Anayasa Mahkemesi Numara 6/2001 Dava No 3/2001 Karar Tarihi 18.10.2001
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 6/2001 Dava No 3/2001 Karar Tarihi 18.10.2001
Numara: 6/2001
Dava No: 3/2001
Taraflar: Nesrin Çavlan ile Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu
Konu: 21/2000 Tasarruf Mevduat Fonu Yasasının 9/4) maddesinin anayasaya aykırılığı iddiası - Tasarruf Mevduat Sigorta Fonunun kapsamı – Eşitlik ilkesi – Eşitlik, nitelik ve statüde aynı olan kişiler arasında sözkonusu olabilir –
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 18.10.2001

-D. 3/2001 Anayasa Mahkemesi 6/2001
(Lefkoşa Dava No:6205/2000)

Anayasa Mahkemesi Olarak Oturum Yapan
Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, Başkan, Celâl Karabacak,
Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan, Mustafa H. Ö-zkök.

Anayasanın 148(1) maddesi tahtında.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 6205/2000 sayılı davada (Davacı: Nesrin Çavlan, Lefkoşa ve diğerleri ile Davalı: 1. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu vasıtası ile KKTC Lefkoşa ve diğerleri arasında) sunulan konu.

-Havaleyi isteyen Davacı namına Avukat Gürsel Kadri
Davalı No.1 adına Avukat İsmet İzer
Davalı No.2 ve 3. adına Başsavcı Yardımcısı Mehmet Ali Şefik.


----------------

K A R A R

KONU:
21/2000 sayılı Tasarruf Mevduat Fonu Yasasının 9(4) maddesinin Anaya-sanın 1, 7 ve 8. maddelerine aykırı olup olmadığı.

I. OLAY:
Davacılar karı koca olup takriben 29/1/2000 tarihinde, Everest Bank Ltd.'de müşterek bir tasarruf mevduat hesabı açarak bu hesaba senelik %4 faiz ile 45,201,4 Sterling yatırdılar. Davacı No. 2,- 1994'den itibaren Everest Bank Ltd.'in (bundan sonra sadece Banka olarak anılacaktır) yönetimine elkonulduğu Ocak 2000 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmakta idi. Bankanın yönetimine elkonmasından sonra Bankanın yönetimi yasa gereği, T-asarruf Mevduatı Fonuna (bundan sonra Fon olarak anılacaktır) geçti. 10 Mart 2000 tarihinde yürürlüğe giren 21/2000 sayılı Yasa, bankalarda tasarruf mevduatı hesabı olanları sigorta kapsamına aldı. Ancak sözü edilen Yasanın 9(4) maddesi sair kişiler yanı-nda bankaların yönetim kurulu üyeleri ile bunların ana, baba, eş ve çocuklarına ait ilgili bankadaki tasarruf mevduatlarını sigorta kapsamı dışında tuttu.

Bankanın yeni yönetimi sigorta kapsamında olan mevduat tasarruf sahiplerine belirli dönemlerde Ba-nkadaki tasarruflarına tuta bir miktar para ödemeye başladı. Davacı No.2'nin Bankanın yönetim kurulu üyesi olması ve Davacı No.1'in de onun eşi olması nedeni ile bu şahıslar Yasanın 9(4) maddesi hükümleri ışığında sigorta kapsamı dışında tutuldular ve bu -nedenle onlara herhangi bir ödemede bulunulmadı. Bunun üzerine Davacılar Lefkoşa Kaza Mahkemesinde bir dava açtılar ve Davalılardan 45,201,4 Sterling ve ayrıca diğer mudilere ödenen miktarların kendilerine de ödemelerini talep ettiler. Davalılar tarafın-dan dosyalanan müdafaa takririnde, özetle, Davacıların bu istemlerine, sözü edilen Yasanın 9(4) maddesinin hükümleri ışığında itibar edilmesine olanak bulunmadığını ileri sürdüler. Dava, duruşma için, Mahkeme önüne geldiği zaman Davacılar, taleplerine eng-el teşkil edilen 21/2000 sayılı Yasanın 9(4) maddesinin Anayasanın 1, 7 ve 8. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek, konunun, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sunulması talebinde bulundular. İlk Mahkeme de sözü edilen Yasanın ilgili maddesi-nin taraflar arasındaki ihtilâfın hallinde etken olduğu kanaatine vardı ve konuyu, talep doğrultusunda, Yüksek Mahkemeye, Anayasa Mahkemesi olarak, sundu. İlk Mahkeme ayrıca, Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek karara değin davaya ilişkin önündeki sair- işlemleri durdurdu.



II. İDDİANIN GEREKÇESİ:
I. Havaleyi isteyen Davacıların iddialarının gerekçesi özetle şöyledir:

21/2000 sayılı Yasanın amacı aynı Yasanın 3. maddesinde de belirtildiği gibi "bankalara yatırılan tasarruf mevduatlarını sig-orta ettirmek ve tasarruf mevduatı sahiplerinin tüm haklarını korumaktır." Davacılar da tasarruf mevduatı sahibidirler. Diğer mevduat sahipleri ile aralarında, tasarruf mevduatı sahipliliği açısından, hiçbir fark yoktur. Davacılar ile diğer tasarruf me-vduat sahipleri arasında, statü eşitliği vardır. Hal böyle olmasına rağmen Yasanın 9(4) maddesi haksız bir ayırım yaparak, ilgili Bankanın yönetim kurulu üyeliği yaptığı için kendini ve eşini sigorta kapsamı dışında bırakması keyfidir ve eşitlik ilkesini -öngören Anayasanın 8. maddesine aykırıdır.

Davacılar ilgili Yasa maddesinin Anayasanın 1 ve 7. maddelerine aykırılığı üzerinde durmadılar.

II. Davalı 2 ve 3'ü temsil eden Başsavcılığın iddialarının gerekçesi özetle şöyledir:

Eşitlik ancak statü ve- nitelikte ayni olması halinde söz konusu edilebilir. Eşitlik matematiksel bir eşitlik değildir. Statü ve nitelikte benzerlik yoksa yapılan ayırımın eşitlik ilkesini zedelemez. Ayrıca statü ve nitelikte benzerlik olsa bile, yapılan ayırımın haklı bir ne-dene dayanması halinde yine de eşitliğe aykırı bir harekette bulunulduğu söylenemez.

Davacıların tasarruf mevduat sahibi oldukları doğrudur. Ne var ki Davacı 2'nin ek bir statüsü vardır. O da ilgili zamanlarda ilgili Bankanın yönetim kurulu üyeliği s-tatüsüdür. Bu durumda Davacıların diğer mevduat sahipleri ile statü ve nitelik açısından benzer veya eşit olduğu söylenemez.
Öte yandan statüleri ayni olsa bile Davacıların sigorta kapsamı dışında tutulmak suretiyle diğer tasarruf sahiplerinden ayrı tutu-lmaları, konumları gereği, haklı bir nedene dayandığı için eşitlik ilkesi zedelenmez söylenemez.

Davalı 1, Davalı 2 ve 3'ün görüş ve iddialarına katıldı.

III. İLGİLİ YASA METNİ:
21/2000 sayılı Yasanın 9(4) maddesi aynen şöyledir:
9.(1)..............-..
................
................
Bir bankanın sermayesinin %10 (Yüzde On) ve daha fazlasına sahip ortakları ile Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine, Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarına, Denetçilerine ve bunların ana, baba, eş ve çocuklarına ait o -bankadaki tasarruf mevduatı, Fonun sigortası kapsamında değildir.

IV. İLGİLİ ANAYASA METİNLERİ:
Anayasanın 8. maddesi aynen şöyledir:
Madde 8.
(1)Herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşittir. Hiçbir kişi, aile, zümre veya sın-ıfa ayrıcalık tanınamaz.--(2)Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar.--(3)Ekonomik bakımdan güçsüz olanların Anayasa ve yasalar ile elde ettikleri veya edecekleri kazanımlar, bu madde ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.--
V. İNCELEME:
Taraflar ve Başsavcılık tarafından ileri sürülen sav ve görüşler ile ilgili Yasa ve Anayasa metinleri incelenerek gereği düşünüldü.

Anayasanın 8. maddesinde öngörülen eşitlik üzerine Mahkememizin geçmişte verdiği birçok kararlar vardır. -Bunların sadece birkaç tanesini belirtmekle yetinmek yerinde olur. A.M 17/85 (D.10/86), A.M 21/89 (D.3/90.)
Eşitlik ilkesi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesince verilen birçok kararda üzerinde devamlı olarak durulan görüşün özeti şudur: Eşitlik, nitel-ik ve statüde ayni olan kişiler arasında söz konusu edilebilir. Dolayısıyle farklı statü ve nitelikte olan kişilerin ayrı kurallara bağlanması durumlarında eşitsizlikten söz etmek olası değildir çünkü konumları ayni değildir. Eşitlik matematiksel bir eşi-tlik değildir. Ayrıca ayni statü ve nitelikte olan kişiler arasında bir ayırım yapılıyorsa ancak bu ayırım haklı bir nedene bağlanabiliyorsa, böyle bir durumda da eşitlik ilkesinin ihlâl edildiği söylenemez.

Bu havalede, Davacıların tasarruf mevduat sa-hibi oldukları kabul edilen bir olgudur. İlgili Yasanın yukarıya çıkarılan 9(4) maddesinin içeriğinden de anlaşılacağı gibi Davacı 2'nin sigorta kapsamı dışında tutulması ilgili Bankanın yönetim kurulu üyesi olmasından ötürüdür. Davacı 1'in sigorta kapsa-mı dışı kalması ise onun Davacı 2'nin eşi olmasından kaynaklanmaktadır.

Bir bankanın yönetimi, yönetim kurulu ve onun atayacağı kişiler eliyle yürütülür. Her ne kadar da yönetim kurulu bankanın günlük işleri ile pratikte ilgilenmeyebilirse de genel -anlamda bankanın gidişatından sorumlu olan bir kuruldur. Kurul,
başkan ve üyelerden oluşmaktadır. Bankanın iyi ve düzenli çalışması yönetim kurulunun iyi ve titiz çalışmasına bağlıdır. Bu bakımdan yönetim kurulu başkan ve üyelerinin konumu bankanın sel-âmeti ve ona duyulan güven bakımından son derece önemlidir.
Bankanın düzenli ve kârlı çalışması yönetim kurulunun zamanında yapacağı veya yapması gerektiği denetimlerle mümkündür.

Yönetim kurulu üyesi, konumu gereği bankadan istikrazda bulunmak istey-enlerin müracaatını kişisel çıkarı uğruna destekleyebilir veya öyle bir talebin reddolunmasını savunabilir. Yine böyle konumda olan bir kişi yakınlarının çıkarı için üyelik yetkisini kötüye kullanabilir. Bir bankanın yönetim ve denetiminden sorumlu olanl-ara ve yasada belirtilen diğer kişilere ait mevduat hesaplarının sigorta kapsamı dışında tutulması son derece normaldir. İlgili Yasanın 9(4) maddesiyle getirilen düzenleme, sair kişiler yanında, yönetim kurulu üyelerinin yönetimdeki görevlerini gerektiği- şekilde yerine getirmelerini sağlamaya yönelik olduğuna kuşku yoktur. Bunun da sağlanabilmesi için onların diğer mevduat sahiplerinden ayrı tutulmalarının uygun görülmesi doğaldır. Kanaatımızca Yasa koyucunun bu durumda bir yöneticinin ve eşinin tasarru-f mevduat hesaplarını sigorta kapsamı dışında tutmayı yeğlemesi haklı bir nedene dayanmaktadır. Ortada haklı bir neden varolduğuna göre, yukarıda söylenenler ışığında, İlgili Yasanın 9(4) maddesinin Anayasanın 8. maddesinde ifadesini bulan eşitlik ilkesi-ne herhangi bir aykırılığı yoktur.

Havale, bu şekilde sonuçlandıktan sonra normal mevduat sahipleri ile Davacıların ayrı statü veya nitelikte olup olmadığı konusunun ayrıca incelenmesine gerek duyulmamıştır, çünkü ayrı statü ve nitelikte oldukları sonucu-na varılması halinde eşitlik ilkesinin gündeme gelmesi zaten söz konusu olamaz.

SONUÇ:
Sonuç olarak 21/2000 sayılı Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu Yasasının 9(4) maddesinin Anayasanın 8. maddesine aykırı olmadığına, oybirliği ile, karar verildi.



- Salih S. Dayıoğlu Celâl Karabacak
Başkan Yargıç



Metin A. Hakkı Nevvar Nolan Mustafa H. Özkök
Yargıç Yargıç Yargıç

18 Ekim, 2001.
-


5



-


Full & Egal Universal Law Academy