Anayasa Mahkemesi Numara 5/2004 Dava No 2/2004 Karar Tarihi 09.04.2004
Karar Dilini Çevir:
Anayasa Mahkemesi Numara 5/2004 Dava No 2/2004 Karar Tarihi 09.04.2004
Numara: 5/2004
Dava No: 2/2004
Taraflar: Cumhurbaşkanı ile Cumhuriyet Meclisi
Konu: Halkoylaması Yasasının Anayasaya aykırı olup olmadığı
Mahkeme: A/M
Karar Tarihi: 09.04.2004

-D.2/2004 Anayasa Mahkemesi 5/2004

ANAYASA MAHKEMESİ OLARAK OTURUM YAPAN
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Başkan, Metin A. Hakkı,
Nevvar Nolan, Mustafa H. Özkök, Seyit A. Bensen.

Anayas-anın 146. maddesi altında Kıbrıs Sorununun Çözümüne İlişkin Halkoylaması (Özel ve Geçici Kurallar) Yasasının, Anayasanın Başlangıç Kısmı ile 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 9, 14,
15, 16, 17, 18, 77, 79, 85, 88, 89, 90, 94, 99, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110,- 136, 137, 142, 143, 144, 145, 150, 151, 152, 153, 158, 159, 162 ve 163. maddelerine uygun olup olmadığı hususunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının görüş istemi hakkında.

KKTC Cumhurbaşkanı namına: Başsavcı Akın A. Sait
KKTC Meclisi namına:- Avukat Ali Fevzi Yeşilada.

-----------------------

GÖRÜŞ BİLDİRİSİ
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisinde 22.3.2004 tarihinde kabul edilen, Kıbrıs Sorununun Çözümüne İlişk-in Halkoylaması (Özel ve Geçici Kurallar) Yasasının Anayasaya aykırı olup olmadığı konusunda, Anayasa Mahkemesinden görüş isteminde bulunmuştur.

Cumhurbaşkanı adına Anayasa Mahkemesinde hazır bulunan Başsavcı Sn. Akın A. Sait'in sorduğu soruları iki baş-lık altında toplamak mümkündür. Birinci başlık altında Sn. Başsavcı, Anayasanın nasıl değiştirilebileceğine ilişkin Anayasada hükümler bulunduğunu, Kıbrıs Sorununun Çözümüne İlişkin Halkoylaması (Özel ve Geçici Hükümler) Yasasının bu hükümlere aykırı olar-ak Anayasayı değiştirmeyi ve hatta ortadan kaldırmayı öngördüğünü, bu nedenle Anayasaya aykırılık olduğunu öne sürmektedir. İkinci başlık altında ise halkoylamasında sorulan soruların ve özellikle halkın anlamayacağı İngilizce metinler bulunmasının Anayas-aya aykırı olduğunu öne sürmektedir.
-
-Bu soruları ayrı ayrı ele alarak inceleyelim.

-Kıbrıs Sorununun Çözümüne İlişkin
Halkoylaması (Özel ve Geçici Kurallar) Yasasının KKTC Anayasasını ortadan kaldırmayı öngören hükümleri Anayasaya aykırı mı?
KKTC Anayasasının 162. maddesine göre, Anayasanın
9. maddesinde belirtilen kurallar saklı kalma -koşuluyla, Anayasanın kısmen veya tamamen değiştirilmesi için en
az on meclis üyesinin önerisi ve üye tamsayısının üçte
iki çoğunluğunun oyu gerekir. Bu oylamadan sonra ise
halkoyuna başvurmak gerekir. 9. maddeye göz attığımızda değişemeyecek kurallar- arasında Devletin şekli ve ülkenin bölünmez olması bulunduğunu görürüz. Ayrıca egemenliğin halkın olduğu ve hiçbir makam veya merciin kaynağını Anayasadan almayan bir yetki kullanamayacağı kuralı yer almaktadır.

Halkoylaması Yasası yeni bir Anayasa-nın yürürlüğe girmesini öngörmektedir. Halkoylaması ile KKTC Anayasası ortadan kalkacak ve yerine yeni bir Anayasa geçecektir. Bu değişikliğin KKTC Anayasasının 162 ve 9. maddelerine uygun olmadığı açıktır. Ancak bu gerçeğe karşı KKTC Anayasasının bir f-ederasyon kurulması amacıyla toplumlararası görüşme-lere ve dolayısıyla KKTC'yi sona erdirip yeni bir devlet kurulmasına izin verdiği öne sürülmektedir. Bu izin nedeniyle yıllardan beri toplumlararası görüşmeler yapılmış, toplumlararası görüşmeleri destek-leyen yasalar kabul edilmiş, New York süreci başlatılmış ve İsviçre görüşmeleri gerçekleşmiştir. Halkoylaması Yasasını değerlendirirken tüm bu çalışmaları birlikte göz önünde bulundurmamız ve KKTC Anayasasının tümüne izin verip vermediğini araştırmamız ge-rekmektedir.

Anayasanın 163. maddesi, Anayasanın Başlangıç Kısmını Anayasanın metninden saymaktadır.

-Anayasamızın Başlangıç Kısmında şöyle denmektedir:

"Kıbrıs Türk Halkı,
Egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi olarak;
15 Kasım 1983 tarihinde, büyük bir coşku ve
oybirliği ile kabul edilen Bağımsızlık
Bildirisini yaşama geçir-mek... amacıyla...
KKTC Anayasasını kabul ve ilân eder."

Buna göre KKTC Anayasası 15 Kasım, 1983 tarihinde kabul edilen Bağımsızlık Bildirisinde belirtilenleri yaşama geçirme amacıyla kabul edilmiştir.

15 Kasım 1983 tarihinde Resmi Gazetede yayımla-nan Bağımsızlık Bildirisinin 22(b) maddesi şöyledir:

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilânı,
iki eşit halkın ve onların kurdukları yönetim-
lerin, gerçek bir federasyon çatısı altında
yeniden bir ortaklık kurmalarını engellemez;
-tam aksine, bir federasyon kurulabilmesi için
gerekli ön şartları tamamlayarak bu yoldaki
samimi çabaları kolaylaştırabilir. Bu yolda
her yapıcı çabayı göstermeğe kararlı olan
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti başka hiçbir
devletl-e birleşmeyecektir."

Bağımsızlık Bildirisinin 22(b) maddesinden anlaşılacağı gibi KKTC Anayasası bir federasyon çatısı altında Kıbrıs'ta yaşayan iki eşit halkın yeniden
ortaklık kurmalarını engellemez. Buna göre KKTC
Anayasası bir taraftan tamamen bağ-ımsız ve sürekli
bir devlet kurmuş, diğer taraftan yeni bir devlet oluşturulmasına açık kapı bırakmıştır. Yeni devlet
kurma çalışmalarını KKTC Anayasasında yer alan tamamen bağımsız ve sürekli devlet özelliği ile bağdaştırmak
kolay değildir.

Ortaya ç-ıkan bu çelişkiyi açıklayabilmek için devletlerin sona ermesi ve yeni bir devlet kurulmasına ilişkin teorik bilgilere başvurmamız yararlı olacaktır. Dünyadaki örnekleri araştırdığımız zaman görürüz ki;
bir devletin son bulup yeni bir devletin kurulması, -genellikle fiili bir güçten sonra yaratılan hukuk
boşluğu sürecinde olmaktadır. Savaş, hükümet darbesi, devrim, sömürge olan bir ülkenin bağımsızlığı gibi
hallerde yeni devlet doğmaktadır. Yeni devlet kuru-
lurken daha önceki devlet son bulmuştur ve ye-ni
devletin daha önceki devletin yasalarına uygun olarak kurulup kurulmadığının tartışılması söz konusu
değildir. Bağımsız devletlerin bir araya gelerek
bir federasyon kurmaları da mümkün olmakla birlikte,
bu çok ender hallerde gerçekleşmiştir. Buna -örnek
olarak 1787 ABD Federal Devletini gösterebiliriz.
Ancak burada da federal devletin daha önceki devlet yasalarına aykırı kurulduğu iddiası yapılıp
tartışılmış değildir. Avrupa Birliği gibi uluslar-
arası birliklere katılmanın konumuzla ilgisi yok-tur.
Çünkü bu katılımlar uluslararası anlaşmalar ve
karşılıklı mutabakatla gerçekleşmektedir.

Yeni bir devlet kurulmasının eski yasa ve
Anayasaya uygun olup olmadığının tartışılması dünyada örneğine rastlanmayan bir olay olmasına rağmen,
geçmişte K-uzey Kıbrıs'ta gerçekleşmiştir. Söz
konusu tartışma Kıbrıs Türk Federe Devletine son
verip Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulurken
yapılmıştır.

Bir devletin son bulup yeni bir devletin kurulması niye devrim, darbe ve savaş gibi hallerde fiili güçle- gerçekleşebilsin? KKTC halkının KTFD'ni terkedip
KKTC'yi kurarken izlediği yöntem, acaba uygar bir
halkın devletini nasıl değiştirebileceği konusunda
dünyaya örnek olamaz mı? Bir devlet devam ederken
barışçı yollardan yeni bir devlet kurulamaz mı?

- Anayasa Mahkememiz, Anayasa Mahkemesi: 34/83
(D.3/84) sayılı davada, KTFD devam ederken KKTC'nin kurulmasının KTFD Anayasasına uygun olup olmadığını tartışmıştır. Bu davada Toplumcu Kurtuluş Partisi,
Yasama Meclisinin 15.11.1983 tarihinde verdiği
KKT-C'nin kuruluşunu onaylayan karardan sonra, 2.12.1983 tarihinde verdiği KKTC Kurucu Meclisinin oluşmasına
ilişkin kararın Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasına aykırı olduğunu iddia etmiş ve iptalini talep etmiştir. Meclisin üçte iki çoğunlukla değil, ba-sit çoğunlukla
aldığı bu karar Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasasının 138. maddesi ile uyum içinde değildi. Çünkü 138. madde Anayasanın meclis üyelerinden en az yedisinin önerisi
ve üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun oyu ile değiştirilebileceğini -belirtiyordu. Federe Devlet Anayasasının 135(1) maddesine göre ise Federe Devlet statüsünün değişmesi mümkün değildi. Yani oybirliği
ile dahi Federe Devlet statüsü değiştirilemezdi.
Buna rağmen KKTC'nin ilânı ile bu statü değiştirilmiştir.
mştir. Baş-savcılığın bu davada yaptığı savunmalar önemlidir.

"Bağımsızlık kararı ile yapılan bir
Anayasa tadili olmayıp yeni bir düzen
Değişikliğidir. Bu durumda İktidar
pozitif hukuk normlarına bağlı olmadan
düzenini kurma yetkisine s-ahiptir.


Gerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
oluşumuna ilişkin 15.11.1983 tarihli
karar gerekse Kurucu Meclisin oluşumuna
ilişkin 2.12.1983 tarihli karar anayasal
nitelikli ve anayasal seviyede kararlar
olup iptal dav-ası mevzuu yapılamazlar.

Bağımsızlık kararı anayasal nitelikte
olan ve Anayasayı büyük bir ölçüde ortadan
kaldıran bir karardır. Bu karar ile Federe
Meclisin varlığı da ortadan kalkmıştı.
Kurucu Meclis haklı ve meşru bir karar-la
oluştu. Meşruluğu yapılacak yeni bir
Anayasanın halkoyuyla kabul edilmesi ile
perçinleşmiş olacaktır."



Anayasa Mahkememiz, Anayasa Mahkemesi: 34/83
(D.3/84) sayılı davada konuyu değerlendirirken, öncelikle KTFD'nin de benzer bir -yöntemle oluştuğunu, yani daha önceki yasalara uymayan bir kararla kurulduğunu, fakat
daha sonra halkoyuna başvurulmasının yasallığı sağladığını göz önünde bulundurmuştur. Anayasa Mahkemesi 2.12.1983 tarihli kararın, 15.11.1983 tarihli karar gibi anayasa-l nitelikte ve seviyede olduğu ve Anayasaya aykırılığının
öne sürülüp iptal edilemeyeceği kanısına varmıştır.

KKTC kurulduktan sonra yeni devlet kurma çalışmaları sadece Devlet Başkanı veya Hükümet düzeyinde yürütülmüş değildir. Meclis kararları da buna- destek olmuştur.

15.3.1985 tarihli Resmi Gazetenin IV. ekinde yayımlanan Kurucu Meclisin 12 Mart 1985 tarihli kararı şöyledir:
"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasasının Kabulünün, İki Eşit Halkın Federasyon Çatısı Altında Yeniden Bir Ortaklık Kurma-larını Engellemeyeceği Hakkındaki Karar:
Kıbrıs Türk halkının meşru ve önüne geçilmesi imkansız istek ve iradesine tercüman olan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olarak kurulduğunu dünya ve tarih önünde ilan eden 15 Kas-ım 1983 tarihli Bağımsızlık Bildirisi'nin 22. maddesinin (b) fıkrasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanının, iki eşit halkın ve onların kurdukları yönetimlerin, gerçek bir federasyon çatısı altında yeniden bir ortaklık kurmalarını engellemediği, -tam aksine, bir federasyonun kurulabilmesi için gerekli ön şartları tamamlayarak, bu yoldaki samimi çabaları kolaylaştırabileceğinin vurgulandığını dikkate alan Kurucu Meclis, Bağımsızlık Bildirisi'nde belirtildiği üzere, kabul ettiği Kuzey Kıbrıs Tür-k Cumhuriyeti Anayasası'nın, iki eşit halkın, iki toplumlu ve iki kesimli gerçek bir federasyon çatısı altında ortaklık kurmalarını engellemediğini vurgular."

21.5.1993 tarihli Resmi Gazetenin IV. ekinde yayımlanan Cumhuriyet Meclisinin 18 Mayıs 1993'de-
aldığı kararda ise şöyle denmektedir:

"Kıbrıs sorununa barışçı bir çözüm
bulunması amacıyla eşit düzeyde sürdürülen
toplumlararası görüşmeleri destekler ve
soruna bulunacak nihai çözümde Kıbrıs'taki
iki halkın iradelerinin es-as olduğu,
bulunacak çözüm şeklinin Kıbrıs'ta yaşayan
her iki ulusal halkın ayrı ayrı yapacakları
referandumlar sonucu yürürlüğe girebileceğini
belirtir."


Yukarıda anlatılanlardan görüleceği gibi bugün
karşı karşıya olduğu-muz ve yanıtlamamız gereken
yasal sorun KKTC kurulurken ortaya çıkan sorundan
farklı değildir. KKTC Anayasası bir taraftan
tamamen bağımsız bir devlet kurmuş diğer taraftan yeni
bir devlet kurulmasına açık kapı bırakmıştır.
Anayasaya, bağımsız ve sü-rekli devlet yapısına aykırı
olsa bile, toplumlararası görüşmeler sürekli olarak yapılmıştır. Varılacak sonucun en yüksek iradeye
sahip olan halkoyuna sunulacak olmasının tüm yasal sorunları gidereceği kabul edilmiştir.



Anayasa Mahkememizin Anayasa -Mahkemesi: 34/83
(D.3/84) sayılı davada belirttiği görüşlere katılıyoruz. Yeni devlet kurma çalışmaları Anayasal nitelik ve
seviyede çalışmalar olup bu çalışmaların Anayasaya
aykırı olduğunu öne sürmek ve iptalini talep etmek
mümkün değildir. Yeni de-vlet kurma önerisi, KKTC
halkının kendi kaderini tayin etme hakkını kullanması anlamına gelmektedir. En yüksek irade olan halkoyuna başvurulacak olması çalışmaların yasallığını sağla-
maktadır. Halkoylamasının KKTC halkının iradesini
özgürce oluşturmas-ına ve doğru bir şekilde açıklamasına fırsat vermesi koşuluyla yasal sorunları ortadan
kaldıracağı görüşündeyiz.

2) Sn. Başsavcının sorduğu ikinci soru aynen şöyledir:
Kıbrıs Sorununun Çözümüne İlişkin Halkoylaması
(Özel ve Geçici Kurallar) Yasasının 2, -3 ve 9. maddeleri uyarınca referandumda halkoyuna sunulacak olan metinlerin, tercüme edilememesi halinde İngilizce olarak halkoylamasına sunulması Anayasanın 2. maddesinin (2). fıkrasına uygun mudur?

Sn. Başsavcı bu başlık altında halkoyuna sunulacak- metinlerin tercüme edilememesi halinde İngilizce olarak halkoyuna sunulmasının Anayasanın 2. maddesinin (2). fıkrasına uygun olup olmadığını sormaktadır. Sayın Başsavcının sorusunu incelediğimiz zaman yasaların
tercüme edilememesinden bir olasılık olara-k söz
edildiğini görürüz. Halkoylaması Yasasında ise yasaların İngilizce olarak halkoyuna sunulacağı konusunda herhangi bir ayrıntı yoktur. Bu nedenle bu soruya yanıt vermemize olanak bulunmadığı görüşündeyiz.

Sonuç olarak önümüze sunulan bilgiler ışı-ğında
Kıbrıs Sorununun Çözümüne İlişkin Halkoylaması
(Özel ve Geçici Kurallar) Yasasının Anayasaya aykırı olmadığı görüşündeyiz.





Taner Erginel Metin A. Hakkı
Başkan Yargıç




Nevvar Nolan - Mustafa H. Özkök Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç

9 Nisan 2004
-


10



-


Full & Egal Universal Law Academy