Anayasa Mahkemesi Numara 6/2005 Dava No 6/2006 Karar Tarihi 07.12.2006
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 6/2005 Dava No 6/2006 Karar Tarihi 07.12.2006
Numara: 6/2005
Dava No: 6/2006
Taraflar: Abdurrahman Karataş ile Başsavcılık
Konu: 20/2004 sayılı Yasa ile Tadil edilen Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. Maddesinin Anyasaya aykırı olup olmadığı
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 07.12.2006

-D.6/2006 Anayasa Mahkemesi 6/2005
(Gazimağusa Dava No: 920/2005)

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HU-ZURUNDA

Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Başkan, Nevvar Nolan, Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.

Anayasanın 148.(1) maddesi hakkında

Havale Eden: Abdurrahman Karataş, Tuzla-Gazimağusa
ile -
Aleyhine Havale Edile-n: Başsavcılık

A r a s ı n d a.

Havaleyi yapan Sanık namına : Avukat Ergin Ulunay
İddia Makamı namına: Başsavcı Yardımcısı Muavini Aşkan İlgen.


------------------------------


K A R A R


KONU: 20/2004 sayılı Yasa ile tadil edilen Fasıl 154 Ceza Y-asasının 210. maddesinin Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olup olmadığı.


I. OLAY: Sanık, 9.3.2005 tarihinde Gazimağusa Kaza Mahkemesinde aleyhine dosyalanan 920/2005 sayılı bir dava ile 20/2004 sayılı Yasa ile tadil edilen Fasıl 154 Ceza -Yasasının 210. maddesine aykırı olarak tedbirsizlik sonucu istemeden veya kasıt olmadan başka birinin ölümüne neden olmakla itham edildi. Sanık davanın duruşması esnasında sözü edilen Fasıl 154 Ceza Yasasının 20/2004 sayılı Yasa ile tadil olunan yeni 210.- maddesinin, Anayasanın 18 maddesinin (3). fıkrasına aykırı olduğunu iddia etti. Davayı gören Kaza Mahkemesi ise iddianın, davanın karara bağlanmasında etken olduğu kararına varıp alt Mahkemedeki duruşmaya ara verdi ve konuyu Anayasa Mahkemesine havale ed-ip, Anayasa Mahkemesi kararını verinceye kadar da alt Mahkemedeki işlemleri durdurdu.


II. İDDİALARIN GEREKÇELERİ:
Tarafların iddialarının gerekçeleri şöyledir:

Sanığın iddialarının gerekçesi:
Fasıl 154 Ceza Yasasının 20/2004 sayılı Yasa ile tadil- olunmuş şekli ile 210. maddesi suça azami 7 yıl hapis cezası öngörür. Aynı suça öngörülen azami ceza 22/89 sayılı tadilat yasası ile azami 3 yıl hapis cezası idi. Halen Yasanın öngördüğü azami 7 yıl hapis cezası çoktur ve suçun vahameti ile orantılı değ-ildir, bu da Anayasa'nın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırıdır.

2. Başsavcılığın iddialarının gerekçesi:
Anayasa'nın herhangi bir maddesine aykırılık sözkonusu değildir. Fasıl 154 Ceza Yasasının yeni 210. maddesinde öngörülen azami 7 yıllık hap-islik cezası suçun vahameti ile orantılı olduğu bir yana, Yasa bu suçu Ceza Yasasında yer alan 'hafif suç' (misdemenour) kategorisinden 'ağır suç' (felony) kategorisine koymuştur ki bu da Meclisin yetkisindedir.


III. İLGİLİ YASA METİNLERİ:

"Fasıl 154
Ma-dde 210.
Her kim, tedbirsizlik sonucu veya ağır ihmal teşkil etmeyen
aceleci veya dikkatsiz bir eylem sonucu istemeden veya kasti olmadan başka birinin ölümüne neden olursa, bir suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde 5.000.000.000 ( Beş Milyar Türk Lir-ası)'na kadar para cezasına veya yedi yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir.
Yukarıdaki suç herhangi bir araç sürücüsü tarafından işlendiği durumda, Mahkeme ayrıca yukarıda belirtilen cezalara ek olarak araç sürücüsünü -belli bir süreyle veya süresiz olarak sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edebilir. Hakkında böyle bir suçla ilgili olarak soruşturma veya kovuşturma başlatılan bir kişi en geç beş gün içerisinde mahkeme huzuruna çıkarılır ve böyle bir kişinin sürüş ehliyet-ine, dava neticeleninceye kadar mahkemece el konabilir."


IV. İLGİLİ ANAYASA MADDELERİ:

"Anayasa Madde 18
(3)Hiçbir yasa, suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza koyamaz."


V. İNCELEME:

Bu davanın kökeninde yatan olguları aşağıdaki -şekilde özetlemek mümkündür:

Sanık, 9.3.2005 tarihinde Gazimağusa Kaza Mahkemesinde aleyhine dosyalanan 920/2005 sayılı bir dava ile 5 itham içeren ve ithamnamede teferruatı gösterilen suçları işlemekle itham edilmiştir. Sanık aleyhine getirilen 1-. itham aynen şöyledir:

"İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Birinci Dava

20/2004 sayılı Yasa ile tadil edilen Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesine aykırı tedbirsizlik sonucu istemeden veya kasıt olmadan başka birisinin ölümüne neden olmak.

SUÇUN TAFSİLATI
Sanık, 3.9-.2004 tarihinde, saat 23.30 raddelerinde, Ziyamet-Kumyalı anayolunun 3-4'üncü kilometresinde, yönetimindeki GE 288 plakalı van araç ile Kumyalı istikametine doğru seyrederken, gerekli dikkat ve ihtimamı göstermeksizin sürüp, ayni anda karşı istikametten ge-len Kuruova sakini Cafer Artürk yönetimindeki CE 835 plakalı salon aracın sağ ön kısmına kendi kullandığı aracın tamamen ön kısmı ile çarpması neticesinde, bir trafik kazası yapıp, istemeden veya kasıt olmadan Cafer Artürk'ün ölümüne sebep oldu".

S-anık aynı ithamname ile 1974 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün ilgili maddelerine istinaden aleyhine alternatif mahiyette 4 ayrı suç daha işlemekle itham edilmiş, ancak onların bu havale ile ilgisi olmadığından onlar bu kararda tezekkür edilmeyecekt-ir.

Dava, Gazimağusa Kaza Mahkemesince, duruşma için tayin olunduğu 20.4.2005 tarihinde ele alınmış ve o oturumda avukatı ile temsil edilen Sanık, ithamdan önce avukatı vasıtasıyla aleyhine getirilen ve yukarıda aynen alıntısı yapılan 1. davanın An-ayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olduğunu iddia etmiştir. Davayı gören Kaza Mahkemesi Yargıcı da bu iddianın davanın karara bağlanmasında etken olduğu görüşünü benimseyerek davayı karar için 25.5.2005 tarihine ertelemiştir. O tarihte alt Ma-hkemedeki işlemleri durdurarak 1. davanın, üzerine istinat ettirildiği Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesinin Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olup olmadığını karara bağlamak üzere meseleyi Anayasanın 148. maddesine istinaden Anayasa Mahke-mesine havale etmiştir.

Anayasa Mahkemesi konuyu önce 27.4.2006 tarihinde ele almış, akabinde havaleyi duruşma olarak 12.10.2006 tarihine tayin etmiştir. Havalenin Anayasa Mahkemesinde görüşülmesi esnasında havaleyi isteyen Sanık, aleyhine getir-ilen 1. davadaki ithamın üzerine istinat ettiği Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesinin suça öngördüğü cezanın azami 7 yıl hapis cezası olduğunu, aynı maddenin öngördüğü azami hapis cezası süresinin maddede görünen suçun vahameti ile cezanın orantılı olma-dığını, ve bu nedenle Anayasanın 18(3) maddesine ters olduğu üzerinde durmuştur. Anayasamızın 18(3) maddesi aynen şöyledir:

"Madde 18.
(1).............................................................
(2).............................-...............................
(3) Hiçbir Yasa, suçun ağırlığı ile orantılı olmayan bir ceza koyamaz".

Sanık aleyhine getirilen 1. davanın üzerine istinat ettiği Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesi ise aynen şöyledir:

"210. Her kim, te-dbirsizlik sonucu veya ağır ihmal teşkil etmeyen aceleci veya dikkatsiz bir eylem sonucu istemeden veya kasti olmadan başka birinin ölümüne neden olursa, bir suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde 5.000.000.000 ( Beş Milyar Türk Lirası)'na kadar para -cezasına veya yedi yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir.

Yukarıdaki suç herhangi bir araç sürücüsü tarafından işlendiği durumda, Mahkeme ayrıca yukarıda belirtilen cezalara ek olarak araç sürücüsünü belli bir süreyle -veya süresiz olarak sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edebilir. Hakkında böyle bir suçla ilgili olarak soruşturma veya kovuşturma başlatılan bir kişi en geç beş gün içerisinde mahkeme huzuruna çıkarılır ve böyle bir kişinin sürüş ehliyetine, dava neticele-ninceye kadar mahkemece el konabilir".

Tablonun tamamlanması amacı ile şunun da belirtilmesi yerinde olur ki, Ceza Yasası Fasıl 154 ,1 Ocak 1929 tarihinde Kıbrıs'ta yürürlüğe girmiş, Sanık aleyhine getirilen ve 1. davanın üzerine istinat ettiği 2-10. madde 22/89 sayılı Ceza (Değişiklik) Yasasının 19. maddesi ile tadil edilip maddenin öngördüğü azami hapislik cezasının süresi 2 yıldan 3 yıla çıkarılmış, aynı şekilde para cezası 100 Kıbrıs Lirasından 500.000 Türk Lirasına yükseltilmiş, 20/2004 sayılı- Ceza (Değişiklik) Yasası ise esas Yasanın 210. maddesini ilga edip yerine yeni ve yukarıda aynen alıntısı yapılan 210'uncu maddeyi koymuştur. Sözü edilen Ceza Yasası madde 210, 1989'da tadil olunmadan önce ve 2004 yılında 20/2004 sayılı Yasa ile ilga ed-ilip yerine yeni ve yukarıda alıntısı yapılan 210. madde konmadan önce aynen şöyle idi:


"210. Any person who by want of precaution or by any rash or
careless act, not amounting to culpable neglicence, unintentionally
caus-es the death of another person is guilty of a misdemeanour and
is liable to imprisonment for two years, or to a fine not exceeding
one hundred pounds".
Başsavcılık ise Mahkemeye yaptığı hitabesi esnasında mevcut şekli ile Ceza -Yasası Fasıl 154'ün 210. maddesinin Anayasaya herhangi bir terslik içermediği üzerinde durmuştur. Başsavcılığın iddiasına göre Devlet, toplumsal barışı, kamu düzenini, bireylerin güven ve huzurunu sağlamakla yükümlüdür. Kimi durumlarda devlet bu yükümlül-üğü alacağı ceza önlemleri ile yerine getirmeye çalışır. Yasa koyucu, bu konuda bir düzenleme yaparken kişi menfaatı kadar kamu yararını da gözönünde bulundurma zorunda olduğunu, kimi suçların niteliğini, işlenme biçimini, toplum için verdiği zararı da gö-zeterek değişik cezalar verilmesini öngörebilir. Cezanın belirlenmesinde suçtan zarar görenin kişiliği ve ona verilen zararın azlığı veya çokluğu da etkendir. Yasa koyucu değişik eylemler için değişik cezalar yanında daha hafif bir eylem için daha ağır b-ir cezayı da uygun görebilir. (Bak: 1982 Anayasası, Prof. Dr. Mehmet Akad ve Doç Dr. Abdullah Dinçkol, 1998 baskısı, sayfa 47). Bu meselede de Devlet son zamanlarda artış gösteren ve ölümle neticelenen ve kamu vicdanını rahatsız eden dikkatsiz araç sürü-cülerini bir yandan cezalandırmak, bir yandan da caydırmak için maddeyi yeniden düzenlemiştir.

Bu iki zıt iddiayı değerlendirerek ve havaleyi karara bağlamaya çalışırken 3 Haziran 2004 tarihli 80 sayılı Resmi Gazete Ek VI sayfa 413'ün içeriğini de -inceledik. Burada, Anayasaya aykırılığı öne sürülen 20/2004 sayılı Yasa ile yürürlüğe konan mevcut Ceza Yasası'nın 210. maddesi'nin Meclis'teki tasarı hali yer almaktadır ve "genel gerekçe" ve "madde gerekçeleri" başlıkları altında yasanın gerekçeleri gös-terilmektedir. "Genel gerekçe" başlığı altında aynen şu satırlar göze çarpmaktadır:

"Trafik kazalarında görülen ciddi artışlar göz önüne alındığında,
tedbirsizlik ve dikkatsiz sürüş nedeni ile başka birinin ölümüne sebep
olma su-çunun caydırılması maksadı ile bu suça verilen para ve
mahkûmiyet cezaları yanında, Mahkemeye ehliyete el koyma
cezasının verilmesini ayrıca dava sonuçlanana kadar da, sürücünün
ehliyetine Mahkemece el konulmasına olanak sağlamak- amacı ile bu
yasa değişikliğine gidilmesi uygun görülmüştür"

"Madde gerekçeleri" başlığı ise aynen aşağıdaki gibidir:

"................ esas Yasanın 210 maddesi değiştirilerek yeni 210. madde
konulmuş olup, trafik kazalarının -önüne geçilmesi ve azami dikkatin
sağlanabilmesi amacı ile, cezanın artırılıp, suçun işlenmesinin önüne
geçilmesi amacını taşıyan yasal bir düzenlemedir. Ayrıca, hapislik ve
para cezası yanında ehliyete el konulması cezası da ihd-as edilerek
suçluların ıslahı ile suçların işlenmesinin önlenmesi amaçlanmaktadır".


Tasarıda Mahkemenin mahkûmiyet halinde bu suçu işleyene verebileceği azami hapislik cezası 5 yıl olarak gösterilmekle birlikte tasarı yasallaşıp Resmi Gaz-ete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girdiğinde Meclisin tasarıda öngörülen 5 yıllık azami hapis süresini 7 yıla çıkardığı da dikkat çekmektedir.

Yasada öngörülen azami 7 yıllık hapislik cezasının, sanığın bu meselede iddia ettiği gibi Anayasanın -18. maddesi'nin (3). fıkrasına aykırılığı var mıdır? Ceza Yasamız Fasıl 154, içeriğinde ve tefsir maddesini oluşturan 4. maddesinde, Ceza Yasasında öngörülen suçları "ağır suç" (felony) ve "hafif suç" (misdemeanour) diye ikiye ayırmaktadır. Ağır suç yani- 'felony'nin tarifi aynen şöyledir:

"felony" means an offence which is declared by law to be a felony,
or, if not declared to be a misdemeanour, is punishable, without
proof of previous conviction, with death, or with imprisonmen-t
for three years or more".


Hafif suç yani "misdemeanour"'un tarifi ise aynen şöyledir:


"misdemeanour" means any offence which is not a felony;"


Bunlardan anlaşılabileceği gibi Meclis, Ceza Yasası Fasıl 154'ün 210. madd-ede öngörülen ve 26 Temmuz 2004 tarihinde 20/2004 sayılı Ceza (Değişiklik) Yasası ile tadil olunmadan gerçekleşmiş olan eylemi o tarih itibarı ile hafif suçtan ağır suç statüsüne getirmiştir. Meclisin bunu yapmakla Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasın-a ters bir işlem yaptığına ikna olmadık. Anayasa Mahkemesinin A.M. 19/83 (D.11/83) sayılı davada dediği gibi, şayet ilgili yasa maddesi davayı gören mahkemenin takdir hakkını elinden almış ve her meselede mahkum olan her sanığa 7 yıl hapis cezası öngörse -idi, ilgili yasa maddesi Anayasaya aykırı olabilecekti. Ancak burada bu yapılmamıştır. Yasanın koyduğu üst sınırdır, takdir mahkemeye bırakılmıştır. Burada Anayasaya bir aykırılık yoktur. Bu görüş 1960'dan beri, Kıbrıs Cumhuriyetinin ilanından bugüne k-adar benimsenmiştir. (Bak: District Officer, Nicosia v Georghios Hagi Yiannis I. RSCC 79 ve District Officer Nicosia v Michael Ktori Palis, 3 RSCC 27). Davayı gören mahkemenin her meselede, her davanın olgularını ve her davanın tüm ahval ve şeraitini göz- önünde bulundurarak 7 yılı aşmayan hapislik cezası vermeye takdir hakkı olduğuna göre, bu durumda ilgili maddenin iddia edildiği gibi Anayasaya tersliği yoktur. Halen Ceza Yasası Fasıl 154'ün 210. maddesinde görülen eylemin suç sayılabilmesi için madden-in aradığı suç unsurları arasında en az 1 kişinin, yapılan kanunsuz eylem sonucu "ölmesi" gerekmektedir, insan hayatı değerlidir. Mahkemeye öyle durumlar gelebilir ki, azami 7 yıl hapislik cezası az bile kalabilir. Suç unsurları ile ilgili olarak son sö-zü İstinaf Mahkemesi söylemeye yetkili olmakla beraber İstinaf Mahkemesinin görev ve yetkilerine müdahaleden kaçmak istememize rağmen, bu madde altında bir sanığın mahkûm olabilmesi için maddede öngörülen suç unsurlarının ölüm unsurunu da içermesi gerekti-ği anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle en az bir kişinin ölümüne sebep olmadan herhangi bir sanık bu madde altında mahkûm olamaz. İşlenen fiil kasıtlı veya aşırı ihmalkârlık içermekte ise Ceza Yasası bu gibi durumlarda sanığa azami olarak 7 senenin üstünd-e ceza öngörmüştür ve bu gibi durumlarda oluşacak suçun ismi ve niteliği ve azami cezası da başkadır. Yine gözden kaçmamalıdır ki konumuz olan 210. madde yapılırken trafik kazaları esas olarak düşünülmekle birlikte, maddenin şamil olduğu olaylar trafik su-çları ile sınırlı değildir. 210. maddenin öngördüğü eylemin suç sayılabilmesi ve bir sanığın bu suçtan mahkûm olabilmesi için aranan ispat külfeti de ceza davalarında aranan 'makul şüpheden ari' ispat külfetidir ve hukuk davalarındaki 'ihtimaller dengesi'- değildir. İhmal'in kanunumuzda dereceleri vardır. (Bak: Christos Rayas v. The Police, CLR Vol. 19 page 308) 210. maddede öngörülen dikkatsizlik derecesi ile ilgili (ispat külfeti veya derecesi değil) yorum yapmak bu meselede Anayasa Mahkemesinin yetkisi-ni ve görevini aşıp İstinaf Mahkemesinin yetki sahasına gireceğinden bundan da kaçınmak isteriz.

Netice olarak 20/2004 sayılı Yasa ile tadil olunan Ceza Yasası Fasıl 154'ün 210. maddesinin Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olmadığına -karar verilir ve dosya, gerekenin yapılması için Gazimağusa Kaza Mahkemesine iade edilir.

Bu kararın hazırlanması esnasında yalnız havale değil de tüm alt Mahkemedeki dava dosyası tezekkür edilirken yaptığımız araştırmada müşahade ettiğimiz bir o-lguya da bu aşamada değinmeyi uygun gördük. Bu havale Gazimağusa Kaza Mahkemesinde görevli bir Kaza Mahkemesi Yargıcı tarafından Anayasa Mahkemesine havale edilmiştir. Bir başka deyişle havaleyi yapan Gazimağusa Kaza Mahkemesi tek yargıçtan oluşmakta idi-. 9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 27. maddesi tek yargıçtan oluşan bir alt Mahkeme yargıcına, yargıladığı bir sanığı mahkûm ettikten sonra azami olarak 1 yıl hapislik cezası verebileceğini öngörmekte idi. Bilâhare bu yetki 13 Şubat 1997 tarihinde yürürl-üğe giren 6/97 sayılı Mahkemeler (Değişiklik) Yasası ile 3 seneye çıkartıldı ve son olarak da 21.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 2/2002 sayılı Mahkemeler (Değişiklik) Yasası ile 5 seneye çıkartıldı. Halen yürürlükte olan mevzuata göre bir alt Mahkeme yar-gıcının yalnız başına gördüğü bir davada bir sanığı mahkûm etmesi halinde azami çarptırabileceği hapislik cezasının süresi 5 senedir. Önümüzde bulunan havaledeki meselede sanık aleyhine dosyalanan ithamnamede gösterilen suç tarihi 3.9.2004 olarak, dava d-osyalama tarihi ise 9.3.2005 olarak görülmektedir. Bu durumda yine yürürlükte olan mevzuat uyarınca Başsavcılık davanın tek yargıç tarafından görülebilmesi için yasanın aradığı onayı vermemiş ise tek yargıçtan oluşan Kaza
Mahkemesi Yargıcı bu davayı görü-p havaleyi yapmaya yetkili değildi çünkü sanığın mahkûmiyeti halinde çarptırılabileceği hapislik cezasının süresi 7 yıl olup tek yargıçtan oluşan Mahkemenin yetkisini aşardı. Başsavcının bu meselede davanın tek yargıç tarafından görülebilmesi için gerekli- ve yasanın aradığı onay belgesini dosyada göremedik. Öyle düşünmek isteriz ki, bu onay verilmişti ancak, emare olarak dosyaya girmemiştir (ki bu konuda bize herhangi bir izahat verilmemiştir, eğer onay belgesi verilmiş ise onayın kayıp olması da affedile-cek bir durum değildir). Bu ve bu gibi durumlara tüm ilgililerin dikkatini çekmeyi uygun görür, bundan sonra yapılacak havalelerde hem ilgili yargıcın hem de gerek Avukat, gerekse Savcının formalitelerin tamamlanmış olduğundan emin olmalarını ve ondan son-ra havale yapılacaksa yapılmasını salık veririz.

VI. SONUÇ:
Netice olarak 20/2004 sayılı Yasa ile tadil olunan Ceza Yasası Fasıl 154'ün 210. maddesinin Anayasanın 18. maddesinin (3). fıkrasına aykırı olmadığına karar verilir ve dosya, gerekenin ya-pılması için Gazimağusa Kaza Mahkemesine iade edilir.



(Metin A. Hakkı) (Nevvar Nolan)
Yargıç Yargıç




(Mustafa H. Özkök) - (Gönül Erönen) (Seyit A. Bensen)
Yargıç Yargıç Yargıç


7/12/2006











11






Full & Egal Universal Law Academy