz gibi, merkezi idarenin
(=devletin) dışında başka idareler de vardır.
Dolayısıyla devlet tüzel kişiliği dışında başka tüzel
kişiler de vardır. İşte devletin (merkezi idarenin)
dışında yer alan kamu tüzel kişilerinin eylem- ve
işlemleri devletin bütünlüğünü tehdit edebilir veya
kamu hizmetlerinin ülke düzeyinde uyumlu bir biçimde
yürütülmesini engelleyebilir. Bu nedenle, devlet tüzel
kişiliğini temsil eden merkezî idarenin yerinden
yönetim kuruluşlarını belli bir ölç-üde denetleme
yetkisine sahip olması gerekir. İşte merkezi
idarenin yerinden yönetim kuruluşları üzerinde
sahip olduğu sınırları kanunla çizilmiş bu denetleme
yetkisine idarî vesayet yetkisi denmektedir."

"Dikkat edileceği üzere yukarıdaki madde- de merkezi
idarenin mahalli idareler, yani yer yönünden yerinden
yönetim kuruluşları üzerinde idarî vesayet yetkisine
sahip olduğu belirtilmiştir. Hizmet yönünden yerinden
yönetim kuruluşlarına nazaran daha özerk olan yerel
- yönetimler üzerinde merkezi idarenin (=devletin) sahip
olduğu bu yetkinin, merkezî idareye (=devlete) daha
bağımlı olan hizmet yönünden yerinden yönetim
kuruluşları üzerinde de evleviyetle geçerli olduğu
sonucuna varılabilir-. Ayrıca Anayasada yazılı olan
"idarenin bütünlüğü" ilkesinden (m.123) de merkezî
idarenin hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşları
üzerinde idarî vesayet yetkisine sahip olduğu sonucu
çıkarılabilir."


Anayasa Mahkemesi 28/-1989 sayılı kararında (D.4/1990), sayfa 9'da, merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisi olduğu 113. maddeye istinaden kabul edilmiştir. 119. maddede merkezi idarenin yerel yönetimler üzerinde idari vesayet hakkı olduğuna dair düzenl-eme olmamasına rağmen, 113. maddenin 2. fıkrasında yer alan "Devlet yönetiminin kuruluş ve görevleri merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkelerine göre yürütülür" cümlesi ile 1.fıkrada yer alan Devlet yönetiminin bütünlüğü prensibi, merkezi idarenin yer-el yönetim, dolayısıyla Lefkoşa Türk Belediyesinin üzerinde idari vesayet hakkı olduğunu göstermek için yeterli olduğunu kabul etmiştir.

Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 149. maddesi altında, Anayasa'nın herhangi bir kuralını yorumlamak münhasır yetkisine -sahiptir.
Anayasa Mahkemesi de 28/1989 D.4/1990 sayılı kararında, 113 (2) maddeyi şu şekilde yorumlamıştır:

"KKTC Anayasası'nın 113(2) maddesi, Devlet yönetiminin merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkelerine göre yürütüleceğini vurgularken, merkez-i yönetimin yerel yönetimler üzerinde idari vesayet hakkından söz edilmemektedir. Bu durumda K.K.T.C.'de merkezi yönetimin, yerel yönetimlerin karar organları üzerinde bir denetim hakkının açıklıkla belirtilmemiş olduğu görülmektedir. Ancak Devlet yapısı-nın merkezi yönetim ve yerel yönetimlerle bir bütün olduğu, Devletin genel çıkarları, kamu düzeni ve kamu yararını korumak merkezi yönetimlerin önde gelen görevlerinden olduğuna göre, merkezi idarenin yerel kuruluş organları üzerinde bu başlık altında müta-lâa edilebilecek bir denetim hakkının var olduğunu kabul etmek 113.maddenin ruhuna uygun olduğu gibi yerel yönetimlerle ilgili olarak çıkarılan yasaların bu amaca hizmet edecek maddeler içermesinin de doğal kabul edilmesi gerekir."

Ülkemizdeki hukuk sist-emi, içtihatların bağlayıcılığı ekseni üzerine kurulmuştur. Yüksek Mahkeme kararları alt mahkemeleri bağladığı gibi, daha önce verilmiş Anayasa kararları da daha sonraki Anayasa Mahkemesi için bağlayıcı etki taşımaktadır. Bu önceden verilmiş kararların hiç-bir zaman değişmeyeceği anlamına gelmemekle birlikte, verilmiş olan bir kararın değiştirilmesi için ciddi nedenler olduğunun açıkça belli olması gerekir.

Anayasa Mahkemesinin 28/1989 sayılı kararında belirttiği görüşü aynen benimser ve KKTC'de, Anayasa M-ahkemesinin 28/1989 D.4/1990 sayılı kararında ifade edildiği şekilde, merkezi idarenin yerel kuruluş organları üzerinde idare vesayetin var olduğunu kabul ederiz. Bu yorum Anayasa'nın 113. ve 119. maddeleri ile de uyumludur.

İdari vesayetin var olduğu ka-bul edildikten sonra, bunun bir istisna teşkil ettiği ve bu nedenle keyfi değil, ancak sıkı sınırlar içerisinde kullanılması gerektiği açıktır. Dolayısıyla, bu istisnai yetkinin yasa ile düzenlenmesi zaruridir.

Kemal Gözler (2009 1.cilt sayfa 209) idar-i vesayet yetkisini şu şekilde tanımlar:

"İdari vesayet, kanunla öngörülmüş durumlarda
merkezi idarenin yerinden yönetim kuruluşlarının
eylem ve işlemleri üzerinde sahip olduğu sınırlı
bir denetim yetkisidir. Bu yetki genellikle onam-a,
onamama, değiştirerek onama veya erteleme gibi
yetkiler içerir."


Aynı kitapta yazar, idari vesayetin özelliklerini şöyle sıralamıştır:

"İdari vesayet, merkezi -idare ile yerinden yönetim kuruluşları arasındaki bir ilişkidir.
İdari vesayet kanunla verilir.
İdari vesayet dar yoruma tabi tutulur.
İdari vesayet emir ve talimat verme yetkisi ile düzeltme yetkisini kural olarak içermez."

Bu durumda, kanun koyucu, Ana-yasada yer alan temel ilkelere uymak şartı ile, yasa ile idari vesayet koşullarını belirleyebilecektir.

Yerel yönetimlerin borçlanma işlemlerine merkezi idareden izin alma koşulunun, idari vesayet koşullarına dahil olduğu tartışılmayacak kadar açıktır. Z-aten 51/1995 Belediyeler Yasası'na bakıldığı zaman, burada birçok maddede idari vesayete yer verildiği görülür (Bak: Madde 19(6), 24(2)(B) ve (C), 31(1)(B), 109(3), 116, 50). Dolayısıyla 45/2011 sayılı Yasada, havale edilen maddelerin idari vesayet kuralla-rına uygun düzenlendiği kabul edilir.


Anayasa'da merkezi idarenin yerel yönetim üzerinde idari vesayet hakkı olduğunu kabul ettikten sonra, 45/2011 sayılı KKTC Kamu Finanasmanı ve Borç Yönetimi Yasası'nın proje kredisinin tefsirinin yer aldığı 2.maddeni-n ilgili kısmının, Yasanın kapsamını izah eden 4. maddenin, Borç Yönetim Komitesinin oluşumunu içeren 5. maddenin, yerel yönetimlerin proje kredisi dışında cari ihtiyaçları için borçlanmayı izne tabi kılan 8(7) maddenin Anayasa'nın 119. maddesine aykırılığ-ı olmadığına karar veririz.

Havale Eden, Anayasa'ya aykırılık iddiasını 119. maddeye dayandırmış ve 119. maddeye aykırılık bulunması halinde, bunun bir sonucu olarak Başlangıç Kısmına ve 1,3,7 ve 12. maddelere aykırılık bulunduğunu iddia etmiştir. 119.- maddeye aykırılık saptanmaması ve merkezi idarenin yerel yönetim üzerinde idari vesayet bulunduğu kabul edilmesinden sonra, Anayasa'nın Başlangıç Kısmını ve 1,3,7 ve 12. maddelerini incelemeye gerek kalmamıştır.

45/2011 sayılı Yasanın 21(1) maddesinin, -aynı Yasanın 8.maddesine uymayan kurum ve kuruluşların, borçlanma ile ilgili yapılan işlemlerinde veya alınan kararlarında açıkça imzası bulunan yöneticilerin suç işlemiş oldukları ve mahkum olmaları halinde "5 yıla kadar hapis cezası veya 20,000 TL'ye kad-ar para cezasına veya her iki cezaya çarptırılabilirler" ibaresinin de 119. maddeye aykırı olduğu Havale Eden tarafından iddia edilmiştir.

Havale Eden, idari bir hükme riayet olmadığı takdirde ve buna hapis cezası öngörülmüş ise bunun ülkenin ceza kanunu-nda yer alması gerektiğini, KKTC Ceza Yasası'nda bulunmayan, yani tanınmış prensibi bulunmayan bir suçtan dolayı, farklı bir yasa altında ağır bir hapislik cezası öngörülemeyeceğini ileri sürmüştür.
45/2011 sayılı Yasada suç ihdas edilmesinin ve buna hapi-slik cezası takdir edilmesinin Anayasa'nın 119. maddesi ile alakası yoktur. Anayasa'nın 4. maddesi altında kendisine verilen yetkiyi Meclis kullanırken, yürürlüğe koyacağı herhangi bir yasada cezai müeyyide -para veya hapis cezası- yer alabilir. Anayasa'n-ın herhangi bir maddesinde, Ceza Yasası dışında bir yasa ile suç ihdas edilemeyeceği veya edilse de hapis cezası ile cezalandırılamayacağını öngören bir kural yoktur.

Dolayısıyla 45/2011 sayılı Yasanın 21(1) maddesinin de Anayasa'nın 119. maddesine veya b-aşka bir maddesine aykırılığı yoktur.

SONUÇ:
45/2011 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Yasası'nın 2,4,5,8(7) ve 21(1) maddelerinin KKTC Anayasası'nın
119. maddesine aykırılığı bulunmadığına;
Başlangıç Kısmına ve 1,3,-7 ve 12. maddelerine aykırılığın incelenmesine gerek kalmadığına;
oy birliği ile karar verilir.


Narin Ferdi Şefik Gülden Çiftçioğlu
Başkan Yargıç





Tanju ÖncülBertan ÖzerdağBeril Çağdal
Yargıç - Yargıç Yargıç



30 Mayıs 2017










18














Full & Egal Universal Law Academy