Anayasa Mahkemesi Numara 7/1973 Dava No / Karar Tarihi 22.10.1973
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 7/1973 Dava No / Karar Tarihi 22.10.1973
Numara: 7/1973
Dava No: /
Taraflar: Cumhurbaşkanı Muavini ile K.T.Y. Yürütme Kurulu
Konu: 'Meclis Üyeleri ile İlgili Özel Ceza Davaları Kuralı' ile ilgili mütalaa istemi
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 22.10.1973

- A.M. 7/73
A.M.Y. İstida No. 7/73

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
(ANAYASA MAHKEMESİ YETKİSİ)
Mahkeme Heyeti: M. Necati Münir (Başkan), Ahmed İzzet ve
Şakir Sıdkı İlkay.
Anayasa'nın 140 ve 142. maddeleri hakkında
ve-
Cumhurbaşkan Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme Kurulu Başkanı tarafından Anayasa'nın 140 ve 142. maddeleri tahtında Mütalâa için yapılan İstida hakkında.
-
-Cumhurbaşkan Muavini ve K.T.Y. Yürütme Kurulu
Başkanı namına: Zaim M. Necati.

K.T.Y. Meclisi Başkanlığı namına: Fuat Veziroğlu.

-----------

MÜTALÂA

Cumhurbaşkan Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme Kurulu Başkanı, Temel Kurallar ve onlarla etkilen-miş halinde Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 140 ve 142. maddeleri tahtında kendisine verilen yetkiye istinaden Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisinin 25 Mayıs 1973 tarihli birleşiminde kabul etmiş olduğu ve Cumhurbaşkan Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme Ku-rulu Başkanının Anayasanın 51. maddesi gereğince haiz olduğu yetkiye istinaden yeniden incelenmek üzere 13 Haziran 1973 tarihinde iade ettiği ve Meclisin 28 Haziran 1973 tarihli birleşiminde yeniden incelenerek aynen kabul edilen "Meclis Üyeleriyle İlgili -Özel Ceza Davaları Kuralı" olarak isimlendirilen (ve bu Mütalâa'da bundan böyle "Kural" olarak anılan) Kuralın Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hükümlerine, özellikle 28, 30, 53, 83.2, 106.2 ve 155. maddelerine veya herhangi birinin hükümlerine aykırı veya- uygun olup olmadığı hususunda, mütalâasının alınması için, Yüksek Anayasa Mahkemesi yetkisini haiz olan Yüksek Mahkemeye işbu İstida ile yollamış bulunuyor.



Cumhurbaşkan Muavini ve K.T.Y. Yürütme Kurulu Başkanı adına Kıbrıs Türk Yönetimi Baş Savcısını-n dosyalamış olduğu ve aşağıdaki hukuki esaslara dayanan İstida ile Kuralın Anayasanın 28, 30, 53, 83.2, 106.2 ve 155. maddelerine aykırı olduğu iddia edilmiştir:-
"(1)Şahısların özel ceza (private criminal) davası açma hakları mevcuttur. Baş Savcı'nın c-eza davaları açma, takibi v.s. ile ilgili yetkilerini açıklayan Anayasa'nın 113. maddesinin 2. fıkrasında şahıslar tarafından kanuna uygun olarak özel ceza davası açılması hakkını tamamen engelleyen veya onu tamamen Baş Savcının inhisarına bırakan hüküm yo-ktur.

Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisinin geçirmiş olduğu "Meclis Üyeleriyle İlgili Özel Ceza Davaları Kuralı"nın 2(1) maddesi bu Kuralın yürürlük tarihinden itibaren Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisinin herhangi bir üyesi aleyhine özel ceza davası getirile-meyeceğini öngörmekte, ve netice olarak Meclis üyeleri aleyhlerine şahısların özel ceza davaları açma haklarını tamamen ortadan kaldırmaktadır.

Temel Kurallarla etkilenmiş hali ile Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın 83(2) ve 106(2) maddelerine göre Türk Yön-etimi Meclisi Üyeleri üyelik sıfatı devam ettikçe, Yüksek Mahkemenin müsaadesi olmaksızın takip olunamaz, yakalanamaz veya hapis edilemez.

Dolayısıyle, Yüksek Mahkemenin müsaadesi ile Türk Yönetimi Meclisi'nin herhangi bir üyesi aleyhine (özel ceza davas-ı da dahil) ceza davası açılabileceği sarihtir. Türk Yönetimi Meclisinin geçirmiş olduğu mütalâa konusu Kural, Meclis üyeleri aleyhine şahısların özel ceza davası açma hakkını tamamen ortadan kaldırdığından Anayasanın 83(2) ve 106(2) maddelerini işlemez h-ale getirmeye matuf olup netice itibarı ile Anayasa'ya aykırı düşer.

Anayasa'nın 30. maddesinin 1. fıkrası gereğince, hiçbir şahıs Anayasa ile veya gereğince kendisine gösterilen mahkemeye müracaat etme hakkından mahrum edilemez. Mütalâa konusu Kural şah-ısları Meclis üyeleri aleyhine özel ceza davası açma hakkından mahrum eder nitelikte olduğundan Anayasa'nın 30. maddesinin 1. fıkrası ile bağdaşmamaktadır.

Anayasa'nın 28. maddesinin 2. fıkrasında "Her şahıs, bu Anayasada gösterilen bütün hak ve hürriyetl-erden, Anayasada açıkça aksine bir hüküm bulunmadıkça, cemaat, ırk, din, dil, cinsiyet, siyasi veya diğer bir sebeple doğrudan doğruya veya dolayısıyle ayırd edilmeden istifade eder" denilmektedir.

Anayasanın 28. maddesi ile 30. maddesi birlikte okunduğu-nda, mütalâa konusu Kural vatandaşlar ile Meclis üyeleri arasında makul olmayan bir tefrik yaratmaktadır, çünkü Meclis üyelerini imtiyazlı bir duruma koymaktadır, ve netice itibarı ile Anayasanın bu maddelerine uymamaktadır. Bundan maada, Kuralın 2. madde-si Meclis üyeleri arasında ayırımcı bir maddedir çünkü belli bir tarihten sonra (1 Ocak 1973) verilmiş herhangi bir mahkûmiyeti "bütün neticeleriyle birlikte iptal" etmeyi hedef tutmakta bu tarihten önceki mahkûmiyetleri hedef tutmamaktadır. 1 Ocak 1973 t-arihinden sonra mahkûm edilen bir Meclis üyesinin mahkûmiyeti "iptal" edilirken bu tarihten önce mahkûm edilen bir Meclis üyesinin mahkûmiyetinin "iptal" edilmemesine makul bir gerekçe yoktur.

Mütalâa konusu Kural'ın 2(2) maddesi bir af kanunu niteliğinde-dir. Anayasada Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkan Muavininden başka herhangi bir makamın affetme yetkisi yoktur. Anayasanın 53(4) maddesine göre, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkan Muavini, Cumhuriyetin bir mahkemesi tarafından verilen bir cezayı, Cumhuriyetin Baş- Savcısının ve Baş Savcı Yardımcısının müşterek tavsiyesi üzerine, azaltabilir, durdurabilir veya değiştirebilir.

Mütalâa konusu Kural'ın 2(2) maddesinde öngörülen "mahkûmiyeti ...... iptal", Temel Kurallarla etkilenmiş halinde Anayasanın 53. maddesi alt-ında Cumhurbaşkan Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanına tanınan af yetkisine müdahaledir.

Mütalâa konusu Kuralın 2(2) maddesi Yüksek Mahkemenin istinaf yetkisine de müdahale etmiştir. Alt mahkemeler tarafından verilen hüküm veya kararlar ancak istina-f yoluyle değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Yüksek Mahkemenin istinaf dinleme ve karara bağlama yetkisi Anayasa'nın 155. maddesinde belirtilmiştir.

Bundan maada, Mahkemelerin bağımsızlığı Temel Kuralların 16. maddesi ve Anayasa'nın 30, 152-164'üncü -maddelerinde korunmuştur. Kıbrıs Türk Yönetiminin bir yargı organının geçmişte vermiş olduğu bir hükmün bir Kurallı "iptal" edilmesi mahkemelerin bağımsızlığına ve görevine usulsüzce müdahaledir."


Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisi Başkanlığı adına dosyalana-n Cevapta ise Baş Savcılığın İstidada ileri sürdüğü iddialar şu şekilde cevaplandırılmıştır:-
"1.Başsavcılık tarafından dosyalanan 12 Temmuz 1973 tarihli istidanın hukukî esaslar kısmının (a) bendinin 1. paragrafı bir gerçektir. Ancak istida konusu Kural-ın özel ceza davası ikame hakkını tamamen ortadan kaldırdığı hilâfı hakikattır. Kural, özel ceza davaları ikame hakkını kaldırmamakta, sadece mebusluk devresi sonuna bırakmaktadır. Bu, yeryüzünde cari hukuk sistemlerine uygun bir prensiptir ve bu prensib-in benzeri olan başka bir prensip "dokunulmazlık" müessesesi olarak gerek Kıbrıs Anayasasında, gerekse başka ülkelerin anayasalarında yer almıştır.

Bir Kuralın bir hakkı ortadan kaldırıp kaldırmadığı incelenirken hareket mebdei veya temel olarak "ferd" -yani "insan" ele alınmalıdır, "ferd" veya "insan"ın geçici bir statü veya sıfatı (mebusluk gibi) değil.

2.Mütalâa konusu Kuralın Kıbrıs Anayasasının 83(2) ve 106(2) maddeleriyle herhangi bir ilgisi yoktur. Mezkûr maddeler mebuslar aleyhine ceza davası i-kame etmeyi, Yüksek Mahkemenin müsaadesine tâbi kılmaktadır. Bu maddelere bunun ötesinde bir mana ve tefsir atfedilemez. Bu maddeler kanun koyucunun Ceza Kanunu veya Ceza Usul Kanununu değiştirmesine engel teşkil etmez. Zira böyle bir değiştirme "dokunu-lmazlık" sahası dışında kalır.

3.Mütalâa konusu Kural şahısları herhangi bir ferd aleyhine özel ceza davası ikame etmekten menetmez. Kuralı mütalâa ederken, mebusları mebus olarak ve sadece mebusluk devrelerindeki hayatlarıyle değil, ferd olarak ve tüm -hayat devrelerini kaale alarak düşünmek gereklidir. Anayasa, mebuslara değil, ferdlere temel haklar tanımaktadır. Mebuslar, mebus oldukları için değil, "ferd" oldukları için temel haklara sahiptirler. Binaenaleyh ferdin tüm hayatı içinde sadece mebusluk- devresinde aleyhine özel ceza davası getirilemez ve mebusluk sıfatı kalkınca, mebusluk devresinde işlediği suç için özel ceza takibatına uğrayabilirse, o zaman, Anayasanın 30(1) maddesine aykırılık olamaz.

4.Mütalâa konusu Kuralın Anayasanın 28. maddesi-nde ifadesini bulan eşitlik prensibiyle herhangi bir ilgisi yoktur. Kural herhangi bir tefrik getirmemektedir. Anayasada ifadesini bulan eşitlik, mutlak, ya da matematik eşitliği değil, aynı hukukî statü içinde bulunan bir eşitliği dile getirmektedir. K-uralın sadece 1.1.73'den sonraki mahkûmiyetleri ortadan kaldırması da bir Anayasa değil, takdir meselesidir.

5.Kuralın 2(2) maddesinin bir af kanunu olduğu doğrudur. Anayasa, Cumhurbaşkan Muavinine af yetkisi tanımaktadır. Bu "özel af yetkisi"dir.

A-f iki nevidir: özel af ve genel af. İkinci yetki, yani genel af yetkisi yasama organına aittir.

Meclisin genel af yetkisini kullanması, Cumhurbaşkan Muavininin özel af yetkisine müdahale teşkil etmez; zira bu iki yetki birbirinden ayrıdır ve biri öteki-nin sınırları dışında yer alır.

Meclisin af yetkisine sahip olması için, bu yetkiye sahip olduğunun Anayasada sarih olarak belirtilmiş olması gerekmez. Meclis, Anayasada hilâfına hüküm olmayan hallerde, yasama alanındaki tüm meselelerde yetkilidir. Ge-nel af da yasama alanına giren bir konudur.

Cumhurbaşkan Muavininin af yetkisinin hususi af yetkisi olduğu Anayasanın 47, 48 ve 49. maddelerinden de anlaşılmaktadır.

6.Kuralın 2(2) maddesi Yüksek Mahkemenin yetkisine müdahale teşkil etmez. Bir anayas-a organı hukuken haiz olduğu bir hakkı kullanırken diğer bir anayasa organının yetkisine tecavüz etmiş sayılamaz. Alt mahkemelerin hükümleri sadece üst mahkeme kararlarıyle değil, bazan yasama tasarrufuyla da değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Hukuk v-e anayasa prensipleri buna cevaz vermektedir."


Baş Savcılık bu Cevapta ileri sürülen iddiaları mukabil bir cevap ile red etmiştir.

İstida konusu olan bu meselenin gerçekleri özetle şöyledir: K.T.Y. Meclisi 25 Mayıs 1973 tarihli birleşiminde Kuralı geç-irmiş ve Anayasa gereğince Resmi Gazetede yayınlanmak için Cumhurbaşkan Muavini ve K.T.Y. Yürütme Kurulu Başkanına 31 Mayıs 1973 tarih ve 7/70 sayılı yazı ile göndermişti. Cumhurbaşkan Muavini ve K.T.Y. Yürütme Kurulu Başkanı 13 Haziran 1973 tarih ve 19/6-9/3 sayılı yazısı ile Kuralı yeniden incelenmek üzere Meclise iade etmişti. K.T.Y. Meclisi 28 Haziran 1973 tarihli birleşiminde Kuralı yeniden inceleyerek aynen kabul etmiştir.

Üç maddeden müteşekkil olan Kural aynen şöyledir:-
"KIBRIS TÜRK YÖNETİMİ MEC-LİSİ ÜYELERİ ALEYHİNE
ÖZEL CEZA DAVASI (PRIVATE CRIMINAL PROCEEDINGS)
İKAMESİNİ ENGELLEYEN KURAL.
Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisi aşağıdaki Kuralı yapar:
Kısa isim.1. Bu Kural, Meclis Üyeleriyle İlgili Özel Ceza Davaları Kuralı olarak isimlendirilir.

-2.Herhangi bir Kanun, Kural ve sair mevzuata bakılmaksızın:
Bu Kuralın yürürlük tarihinden itibaren Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisinin herhangi bir üyesi aleyhine Özel Ceza Davası (Private Criminal Proceedings) getirilemez.
1 Ocak 1973 tarihinden sonra Kıbrı-s Türk Yönetimi Meclisinin herhangi bir üyesi aleyhine herhangi bir Özel Ceza Davasında verilmiş herhangi bir mahkûmiyet bütün neticeleriyle birlikte iptal edilir.
Yürürlüğe3. Bu Kural Resmî Gazetede yayınlandığı
giriş.tarihten itibaren yürürlüğe g-irer."


Kuralın esasını teşkil eden 2. maddenin (1) ve (2). fıkralarını Anayasanın ilgili maddeleri yönünden incelemek gerekir.

İlkin Kuralın 2. maddesinin (1). fıkrasının Anayasanın 83.2 ve 106.2 maddelerine aykırı veya onlara uygun olup olmadığı husu-sunu eleştirelim. Temsilciler Meclisi üyelerini ilgilendiren Anayasanın 83. maddesinin 2. fıkrası aynen şöyledir:-
"MADDE 83
...............
2.Bir Temsilci, Temsilcilik sıfatı devam ettikçe, Yüksek Mahkemenin müsaadesi olmaksızın, takip olunamaz, yakalan-amaz veya hapis edilemez. Ölüm veya beş yıl veya daha fazla hapis cezası ile cezalandırılabilen suç işlemesinde, suçlu, suç üstü yakalandığı takdirde, bu müsaadenin alınmasına lûzum yoktur. Bu halde yetkili makam tarafından derhal haberdar edilecek olan -Yüksek Mahkeme, ilgilinin, Temsilcilik süresince, takibinin veya tutukluğunun devamına müsaade edip etmiyeceğini kararlaştırır."


Anayasanın 106. maddesinin 2. fıkrası ise Cemaat Meclisi üyeleri hakkında ayni hükmü koymaktadır.

Anayasanın 83.2 (Temsilc-iler) ve 106.2 (Cemaat Meclisi üyeleri) maddeleri, yukarıda iktibas edilen metinden de görüleceği gibi, Meclis üyeleri tarafından işlenen tüm suçları ihtiva etmektedir ve bu maddeler özel ceza davası (private criminal proceedings) ile diğer ceza davaları a-rasında herhangi bir ayırım yapmadığından mezkûr maddelerin özel ceza davalarına da şamil olduğu sarihtir. Bu böyle olduğuna göre bir Meclis üyesi, Meclis üyesi sıfatı devam ettikçe, Yüksek Mahkemenin müsaadesi olmaksızın herhangi bir suç için, özel ceza -davalarına konu teşkil eden suçlar da dahil, takip olunamaz, yakalanamaz veya hapis edilemez. Tüm ceza davaları ile ilgili, özel ceza davaları da dahil, bir Meclis üyesinin takip olunması, yakalanması veya hapis edilmesi için müsaade verme yetkisi Anayasa-'nın 83.2 ve 106.2 maddeleri tarafından sarih olarak Yüksek Mahkemeye verildiği için kanaatımızca Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisinin herhangi bir üyesi aleyhine özel ceza davası (private criminal proceedings) getirilemeyeceğini hükmeden Kuralın 2. maddesinin -(1). fırkası Anayasanın 83.2 ve 106.2 maddeleri tarafından Yüksek Mahkemeye verilen yetkiye tecavüz etmiş olur. Tüm ceza davaları ile ilgili Anayasa tarafından Yüksek Mahkemeye verilen yetki kanaatımızca Meclisin geçirmiş olduğu bir kural ile bir sınıf ce-za davaları için, yani özel ceza davaları için, kaldırılamaz. Bu sebepten dolayı Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisinin herhangi bir üyesi aleyhine özel ceza davası (private criminal proceedings) getirilemeyeceğini hükmeden Kuralın 2. maddesinin (1). fıkrası Ana-yasanın 83.2 ve 106.2 maddelerine aykırıdır kanaatındayız.

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi Anayasanın 83.2 ve 106.2 maddeleri Temsilciler Meclisi ile Cemaat Meclisleri üyelerine tanınan "dokunulmazlığı" ve bunun sınırlarını tayin ve tesbit ede-r. Mevzubahis Kuralın 2. maddesinin (1). fıkrası ise bu "dokunulmazlığı" genişletmeye matuftur. Binaenaleyh bu fıkra Anayasanın 83.2 ve 106.2 maddelerine aykırıdır.

Şimdi de Kuralın 2. maddesinin (2). fıkrasının Anayasanın 83.2 ve 106.2 maddelerine ayk-ırı veya onlara uygun olup olmadığı hususunun tezekkür edilmesi gerekir. Kuralın metninden görüleceği gibi 1 Ocak 1973 tarihinden sonra Kıbrıs Türk Yönetimi Meclisinin herhangi bir üyesi aleyhine herhangi bir özel ceza davasında verilmiş herhangi bir mahk-ûmiyetin, bütün neticeleri ile birlikte, iptal edildiğini derpiş eden hüküm, Kuralın ayrı bir maddesi olmayıp 2. maddesinin bir kısmını teşkil etmektedir. Bu böyle olduğuna göre Kuralın 2. maddesinin (2). fıkrası o maddenin (1). fıkrası ile birlikte tezek-kür edilip mütalâa edilmelidir. Kuralın 2. maddesinin (2). fıkrası ayrı bir madde veya hüküm olarak mütalâa edilecek olursa belki ilk nazarda bu fıkranın bir af şeklini aldığı düşünülebilir. Lâkin Kuralın 2. maddesinin (2). fıkrası o maddenin (1). fıkras-ı ile birlikte mütalâa edildiği zaman (2). fıkranın (1). fıkranın bir devamı olduğu ve Meclisin herhangi bir üyesi aleyhine özel ceza davası getirilemeyeceğini vaz eden (1). fıkranın hükümlerinin 1 Ocak 1973 tarihinden itibaren makabline şamil olması gayes-i ile konulduğu görülmektedir. Bu şekilde bu maddenin (2). fıkrası ayni maddenin (1). fıkrasının hükümleri 1 Ocak 1973 tarihinden itibaren yürürlükte imiş gibi Meclis üyelerinin o tarihten itibaren özel ceza davalarından muaf tutulmuş olmasını öngörmekted-ir. Bunun böyle olduğu Kuralın ünvanından da bellidir. Kuralın ünvanı şöyledir:

KIBRIS TÜRK YÖNETİMİ MECLİSİ ÜYELERİ ALEYHİNE
ÖZEL CEZA DAVASI (PRIVATE CRIMINAL PROCEEDINGS)
İKAMESİNİ ENGELLEYEN KURAL


Ünvanından da görüleceği gibi Kuralın tüm olarak -esas gayesi Meclis üyeleri aleyhine özel ceza davası ikamesini engellemektir.

Kuralın 2. maddesinin (2). fıkrası (1). fıkrasının bir devamı olduğuna ve yukarıda belirtilen gayeyi güttüğüne göre bu fıkra da (1). fıkra gibi ve ayni nedenlerle Anayasanın 83-.2 ve 106.2 maddelerine aykırıdır.

Yukarıda varmış olduğumuz kanaat muvacehesinde Kuralın 2. maddesinin (1) ve (2). fıkralarının Anayasanın diğer maddelerine de aykırı veya uygun olup olmadığı hususu akademik kalır ve bu istida maksatları için eleştirilm-esinin gerekmediği görüşündeyiz.

Netice itibarı ile mevzubahis Kuralın Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının hükümlerine aykırı olduğu ve uygun olmadığı görüşündeyiz.



Yüksek Mahkeme
22 Ekim, 1973.

-


9



-


Full & Egal Universal Law Academy